Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/416 E. 2021/619 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/416
KARAR NO : 2021/619
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2021
NUMARASI : 2018/559 Esas, 2021/203 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
KARAR YZM TARİHİ : 01/04/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/03/2021 tarih ve 2018/559 Esas, 2021/203 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; müvekkili şirketin raylı sistem toplu ulaşım şirketi olduğunu, banliyö yolcu taşımacılığı yaptığı hatta tren ve istasyon temizliğinin temizlik ihalesi sonunda davalı şirket tarafından yerine getirildiğini, davalı şirket ile yapılmış olan hizmet alım sözleşmesine göre, müvekkili şirket tarafından tüm edimlerin yerine getirildiğini, tüm istihkakların davalı şirket hesabına ödendiğini, ancak çalışanlara Mart 2018 ila Nisan 2018 aylarına ait ücretlerinin davalı tarafından ödenmediğini, müvekkil davacı şirket tarafından çalışanlara ücret olarak ödenen 226.000,00-(İkiyüzyirmialtıbin)TL’nin ödemelerin yapıldığı tarihlerden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkil davacı şirkete iadesi için açılan alacak davası ile ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur.
Davacı vekili, 12/09/2019 tarihinde bilirkişi ek raporuna beyanı ile ve 02/10/2020 tarihinde bilirkişi 2.ek raporuna beyanı ile ihtiyati tedbir talebini tekrar etmiştir.
Mahkemece, 20/11/2020 tarihli ara kararı ile, 6100 Sayılı HMK’nun 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmadığı, ancak dava konusu üzerinde ihtiyati tedbir talep edilebileceği, açılan dava konusunun para alacağına ilişkin ve tedbirin ancak dava konusu uyuşmazlık hakkında verilebileceği, davacı vekilinin, davalıların üzerine kayıtlı mal ve haklara ilişkin ihtiyati tedbir kararı konulması talebinin para alacağını teminat altına almak olduğunun anlaşıldığı, HMK 33.maddesindeki gereğince “uygulanacak hukuk normunun resen hakimce tespit edilmesi ve uygulanması hakime aittir” ilkesi gereğince talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin yerinde görülmediği, İİK’nın 257. Maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz koşullarına göre, ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması gerektiği, dosya kapsamına göre muaccel bir para alacağının olmadığı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile, ihtiyati haciz talebinin de reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; davalıların ihale bitimi nedeni ile doğan ve müvekkil şirket tarafından hak edişlere dâhil edilerek ödenen personel kıdem tazminatları ile diğer sosyal hakları çalışanlarına ödemeyerek yükümlülüğünü yerine getirmediğini, dolayısıyla yürüttüğü hizmet alım işinden dolayı müvekkil şirkete borcunun kaldığını, yerel mahkemenin ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair vermiş olduğu kararın hukuken anlaşılmasının mümkün olmadığını, İhtiyati haciz talepleri ile birlikte delillerinin de dosyaya ibraz edildiğini ve alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinden, ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın hukuka uyarlılığının bulunmadığını dile getirerek, ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava; taraflar arasındaki hizmet alanı sözleşmesinden kaynaklanan hakediş bedelinin davacı tarafından ödenmesine rağmen, davalının sözleşmede kararlaştırılan edimi yerine getirmemesi sebebi ile davacı şirketin işçilere tekrar ödeme yapmak zorunda kalması nedeni ile işçilere ödediği Mart ve Nisan ayına ilişkin ücretlerin davalıdan tahsili talebine yöneliktir.
Dosyada bulunan hesap bilirkişisi …’tan alınan raporda davacının hizmet sözleşmesi kapsamında davalı şirket çalışanlarına ödeme yaptığının tespit edildiğini bildirmiştir.
Yerel mahkeme, mahiyeti belirtilmeyen ihtiyati tedbir talebinin dava konusu üzerinde konulabileceğini belirterek, HMK 33 maddesi gereğince davacı tarafın talebinin, hak ve alacaklara haciz konulması zımnında, ihtiyati haciz talebi olması gerektiği kanaati ile, değerlendirme yapmış ise de, mahkemenin kabulü ve değerlendirmesinin HMK 26 maddesine aykırılık teşkil ettiğinin gözden kaçırılmış olması yerinde olmamıştır.
Kabule göre de, mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmemeye gerekçe yapılan alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği hususu aslında bütün davaların ortak özelliğidir. Bütün davalarda iddia ve savunmalar, yargılamayı gerektirir. Fakat ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talepleri, geçici hukuki himaye kararları çerçevesinde değerlendirilmelidir.Geçici hukuki koruma talebi hukuka uygun şekilde karşılanmadığı takdirde davanın sonunda verilecek hükmün hukuki işlevi anlamını yitirebilir.
Davacı tarafın ihtiyati tedbir kararının ne suretle uygulanmasının talep edildiği anlaşılmadığından reddi gerektiği gibi, davaya konu alacak, ihtiyati tedbir istemine konu olamayacağından, talep konusu ihtiyati tedbir kararı verilmesinin dosya içeriğine uygun olmadığı kabul edilmek durumundadır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, yerel mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, davaya konu alacağın tedbir istemine konu olamayacağı gerekçesi ile reddine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 2018/559 Esas sayılı dosyasında verilen, 02/03/2021 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA,
3-İstinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı ile artan yargılama giderinin istinaf edene iadesine,
4-İstinaf aşamasında yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı olan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-İlk aşama yargılamasında kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere;
1-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,
2-Yargılama giderlerinin esas hüküm ile değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/04/2021