Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/322 E. 2021/561 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/322
KARAR NO : 2021/561
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2020
NUMARASI : 2019/1257 Esas
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2021
İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli ve 2019/1257 Esas sayılı kararına karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davalının sahibi olduğu şirketin müvekkili şirketten satın aldıkları malların karşılığını ödememesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından İtalya Torino Mahkemesinde davalı ve şirketleri aleyhine dava açıldığını ve karar sonucunda her iki şirketin ve davalının 15/10/2012 tarihine kadar 250.000 Euro bedeli ödemesi, ödemediği takdirde davalının ve borçlu şirketlerden … adına kayıtlı 2 taşınmazın müvekkili şirket adına tesciline karar verildiğini, karar gereğini davalının yerine getirmediğini, kararın icrası için hukuki giderler, avukatlık giderleri, 2 taşınmazın işlemiş kiraları, karar uyarınca hüküm altına alınan tazminat bedeli, tapu tescil masrafları, taşınmazın teslimine kadar ödenmeyen aidat, yönetim gideri,vs.masraflar olmak üzere toplam 68.637,09 Euro alacak için takip başlattıklarını, İtalya Torino Mahkemesinin 9215/13 sayılı kararının infazı için tenfizi gerekmediğini beyanla 6.027,89 Euro alacak teminat altında olmadığından ihtiyaten haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, talebin kısmen kabul-kısmen reddine karar verilmiştir.
Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen itirazında, ihtiyati haciz talebinin tek dayanağının Torino Mahkemesinin 9265/13 sayılı dosyasından verilen ilam olduğunu, bu ilamın tenfizi yapılmadan icra kabiliyeti kazanamayacağını, ilam niteliği kazanmadığı için de ihtiyati haciz koşullarının oluşmayacağı beyanı ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece 17/07/2020 tarihli ara karar ile “ihtiyati haciz kararında takip konusu olan alacaklardan bir bölümünün yabancı mahkeme ilamında hükmedilmiş yargılama giderleri, bir bölümünün ise bu ilamdan kaynaklanan ancak ilam ile hüküm altına alınmamış davacı taraf ile yapılan çeşitli giderlerden oluştuğu, yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde mahkemede yeterli kanaat oluştuğu, ilamın tenfiz edilmese dahi davanın ilan dışındaki diğer delil ve belgeler ile de kanıtlanabilir nitelikte olduğu, temyiz edilmesi halinde ise kesin delil niteliği oluşturacağı, davacı tarafın alacaklarının tamamını belgelendirdiği, davalının mahkeme ilamına konu alacağı davacı tarafa ödemediği, davacı tarafın dilekçesindeki beyanına göre haciz konulan şirket hisselerini oğluna devredip yapılan tasarruf hakkında davacı tarafın Asliye Hukuk Mahkemesinde tasarrufun iptali davası açmak zorunda kaldığı, bu haliyle alacağın muaccel hale gelmemiş alacak olarak değerlendirilmesi halinde bile davalının bu davranışları ile İİK 257/2 maddesinde düzenlenen yasal halleri oluşturduğu” gerekçesi ile itirazın reddine karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden istinaf dilekçesinde özetle; yabancı ülke mahkemelerinden verilen kararın Türkiye’de kesin hüküm etkisinin veya icra kabiliyeti kazanabilmesinin verilen kararın tenfiz edilmesine bağlı olduğunu,
Bu karar gereğince vadesi gelmiş bir para borcunun olup olmadığının tenfiz kuralları gereğince araştırılması gerektiğini, müvekkilinin bahsi geçen yabancı mahkeme kararına konu edimi İtalya’da taşınmazlarını davacıya devretmek suretiyle yerine getirdiğini, davacıya karşı sorumluluğu kalmadığını,
Davacı tarafın elde ettiği taşınmazlar ile yetinmeyip haksız icra takibi ile kötü niyetli olarak müvekkilinden yararlanmak istediğini, müvekkilinin Torbalı’da bulunan şirket paylarını emeklilik kararından dolayı oğluna devrettiğini, yapılan devirlerin iyi niyetli olduğunu, İtalya’da ödemesini yaptığı taşınmazlar ile ilgili borcun tekrar karşısına çıkacağını düşünmediğini, beyanla ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Talep, ihtiyati hacze itiraza ilişkindir.
İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir. İİK’nın 265. maddesinde de ihtiyati hacze itiraz sebepleri tahdidi olarak belirtilmiş olup bunlar; ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkindir.
Somut olayda ihtiyati haciz isteyen vekili tercüme edilmiş yabancı mahkeme ilamının davalı tarafça yerine getirilmemesi nedeniyle icrası için hukuki giderler, avukatlık giderleri, 2 taşınmazın işlemiş kiraları, karar uyarınca hüküm altına alınan tazminat bedeli, tapu tescil masrafları, taşınmazın teslimine kadar ödenmeyen aidat, yönetim gideri,vs.masraflar için ihtiyati haciz talep etmiştir.
Mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddi üzerine aleyhine ihtiyati haciz verilen tarafça henüz tenfiz edilmeyen yabancı mahkeme kararına istinaden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği gerekçesi ile karar istinaf edilmiştir.
Yabancı mahkeme veya hakem heyeti tarafından verilen bir karar ile tespit edilen alacak hakkında tedbir niteliğinde bulunan ihtiyati hacze karar verilebilmesi için yabancı mahkeme kararının tenfizi koşulunun aranmasına gerek bulunmadığı, bu karara istinaden ihtiyati haciz kararı verilebileceği, ihtiyati haciz kararı ile sadece borçlunun mal ve haklarına geçici olarak el konulduğunu, mahkemece yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu gerekçesi ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli ve 2019/1257 Esas sayılı kararına karşı ihtiyati hacze itiraz eden tarafın istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin olarak alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, belirlenen bakiye miktar 20,00-TL altında kaldığından Harçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca tahsili için müzekkere yazılmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yoluna başvuran ihtiyati hacze itiraz eden tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince esas yönünden oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi.29/03/2021
MUHALEFET ŞERHİ:
HMK, Harçlar kanunu ve harçlar tarifesinde ve sair yasal düzenlemede istinaf karar harcı öngörülmediğinden ve aksi yorumun harç ve diğer mali yükümlülüklerin yasa ile düzenleneceğine dair Anayasal hükme aykırı olduğu ve hak arama hakkının sınırlandırıldığı ve hak aramanın zorlaştırıldığı sonucunu doğuracağından, istinaf aşamasında karar ve harcı yatırılması hususunda çoğunluk kararına katılmak mümkün olmamıştır.