Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/2402 E. 2022/477 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2402
KARAR NO : 2022/477
KARAR TARİHİ: 16/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2017
NUMARASI : 2016/40 Esas, 2017/575 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, dairemizce karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 11. HD nin 2020/3155 Esas, 2021/4855 Karar sayılı ilamı ile bozularak dosyanın dairemize iadesi ve bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, yapılan açık yargılama sonunda; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin nakit para temini için elindeki çeki kırdırarak ciro ile davalı tarafa verdiğini, ancak bono bedelinin tahsil edilmesine rağmen kendisine bedelinin ödenmediğini, İzmir 19 icra müdürlüğünün 2015/7169 sayılı takip dosyası ile, davalı aleyhine başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek, takibin devamına, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından davacıya Noter marifeti ile 01/12/2014 tarihli 48.250TL.bedelli araç ve 31/01/2015 tarihli fatura ile de otomobil aksesuarları satıldığını, bu iki alışveriş sonucunda 100.000TL.bedelli çek verildiğini, müvekkilinin otomotiv şirketi olduğunu, çek tahsil işi yapmadığını, davacının soyut iddialar ile açtığı davasının reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi dosya kapsamına göre, davacı tarafından, çekin davalıya veriliş nedenine ilişkin yazılı delil sunamadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar vermiştir.
İlk derece mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili, noter marifeti ile yapılan satış sözleşmesinde araç bedelinin nakit ödendiğinin belirtildiğini, verilen çek ile bedelin mükerrer ödenmiş olduğunu, davalının dosyaya sunduğu irsaliyeli faturalarda teslim alan bölümünün imzasız olduğunu, bu malların müvekkiline teslim edilmediğini belirterek, davanın kabulü ve yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi yapmıştır.
Dava, tahsil için verilen çek bedelinin tarafına ödenmediğinden bahisle, alacağını tahsil için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran davacı vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda reesen gözetilerek yapılmıştır.
Çek, bir ödeme vasıtası olduğundan kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir.
Somut olayda, davacı takip dayanağı olan çeki, nakit ihtiyacı için davalıya verdiğini iddia etmiş ise de, bu hususta yazılı delil sunamamıştır. Davalı taraf ise; dava konusu çekin satın alınan mal bedeline karşılık verildiğini ve malın teslim edildiğini ileri sürmüştür. Bu savunmasına yönelik irsaliyeli fatura sunmuş ise de, 51.750,00TL karşılığı mal teslimi kanıtlanamamıştır.
Ayrıca, 01/12/2014 tarihli araç satışına ilişkin Noter belgesi dosyaya mübrez olup, araç satış sözleşmesinde, davalı tarafından davacıya 48.250,00TL.bedel ile ve bedeli nakit ödenerek, araç satışı yapıldığı görülmektedir.
Yargılama sırasında SMMM’den alınan rapor ile, davalı ticari defterlerinin incelendiği, araç bedelinin nakit ödendiği bilgisinin bulunduğu, araba yedek parçalarının satışını kapsayan irsaliyeli fatura ve çekin makbuz ile teslim edildiği, davacının borcu bulunmadığı belirtilmiştir.
Dava ve takip konusu, 100.000TL bedelli çek bedelinin 07/02/2015 tarihinde davalı tarafından tahsil edildiği banka cevabi yazısı ile bildirilmiştir.
Davacı taraf, dava dilekçesi ekinde sunduğu delil listesinde, yemin deliline de dayanmıştır. Yerel mahkemede, yerine getirilmemiş olması ile ikmali gerektiği üzere, davacılara, yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı vekilinin usulüne uygun tebliğe rağmen cevap vermemiş olmasına göre, davacıların tahsil için çekin verildiği hususu ispatlanmadığından, yerel mahkeme kararına karşı tüm istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Daire kararına karşı davacı vekili temyiz yoluna başvurarak, davalı tarafın müvekkilinden aldığı çeki tahsil etteğini,ancak çekin bedelin tahsili için verilmediğini, araç ve malzeme alınması karşılığı verildiğini ikrar ettiğini, dayandığı, faturaların teslim alan bölümünün imzasız olduğunu ve araç satış sözleşmesinde araç bedelinin nakten ve defaten ödendiğinin belirtildiğini, dava konusu çek ile ödemenin mükerrer olacağını, davalıdan malzeme alımının yapılmadığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunmadığnı belirterek, davanın kabulü gerektiğini ve kararın kaldırılmasını temyiz sebebi olarak ileri sürülmüştür.
Yargıtay 11HD.tarafından bozularak, iade edilen karar da bozma gerekçesi özetle; eldeki icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada, ilk derece yargılamasında eksiklik görülerek, davacıya yemin hakkının hatırlatıldığı, eksikliğin ikmalinden sonra davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği, ancak yargılamada eksiklik görülerek dava konusu uyuşmazlık üzerinde inceleme yapılması durumunda HMK nun 353/1-b-3 maddesi gereğince esastan yeni bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile temyiz itirazları incelenmeksizin dairemizce verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Davaya dayanak çekin davacı tarafından davalıya verildiği ve çekin davalı tarafından tahsil edildiği davalının kabulündedir.
İcra takibinden önce davacı tarafın davalıya çek bedelini ödemesi için her hangi bir ihtarının bulunmadığı davacı vekilinin karar duruşmasındaki beyanı ile sabittir.
Kanunda aksi bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
Davacının, tahsil amacı ile verdiği; bedelinin tahsil edildiği, ancak tahsil edilen bedelin tarafına ödenmediğinden bahisle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında, davalı tarafın cevap dilekçesinde çekin bedeli olan 100.000TL.karşılığında mal verilmek sureti ile ödemenin yapıldığını savunması ile ispat yükünü üzerine almıştır. Davalı tarafın, dayandığı; 01/12/2014 tarihli İzmir 36.noterliğinde düzenlenen 48.250,00TL bedel ile araç satış sözleşmesinde bedelin nakten alındığının belirtildiği, 31/01/2015 tarihli 51.750,00TL. bedelli araç parça satış faturasında belirtilen malların davacıya teslim edildiğini yasal delillerle kanıtlamayamadığı; açıkça yemin deliline de dayanmadığı, dolayısıyla dava konusu çek bedelini davacıya ödediğini ispatlayamamıştır.
Bu durumda davalının çek bedelini davacıya ödemesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesi yerinde olmamıştır.
Öte yandan davacı vekili icra takibinde talep ettiği faizi dava konusu etmiş ise de; icra takibinden önce davacı tarafın davalıya çektiği her hangi bir ihtarı bulunmadığından icra takibinden önceki faiz talebinin reddi cihetine gidilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; yerel mahkemenin kararının HMK.353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının istinaf isteminin kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/05/2017 tarihli, 2016/40 Esas, 2017/575 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacı vekilinin yatırmış olduğu 31,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
3-Davacı vekilinin yatırdığı 85,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 130,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; davalının İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2015/7169 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 100.000,00 TL üzerinden devamına, fazla istemin reddine,
Takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında faiz yürütülmesine,
Kabul edilen 100.000,00 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 6.831,00 TL harçtan, başlangıçta alınan 1.745,23 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 5.085,77 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı vekili için kabul edilen bedel üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekili için reddedilen bedel üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanarak, red edilen miktardan fazla olamayacağından 2.194,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.745,23 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 501,50 TL.ile, temyiz aşamasında yapılan (218,50 + 44,40 +13,00) 275,9TL olmak üzere toplam 777,40 TL. yargılama giderlerinin davanın kabul oranına göre hesap edilerek 701,86 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 4,50 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesap edilen TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Kararın dairemiz tarafından taraf vekillerine tebliğine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/03/2022