Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/2340 E. 2021/1903 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/2340
KARAR NO : 2021/1903
KARAR TARİHİ: 30/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2021
NUMARASI : 2021/1008 Esas 2021/263 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 30/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2021

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; müvekkilin 517050 adet normal maske ve 317600 adet çocuk maskesi telli normal maske 75 gr, telli normal maske 9,5 TL,çocuk maskesi 10.50 TL ve maskeler 50’şer adet poşetlerde teslim olacak şekilde karşılığında olarak anlaştıklarını ve satıcı firma konumunda olan davalı şirket 26/10/2020 tarihinde 79.400 adet küçük çocuk maskesi , 135.200 adet normal maskeyi Akhisar bölgesine, 27/10/2020 tarihinde 85.200 adet çocuk maskesi ve 122050 adet normal maskeyi Turgutlu bölgesine, 78.000 adet çocuk maskesi ve 124300 adet normal maskeyi Salihli’de teslim etmeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin 30/11/2020 vade tarihli 30.000 TL’lik 15/12/2020 ödeme tarihli, 30.000 TL’lik çek ve 21/12/2020 tarihli 30.000 TL’lik çeki davalı şirkete teslim edildiğini ancak davalı şirket sözleşme koşullarına uymayarak teslim etmesi gereken hiçbir malı bu zamana kadar müvekkilini teslim etmediğine, davalı satıcı ile bir araya gelerek sözleşmeye konu olan maskelerinin kendisine teslim edilmesini aksi takdirde sözleşme gereğince teslim etmiş olduğu çeklerin kendisine iade edilmesini talep ettiğini bu hususta taraflar arasında akdedilen sözleşmede de açık bir şekilde yer aldığını davalı kurum 21/12/2020 ödeme tarihli 30.000 TL bedelli çeki müvekkiline teslim edilmediğini ve ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur.
MAHKEMECE:
“”…HMK’nin 389. Maddesi gereğince Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir yine 389. Maddesi gereğince İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. (2) Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. (3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda talep konusunun yargılama gerektirdiği anlaşılmakla talebin reddine karar verilmiştir…”
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 27.11.2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafça sözleşmeye konu olan malların zamanında teslim edilmemesi nedeniyle müvekkil tarafından 21/11/2020 tarihli 50.000,00-TL tutarlı çek davalıya teslim edilmemiş ve yoğun ısrarlar sonucunda 21/12/2020 tarihli 30.000,00-TL tutarlı çek geri iade alındığını,ancak yargılamaya konu olan diğer 2 adet çek ise davalı taraftan geri alınamamış olup,bu çekler ile müvekkil aleyhine icra takibine geçilmesi ya da banka aracılığıyla işlem yapılabilmesi halinde müvekkil açısından telafisi güç ve imkansız zararların doğacağı aşikar olduğunu,her şeyden önce taraflar arasında akdedilen yazılı belge kapsamında müvekkile sözleşmeye konu olan maskelerin teslim edilmediğini, bu yönüyle çeklerin sözleşme ilişkisine bağlı kılınması nedeniyle müvekkilin çeklerden doğan sorumluluğu sona erdiğini,ayrıca yine yapılan araştırmalar çerçevesinde davalı yan ilgili çekleri faktöringler aracılığıyla kırdırmaya uğraştığını,bu nedenle müvekkilim açısından telafisi güç ve imkansız zararların doğacağını, davalı yan teslim etmediği maskelerden dolayı hak etmediği bir alacağı tahsil yoluna gitmeye çalışmakta olup, Mahkece talepleri doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkil açısından telafisi güç ve imkansız zararlar doğacağını,bu nedenle Kanun koyucunun temel amacı doğrultusunda İİK m. 72/2 kapsamında işbu davanın değerlendirilmesinin elzem olduğunu,mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, menfi tespit davası kapsamında; dava konusu çeklere ilişkin bankaca işlem yapılmaması ve icra takibi yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Talepte bulunan davacı taraf, davalı ile yaptıkları anlaşma gereğince davalının teslim etmesi gereken maskeleri teslim etmediğini, verilen çeklerin bedelsiz kaldığını bu nedenle çeklere ilişkin bankaca işlem yapılmamasını ve icra takibine konu edilmemesini talep etmiştir.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle ihtiyati tedbir istemi reddedilmiştir.
Kararı davacı vekili istinaf etmiş olup, istinaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık; Ticari Mal Satış Sözleşmesi kapsamında verildiği belirtilen keşidecisi davacı, lehdarı davalı şirket olan çeklerin bir kısım malların tesliminin gerçekleşmemesi nedeni ile icra takibine konu edilmesinin önlenmesinin gerekip gerekmediği,bankaca işlem yapılıp yapılmaması noktasında toplanmaktadır.
Kambiyo senedi niteliğinde olan çek; temel ilişkiden bağımsız, kayıtsız, şartsız bir bedelin ödenmesi taahhüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkini ifade edip, bedelsizlik iddiası düzenleyen/keşideci davacı ve lehtar davalı arasındaki temel ilişkide şahsi def’i olup, davanın tarafları dışındaki iyiniyetli 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, dava konusu çeklerin tedavül kabiliyetini ortadan kaldıracak, davanın tarafları dışında 3. kişileri bağlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı da verilemeyeceğinden, çekler hakkında bankaca işlem yapılmamasına ilişkin ihtiyati tedbir talebi yerinde olmayıp, mahkemece bu konuda verilen karar yerindedir.
Ancak 2004 sayılı İİK’nın 72/2 maddesinde icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceği düzenlenmiştir.
Dosya kapsamına ibraz edilen sözleşme, çek suretleri ve sair kayıtlar incelenmiştir.
Dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; davacı tarafından davalı ile aralarında maske alım-satım sözleşmesi bulunduğu, çeklerin satış bedellerine karşılık verildiğinin ve davalının malları teslim etmediğinin iddia edildiği; davacının, 22/10/2020 tarihli sözleşme, çeklerin suretleri, sözleşmede çeklere yapılan atıf, çeklerin bedelsiz kaldığından bahisle menfi tespit davası açtığı ve İİK.’nun 72-(2) maddesi kapsamında ihtiyati tedbir talep ettiği, davacının dayandığı delillerin ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispata yeterli oldukları anlaşılmıştır.
Dava; niteliği itibari ile İİK.’nun 72-(2) maddesi uyarınca, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Davacı ile davalı arasında ticari satım sözleşmesi olduğu mevcuttur. Bu belirlemelere göre; davacı vekilince ortaya konulan deliller geçici hukuki koruma için yaklaşık ispata yeter mahiyettedir. İlk derece mahkemesince; İİK.’nun 72-(2) maddesi uyarınca dava sonuna kadar çeklerin icra takibine konulmasının tedbiren durdurulmasına yönelik geçici koruma talebinin kabulü gerekirken; aksi yönde talebin reddine karar verilmesi dosya kapsamı, deliller ile yukarıda anılan yasal düzenleme ve açıklamalara aykırı olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri bu yönden yerinde görülmüştür. Bu nedenlerle davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin reddi ile, istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, İİK’nun 72/2 maddesi gereğince davacının ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile, %15 teminat yatırıldığında; dava sonuçlanıncaya kadar keşidecisi davacı, lehdarı davalı olan …. Bankası Turgutlu Şubesi, 30/11/2020 tarih, 30.000,00-TL bedelli, çek seri no: …. nolu çek ile …. Bankası Turgutlu Şubesi 15/12/2020 tarih, 30.000,00-TL bedelli, çek seri no: …. nolu çeklerin icra takibine konulmasının tedbiren durdurulmasına, fazlaya ilişkin tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin reddi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/11/2021 tarihli, 2021/1008 Esas 2021/263 Karar sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
3-İstinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı ile artan yargılama giderinin istinaf edene iadesine,
4-İstinaf aşamasında yapılan 148,60-TL istinaf başvuru harcı olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B)İlk Derece Mahkemesinin Yerine Geçmek Üzere;
1- İİK’nun 72/2 maddesi gereğince davacının ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile, %15 teminat yatırıldığında; dava sonuçlanıncaya kadar keşidecisi davacı, lehdarı davalı olan, …. Bankası Turgutlu Şubesi, 30/11/2020 tarih, 30.000,00-TL bedelli, çek seri no: …. nolu çek ile …. Bankası Turgutlu Şubesi 15/12/2020 tarih, 30.000,00-TL bedelli, çek seri no: …. nolu çeklerin icra takibine konulmasının tedbiren durdurulmasına, fazlaya ilişkin tedbir istemin reddine,
2-İhtiyati tedbire ilişkin tüm iş ve işlemlerin gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine tevdiine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-f bendi gereğince oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 30/12/2021