Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/2279 E. 2022/693 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2279
KARAR NO : 2022/693
KARAR TARİHİ: 14/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2018
NUMARASI : 2017/1275 Esas 2018/244 Karar
DAVANIN KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
BAM KARAR TARİHİ : 14/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/04/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; dava dışı …’ın ipotekli bireysel finansman kredisi kullanmak suretiyle 16/06/2010 tarihinde davalı banka ile 110.000,00 TL tutarında kredi sözleşmesi imzaladığını, kullanılan/kullanılacak 250.000,00 TL’lik kredi teminatı olarak müvekkiline ait İzmir ili, Konak ilçesi, … Mah. …. pafta, … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölüm üzerinde davalı banka lehine 250.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, asıl kredi borçlusu …’ın bankaya olan bakiye borcunu ödemeyince İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2013/12513 esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte ipotek sahibi olan müvekkilinin tüm borçları ödediğini, alacaklının ipoteğin kaldırılması için icra müdürlüğünden talepte bulunduğunu, halen davalı banka lehine bulunan ipoteğin kaldırılmasını karar verilmesini talep etmiştir. (maktu harç ile harçlandırılmış, dava değeri 110.000,00 TL olarak gösterilmiştir.)
Davalı vekili, dava dışı banka müşterisi …’ın …. Şti.’nin ortağı olduğunu, dava konusu ipoteğin üst sınır ipoteği olup, dava dışı …’ın doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak devam etmesi gerektiğini, dava dışı …. Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmelerinde, …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzası bulunduğunu, söz konusu krediler nedeniyle kefaleten sorumluluğunun devam ettiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; aldırılan bilirkişi raporunda, dava konusu ipoteğin konut finansmanı kredi sözleşmesinin teminatını teşkil etmek üzere konulduğunu ve ipotek borcunun kapatıldığının bildirilmiş olması nedeni ile uyuşmazlığın 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamında kaldığından bahisle görevsizlik kararı verilmiş, İzmir 5.Tüketici Mahkemesi’nin 2016/2278 Esas, 2017/166 Karar sayılı kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi’nin 2017/919 Esas, 2017/718 Karar sayılı kararı ile “dava konusu ipotek incelendiğinde ipoteğin davalı banka ile … arasında yapılmış ve yapılacak sözleşme taahhütleri gereği kullanılmış ve kullanılacak her türlü krediye doğmuş ve doğacak her türlü borçlara karşılık…. verildiği görülmüştür…. Uyuşmazlığı çözümü için kullandığı ve teminat olduğu iddia edilen dava dışı şirket lehine kullandırılan kredi sözleşmesi dolayısı ile bu ipoteğin teminat teşkil edip etmediğini genel mahkemece yani Genel Kredi Sözleşmesinin teminatını inceleyecek olan ticaret mahkemesince değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle İzmir 5. Tüketici Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın 1. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiş ve İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonununda, somut olayda davacının davalı banka ile dava dışı … arasında imzalanan sabit faizli konut finansmanı sözleşmesine teminat olarak adına kayıtlı dava konusu İzmir Konak … Mah. … pafta, … ada, … parselde kayıtlı …. no’lu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın 250.000,00TL bedelle ipotek verdiği, davalı tarafça ödemelerin aksaması nedeniyle İzmir 20.İcra Müdürlüğü’nün 2013/12513 sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla dava dışı … ile ipotek veren davacı aleyhine icra takibine geçtiği, takip konusu borcun haricen ödendiğinin icra dosyasına alacaklı tarafça bildirildiği, davacının söz konusu sabit faizli konut finansmanı kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmadığı yalnızca rehin veren durumunda olduğu, davalı savunmalarında belirtilen dava dışı …’ın ortağı olduğu …. Şti ile banka arasında düzenlenen sözleşmelerde davacının kefaletinin bulunmadığı, davaya dayanak sabit faizli kredi sözleşmesinin standart sözleşme niteliğinde olduğu, sözleşmenin niteliği itibariyle tüketici sözleşmesi olduğu ve davacının da sözleşme kapsamında tüketici olduğu bu sözleşmenin içeriğini oluşturan genel işlem koşullarının ve sözleşmeye dayalı ipotek senedinin 1.maddesinin 6502 sayılı yasanın 5.maddesi kapsamında haksız şart niteliğinde bulunduğu gerekçesi ile davanın kabilüne ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme karana karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurarak, dava konusu taşınmazın, dava dışı …’ın kredilerinin teminatını oluşturduğunu, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğunu, davacının sorumluluğunun devam ettiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu ve kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Dava; banka ile dava dışı … arasında akdedilen konut kredisi kullandırılasına ilişkin sözleşme kapsamında davacının taşınmazının teminatı olan ipoteğin borcu kalmadığından bahisle fekki istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2013/12513 sayılı dosyasında, söz konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla 31/10/2013 tarihinde takip başlatıldığı, alacaklı banka vekilinin 18/04/2014 tarihli dilekçe ile dosya borcunun haricen ödenmiş olması nedeni ile ipotekli taşınmaz üzerindeki İİK 150/c maddesindeki şerhin kaldırılması talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğü tarafından bu hususta konak tapu sicil müdürlüğüne 11/03/2015 tarihinde müzekkere yazıldığı, davacının ise, bankanın göztepe şubesine başvurarak, 16/03/2015 tarihinde ticari olmayan kredi neden ile ipoteğin kaldırılmasını talep ettiği dosya kapsamı ile anlaşılmıştır.
Dava dışı … ile banka arasında akdedilen genel ticari kredi sözleşmesi 18/03/2011 tarihli ve 1.300.000,00 TL bedellidir. Yine, kobi kart üyelik ve kredi sözleşmesi 18/03/2011 tarihli ve 10.000,00 TL bedellidir. 13/07/2011 tarihli genel tarımsal kredi sözleşmesi 1.500.000,00 TL bedelli ve 27/09/2011 tarihli kobi kart üyelik ve kredi sözleşmesi 60.000,00 TL bedelli olup, dava dışı … tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır.
İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2013/12513 sayılı takip dosyasında her ne kadar davalı banka vekilinin ipotek şerhinin kaldırılması yönünde talebi bulunduğu, icra müdürlüğü tarafından talep gibi işlem yapıldığı, ipotek belgesinde banka müşterisi …’ın, bankaya karşı doğmuş ve doğacak borçlarının ve taahhütlerinin teminatını teşkil etmek üzere düzenlendiği, dava dışı … ın kefili olduğu kredi sözleşmeleri nedeni ile dava tarihi itibariyle 1.951.657,00 TL borcunun devam ettiği, bu ipotek şerhinin işlenmesi tarihinden sonraki tarihli, asıl borçlunun … Şti. Olduğu kredi sözleşmelerinde, dava dışı …’ın, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, yerel mahkemenin verdiği kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/03/2018 tarih ve 2017/1275 Esas 2018/244 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 17.077,50 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 4.269,40 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 12.808,10 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/04/2022