Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/2216 E. 2021/1713 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2216
KARAR NO : 2021/1713
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2021
NUMARASI : 2021/707 Esas ve 2021/91 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
TALEP : İhtiyati Tedbir – İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2021

Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/707 esas ve 27/09/2021 tarih sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 28/07/2020 tarihli satış sözleşmesi uyarınca; “… İli, … İlçesi, … ve … parsellerde tapuya kayıtlı, … Mahallesi, No:… … Fabrikası …/…” adresinde bulunan fabrika ve arsa niteliğini haiz gayrimenkulün 13.500.000,00 TL bedelle satılmasının kararlaştırıldığını, davalı şirketin satıcı, müvekkilinin ise alıcı sıfatıyla imzaladığı sözleşmeden haksız olarak cayan ve edimlerini yerine getirmeyen davalı şirketin, müvekkilini hem maddi hem de manevi yönden zarara uğrattığını …vs beyanla, davalı adına sadece fabrika binası ve arazinin bulunduğunu, davalı şirketin bu fabrikayı satmak için uğraştığını ve fabrika binasını satması halinde müvekkilinin dava sonunda ortaya çıkan alacağını karşılayacak bir malvarlığı kalmayacağından, müvekkili şirketin alacaklarının güvence altına alınması için dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan inşaata ve devredilen dairelerden dolayı 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine, şirket üzerinde bulunan diğer taşınır ve taşınmaz mallar üzerine ihtiyati haciz konulmasını ve davalı şirketin halihazırda başka malı olmadığından fabrika arazisi üzerine de tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…İİK.’nun 257. Maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verebilmek için alacağın varlığının yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde dava açıldığı tarihte kanaat uyandırmasının gerektiği, davacı vekilinin, sözleşmenin gerçekleşmemesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi zararların tahsili için bu davayı açtığı, dava dilekçesindeki maddi zarara ilişkin iddianın sadece sözleşme ve ihtarnamelerle bu aşamada soyut kaldığı, uğranılan maddi zararın ispatının yargılamaya muhtaç olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine,….dava konusu olmayan taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından davacı vekilinin tedbir talebinin reddine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesine dava için gerekli deliller sunulduğunu, yaklaşık ispat gerçekleştirildiğini, davalı şirketin dava konusu taşınmaz harici herhangi bir mal varlığı bulunmayıp taşınmazların devredilmesi halinde müvekkil şirketin alacağını tahsil etmesi imkansızlaşacak, telafisi mümkün olmayacak, çok ağır hak ihlallerine uğrayacağını ileri sürerek verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; satım sözleşmesine dayalı maddi ve manevi zararın tazmini talebi ile açılan tazminat davası olup,
Talep; davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine tedbir kararı verilmesi, alacak miktarı yönünden ihtiyati haciz verilmesi talebin ilişkindir.
Gerek ihtiyati tedbir gerekse ihtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406)
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
Bununla beraber; HMK m. 389-1 gereğince; Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Denilmektedir. Buna göre, ihtiyati tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünde haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiği, ayrıca çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan şey ya da hak, aynı zamanda ihtiyati tedbirin konusunu da oluşturacağından, dava konusu yapılmayacak veya yapılmamış olan şey veya hak ile ilgili ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, davalı adına kayıtlı taşınmaz malların uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karar yerindedir.
Davacı vekilinin ihtiyati haciz istemlerinin değerlendirilmesinde ise; İİK 257 – 268 maddelerindeki düzenlemeye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması ve muaccel olmakla birlikte karşı tarafın mal kaçırma durumunun olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekir. İhtiyati haciz talebine konu somut olay özelinde; satım sözleşmesinden dolayı zararın oluştuğuna yönelik sunulan sözleşme ve ihtarnamelerin yaklaşık ispatı sağlamadığı gibi taraflar arasındaki sözleşmenin TBK ve Tapu Kanununa uygun olup olmadığı da yargılamaya muhtaç olduğundan haciz talebinin de reddine dair verilen ara kararın yerinde olduğu, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/707 esas ve 27/09/2021 tarih sayılı ara kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/11/2021