Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/2106 E. 2021/1723 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2106
KARAR NO : 2021/1723

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2021
NUMARASI : 2020/746 Esas 2021/558 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/12/2021

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2021 tarih ve 2020/746 Esas 2021/558 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında “Tek Satıcılık Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmeyle davalı şirket tarafından üretilen “… (…)” ürünlerinin yurtiçi ve yurtdışında 10 yıl süreyle tek satıcı, yani müvekkili tarafından satış ve dağıtım yetkisinin üstlenildiğini, bu sözleşmenin 13/10/2020 tarihinde sona erdiğini, sözleşme gereği tüm alıcıların listesini müvekkiline vererek müşterilerle irtibat kurmasına yardımcı olacağını taahhüt ettiğini, yine davalı şirketin … ürünlerinin farklı bir marka adı altında veya başka ad altında aynısını /benzerini doğrudan veya dolaylı yollarla üretmeyeceğini, bu malzemeleri üretecek olan şirket ve kişilerle fiili veya resmi ilişki ve bağlantı içinde bulunmayacağını, yardımcı olmayacağını kabul ve taahhüt etmesine rağmen sözleşmeye aykırı hareket ettiğini müvekkili şirketin müşteri ve iş kaybı yaşadığını, beyanla mağduriyetinin giderilmesi için sözleşmede kararalaştırılan cezai şart bedeli şimdilik 10.000 USD’nin müşteri ve iş kaybı nedeniyle şimdilik bin TL’nin faizleriyle birlikte ödenmesine TBK 76.maddesi kapsamında geçici ödeme talebinin kabulü ile şimdilik 20.000,00 TL geçici ödeme yapılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacı tarafça sözleşmenin 4.maddesinin 7.bendinden tek satıcının sözleşmeyi ihlal etmesi durumunda, herhangi bir şarta bağlanmadan 500.000 USD cezai şart ödeneceği kesin hükme bağlandığından, bölünemeyen cezai şartın kısmi dava şeklinde ileri sürülmesi dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, kesin bir rakamdan ibaret olan cezai şart için bilirkişi incelemesi yapılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle, açılan davanın kısmi değil HMK madde 107 anlamında belirsiz alacak davası olduğundan, HMK madde 120 gereğince davacı tarafa eksik harcı tamamlaması hususunda kesin süre verilmesini aksi halde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın dayanağını müvekkili adına tescilli olan … markasının kullanımından doğan uyuşmazlığın oluşturduğunu, dayanak olarak sunulan tek satıcılık sözleşmesinin, markaya alt lisans hakkı verecek hükümler de içerdiğinden, fikri sınai haklar mahkemesince görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, beyanla davanın reddini aksi kanaatte olunur ise takas-mahsup talepleri olduğunu beyan etmiştir.
MAHKEMESİNCE : Dosya kapsamında, gerçek kişi olan davacının İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabına göre tacir kaydının olmadığı, Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğünün 31/05/2021 tarihli yazısına göre davacının 10/11/2020 tarihinde bakkal ve marketlerde yapılan perakende ticareti faaliyetine başladığı, gerçek usulde vergilendirmeye tabi olduğu, ikinci sınıf işletme hesabı esasına tabi tüccar olduğu, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, 2020 yılı gayri safi hasılatının 10.362,91TL olduğunun bildirildiği , buna göre davacının tacir sıfatının bulunmadığından uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine,görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacı ile aralarında tek satıcılık sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin ekonomik ve ticari sınıflandırması , davacının tacir niyetiyle ve alt yapısıyla işlem yaptığını gösterdiğini müvekkil şirketin de tacir olması ve sözleşme konusu ürünlerinin üretim ve satışını sözleşme süresince sadece davacıya yapması gerçeği karşısında sadece davacı asil adına tespit adi işletme vergi kayıtlarına dikkat edilerek davacının tacir vasfı taşımadığını kabul etmenin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın asil olarak imzaladığı sözleşme ile temin ettiği ürünleri şirketi üzerinden pazarladığnı, Vergi kayıtlarının celbi sırasında davacının yetkilisi olduğu şirketin de vergi kayıtlarının celbi gerektiğini, tarafların ticari defter ve kayıtlarının celbi ile davacıya ait özel ve tüzel tüm vergi kayıtlarının celbinden sonra işin esasına girilip girilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiğinden, görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; tek satıcılık sözleşmesinin ihlali iddiasıyla cezai şart ve iş kaybı iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Kanun maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Aynı Kanun’un 5/2. maddesinde ticari davaların, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi olan yerlerde o yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleceği hükme bağlanmış, maddenin 3. fıkrasında; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak belirlenmiştir.
Eldeki davada gerçek kişi olan davacının İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde tacir kaydının olmadığı, Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğünün 31/05/2021 tarihli yazısına göre davacının 10/11/2020 tarihinde bakkal ve marketlerde yapılan perakende ticareti faaliyetine başladığı, gerçek usulde vergilendirmeye tabi olduğu, ikinci sınıf işletme hesabı esasına tabi tüccar olduğu, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, 2020 yılı gayri safi hasılatının 10.362,91TL olduğunun bildirildiği , buna göre davacının tacir sıfatının bulunmadığından uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın mutlak yada nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. Davanın HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığından, davalının yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2021 tarih, 2020/746 Esas, 2021/558 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından, karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 02/12/2021