Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1828 E. 2021/1503 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1828
KARAR NO : 2021/1503

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2021
NUMARASI : 2021/177 Esas
TALEP : İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/10/2021

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karara karşı yasal süresi içerisinde ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sırasında 19.04.2021 tarihli ara karar ile ”…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında et alım satımına ilişin ticari ilişki gerçekleştiğini, davalı borçlunun müvekkili şirketin perakende satış kanalından alışveriş yapan et ürünleri (kasap) işletmecisi olduğunu, müvekkili şirketten muhtelif tarihlerde muhtelif miktarlarda et alımı yaptığını, yapılan bu ticarete ilişkin olarak her sipariş, satış ve ürün teslimi ile birlikte satılan ürüne ilişkin satış faturası düzenlenerek teslim edildiğini, davalı borçluya yapılan ticaret nedeniyle toplam 18 adet 154.838,70-TL bedelli faturaların tanzim ve teslim edildiğini, davalı tarafça bahse konu faturaların teslim alınmasına karşın 8 günlük yasal süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını, kanun hükmü gereğince davalı tarafından bu fatura ve içeriğinin kabul edilmiş sayılacağını, ancak davalı borçlunun belirtilen ticari ilişkiye aykırı olarak faturalara dayalı borçlarını ödemediğini, ticari ilişkinin devam edebilmesi için borçluyla defaten görüşmeler gerçekleştirildiğini, ancak yapılan tüm görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, fatura alacaklarına ilişkin Torbalı İcra Müdürlüğü’nde 2020/1966 sayılı dosya ile ilamsız takibe başlandığını, borçlu vekilince 26/06/2020 tarihinde itiraz edildiğini, borçlunun itirazında haksız ve dayanaksız olduğunu, kötüniyetli olarak sürecin uzatılmak istendiğini, borçlunun müvekkili şirketin alacağını tahsil edememesi amacıyla mal kaçırma gayesi ile hareket ettiğini, mal kaçırma tehlikesi bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile borçlunun mallarına ihtiyaten haciz konulmasına, borçlunun takibe yaptığı itirazların iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İhtiyati haciz kararının hangi koşullarda verilebileceği hususu İİK’nın 257.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3.kişide olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczedebilir.
Aynı kanunun 258.maddesinde de; “alacaklının, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddelerinde de açıkça yazılı olduğu şekilde; ihtiyati haciz kararı, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun varlığı durumunda ve alacağın ve haciz sebeplerinin varlığını ispata yarar delillerin sunulması koşulu ile verilebilecektir.
İhtiyati haczin hukuki niteliği gerek doktrin, gerekse uygulamada tartışma konusu olup Yargıtay içtihatlarında ihtiyati haczin geçici bir haciz, dava veya icra takiplerine takaddüm eden emniyet tedbiri olduğu, bir icra takip işlemi olmadığı belirtilmekte, doktrinde ise muhafaza ve emniyet tedbiri, ihtiyati tedbirin özel bir nevi, koruma tedbiri, teminat tedbiri olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlamalara göre ihtiyati haciz olağan haciz yolları dışında bir haciz yoludur.
İhtiyati hacze karar vermenin ön koşulu 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 258/1. maddesi ikinci cümlesinde de belirlendiği üzere ihtiyati haciz sebeplerinin varlığının istekçi tarafından mahkemede kanaat oluşturacak şekilde dosyaya sunulmasıdır. Bu anlamda ihtiyati haczin olağan haciz yolu olmaması nedeniyle her vadesi gelen alacak ya da ilamla hükmedilmiş bir alacak doğrudan ihtiyati haciz kararına konu olmaz. İstekte bulunanın alacağın varlığı ile borçlunun mal varlığına önceden el konulmasını gerektiren nedenlere ilişkin ikna edici nitelikte ihtiyati haciz sebeplerini bildirmesi ve bu konudaki delil ve belgelerini istemine ekli olarak sunması zorunludur.
Nitekim 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 260/3. maddesinde de ihtiyati haciz kararında haciz konulmasının sebebinin yazılmak zorunda olduğu gösterilmiştir. Bu düzenlemeden ister vadesi gelsin ister gelmesin olağan haciz yolu dışında ihtiyati haciz kararı vermeyi gerektirir nedenlerin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu, bu bağlamda talep eden tarafın bu nedenleri dosyaya sunması gerektiğinin arandığı açıktır.
Somut olayda; ihtiyati haciz isteğinde bulunan alacaklı şirket vekili, alacağın dayanağı olarak esas itibariyle faturalara dayanmıştır. Fatura, tek taraflı olarak ve her zaman düzenlenmesi mümkün olup tek başına alacağın varlığını göstermeye yeterli olmayan bir belge türüdür. Dosya içerisinde isteme konu alacağın muaccel alacak niteliğine ilişkin iddiayı kanıtlar herhangi bir ihtarname veya belge örneğinin sunulmamış olduğu, alacağın muaccel ve talep edilebilir nitelikte olduğunun yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat kuralına uygun mahkememizde kanaat oluşturacak nitelikte ve yeterlilikte delil ve belge sunulmadığı, İİK 257.vd. Maddelerinin ruhuna uygun ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediği…” gerekçesi ile gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu ara karara karşı ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu faturaların, rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş para borcuna ilişkin olduğunu, dosya içerisinde ihtiyati haciz istemine konu alacağın muaccel alacak niteliğinde olduğuna ilişkin faturalar ve sevk irsaliyeleri bulunduğunu, alacağın muaccel ve talep edilebilir olduğunun ispat edildiğini, yaklaşık ispat kuralının üzerinde tam ispat oluşturacak nitelikte delil ve belgeler sunulduğu halde bu belgeler dikkate alınmadan verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın hatalı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme ara kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Talep, itirazın iptali davasında verilen ihtiyati haczin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; dava ve ihtiyati hacze dayanak alacağın varlığı ve miktarı dava uyarınca yapılacak yargılamayla belirleneceğinden bu kapsamda mevcut ve muaccel bir alacağın varlığı ile bu hususta yaklaşık ispattan söz edilememesine göre, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/177 Esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen 19.04.2021 tarihli ARA KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf kanu yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için ihtiyati haciz istenen davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 26.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.