Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1814 E. 2021/1738 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1814
KARAR NO : 2021/1738

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2021
NUMARASI : 2021/10 D.İŞ Esas – 2021/9 Karar
TALEP : İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/12/2021

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/10 D.iş Esas – 2021/9 Karar sayılı değişik iş dosyasında yapılan yargılama sonucunda talebin reddine dair verilen karara karşı ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ”…İhtiyati haciz isteyen vekili mahkememize sunduğu 09.09.2021 havale tarihli dilekçesinde ; müvekkili …. Anonim Şirketinin, gayrimenkul, perakende ve turizm alanlarında faaliyet gösterdiğini, bu kapsamda müvekkili şirket tarafından, karşı tarafa taşınmaz satışı yapıldığını, taraflar arasında, müvekkili şirketin “SATICI” sıfatı ile ve karşı tarafın “ALICI” sıfatı ile yer aldığını, ekte sureti sunulan Gayrimenkul Satış Vaadi Protokolü tanzim ve imza edildiğini, bahse konu protokol gereğince; …. ili, …. ilçesi, …. kayıtlı taşınmazın toplam 5.500.000 TL bedel karşılığında SATICI tarafından ALICI’YA satışı konusunda anlaşma sağlandığını, ALICI’NIN satış bedeli olan 5.500.000 TL için 11 adet çek verdiğini, ALICI olan karşı tarafın, 31.10.2020, 31.12.2020, 27.02.2021, 30.04.2021 ve 30.06.2021 tarihlerinde ödemesi gereken çek bedellerini ödeyerek toplamda 2.500.000 TL ödeme yaptığını, 2021 Ağustos ayında müvekkili şirket yetkilileri ile görüşerek; bahse konu taşınmazı, 7.000.000 TL bedel karşılığında …. isimli bir kişiye satmak üzere anlaşma sağladığını, bu şekilde satış işlemini yapabilmesi halinde, bakiye 3.000.000 TL’yi peşin olarak müvekkili şirkete ödeyeceğini, bu satışı yapabilmesi için ise bahse konu taşınmazın bakiye borç için ipotek tesis edilmeksizin kendi adlarına tapuda tescilli olması gerektiğini beyan ve talep ettiğini, müvekkili şirket yetkililerinin, karşı tarafın bu teklifini, bakiye borcun daha erken tahsil edilecek olması sebebiyle kabul ettiğini, bu kapsamda protokol konusu taşınmazın 20.08.2021 tarihinde karşı tarafa tapuda devir ve tescil edildiğini, karşı tarafın, dava konusu taşınmazı tapuda devir aldıktan 6 gün sonra yani 26.08.2021 tarihinde dava konusu taşınmazı …. isimli kişiye sattığını, satış işlemi gerçeklemiş olmasına rağmen karşı tarafın bakiye borç bedelini ödemediğini, sadece 31.08.2021 tarihinde vadesi gelecek olan 500.000 TL bedelli çeke karşılık ödeme yaptığını, karşı taraf ile yapılan görüşmelerde, bakiye borç bedelinin tanzim edilen çekler ile belirlenen vadelerde ödeneceği ve peşin ödemenin yapılmayacağının belirtildiğini, karşı tarafın bu şekilde gerek taraflar arasında akdedilen protokole ve varılan anlaşmaya gerekse de genel hükümlere aykırı davrandığını, karşı tarafın, iş ve eylemleri; 4721 sayılı Medeni Kanununun, 2 ve 3 üncü maddelerinde düzenlenen Dürüst Davranma ve İyiniyet hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, zira karşı tarafın, müvekkili şirketin iyi niyetini suistimal ederek, kötüye kullandığını, haricen aldıkları bilgilere göre karşı tarafın mallarını kaçırma eğilimine girdiklerini, tüm satın alma bedellerini ödemeden adına devir ve tescilini sağladığı taşınmazı da 3. Bir kişiye devir eden ve bu şekilde 4.000.000 TL haksız menfaat elde eden karşı tarafın, mallarını kaçırması halinde müvekkili şirketin mağduriyetinin artacağını, ödenmeyen çek bedellerinin 30.10.2021 tarihli 500.000,00 TL, 31.12.2021 tarihli 500.000,00 TL, 28.02.2022 tarihli 500.000,00 TL, 30.04.2022 tarihli 500.000,00 TL,30.06.2022 tarihli 500.000,00 TL bedelli çekler olduğunu belirterek talebin kabulüyle tebligat ve duruşma yapılmaksızın karşı taraf borçlunun, taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminatsız veya mahkemenizin takdir edeceği teminat mukabili ihtiyati haciz kararı verilmesine, yargılama giderlerinin de karşı taraf borçluya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
2004 sayılı İİK’nun 257. maddesinde ihtiyati haciz talep edilebilmesinin koşulları sayılmıştır. 2004 sayılı İİK’nun 257. maddesine göre, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olup, tam ispat gerekmeyip yaklaşık ispat yeterli olduğu gibi, borçlunun gerçek kişi veya tüzel kişi olması şeklinde bir ayrım da söz konusu değildir.
Somut olayda ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağın dayanağı olarak Tarihsiz Gayrimenkul satış Vaadi Protokolü, …. Bankası Beylerbeyi Şubesine ait, 30/10/2021 keşide tarihli, 500.000,00.TL bedellli, …. Bankası Beylerbeyi Şubesine ait, 31/12/2021 keşide tarihli, 500.000,00.TL bedellli, …. Bankası Beylerbeyi Şubesine ait, 28/02/2022 keşide tarihli, 500.000,00.TL bedellli, …. Bankası Beylerbeyi Şubesine ait, 30/04/2022 keşide tarihli, 500.000,00.TL bedellli ve …. Bankası Beylerbeyi Şubesine ait, 30/06/2022 keşide tarihli, 500.000,00.TL bedellli, tapu kaydı, Dask poliçe örneği sunmuştur.
Talep eden vekilinin, iddiaları, sözleşmenin içeriği, tapu kaydı içeriği, dikkate alındığında, davacının sözleşme ve bu sözleşme kapsamında verildiği iddia edilen çeklerle ilgili davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğu hususunda 2004 sayılı İİK’nun 257. vd. maddeleri gereğince talep eden yönünden yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği dikkate alınarak yasal koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği…” gerekçesi ile 2004 Sayılı İİK’nun 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu karara karşı ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının gerekçesinin, dosya içeriği ve mevcut fiili durum ile uyuşmadığını, eksik incelemeye dayalı hatalı bir karar verildiğini, dava dosyasında sundukları dilekçe ve eklerinden de anlaşılacağı üzere, müvekkili davacı şirketin, alacaklı olduğu hususunun ve alacaklı olduğu miktarın açık ve net bir şekilde belirgin olduğunu, karşı tarafın, tüm satın alma bedellerini ödemeden, müvekkili şirketi ikna ederek, bahse konu taşınmazın tapuda adına devir ve tescilini sağladığı ve bu taşınmazı da …. isimli kişiye 7.000.000.TL bedel ile sattığı halde bakiye borç miktarı olan 2.500.000.TL’ yı ödemediğini, Bilindiği üzere; İ.İ.K.’nun 257 inci maddesi; ”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir (Değişik ibare: 4949 – 17.7.2003 / m.59) “para borcunun” alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyatî haciz istenebilir:1- Borçlunun muayyen ikametgâhı yoksa; 2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadile mallarını gizlemeğe,kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut “kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;” Bu suretle ihtiyatî haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenleme içerdiğini, davalı şirketin sicil kayıtlarından da anlaşılacağı üzere; 18.03.2020 tarihinden bu yana herhangi bir sicil hareketinin olmadığının, olağan toplantılarını bile yapmadığının görülmekte olduğunu, bu durumun davalı şirketin pasife döndüğü ve herhangi bir faaliyet göstermediği ihtimalini güçlendirdiğini, müvekkili şirketin, hali hazırda alacaklı olduğu bedelin herhangi bir teminatı/rehininin bulunmadığını, karşı tarafça keşide edilerek müvekkili şirkete verilen çeklerden en erken vadesi olan 30.10.2021 tarihli çekin ve sonraki çeklerin vade tarihlerine kadar alacağın ödenip ödenmeyeceğinin şüpheli olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle İİK’nın 257. maddesinde vadesi gelmemiş alacaklar için belirtilen koşulların varlığının kanıtlanamamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/09/2021 tarih ve 2021/10 D.İŞ Esas 2021/9 Karar sayılı ihtiyati haczin reddi KARARI usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 02.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.