Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1663 E. 2021/1475 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1663
KARAR NO : 2021/1475
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2021
NUMARASI : 2020/619 Esas 2021/529 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2021

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/06/2021 tarih, 2020/619 Esas 2021/529 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; nakliye işi yapan müvekkilinin, davalı şirketin bir kısım ürünlerini kendi aracıyla taşıdığını, ancak taşıma ücretinin ödenmediğini, bu hususta davalıya ihtarname gönderdiğini, böyle bir hizmet almadığını savunarak faturaları iade ettiğini, faturalara dayanan alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili savunmalarında özetle; davacının müvekkiline borcunun bulunduğunu, borcuna karşılık olarak müvekkiline nakliye hizmeti sunmayı kabul ettiğini, ancak herhangi bir nakliye hizmeti vermediğini, sevk irsaliyesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE:
Davacının, davalı aleyhinde taşıma sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla takip yaptığı, davalının takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasını ikame ettiği, davacının iş bu davaya konu ettiği itirazın iptali isteğine ilişkin olarak herhangi bir arabuluculuk başvurusunun bulunmadığı, Uyap sisteminden yapılan incelemede ayrıntılı dosya bilgilerinin içeriğinde de arabulucuk başvurusuna dair bir kaydın mevcut olmadığı, böylelikle davacının itirazın iptali isteği yönünden dava şartı zorunlu arabuluculuğa başvurmadan dava açtığı anlaşılmakla, 6325 sayılı yasanın 18/A-2 bendi uyarınca herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 03.08.2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağını tahsil etmek amacı ile davalı aleyhine İzmir 25. İcra Müdürlüğü 2020/2050 E. sayılı dosyası ile genel haciz yollu icra takibi başlattığını,davalı yanca bu takibe karşı itiraz yoluna gidilmiş, söz konusu itirazın kaldırılması için İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/111 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını,açmış oldukları bu davada İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/111 E. 2020/104 K. sayılı kararı ile işin ticari iş olması nedeni ile mahkemelerinin görevsiz olduğuna ve bu nedenle de davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiğini,her iki tarafça istinaf edilmeyen karar kesinleşmekle dosyanın görevli olan Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi için talepte bulunulmuş ve dosya İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiğini,Yerel Mahkemece her ne kadar zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadığından bahisle usulden ret kararı verilmiş ise de bu hususta taraflarına süre verilmemiş, eksiklik giderilmeden dosya bilirkişiye sevk edildiğini,bu itibarla Mahkemece verilen usulden ret kararı usul ve yasalara aykırı olup,kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevaplarında özetle; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Davacı taraf, nakliye işi yaptığını, davalı şirketin ürünlerini taşıdığını, ancak taşıma bedelinin ödenmediğinden,taşıma bedelinin tahsilini istemiştir.
Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş olup,istinaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek yapılmıştır.
Mahkeme gerekçesinde belirtildiği gibi, 6102 s.y. TTK’ya 7155 sayılı yasanın 20.maddesi ile eklenen madde 5/A maddesi ile “(1) Bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir.
6325 s.y. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanununa 7155 sayılı yasanın 23.maddesi ile eklenen 18/A maddesi ile “(1) İlgili kunanlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmüne yer verilmiştir.
6100 s.y. HMK’nun 115/1 fikrası uyarınca “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiğilinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” 115/2 fikrası uyarınca “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” denilmektedir.
Somut olayda, davacının, davalı aleyhinde taşıma sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla takip yaptığı, davalının takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasını ikame ettiği, davacının iş bu davaya konu ettiği itirazın iptali isteğine ilişkin olarak herhangi bir arabuluculuk başvurusunun bulunmadığı, böylelikle davacının itirazın iptali isteği yönünden dava şartı zorunlu arabuluculuğa başvurmadan dava açtığı anlaşılmakla, 6325 sayılı yasanın 18/A-2 bendi uyarınca herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Şu hale göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/2021