Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1457 E. 2022/786 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1457
KARAR NO : 2022/786
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
NUMARASI : 2018/988 Esas 2019/246 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022

Davalı … ve davalı … AŞ. vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan … A.Ş’nin …bank A.Ş’den çekmiş olduğu krediye 19.09.2010 ve 19.10.2011 tarihli kredi sözleşmeleri ile diğer davalılar … ve … ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, müvekkilinin bu krediye ilişkin 15/10/2010 tarih ve 15303 yevmiyeli ipotek aktiyle taşınmazını ipotek verdiğini, alacaklı …bank A.Ş’nin İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2018/18489 E. Sayılı dosyasıyla takip ettiği alacağını tahsil etmek amacıyla müvekkilinin … ada, …. parsel de bulunan taşınmazını sattırdığını ve ilgili borcu müvekkilinden tahsil ettiğini, buna ilişkin olarak …bank A.Ş’nin avukatından ibraname alındığını, buna istinaden İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nde 2018/9475 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili ile davalılardan … ve … ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, bu sebeple hem davalı şirket hem de diğer davalı kefillerin müvekkiline borçlu olduklarını, davalıların kötüniyetli olarak müvekkilinin alacağına ulaşmasını engellemek amacıyla borca ve takibe itiraz ettiklerini belirterek; davalı borçluların icra takibine yaptığı itirazın iptali ile İzmir 27. İcra Dairesi’nin 2018/9475 E. Sayılı takibinin devamına, davalıların alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … SMMM A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde ileri sürülen ve dava edilen hususun rücu alacağı niteliğinde ve bu alacağın kefalet ilişkisinden kaynaklandığının ileri sürüldüğünü, bu nedenle görev itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından dava konusu edilen miktarın davalıların sorumluluğuna düşen kısımlarının açıkça belirtilmediğini, rücu davalarında davalılar için talep edilen miktarın açık ve net olarak belirtilmesinin gerektiğini, davacının asıl borçlunun borcunu kendiliğinden ödeyerek haksız olarak rücu sahibi olduğunu, oysa ki kefil tarafından bu borç ödenmemiş olsa idi asıl borçlu tarafından verilen ipoteğin paraya çevrilerek borcun ödeneceğini ve kefillerin sorumluluğu konusunun gündeme gelmeyeceğini belirterek; davanın öncelikle usul yönünden, aksi durumda esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini,davacı tarafça dava dilekçesinde ileri sürülen ve dava edilen hususun rücu alacağı niteliğinde ve bu alacağın kefalet ilişkisinden kaynaklandığının ileri sürüldüğünü, bu nedenle görev itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, avacı tarafından dava konusu edilen miktarın davalıların sorumluluğuna düşen kısımlarının açıkça belirtilmediğini, rücu davalarında davalılar için talep edilen miktarın açık ve net olarak belirtilmesinin gerektiğini, davacının asıl borçlunun borcunu kendiliğinden ödeyerek haksız olarak rücu sahibi olduğunu, oysa ki kefil tarafından bu borç ödenmemiş olsa idi asıl borçlu tarafından verilen ipoteğin paraya çevrilerek borcun ödeneceğini ve kefillerin sorumluluğu konusunun gündeme gelmeyeceğini belirterek; davanın öncelikle usul yönünden, aksi durumda esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle usul yönünden reddinin gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olduğu iddia edilen miktarın net olarak belirtilmediğini, karşı tarafın icra inkar tazminatı talebinin de aynı gerekçe ile reddinin gerektiğini, karşı tarafın asıl borçlunun borcunu kendiliğinden ödediğini, kendisi ödemeseydi borca karşılık verilen ipoteğin paraya çevrilerek borcun ödeneceğini ve kefillerin sorumluluğunun kalmayacağını, davacının özgür iradesi ile taşınmazı haricen satarak dosya borcunu kapattığını, davacının asıl borçlunun borcunu ödemesini beklemeden borcu ödediği gibi alacağını almak için de önce borçluya gitmesi gerekirken tüm kefillere dava açmasının kötü niyetli olduğunu belirterek; davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: Eldeki davada davacının talebi Türk Borçlar Kanunun Onbeşinci Bölümde düzenlenen Kefalet sözleşmesine ilişkin olduğu gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı ve mutlak ticari davalardan da olmadığından davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davalı … AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın dava şartı yokluğundan usülden reddine karar verildiği halde vekalet ücretine hükmedilmediğini beyanla kararın vekalet ücreti yönüyle kaldırılarak vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada müvekkilinin vekille temsil edildiğini, davanın dava şartı yokluğundan usülden reddine karar verildiği halde vekalet ücretine hükmedilmediğini beyanla kararın vekalet ücreti yönüyle kaldırılarak vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davanın, davalılardan … A.Ş’nin …bank A.Ş’den çekmiş olduğu krediye davacı ve diğer davalıların kefil olmuş olması sebebiyle davacının kefaletten dolayı ödemiş olduğu borç miktarının davalılardan rücuen tahsiline ilişkin icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9475 E. Sayılı dosyasında davacı tarafından davalılar aleyhine rücuen tazminat istemine ilişkin ilamsız icra takibi yapılmıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Alacağın kaynağının ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesi olması, bankacılık sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle TTK’nun 4/f maddesi uyarınca ticari dava ve ticari iş niteliğinde olduğundan mahkemenin görevsizlik kararının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince Asliye Hukuk Mahkemesi somut olayda görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı … ve davalı … AŞ. vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince kararın kaldırılmasını karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … ve davalı … AŞ. vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/02/2019 Tarih ve 2018/988 Esas 2019/246 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın esas ilişkin istemleri inceleyip karara bağlamak üzere görevli bulunan ve kararı kaldırılan ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Taraf vekillerince yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran taraflara İADESİNE,
5- İstinaf yargılama giderlerinin esas karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/1-a-3 bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/04/2022