Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1410 E. 2023/67 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1410
KARAR NO : 2023/67
KARAR TARİHİ : 12/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2021
NUMARASI : 2020/88 Esas ve 2021/314 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2023

Davacı ve davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki uyarınca davalı şirkete seramik malzemeleri satış karşılığı 17.07.2019 tarihli 63.084,12 TL ve 56.516,75 TL bedelli 2 adet fatura düzenlendiğini, davalı şirket tarafından fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından 18.12.2019 tarihinde İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2019/16762 esas sayılı dosyası ile söz konusu fatura bedellerinin işlemiş faizi ile tahsiline yönelik 130.323,99 TL bedelli icra takibine girişildiğini, ancak davalı şirketin 20.12.2019 tarihli dilekçe ile haksız ve mesnetsiz olarak borcun tamamına itiraz ettiğinden takibin durduğunu, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmuşsa da anlaşma sağlanamadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalının haksız ve dayanıksız itirazının iptali ve takibin devamına, borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine ve yargılama, vekâlet giderlerine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın sebebinin davacı tarafça müvekkilinden satın alınan bir adet gayrimenkulden kaynaklandığını, taraflar arasındaki bu uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkili şirkettin ana faaliyet konusun bina inşaatı işi olup, davacı şirketin ana faaliyet konusunun ise palet üretimi olduğunu, davacı şirket yetkilisinin bir seramik firmasından ciddi miktarda alacağı olduğunu belirterek bu firmada nakit para alamadığını çeklerinin ise karşılıksız çıktığını seramik firmasının yetkilisinin nakit para yerine seramik ile ödeme yapabileceğinin 120.000,00 TL civarında olan alacağın tahsilatını sağlamak için müvekkili şirketten yardım istediğini, müvekkili şirket yetkilisinin de davacı tarafa belirttiği miktarda seramiğe ihtiyacı olmadığını, bu miktarda seramiği nakit olarak alamayacağını, davalı şirket yetkilisine yardımcı olabilme adına kendisinin imalat yaptığı binadan bir daire karşılığı bu seramikleri alabileceğini beyan ettiğini, davacı şirket ve müvekkili davacının satın aldığı bağımsız bölümün bedelinin satın alınan seramik karşılığı olması konusunda uzlaştıklarını, bu konuda taraflar arasında 21.08.2019 tarihli sözleşmeyi tanzim edildiğini, bu sözleşmeye göre müvekkil şirket kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak imalatını yaptığı binadan arsa sahiplerinden kendisine intikal edecek bağımsız bölümü davacı tarafa devrettiğini, davacı tarafın, taraflar arasındaki sözleşmenin kendisine yüklediği yükümlülüklerine yerine getirmediğini, bu sözleşme hiç yokmuş gibi sözleşmenin bedeline mahsuben verilen seramiklerin bedelinin talep edildiğini, bu nedenle açılan davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, incelenen takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu takibe dayanak teşkil eden seramik niteliğindeki malların davacı şirket tarafından davalı şirkete tesliminin yapıldığı, her ne kadar davalı şirketçe işbu seramiklerin taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince daire bedelinin bir kısmı olarak kendilerine verildiği iddia edilmiş ise de, Bornova Tapu Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabından … ilçesi … Mahallesi … ada …. parselde bulunan binanın 17 nolu kat irtifaklı mesken niteliğindeki … ada … parsel … nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmazın evvelce … Şirketi adına kayıtlı iken dava tarihinden evvel 24/01/2020 tarihinde … adına satış sebebiyle tescilinin gerçekleştiğinin anlaşıldığı, tarafların ticari kayıt ve defterleri üzerinde yapılan ve yukarıda detayları belirtilen incelemeden davalının davacı şirkete işbu seramiklerin satışığından mütevellit düzenlenen iki adet faturada belirtilen toplam 119.600,87 TL alacağının bulunduğu anlaşılmış, öte yandan her ne kadar davacı yanca icra takip dosyasında takibe konulan 119.600,87 TL tutarındaki alacağa 10.723,12 TL faiz talebinde bulunulmuş ise de davacı asıl alacak bakımından takip borçlusu/davalı şirketin takip tarihi 18.12.2019 öncesinde 6102 sayılı TTK m.18/3 hükümlerine uygun şekilde temerrüde düşürüldüğüne somut bir delil sunulmamış olmakla faiz talebi yönünden istemin yerinde bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulü ile, davacı tarafından davalı aleyhine İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2019/16762 esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının 119.600,87 -TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, öte yandan alacak likit nitelikte olmakla alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece takip öncesi işlemiş faiz bakımından TTK 1530/4 maddesi hükmüne yönelik itirazlar değerlendirilmeden, mevzuata aykırı şekilde hüküm kurulduğunu ileri sürerek mahkeme kararının bu yönü ile kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlık faturaya dayandırılmış ise de; uyuşmazlık daire satışına ilişkin sözleşmeden doğduğunu bu nedenle asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, mahkemenin uyuşmazlığı yanlış değerlendirdiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye yok sayarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; İİK nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkemece verilen kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edildiği, davacı vekilinin 30/12/2022 tarihli e imzalı dilekçesi ile davalı vekilininde 30/12/2022 tarihli e imzalı dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin Kemalpaşa 1. Noterliğinin 17/07/2017 tarihli ve 09612 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan veya kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu, davalı vekilinini Bornova 4. Noterliğinin 14/10/2009 tarihli ve 35710 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan veya kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu görülmüştür.
Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK’nın 349. maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 349. maddesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu;
a-162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
b-59,30 TL istinaf karar harcının istemi halinde davacıya ödenmesine,
3-Davalının yatırmış olduğu;
a-162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
b-2.042,48 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalıya ödenmesine,
4-İstinaf eden davalının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
6-Kararın dairemiz tarafından taraf vekillerine ve davalıya tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/01/2023