Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1385 E. 2021/1796 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1385
KARAR NO : 2021/1796

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2021
NUMARASI : 2021/228 Esas, 2021/545 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARAR YZM TARİHİ : 09/12/2021

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/06/2021 tarih ve 2021/228 Esas, 2021/545 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile bu şirketin borçlarına şahsi kefaletleri bulunan şirket ortakları olan gerçek kişiler tarafından borçlarını ödemekte güçlük çektiklerinden bahisle 1 yıl geri ödemesiz 5 yılda ve 60 taksitte tüm borçlarını ödeme taahhüdünde bulunularak, vade konkordatosu verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; İİK 287/1 maddesi gereğince 10/12/2018 tarihinden itibaren geçici mühlet kararı, 07/03/2019 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmiş, konkordato komiseri görevlendirilmiş ve kesin mühlet kararı 04/03/2020 tarihinden itibaren 3 ay daha uzatılmıştır.
Yargılama sırasında, tasdik harcı davacılar tarafından karşılanmış, konkordato komiserinden raporlar alınmıştır.
Mahkemece; konkordato komiser raporları ve dosya üzerinde yapılan SMM, sektör ve hukukçu bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan alınan raporda, borçlu davacı …. ‘nin kaydi öz varlığının 10.072.642,53 TL, reel değerlere göre öz varlığının 4.927.047,40 TL olduğu, davacının kaydi ve reel değerlere göre borca batık olmadığı, alacaklılar kurulu toplantısında toplam kaydedilmiş 219 adi alacaklı statüsündeki alacaklılarından 151 kişi ve 13.246.015,03 TL ve % 61,63 oranı ile kabul edildiği , konkordato projesinin kaydedilmiş olan alacaklıların 1/4 ini ve alacaklıların 2/3 sini aşan bir çoğunluk oranı ve kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını aşan bir çoğunlukla kabul edildiği ve böylelikle İİK 302/3-a hükmünde belirtilen nisabın sağlanmış olduğu, dosya kapsamına göre, şartları oluşan davacı şirketin konkordato talebinin tasdikine karar verilmesi gerekeceği, Borçlu davacı …. ve …. yönünden alacaklıların kurulu toplantısında verilen kabul oylarına göre gerekli oranın sağlanamadığı ve şartları oluşmadığından konkordato tasdik taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararına karşı, DAVACILAR …. VE …. vekili, …. , …. , …. , istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
Davacılar vekili; şirket ortaklarının, özellikle bankalarla olan kredi sözleşmelerinde kefaletlerinin bulunduğu, şahsi mal varlıklarının kredilerin teminatı olarak rehin edildiği, konkordato taleplerinin reddedildiğinden şirketin konkordato projesinin riske girdiği ve yerel mahkeme kararının şirket ortaklarını konkordato projesini ve tasdiki talebinin reddi yönündeki kararının kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüşlerdir.
…. vekili; müvekkili bankanın alacağının rehinle alacaklılar arasında yer alması gerekirken bu hususta hüküm kurulmaması müvekkili bankanın ne adi alacaklılar toplantısında ve ne de rehinli alacaklılara toplantısında oy kullanmadıklarını, yerel mahkemenin banka alacağın adi alacak statüsünde değerlendirerek hatalı sonucuna vardığını ve kararın kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
…. vekili; müvekkili bankanın alacağının rehinle teminat altına alınmış olup, rehinli alacaklılar sınıfında gösterilmesi gerektiğini, üçüncü şahıs ipoteklerinin rehinli alacaklı konumunda bulunduğunu, adi alacaklılar sınıfında gösterilmesinin hatalı olduğunu ve yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
…. vekili; yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, ön projenin ve konkordato projesinin alacaklıların menfaatini gözetir nitelikte bulunmadığını, müvekkil bankanın rehinli alacaklılar arasında yer alması gerekirken adi alacak olarak alacağının değerlendirilmesinin hatalı olduğu ve yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava; davacı şirket ile gerçek kişiler olan şirket ortaklarının vade konkordatosu istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacılar, 1 yıl geri ödemesiz 5 yılda ve 60 taksitte tüm borçlarını ödeme taahhüdünde bulunmuşlardır.
Mahkemece; davacı şirketin konkordato talebinin kabulüne, gerçek kişi olan şirket ortaklarının ise, taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İstinaf aşamasında yapılan incelemede İİK 288. Maddesi gereğince gerekli ilanlarının tamamlanmadığı, bu durumda müdahil alacaklılarının savunma haklarının kısıtlanacağı gerekçisi ile kararın kaldırılmasını karar verilmiş, yerel mahkemece yargılamaya devam edilerek açıklanan gerekçe ile davacı şirket açısından davanın kabulüne, gerçek kişiler açısından davanın reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sırasında konkordato komiserinin raporuna göre, davacılar …. ve …. ın İİK 302. Maddesi koşulların, alacaklılar toplantısında toplantıya katılan alacaklılardan oylamadaki kabul oy oranları nazara alındığında gerçekleşmediği, davacı şirket yönünden ise; alacaklılar toplantısında oy oranlarına göre, alacaklıların ve alacakların nisaplarının İİK 308/3-a maddesine göre sağlandığı, konkordatonun tasdik koşullarının gerçekleştiği, bu durumda verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacıların, konkardato talebinin kabulü gerektiği yönündeki istinaf istemlerinin, İİK 308. madde koşullarının ve alacaklılar toplantısında oy nisabının sağlanamadığından red edilmesine dair yerel mahkeme kararı yerinde olup, bu yöndeki istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Mahkemenin verdiği nihai karar, 16/06/2021 tarihinde ticaret sicil gazetesinde 18/06/2021 tarihinde ise basın portalında ilan edilmiştir.
Müdahil …. ın istinaf kanun yoluna başvuru tarihi, 30/06/2021 olup, ilandan itibaren yasal 10 günlük süreden sonra olduğundan istinaf isteminin usulden reddi gerekmiştir.
Müdahiller …. ve …. ın istinaf istemleri alacaklarının adi alacak olarak değerlendirilmesi yönünde olup, 3. Şahıs ipoteklerinin rehinli olarak değerlendirilmeyeceğinden mahkeme kararı yerinde olduğundan istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/06/2021 tarih ve 2021/228 Esas, 2021/545 Karar sayılı kararına karşı davacılar …. VE …. vekilleri ile, Asli Müdahiller …., …. , istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Asli Müdahil …. tarafından yapılan istinaf isteminin süre yönünden USULDEN REDDİNE,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran Asli Müdahiller …. , …. , …. den alınması gereken 59,30 TL istinaf harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacılar tarafından yapılan istinaf masraflarının üzerlerinde bırakılmasına,
6-Asli Müdahiller …. , …. , …. , tarafından yapılan istinaf masraflarının üzerlerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
8-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/12/2021