Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1337 E. 2021/1608 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1337
KARAR NO : 2021/1608

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2020
NUMARASI : 2020/576 Esas
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
KARAR YZM TARİHİ : 11/11/2021

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/11/2020 tarih ve 2020/576 Esas sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkil şirket aleyhine İzmir 15. İcra Dairesi’nin 2020/5725 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak müvekkilinin takip konusu faturada belirtilen hizmeti almadığını, 24/01/2020 tarihinde faturayı iade ettiğini, davalı şirketin iade faturası kesilmesine rağmen takip başlattığını, bu bedeli talep ettiği, takibe konu alacağına ilişkin müvekkil şirket ile aralarında akdedilen herhangi bir sözleşme de bulunmadığı, bu nedenle müvekkil şirketin bu borçtan sorumlu olmadığı belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile, icra takibiyle müvekkil şirketin bankadaki hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılmasına ve icra dosyasına yatacak paraların davalıya ödenememesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, 18/11/2020 tarihli ara kararı ile, İcra İflas Kanunu’nun 72/3.maddesine uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, eldeki menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı gerekçesi ile, İzmir 15. İcra Dairesi’nin 2020/5725 sayılı takip dosyasında borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Mahkeme ara kararına karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; müvekkilin icra tehdidi altında takip konusu borcu ödemesi halinde karşı taraf bu parayı icradan alacak ve daha sonra davalının haksız çıkması halinde para ödenmiş olduğundan, davalının haksızca edindiği bu parayı tekrar tahsil etmenin imkansız olacağını, nitekim davalı şirketin birçok şirkete bu şekilde kurulum yapmamasına rağmen haksız faturalar kestiğini, bu nedenle, icra takibinden bankadaki hesaplarına haciz konulmasıyla haberdar olan davacı müvekkil şirketin, bu hacizler sebebiyle mağduriyet yaşamakta olduğunu, takibin uygun görülecek bir teminat mukabili durdurulması ile icra dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılmasına ve icra dosyasına yatacak paraların davalıya ödenememesi yönünde tedbir kararı verilmesinin talep edildiği, ancak yerel mahkeme tarafından sadece icra takibinin durdurulmasına ilişkin değerlendirme yapılmış olup, icra dosyasına para yatırılması halinde yatacak paraların ödenmemesi yönünde tedbir kararının değerlendirilmediğini, bu nedenle ara kararının ortadan kaldırılmasını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Talep, ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Dava, icra takibinden sonra açılan borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Borçlunun takipten sonra borçlu olmadığının tespiti için bir menfi tespit davası açması halinde, ihtiyati tedbir kararı alınarak takibin durması sağlanamaz. Ancak alacağın %15’inden az olmayan bir teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararıyla, takip sonunda icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi sağlanabilir.
Somut olayda, davacı vekili takibin durdurularak hacizlerin kaldırılması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiş, devamında ise, icra dosyasına yatacak paraların davalıya ödenmemesi yönünde de tedbir kararı verilmesi isteminde bulunmuştur.
Sonuç olarak; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesindeki paranın teminat karşılığında alacaklıya ödenmemesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, yerel mahkemenin 18/11/2020 tarihli ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin asıl alacağın %15 teminatı karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir talebinin kabulüne yönünde, HMK nun 353/1-b-2 maddesi gereğince karar verilerek, aşağıdaki şekilde hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İstinaf başvurusunun KABULÜ ile; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/576 Esas sayılı dosyasında verilen 18/11/2020 tarihli ara kararın kaldırılmasına,
Davacı vekilinin İİK’nun 72/3.maddesi kapsamında ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile;
İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/576 Esas sayılı davasının konusu olan İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2020/5725 Esas sayılı takip konusu borcun %15’i oranında teminatın nakden mahkeme veznesine yatırılması veya bu tutarda kesin ve süresiz teminat mektubunun sunulması halinde, icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına,
İhtiyati tedbir kararının tebliğinden itibaren 1 haftalık süre içerisinde teminat yatırılarak infazının istenmesi halinde ilgili icra müdürlüklerine mahkemesince yazı yazılmasına, 1 hafta içinde infazı talep edilmemesi halinde tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağına,
Kararın taraflara tebliğine,
Masrafların esasla birlikte karara bağlanmasına,
Yatırılan 59,30 TL karar ve ilam harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 11/11/2021