Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1335 E. 2022/316 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1335
KARAR NO : 2022/316

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2021
NUMARASI : 2018/764 Esas, 2021/227 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022

Davalılar … Şti, … Şti. vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirketin karkas et satışı yaptığını, davalıların ise …na aldıkları ihale sonucu et satışı yapan tedarikçi firma olduklarını, müvekkilinin ilk olarak davalı … Tic firması ile anlaşma yaparak üs komutanlığına et satışı ve teslimini gerçekleştirdiklerini, daha sonra … A.Ş.-… Şti.-… Şti.iş ortaklığının kaşesinin faturalara vurulması ile et satışına devam ettiğini, satışlar nedeni ile 150.000,00 TL müvekkilinin alacağının bulunmasına rağmen davalı … A.Ş.firmasının belirtilen sebeplerle et bedelinin ödenmeyeceğini bildirdiğini, tüm faturalarda teslim alan imzasının aynı olduğunu ve teslim sırasında sürekli olarak … adlı çalışanın hazır olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000,00 TL alacağının ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar .. Şti.-… Şti.vekili; davalı şirketler arasında 07.06.2016 tarihli iş ortaklığı beyannamesi ile iş ortaklığının kurulduğunu, daha sonra 23.06.2016 tarihinde davalı şirketler arasında adi ortaklık kurulduğunu, ve adi ortaklığın adının “… adi ortaklığı” olarak belirlendiğini, … Şti.nin unvan ve tür değişikliği yaptıktan sonra iş ortaklığının adının da “… A.Ş.-…Şti.-… Şti.” olarak değiştiğini, dava konusu satıma ilişkin sözleşmenin davalı …ile davalı … A.Ş.arasında yapıldığını, sözü edilen iş ortaklığı ve müvekkillerinin bağımsız kişilikleri bulunduğunu, bu nedenle müvekkillerine karşı husumet yöneltilemeyeceğini, HMK.’nun 107/1.madde hükmü çerçevesinde eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, tedarik sözleşmesinin 6.maddesi çerçevesinde … A.Ş.ile iş ortaklığı ilişkisinin yürüdüğünü, iş ortaklığının … A.Ş.’ye hiçbir borcunun bulunmadığını, … A.Ş.’nin üçüncü kişilere olan borcundan dolayı da müvekkilleri şirketlerin sorumlu tutulamayacağını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı … A.Ş., davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, davanın, TTK’nun 23. maddesi yollamasıyla TBK’nun 207 vd. maddelerine göre açılmış, menkul mal (et ürünü) satımından doğan bakiye mal bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, davacı … ve davalı … A.Ş.arasında karkas et alım satımı konusunda ticari ilişkinin bulunduğu, bu ticari ilişki çerçevesinde ürünlerin adı geçen davalının tedarikçisi olduğu …na teslim edildiği, 09/05/2019 tarihli ön inceleme celsesinde “…Dosya kapsamına ve davanın mahiyetine, davacı ve davalı … A.Ş.arasındaki ticari ilişkinin mahiyetine göre eldeki davanın kısmi dava olarak yürütülmesine, yargılama sırasında davacı ile ticari ilişkinin gerçekte davalıların ortağı bulunduğu adi ortaklık arasında kurulmasına, adi ortaklığa karşı açılacak davaların tüm ortaklara yöneltilmesinin zorunlu bulunmasına göre davalılar … Şirketi ve …. Şti. vekili tarafından ileri sürülen pasif dava ehliyeti itirazının reddine, davacı tarafın işletme defteri tutmakta ise de, yapılan işlerin özelliği ve kapsamı, işlerin hacmi dikkate alındığında davacının tacir sıfatını haiz olduğu, davacının adi ortaklığı oluşturan davalılardan davalı … A.Ş’ne 2017 yılı içerisinde 3 adet fatura düzenlediği, fatura bedelleri toplamının 41.638,25 TL olduğu, davalıların oluşturduğu adi ortaklığa ait ticari defter kayıt ve belgelerine göre davacı ile davalı … A.Ş ile birebir gerçekleştirilen ticari ilişkinin de davacı ve adi ortaklık arasında gerçekleşen ilişki kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalı … A.Ş’ne teslim edilen mal bedeli toplamı 41.638,25 TL, adi ortaklığa teslim edilen ürün bedeli toplamı 843.878,13 TL olmak üzere toplam ürün bedelinin 885.516,38 TL olduğu, buna karşılık davacıya davalı … A.Ş tarafından 396.515,01 TL, adi ortaklık tarafından 439.237,44 TL olmak üzere toplam 835.752,45 TL ödeme yapıldığı, dava tarihi itibariyle davacının adi ortaklıktan bakiye 49.763,93 TL ürün bedeli alacağının bulunduğu ve dava dilekçesi ile dava konusu edilen 25.000,00 TL bakiye ürün bedelinin davalılar tarafından davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesi ile, davanın kabulüne,25.000,00 TL bakiye mal bedelinin dava tarihi 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davalılar … Şti, … Şti vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalılar vekili; husumet itirazında bulunarak, sözleşmenin iş ortaklığı ile değil … ile yapıldığını, davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağını, mahkemece belirsiz alacak olarak açılan davanın kısmi dava olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, davalı … ticari defterleri incelenmeden hüküm kurulduğunu, tüm tarafların ticari defterlerinin incelenmesi gerekeceğini, davacının sevk irsaliyesini sunmadığı gibi bazı faturalarda sadece iş ortaklığının kaşesi olduğunu, imza bulunmadığını, davacının dava dilekçesi ile yasal faiz talep ettiğini, ancak ticari faize hükmedildiğini, … Bankası dekontlarının celb edilmesi ile borcun bulunmadığının ortaya çıkacak iken istenmediğini, davacının ticari ilişkisinin … veya müvekkilinin de bulunduğu iş ortaklığı ile olduğunu ispatlayamadığını, bilirkişi raporlarının çelişkili olup bu çelişkini giderilmediğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, ticari satıma dayalı alacağın tahsili istemini ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; davacı ile davalı … O arasında karkas et alım satımı konusunda bir ticari ilişki bulunduğu, satın alınan bu ürünlerin davalı …’nın tedarikçisi bulunduğu …na teslim edildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalılar … Ve … Şti nin ve şirketlerin bağlı olduğu ortaklığın dava konusu satımdan dolayı davada ehliyetleri bulunup bulunmadıkları dolayısıyla borçlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamına göre; davalıların arasında adi ortaklık olduğu sabittir.
Davacı dava dilekçesinde; delil olarak, takip dosyası, faturalar, banka ödemeleri, davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi ve tedarikçiye ait ihale, şartname ve tutanaklarına dayanmıştır.
Davalılar da, davaya cevaplarında, ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ve adi ortaklık sözleşmesini delil olarak göstermiştir.
Yargılama sırasında, MMM’den alınan raporunda, davacının birinci sınıf tacir olmayıp esnaf işletmesi niteliğinde olduğu, davacının ticari defterlerinin incelenmesinde, … Aş ye 3 adet fatura düzenlediği, düzenlenen fatura bedelleri toplamının 41.638,25 TL olduğu faturalar üzerinde davalı şirketin kaşesinin bulunduğu, bir kısmında imzanın bulunmadığı, 5 adet faturanın dava dışı … Şti adına düzenlendiği, adi ortaklığa ise, 42 adet düzenlendiği, düzenlenen fatura bedelleri toplamının 843.878,13 TL olduğu, faturalar üzerinde adi ortaklık kaşesi bulunduğu, bir kısmının imzalı olduğu, davalı … Aş tarafından davacıya banka kanalı ile toplam 396.515,01 TL ödendiği, davalıların ortağı olduğu adi ortaklık tarafından ise, yine banka kanalı ile 6 defada toplam 405.352,22 TL ödeme yapıldığı, bu durumda alım satım ilişkisinin davacı ile davalıların ortağı olduğu adi ortaklık arasında gerçekleştiği, davacı defterlerine göre, 194.713,60 TL alacaklı olduğu, adi ortaklık sözleşmesine göre, davalı …. Aş nin hissesinin %50 diğer davalılar …. Şti.-… Şti. İse, %25 er hisselerinin bulunduğu bildirilmiştir.
Yargılama sırasında talimat ile, SMMM’ye yaptırılan incelemelere göre, davalılardan … Aş ye ait ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde ise, 2017 yılı itibariyle davacının düzenlediği 41.638,25 TL fatura karşılığında 41.638,00 TL bedelli çek ödemesi yapıldığı, 2018 yılı itibariyle ise, bu davalı şirketin davacı tarafa herhangi borcunun olmadığının bildirildiği, iş ortaklığının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinden ise; 2017 yılı itibariyle 107.611,46 TL davacıya borçlarının bulunduğu, ödeme yapılmadığı, 2018 yılı itibariyle devreden borç ile birlikte 843.877,71 TL satış bedelinden davacıya 12/01/2018 tarihinde ve 12/02/2018 tarihinde çekler ve diğer ödemeleri ile toplam 662.892,27 TL ödeme yapıldığı, şirket yetkilisi ile yapılan görüşmeden ise, iş ortaklığı tarafından alımlar yapılmakta ise, işlerin takibinin pilot olarak … Aş tarafından gerçekleştirildiği tespiti yapılmıştır.
Davacı taraf, davasının bilirkişi raporları ile yapılacak tespitten sonra, arttırmak üzere 25.000 TL nin ticari faizi ile davalılardan tahsili talebi ile alacak davası olarak açmış, 08/03/2021 tarihli ıslah talebi ile alacak miktarını 49.763,93 TL ye çıkarılmasını bildirmiş ise de; mahkemece verilen 7 günlük kesin süreden sonra ıslahın yapılmış olması nedeni ile ıslah talebi reddedilmiştir.
Davalı taraf, istinaf dilekçesinde, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmediğini istinaf sebebi olarak bildirmiş ise de; dosya kapsamına göre, davalı şirketlerin ve iş ortaklığının ticari defterlerinin ayrı ayrı incelendiği, davacı tarafından davanın ticari faiz talebi ile açıldığı, yapılan bilirkişi incelemelerine göre, davacının satım ilişkisinde davalı iş ortaklığının taraf olup, husumet itirazının yerinde bulunmadığı, eldeki davada dava değeri itibariyle kısmi dava olarak nitelendirmenin yerinde olduğu, bilirkişi raporlarını arasında çelişki bulunmadığı, ticari defter ve kayıtlarının mevcut durumuna göre raporların düzenlenmiş olduğu, yerel mahkemenin davanın kabulüne dair verdiği kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve istinaf istemlerini reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/04/2021 tarih ve 2018/764 Esas, 2021/227 Karar sayılı kararına karşı davalılar … Şti, … Şti. istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar … Şti, … Şti. tarafından alınması gereken 1.707,75 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 642,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 1.065,75 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar … Şti, … Şti. tarafından yapılan istinaf masraflarının üzerlerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından, karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 17/02/2022