Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1167 E. 2021/1457 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1167
KARAR NO : 2021/1457

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2021
NUMARASI : 2021/189 Esas
TALEP : İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/10/2021
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı yasal süresi içerisinde ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sırasında 24.03.2021 tarihli ara karar ile ”…Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesi ile Müvekkil Şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalıya ait, dilekçe ve delil listemiz ekinde sunulan listede belirtilen muhtelif plakalı araçlar ile gerçekleştirilen ihlalli geçişler nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2020/7571 E sayılı dosyasından başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emri, davalıya tebliğ edilmiş, Borçlu, müvekkil şirkete borcu olmadığını öne sürmek suretiyle borcun tamamına itiraz etmiş, İtiraz konusu alacak hakkında takibin devamı amacıyla işbu dava ikame edilmektedir. Yapılan itiraz haksız ve yersiz olup itirazın iptali gerekmekte olduğunu, Davalı takipte, müvekkil şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı iddiası ile asıl alacağa ve ferileri bakımından takibe itiraz ettiğini beyan etmiş ve takibi durdurmuştur. Bu doğrultuda ihlalli geçiş vakıasına itiraz etmemiş olduğu açıktır. İhlalli geçiş, Müvekkil Şirket tarafından yapımı ve işletmesi üstlenilen otoyolun geçiş ücreti ödenmeksizin kullanılması anlamına gelmektedir. Yasa gereği ihlalli geçiş vakıası ödemesiz geçiş anında tamamlanır ve ihlalli geçiş cezası ödemesiz geçiş anında kesinleşir. Ancak yasada öngörülen 15 günlük yasal süresi içinde geçiş ücretinin ödenmesi halinde ihlalli geçiş cezası yine yasa hükmü gereği kendiliğinden terkin olur.
Davalı şirket tarafından çok sayıda ihlalli geçiş gerçekleştirilmiş olup davalı aleyhine başkaca icra takipleri de bulunmaktadır. Davalının mallarını elden çıkartması kuvvetle muhtemel olduğunu, yukarıda bahsedilen nedenlerle davalının adına kayıtlı araçlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Takip talebi ile talep edilen geçiş ücreti, ceza tutarı ve süresi içinde ödeme yapılmamış olması nedeniyle talep edilen faiz yasalara uygun olduğundan, itirazın iptal edilerek takibe devam edilmesine cevaz verilmesini, İzahatlar çerçevesinde davalı borçlunun itirazlarının hukuki dayanaktan yoksun, icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik itirazlar olduğu açık olarak görüldüğünden itirazların tümden iptali gerekmektedir. İİK’nın 257. maddesi “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.“ hükmü gereğince, Alacağımızın teminat altına alınmasının sağlanması amacıyla, teminatsız veya teminatlı olarak, davalıya ait ve ihalli geçiş yapan; …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …., …, plakalı araçlar ile davalının diğer tüm hak ve alacakları üzerine, mahkemece verilecek hükmün kesinleşmesine kadar geçerli olmak üzere ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına kararı verilmesini, yapılacak yargılama neticesinde davalının İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2020/7571 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile alacağın yasal faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamına ve borçlu aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve lehimize vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekaleten talep etmiştir.
İİK. nun 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun ihtiyaten haczedilebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya ve kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar yada bu maksatla alacakların haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz verilebileceği, belirtilmiştir.
Davacının, davalının yukarıda belirtilen plakalar ile diğer tüm hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulması istemine ilişkin olarak, alacağın varlığı ve miktarının tam olarak belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, İİK.m. 257 gereğince şartları oluşmayan davacı vekilinin ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulması talebinin reddi gerektiği…” gerekçesi ile Davacı vekilinin ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulması talebinin REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu ara karara karşı ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı adına kayıtlı onlarca araç ile müvekkili şirketin işlettiği köprü ve otoyollardan yüzlerce ihlalli geçiş yapıldığını ve bu geçişlerin hiçbirisinin ücretinin ödenmediğini ve geçiş ücreti ile ceza tahakkuklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine de davalının kötüniyetle itiraz ettiğini, davalı tarafın mallarını gizleme, kaçırma ihtimali bulunduğunu, davalı tarafın geçiş ücretlerini ödediğine dair herhangi bir belge sunmadığı gibi geçiş yapılmadığına ilişkin de bir iddiasının bulunmadığını, İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz koşullarının açıklandığını, somut olay yönünden bu koşulların gerçekleştiğini ileri sürerek yerel mahkeme ara kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Talep, itirazın iptali davasında verilen ihtiyati haczin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; dava ve ihtiyati hacze dayanak alacağın varlığı ve miktarı dava uyarınca yapılacak yargılamayla belirleneceğinden bu kapsamda mevcut ve muaccel bir alacağın varlığı ile bu hususta yaklaşık ispattan söz edilememesine göre, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/189 Esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen 24.03.2021 tarihli ARA KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf kanu yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için ihtiyati hacze itiraz eden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 21.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.