Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1065 E. 2021/1167 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1065
KARAR NO : 2021/1167
KARAR TARİHİ: 14/07/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/08/2020
NUMARASI : 2020/261D.iş 2020/261 Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 14/07/2021
KARAR YAZIM
TARİHİ : 16/07/2021

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/08/2020 tarih, 2020/261D.iş 2020/261 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : İhtiyati haciz talep eden vekili iddia ve taleplerinde özetle; müvekkili ile karşı taraf şirketin 19/10/2017 tarihinde “İzmir İli, Konak İlçesi’nde bulunan, tapuda …. numaralı bağımsız bölümün toplam 1.814.815,49 TL’ye satışı, bu bedelin % 10’unun peşin, kalan kısmının 36 ay, 4 ayda bir taksit olarak ödenmesi” konusunda anlaşmaya vardıklarını, bu anlaşma gereği taşınmazın karşı taraf şirkete devredildiğini, aynı gün müvcekkili şirket lehine 1. derece 1.650.000,00 TL bedelle ipotek konduğunu, sonrasında taksitlerin tamamı ödenmeden karşı taraf şirketin mali durumunun bozulduğunu ve karşı taraf şirketin “taşınmazı dava dışı 3. kişi ….’e devir niyetinde olduğunu, borcun tamamını alınacak devir bedelinden ödeyeceğini” bildirdiğini, 3. kişi ….’ün taşınmazı ipotekli olarak 21/03/2019 tarihinde devraldığını, devirden sonra karşı taraf şirketin ve ….’ün kredi kullandığı …. Bakası A.Ş. tarafından ipoteğin kaldırılması için güncel borç isteğinde bulunulduğunu ve müvekkili tarafından 1.030.947,00 TL’nin 22/03/2020 tarihine kadar müvekkili hesabına ödenmesi durumunda ipoteğin fek edileceğinin bildirildiğini, karşı tarafın hesabına ödeme yapıldığını ancak karşı tarafça müvekkilinin alacağının ödenmediğini, …. Bankası A.Ş. tarafından karşı taraf şirket yetkilisi …. hakkında şikayet dilekçesi verildiğini, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2020/57800 sayılı dosyada soruşturma başlatıldığını, karşı taraf şirkete ve ….’e 06/05/2019 tarihinde Beşiktaş 16. Noterliği’nden 08948 yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiklerini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/8631 sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattıklarını, bu esnada müvekkilinin alacağının ödenmediğini bilmesine ve yaptığı şikayete rağmen …. Bankası A.Ş. tarafından İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/465 Esas sayılı dosyasında ipoteğin fekki ve ipotek takibinin tedbiren durdurulması istemiyle dava açıldığını, ipotek dosyasındaki satış işleminin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, itirazlara rağmen kaldırılmadığını, müvekkilinin alacağının tek teminatı olan ipotek takibine devam edilemediği gibi açılmış dava süresinde geçirilecek sürenin de belirsizliğini koruduğunu, dava sonucunda bankanın isteği haklı görülür ise ipoteğin fek edileceğini ve müvekkilinin teminatının elinden alnmış olacağını, müvekkilinin amacının alacağına ulaşmak olduğunu, alacağının teminat altında olmadığını yani rehinin amacına hizmet etmediğini, karşı tarafın mal varlığını kasıtlı olarak elinden çıkarmaya başladığını, alacağın elde edilmesinin zorlaşacak veya imkansızlaşacak olduğunu belirterek, karşı taraf şirketin hesap kat ihtarına rağmen ödenmeyen 1.057.800,00 TL asıl alacak ve 125.515,10 TL gecikme faizi toplamı olan 1.183.315,10 TL üzerinden taşınır ve taşınmaz mal varlığı ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMECE:
İhtiyati haciz isteyen vekili her ne kadar taşınmaz üzerine müvekkili lehine konan ipoteğin çekişmeli olduğunu ileri sürmüş ise de ve her ne kadar bu ipoteğin fekki istemiyle İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış bir dava var ise de; ihtiyati haciz isteğinin ileri sürüldüğü tarihte taşınmaz üzerinde ihtiyati haciz isteyen lehine bir ipotek ve buna dayalı bir icra takibi bulunduğundan,ipoteğin fekki koşullarının bulunup bulunmadığı hususu yargılamaya muhtaç olup, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada belirleneceğinden,gerek bu husus gerekse ipoteğin kaldırılması konusunda banka ile ihtiyati haciz isteyen şirket arasında yapılan borcun ödenmesine ve hangi hesaba ödeneceğine ilişkin yazışmalar birlikte değerlendirildiğinde; ihtiyati haciz kararı verilebilme koşullarının bulunduğu yönünde yaklaşık ispat ölçüsünde bir kanaat oluşmadığından, talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle;
-Karşı taraftan olan alacakları yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını,
– Mahkeme kararlarının denetime açık olabilmesi için gerekçe kurulması gerektiği,yerel mahkemeye red gerekçesi yapılan müvekkil lehine olan ipotek bulunduğu ve bununla ilgili ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişildiği zaten tarafımızın ihtiyati haciz talep dilekçesinde açıkça belirtildiği,müvekkilinin dava dışı 3. Şahıs olan …. Bankası A.ş. Tarafından açılan ve müvekkilinin alacağının ödenmediğini bildiği halde talep edilen ipoteğin fekki davası nedeniyle haksız olarak başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulduğunun bildirildiğini,buna ilişkin tüm dosyalara tarafımızca zaten delil olarak dayanıldığını,bu durumda alacaklarına kavuşamadıkları gibi, ileride karşı tarafça ipoteğin dışındaki diğer malvarlığını elinden çıkarması halinde telafisi mümkün olmayacak zararları doğacağını,hatta konunun önemine binaen, konuyla ilgili uygulamada sıklıkla karşılaşılmadığından derinlemesine araştırmalar yapılmış, bu hususta doktrinde Av. …. ve Dr. …. somut olayımızla emsal nitelikte olacak ve ışık tutacak görüşleri bulunduğunu, “Rehin hakkınını çekişmeli bulunduğu hallerde, alacaklı rehnin mevcut ve geçerli olduğunu ısrar etmekle birlikte, ihtiyati haciz isteminde bulunabilir.” denildiğini,
-Her ne kadar İİK 257. Maddesinde vadesi gelmiş ve teminata bağlanmamış alacak sebebiyle ihtiyati haciz talep edileceği yönünde hüküm bulunmaktaysa da, bu süreçte müvekkil şirketin taşınmaz üzerinde bulunan ipoteği paraya çeviremediği gibi, dava süreci de takdir edildiğinde ve müvekkilimizin asıl amacının alacağına kavuşmak olduğu dikkate alındığında iş bu ihtiyati haciz talebimiz yönünden hukuki yarar bulunduğunu,
– Mevcut durumda karşı tarafın tüm malvarlığını kasıtlı olarak elden çıkarmaya başladığı, mal kaçırdığı ve gizleme eylemlerine giriştiğinden, müvekkil şirketin alacağının elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağı belki tamamen imkansız hale geleceğinden, ihtiyati haciz kararı verilmemesi halinde telafisi mümkün olmayacak zararlara sebebiyet verileceğini,görüldüğü üzere, Sayın Mahkemeden yaptığımız talep sıradan bir ihtiyati haciz talebi olmadığından ve bu hususta doktrinden de yararlanılarak, müvekkilinin ödenmeyen ve ihtilaf konusu olmayan alacağı yönünden, 3. Şahıs olan …. Bankası A.ş’nin açtığı davada verilen, tek teminatları olan taşınmazın satışın tedbiren durdurulmasına ilişkin karardan borçlu yararlanmakta ve tüm malvarlığını mal kaçırmak kastı ile elden çıkardığını,bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep,ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili 10/08/2020 tarihli dilekçesi ile de; taşınmaz üzerine müvekkili lehine konan ipotek (rehin) hakkının çekişmeli olduğunu, bu nedenle alacağın rehinle temin edilmiş sayılmayacağını ileri sürmüştür.
Taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satş sözleşmesi ve ekleri incelendiğinde; taşınmazın toplam satış bedelinin KDV dahil 1.833.000,00 TL olduğu, % 10’u olan 183.300,00 TL’nin peşin olarak ödeneceğinin, kalan tutarın 9 taksit halinde ödeneceğinin ve taksit tutarlarının 183.000,00 TL olacağının kararlaştırıldığı; ipotek belgesi incelendiğinde; taşınmaz üzerine 1.650.000,00 TL bedelle … lehine ipotek konduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan incelemeye göre, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/465 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davanın …. Bankası A.Ş. tarafından … hakkında anılan taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki istemiyle açılmış dava olduğu, tedbir isteğinin de ileri sürüldüğü, mahkemece tedbir kararı verildiği, yargılamanın devam ettiği görülmüştür.
İhtiyati haciz kararının hangi koşullarda verilebileceği hususu İİK’nın 257. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü kişide olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczedebilir.
Aynı kanunun 258. maddesinde de; “alacaklının, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddelerinde de açıkça yazılı olduğu şekilde; ihtiyati haciz kararı, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun varlığı durumunda ve alacağın ve haciz sebeplerinin varlığını ispata yarar delillerin sunulması koşulu ile verilebilecektir. Alacağın ve haciz sebeplerinin varlığının ise yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde kanıtlaması gerekecektir. Soyut iddiadan daha çok, tam ispattan daha az bir durumun varlığı halinde yaklaşık ispat halinden söz edilebilecektir.
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere,ihtiyati haciz kararı, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun varlığı durumunda ve alacağın ve haciz sebeplerinin varlığını ispata yarar delillerin sunulması koşulu ile verilebilecektir. Alacağın ve haciz sebeplerinin varlığının ise yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde kanıtlaması gerekecektir. Soyut iddiadan daha çok, tam ispattan daha az bir durumun varlığı halinde yaklaşık ispat halinden söz edilebilecektir.
Somut olayda; ihtiyati haciz isteyen vekili her ne kadar taşınmaz üzerine müvekkili lehine konan ipoteğin çekişmeli olduğunu ileri sürmüş olup, her ne kadar bu ipoteğin fekki istemiyle İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış bir dava var ise de; ihtiyati haciz isteğinin ileri sürüldüğü tarihte taşınmaz üzerinde ihtiyati haciz isteyen lehine bir ipotek ve buna dayalı bir icra takibi bulunmaktadır.Bu durumda,İİK’nun 257 ve devamı maddeleri kapsamında ihtiyati haciz koşulları oluşmamıştır. Bu durumda mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup istinaf sebepleri yerinde değildir.
Şu hale göre,ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/08/2020 tarih, 2020/261D.iş 2020/261 Karar sayılı kararına karşı ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından alınması gereken 59,30- TL istinaf harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç tahsiline yer olmadığına,
3-İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1-f maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 14/07/2021

MUHALEFET ŞERHİ:
HMK, Harçlar kanunu ve harçlar tarifesinde ve sair yasal düzenlemede istinaf karar harcı öngörülmediğinden ve aksi yorumun harç ve diğer mali yükümlülüklerin yasa ile düzenleneceğine dair Anayasal hükme aykırı olduğu ve hak arama hakkının sınırlandırıldığı ve hak aramanın zorlaştırıldığı sonucunu doğuracağından, istinaf aşamasında karar ve harcı yatırılması hususunda çoğunluk kararına katılmak mümkün olmamıştır.