Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1062 E. 2021/1118 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1062
KARAR NO : 2021/1118
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI : 2021/134 Esas, 2021/263 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
KARAR YZM TARİHİ : 08/07/2021
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/03/2021 tarih ve 2021/134 Esas, 2021/263 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin 08/06/2018 tarihli sözleşmesi ile davalı şirketin … markası altında ürettiği doğal kaynak suyunun dağıtımını üstlendiğini,sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde davalı tarafından satın alınacak damacana bedelleri için davalıya muhtelif bonolar verildiğini, yaşanan gelişmeler nedeniyle sözleşmenin feshedilmesinden sonra davalının bonolara dayalı olarak, İzmir 1. İcra Müd.nün 2019/11613 esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında takip çıkış tutarı 54.182,99 TL lik icra takibi başlattığını, takip alacağı ve takip harç ve masrafları tutarı olan 71.720,00 TL.nin icra dosyasına müvekkili tarafından ödendiğini belirterek, ödemenin yapıldığı 20/03/2020 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi, aksi halde yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın, icra tehdidi altında ödenen bonoların bedellerinin istirdadına ilişkin alacak davası olduğu, 6102 sy TTK’ya 7155sy yasanın 20 md. İle eklenen 5/A maddesi ile “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirildiği, somut olayda; davacının, davalıya verdiği 6 adet bonoya ilişkin olarak bonolardan birinin altındaki imzanın kendisine ait olmaması, birinin teminat niteliğinde olması, diğerlerinin ise bedellerinin daha önce ödenmesi nedeniyle davalıya borçlu olmadığı halde, senetlerin icraya konulması nedeniyle icra tehdidi altında ödeme yapmak zorunda kaldığını iddia ederek ödediği bedellerin istirdadına ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi’nde alacak davası açtığı, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize tevzi edilip, yukarıda esas numarasına kaydının yapıldığı, dava açılmadan önce 6102 sy TTK’ya 7155 sy yasanın 20 md. İle eklenen 5/A maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadığı anlaşılmakla 6325 sy yasanın 18/A-2. Bendi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddileceği öngörüldüğünden davacının alacak davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; yerel mahkemece, davanın dava şartı eksikliği (zorunlu arabuluculuk) nedeni ile red karar verildiğini, usulden red kararının hukuka, hak arama özgürlüğüne aykırı olduğunu, davanın öncelikle istirdat davalarında genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açıldığını ve bu mahkeme tarafından görevsizlik kararı verildiğini, verilen karar doğrultusunda görevli olan Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesinin talep edildiğini, yerel mahkemenin verdiği karar doğru kabul edilecek olursa, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan istirdat davaları görev yönünden reddedildiği takdirde, hiç kimsenin, hiç bir dosyada, dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etme hakkı olmayacağını, bu nedenle kararın bozulmasını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava; bedelsiz olduğundan bahisle icra takibine konu bono bedellerinin ödendiği ve ödenen bedellerin tahsiline dayalı alacak istemine ilişkindir.
Ticaret Kanununun 5/A maddesi gereğince 19 Aralık 2018 günü yapılan düzenleme ile, 1 Ocak 2019 dan itibaren konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerini içeren tüm ticari uyuşmazlıklara dava şartı olarak arabuluculuk getirilmiştir.
Ancak, menfi tespit davalarında alacak ve tazminat talebi değil, kural olarak bir tespit talebi bulunduğundan, arabuluculuğa tabi olmadığı yerleşik Yargıtay uygulamaları ile sabittir. Dava, doğrudan istirdat şeklinde açılıyorsa, davada alacak talebi olduğundan arabuluculuğa tabidir. Bununla birlikte, davanın menfi tespit olarak açılıp, dava devam ederken -ödeme nedeniyle- istirdata dönüşen davalarda da arabuluculuğa tabi olmadığı uygulamalarla oturmuştur.
Bu durumda; istirdat davalarında arabuluculuk yoluna başvurulmadığından reddi hususunda heyetçe tartışılmasına, aksi halde istinaf sebeplerine göre Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/03/2021 tarih ve 2021/134 Esas, 2021/263 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince esas ve harçlar yönünden oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi.08/07/2021