Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/97 E. 2023/1478 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/97
KARAR NO : 2023/1478
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2019
NUMARASI : 2016/1359 Esas 2019/828 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden
Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/09/2023

Davacı ve Davalılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalılar … ve … adi ortaklığı ile 15/04/2015 tarihli … Tüplü gaz dolamı ve dağıtım taşeron sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkili tarafından davalı tarafa mülkiyeti müvekkiline ait 3 adet saklama tankı, 429 adet tüp, 3 adet vaporizatör, 3 adet pompanın verildiğini, söz konusu menkullerin davalıya sözleşmeden doğan yükümlülüklerin ifası amacıyla ve sadece sözleşmenin yürürlükte olduğu süre için teslim edildiğini, müvekkilinin Beyoğlu 17 Noterliği’nin 10/03/2016 tarihli 05309 yevmiye nolu ihtarnamesiyle sözleşmenin 8.maddesinin 4. Paragrafı uyarınca sözleşmeyi feshettiğini, aynı ihbarname ile davalı taraftan dava konusu emtianın iadesinin talep edildiğini, müvekkilinin tüm girişimlerine rağmen sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi gereken söz konusu menkullerin bugüne kadar iade edilmediğini, hukuka aykırı olarak davalılar uhdesinde kulanılmaya devam edildiğini ileri sürerek, söz konusu menkullerin davacıya aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde dava konusu menkullerin piyasa değeri olan 432.310,00-TL’nin kanuni faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili sunduğu cevap dilekçesi ile; davayı görmeye müvekkilinin ikametgahının bulunduğu Bursa Mahkemelerinin yetkili olduğunu, mahkememizin yetkisiz olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, esas yönünden de davacı ile müvekkili adi ortaklık arasında ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, esas yönünden de davacı ile müvekkili adi ortaklık arasında imzalanan 15/04/2015 tarihli tüplü gaz dolum ve dağıtım taşeron sözleşmesi incelendiğinde davaya konu edilen menkullerin teslim edildiğine ilişkin beyan veya hüküm bulunmadığını, söz konusu malların müvekkili adi ortaklığa teslim edilmediğini, sözleşme sonrası müvekkilinin kendi elinde bulunan imkanlar ile tesisi işletmeye devam ettiğini, esasen müvekkilinin sözleşme öncesi de aynı işi yaptığını, bu işte kullanması gereken makine ve aletler olmadan işi yapmasının olanaksız olduğunu, davacının sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkilini zor durumda bıraktığını, müvekkili tarafından davacıya gönderilen Bursa 10 Noterliğinin 15/03/2016 tarihli 9718 nolu ihtarnamesinde müvekkiline iddia edildiği gibi teknik malzeme teslim edilmediğinin açıkca belirtildiğini, davacının 10/03/2016 tarihli ihtarnamesinde 80 adet tüpü istediğini bildirmesine rağmen bu davada 429 adet tüpün iadesini davaya konu ettiğini, bununda iddianın gerçeğe aykırı olduğunun açık bir göstergesi olduğun ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Dava dilekçesinde davalı olarak “… …-… Adi Ortaklığı” gösterilmişse de adi ortaklığın tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti bulunmadığından davanın adi ortaklara yöneltilmesi konusunda davacı vekiline kesin süre verilmiş, davacı vekili 14/11/2016 tarihli dilekçesi ile davayı adi ortaklığın ortakları … ve …’ya yöneltmiş ve bu şekilde usulüne uygun taraf teşkili sağlanmıştır.
Mahkememizin görevli olup olmadığı konusunda yapılan araştırmada davalı … ve …’nın dava tarihi itibariyle bilanço usulüne göre defter tuttuklarından ikinci sınıf tacir oldukları belirlenmiş, davacının da tacir olduğu gözönüne alındığında davanın nispi ticari dava olduğu mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuşsa da uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklandığı, sözleşmenin 8.maddesinde sözleşme ve tatbikatından doğabilecek ihtilafların halli mercinin İzmir Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğu şeklinde düzenleme karşısında yetki sözleşmesinin bulunduğu ve bu nedenle mahkememizin yetkili olduğu kabul edilmiştir.
Taraflarca sunulan sözleşme, ihtarnameler, mail çıktıları değerlendirilmiş, davalı tarafından gönderilen mailler yazılı delil başlangıcı kabul edilerek tanık dinlenmiş, taraf defterleri incelenmesi konusunda bilirkişi görüşüne başvurulmuştur.
… Şti ile … … … adi ortaklığı arasında imzalanan 15/04/2015 tarihli sözleşme ile adi ortaklığın … Mah. … Cad. No:… … … adresindeki tüp dolum tesisinde …’ya ait tüp manifold ve sıva kapları test etmeye ve doldurmaya ayrıca dolu veya boş sanayi ve medikal gaz tüplerinin palet ekipman vb. tüm emtilalarının … tarafından bildirilecek yerlere taşınması işini üstlendiği, davacı tarafından davaya konu edilen menkullerin bu sözleşmeye uygulanması kapsamında emaneten davalıya teslim edildiğinin iddia edildiği anlaşılmıştır. Bu ihtarname muhatabına 11/03/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davacı şirket tarafından adi ortaklığa gönderilen Beyoğlu 17. Noterliği’nin 10/03/2016 tarihli 05309 yevmiye nolu ihtarnamesi ile 15/04/2015 tarihli sözleşmenin 8.maddesinin 4.paragrafı uyarınca sözleşmenin feshedildiği, adi ortaklıktan olan alacağın istendiği, ayrıca mülkiyetinin davacı şirkete ait olduğu belirtilerek adi ortaklık yedinde bulunan 80 adet tüp 3 adet evapatör, 3 adet pompa ve 3 adet tankın iade ve tesliminin istendiği belirlenmiştir.
Davalılardan … tarafından davacı şirkete gönderilen 13 Ekim 2016 tarihli mailde “Merhaba … Bey, … yönetimi olarak bu teklifi değerlendirdik aldığımız karar neticesinde karşılıklı ibralaşmak suretiyle bizde bulunan ekipmanları verebiliriz ama … olarak borcu kabul etmiyoruz bundan dolayı başlayacak herhangi bir kanuni bir merasim olacaksa kanuni merasim bitinceye kadar ekipmanlarınız …’da kalacaktır, …’ya ait ekipmanlar sizler tarafından gönderdiğiniz noter belgeli evrakta belirttiniz, … çalışanları ile yapılan sözleşme toplantı tutanakları yapılmayan çalışmaların tutanakları, mailler, watsapp yazışmaları, şahitler ile birlikte kanuni merasime başlanabilir, sözleşme hükümlerinin bize tanıdığı yazışmaları, şahitler ile birlikte kanuni merasime başlanabilir, sözleşme hükümlerinin bize tanıdığı yaptırım hakları saklıdır” şeklinde anlatımda bulunulduğu anlaşılmıştır. Yine … tarafından gönderilen 11 Ekim 2016 tarihli mailde taraflar arasındaki yaşanan bir kısım sorunlardan bahsedilmekle birlikte 3 adet tank sayımını yapacakları 300 civarı tüpün verilmesi olayını yapabilecekleri evapatörlerin iadesi konusunda zaman lazım olduğunun kendilerine ait 3 adet pompadan dolayı pompaları hesaba katmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davalı tarafın mailinde iddia edilen nitelikte menkullerin iadesi konusundaki kabuller karşısında bu mailler yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmiş gösterilen davacı tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanığı …;davacı şirkette çalıştığından dolayı konuyu bildiğini, davalı şirkete emanet olarak 3 adet likit tank, 4 adet likit pompası, tahmini 450 civarı sanayi tüpü, 2 adet dolum bataryası verildiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı …; davalı tarafa 480-500 civarında tüp gönderdiklerine dolum pompaları ve evapatörleri gönderdiklerini, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden sonra dava konusu menkullerin iade edilmediğini beyan etmiştir.
Bilirkişi … sunduğu raporunda; davaya konu menkullerin davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacı şirket tarafından yapılan beyana göre … markalı grup şirketi olduğu davaya konu menkullerin diğer grup şirketi tarafından teslim edildiğini ve buna ilişkin kayıtların sunulduğunu ortaya koymuştur.
Bilirkişi … sunduğu raporunda;davalı tarafın 2015-2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesinden, davaya konu menkullerin defterlerde kayıtlı olmadığını ortaya koymuştur.
Makine mühendisi bilirkişi … sunduğu raporunda; 5.000 kg’lık saklama tankının 15.000,00-TL, 10.000 kg’lık saklama tankının 25.000,00-TL değerinde olduğunu, 2005 üretimli vaporizatörün 3.000,00-TL, 2008 yılı üretimli vaporizatörün 6.000,00-TL değerinde olduğunu, 2005 yılı üretimli pompanın 2.000,00-TL, 2008 yılı üretimli pompanın 4.000,00-TL değerinde olduğunu, 50 lt hacimli 429 adet tüpün 141.570,00-TL değerinde olduğunu, böylelikle davaya konu menkullerin toplam değerinin 231.750,00-TL değerinde olduğunu ortaya koymuştur.
Toplanan tüm deliller karşısında davacı şirket ile davalıların oluşturduğu … …-… adi ortaklığı arasında 15/04/2015 tarihli tüplü gaz dolum ve dağıtım taşeron sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafça sözleşmenin 8/4 maddesine muhalefet edildiği iddiasıyla Beyoğlu 17 Noterliği’nin 10/03/2016 tarihli 05309 yevmiye nolu ihtarnamesiyle sözleşmenin feshedildiği, davacı tarafça sözleşmenin uygulanması bakımından davalıya emaneten kullanmak üzere teslim edildiği ancak iade edilmediği ileri sürülen dava konusu 429 adet tüp, 3 adet saklama tankı, 3 adet vaporizatör ve 3 adet pompanın aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsilinin bu davanın konusu edildiği anlaşılmıştır.
Yazışmaları, şahitler ile birlikte kanuni merasime başlanabilir, sözleşme hükümlerinin bize tanıdığı yaptırım hakları saklıdır” şeklinde anlatımda bulunulduğu anlaşılmıştır. Yine … tarafından gönderilen 11 Ekim 2016 tarihli mailde taraflar arasındaki yaşanan bir kısım sorunlardan bahsedilmekle birlikte 3 adet tank sayımını yapacakları 300 civarı tüpün verilmesi olayını yapabilecekleri evapatörlerin iadesi konusunda zaman lazım olduğunun kendilerine ait 3 adet pompadan dolayı pompaları hesaba katmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davalı tarafın mailinde iddia edilen nitelikte menkullerin iadesi konusundaki kabuller karşısında bu mailler yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmiş gösterilen davacı tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanığı …;davacı şirkette çalıştığından dolayı konuyu bildiğini, davalı şirkete emanet olarak 3 adet likit tank, 4 adet likit pompası, tahmini 450 civarı sanayi tüpü, 2 adet dolum bataryası verildiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı …; davalı tarafa 480-500 civarında tüp gönderdiklerine dolum pompaları ve evapatörleri gönderdiklerini, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden sonra dava konusu menkullerin iade edilmediğini beyan etmiştir.
Bilirkişi … sunduğu raporunda; davaya konu menkullerin davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacı şirket tarafından yapılan beyana göre … markalı grup şirketi olduğu davaya konu menkullerin diğer grup şirketi tarafından teslim edildiğini ve buna ilişkin kayıtların sunulduğunu ortaya koymuştur.
Bilirkişi … sunduğu raporunda;davalı tarafın 2015-2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesinden, davaya konu menkullerin defterlerde kayıtlı olmadığını ortaya koymuştur.
Makine mühendisi bilirkişi … sunduğu raporunda; 5.000 kg’lık saklama tankının 15.000,00-TL, 10.000 kg’lık saklama tankının 25.000,00-TL değerinde olduğunu, 2005 üretimli vaporizatörün 3.000,00-TL, 2008 yılı üretimli vaporizatörün 6.000,00-TL değerinde olduğunu, 2005 yılı üretimli pompanın 2.000,00-TL, 2008 yılı üretimli pompanın 4.000,00-TL değerinde olduğunu, 50 lt hacimli 429 adet tüpün 141.570,00-TL değerinde olduğunu, böylelikle davaya konu menkullerin toplam değerinin 231.750,00-TL değerinde olduğunu ortaya koymuştur.
Toplanan tüm deliller karşısında davacı şirket ile davalıların oluşturduğu … …-… adi ortaklığı arasında 15/04/2015 tarihli tüplü gaz dolum ve dağıtım taşeron sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafça sözleşmenin 8/4 maddesine muhalefet edildiği iddiasıyla Beyoğlu 17 Noterliği’nin 10/03/2016 tarihli 05309 yevmiye nolu ihtarnamesiyle sözleşmenin feshedildiği, davacı tarafça sözleşmenin uygulanması bakımından davalıya emaneten kullanmak üzere teslim edildiği ancak iade edilmediği ileri sürülen dava konusu 429 adet tüp, 3 adet saklama tankı, 3 adet vaporizatör ve 3 adet pompanın aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsilinin bu davanın konusu edildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle davacı tarafından davalıların oluşturduğu adi ortaklığa davaya konu nitelikte menkullerin emanet olarak verilip verilmediği değerlendirilmiş, davalılardan …’ın davacı tarafa gönderdiği 13/10/2016 tarihli ve 11/10/2016 tarihli maillerden ve dinlenen tanık beyanlarından dava konusu edilen türde menkullerin adi ortaklığa emaneten verildiği, fakat iade edilmediği kanaatine varılmıştır. Bu menkullerinin sayısının ne olduğu konusunda yapılan değerlendirmede ise her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesinde 3 adet saklama tankı, 429 adet tüp, 3 adet vaporizatör ve 3 adet pompanın iadesi istenmiş ise de, davacı tarafından adi ortaklığa gönderilen Beyoğlu 17. Noterliği’nin 10/03/2016 tarihli 05309 yevmiye nolu fesih ihtarnamesinde 80 adet tüp,3 adet evapatör, 3 adet pompa ve 3 adet tankın davalı tarafa teslim edildiği ve iadesinin istendiği anlaşılmakla dava dilekçesinde yazılı 429 adet tüpün davacının bu kabul beyanına aykırı olduğu, davacı tarafın davalıya en fazla ihtarnamede belirtilen 80 adet tüp, 3 adet evapatör, 3 adet pompa ve 3 adet tankı teslim etmiş olabileceği değerlendirilmiştir.
Davalının 13/10/2016 tarihli mailinde kendilerinde bulunan ekipmanları verebilecekleri ekipmanların gönderilen noter belgeli evrakta belirtildiği ifade edilmekle bu ihtarnamede belirtilen menkulün adi ortaklığa iadesi kaydına teslim edildiğinin kabul edildiği kanaatine ulaşılmıştır. Böylece davacının gönderdiği 10/03/2016 tarihli ihtarnamede belirttiği ve davalının 13/10/2016 tarihli mailinde ihtarnamede yazılı menkullerin iadesini kabul ettiği üzere davacı tarafından davalıların oluşturduğu adi ortaklığa 80 adet tüpün, 3 adet evapatörün, 3 adet pompanın ve 3 adet tankın iade edilmek üzere teslim edildiğinin sübut bulduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bilirkişi …’un 13/02/2019 tarihli ek raporunda tespit ettiği değerlere göre 80 adet tüpün değerinin 26.400,00-TL, 3 adet evapatörün değerinin 15.000,00-TL, 3 adet pompanın değerinin 10.000,00-TL ve 3 adet tankın değerinin 65.000,00-TL olduğu dikkate alınarak davacının teslim ettiği menkullerin toplam değerinin 116.400,00-TL olduğu hesaplanmıştır.
Dava konusu 80 adet tüp, 3 adet evapatör, 3 adet pompa ve 3 adet tank aynen temin edilemediğinden davacının bunların aynen teslimi talebinin reddine, terditli olarak bildirdiği bedelinin iadesi talebinin kısmen kabulüne, bu menkullerin belirlenen değeri olan 116.400,00-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair sübut bulmayan talebin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile;
“-Dava konusu menkullerin aynen iadesi talebinin reddiyle ancak bedel talebinin kısmen kabulüne, 116.400,00-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya dair talebin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı … …-… Adi Ortaklığı arasında, 15.04.2015 tarihinde … Tüplü Gaz Dolum ve Dağıtım Taşeron Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkili tarafından davalıya, mülkiyeti müvekkile ait olan 3 adet Saklama Tankı, 429 adet Tüp, 3 adet Vaporizatör ve 3 adet Pompanın teslim edildiğini, sözleşme’nin feshedilmesi sonucu davalının, müvekkiline iade etmesi gereken dava konusu malları iade etmediğini, iş, hukuka aykırı olarak uhdesinde tutmaya ve kullanmaya devam etmiştir. Bu malların iadesi veyahut aynen iadesi mümkün değil ise dava konusu malların piyasa değeri olarak belirtilen 432.310,00 TL’nin kanuni faizi ile birlikte müvekkile ödenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hatalı bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulduğunu istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişinin raporunda davacı şirketin dava konusu etmiş olduğu ve davalı taraftan iadesini istediği menkul malların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını açıkça belirttiğini, ayrıca dava konusu malların müvekkiline ait ticari defterlerde de kaydı olmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerekirken kısmen kabul edilmesi yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafça dönem dönem dolumu yapılmak üzere tüplerin müvekkilinin işletmesine gönderildiğini, bu tüplerin müşteri tüpü olarak müvekkilime ait tesiste doldurulduğunu, davacı taraf iadesini ya da bedelini istediği bu taşınırların kendisine ait olduğunu dahi ispat edemediğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, gaz dolum ve dağıtımına ilişkin taşeron sözleşmesi nedeniyle teslim edilen malların iadesi aksi halde bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. Maddesine göre ;“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
Davacı tarafça dava dilekçesinde sözleşme nedeniyle teslim edilen 3 adet saklama tankı, 429 adet tüp, 3 adet vaporizatör ve 3 adet pompanın iadesinin talep edilmiş olup, davalı tarafın söz konusu malların adi ortaklığa teslim edilmediğini savunmuştur. Davalılardan …’ın davacı tarafa gönderdiği 13/10/2016 tarihli ve 11/10/2016 tarihli maillerden ve dinlenen tanık beyanlarından dava konusu edilen bir kısım malzemenin adi ortaklığa verildiği, davacı tarafından adi ortaklığa gönderilen Beyoğlu 17. Noterliği’nin 10/03/2016 tarihli 05309 yevmiye nolu fesih ihtarnamesinde 80 adet tüp, 3 adet evapatör, 3 adet pompa ve 3 adet tankın davalı tarafa teslim edildiği ve iadesinin istendiği, bu durumda talep edilen tüm malzemelerin davalı taraf teslim edildiğinin sabit olmadığı anlaşılmakla mahkemece davanın bilirkişi raporunda belirlenen bedeller üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, dava dilekçesinde belirtilen tüm malzemelerin teslim edildiğinin davacı tarafça ispatlamamasına ve ispatlanan bölüm yönünden kısmen kabul kararı verilmesine göre davacı vekili ve davalılar vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/09/2019 tarih, 2016/1359 Esas ve 2019/828 Karar sayılı kararına karşı davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 225,45‬ TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 7.951,28 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 1.897,82 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 6.053,46 TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan istinaf masrafının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; davacı yönünden HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık, davalı taraf yönünden miktar itibariyle temyiz yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/09/2023