Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/917 E. 2021/912 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/917
KARAR NO : 2021/912
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2020
NUMARASI : 2017/830 Esas-2020/131 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2021
İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/02/2020 tarih ve 2017/830 Esas-2020/131 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkiline silah zoru ile imzalattırılan ve daha sonra davalı tarafından vade tarihi doldurulan 223.400,00-TL bedelli ve 01/08/2016 tanzim tarihli, 15/08/2016 vade tarihli İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/14332 E. Numaralı dosyası ile icra takibine konu edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile davalı hakkında alacağın en az %20 si tutarında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı delil olarak; dava dilekçesinde bansi geçen anlaşmalar, jandarmada verdiği ifade, … savcılığı soruşturma dosyası, tanık yemin, banka kayıtları tapu kayıtlarına dayanmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin maddi durumunun iyi olduğunu , müvekkili …’in …’e ait işyerinde 2015 yılı Kasım ayından itibaren SSK lı olarak çalışmaya başladığını, davacının öncelikle müvekkilinden 5.000,00-10.000,00-TL gibi rakamlar aldığını ve ödediğini, müvekkilinin bu güven ilişkisine dayanarak büyük meblağlı borç verdiğini, davacının ödeme evrakı sunamadığını, şehrin merkezinde silahlı tehdit olayının mümkün bulunmadığını , kaldı ki bir insanın buna maruz kalıp da suç duyurusunda bulunmak için aradan 2,5 ayın geçmesini beklemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı müvekkilinin aylar boyunca kendisini ve ailesini tehdit ettiğini beyan etmişse de müvekkili hakkında müvekkili icra takibi yapana kadar hiçbir müracaatta bulunmadığını, iptali istenen takibin işlem tarihinin 02/11/2016 olduğunu, davacının ise müvekkili hakkındaki müracaat tarihinin 14/11/2016 olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMESİNCE: Davacı taraf, dava konusu sendin silah zoru ile imzalatıldığını iddia ederek senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Gerek mahkememizce gerekse ceza dosyasında dinlenen tanık beyanları gözetildiğinde davacıya zorla senet imzalatıldığı yönünde herhangi bir kanaate mahkememizce varılamamıştır. Zira dinlenen tanıklardan … davacının oğlu olmakla birlikte İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/126978 soruşturma sayılı dosyasında da şikayetçi sıfatına sahip olduğu ve bu tanık beyanıyla çelişen diğer tanık ifadeleri gözetildiğinde bu tanığın beyanlarına itibar edilmemiştir. Ayrıca, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/7280 soruşturma sayılı dosyasında kolluk görevlilerince davacı …’ün alınan ifadesinde davacı senedi imzaladığını beyan etmiş ise de bu ifadesinde senedin kendisine zorla imzalatıldığı konusunda bir iddia yada beyanda bulunmamıştır. Bununla birlikte gerek davacı, gerekse oğlu … tarafından şüpheliler …, …, … ve … aleyhine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/126978 soruşturma sayılı dosyasında yağma suçundan başlatılan soruşturma neticesinde olaya ilişkin herhangi bir tarafsız görgü tanığı, kamera kaydı veya başkaca maddi bir delil elde edilememesi nedeniyle kamu davası açılmasına yeterli şüphe oluşturacak delil elde bulunmadığından şüpheliler hakkında atılı suçtan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği hususu da gözetildiğinde davacı tarafın ikrah olgusunu ispat edemediği anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU:Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı ve arkadaşlarının müvekkilini tehdit ettiklerini 16.07.2016 günü, müvekkilin ortağı …, yanında bulunan diğer şahıslar ve davali ile birlikte yağ fabrikasını soyup müvekkiline ait olan şifresinin … tarafından bilindiği kredi kartınından 13.000,00 TL çekerek ve kartı da fiziken çalarak kaybolduklarını müvekkilinin bu olayla ilgili şikayette bulunduğunu,
Taraflar arasındaki husumet ortada iken mahkemece tanık beyanları ve savcılığın yeterli delil bulunmaması sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararları dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinin usülsüz olduğunu,
Dosya kapsamında senedin müvekkile zorla imzalatıldığına dair güçlü emareler bulunmakta ve beyanlarımız ile örtüşen tanık beyanı bulunduğunu,
223.400,00 TL bedelli ve tarih bölümü boş olan yeni bir senet koyarak imzalamaması halinde müvekkili ve oğlunu orada öldüreceklerini söylemeleri üzerine müvekkilinin senedi imzalamak zorunda kaldığını,
Müvekkilinin şikayette bulunduğunu, savcılık dosyası takipsizlik ile neticelenmiş ise de bunun sebebi yeterli delilin bulunmamasından ibaret olduğunu zira olay mahallinde piyasada tefecilik ve dolandırıcılık çetesi olarak bilinen “…” çetesinden aralarında davalı …’in de bulunduğu …, …, … ve … isimli şahıslar haricinde kimse bulunmadığını,
Bununla birlikte B.K. nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin sabit saydığı olaylar üzerine verdiği ve kesinleşen mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlar. Bu itibarla hakkında takipsizlik kararı verilmiş olan soruşturma dosyalarının huzurdaki yargılamanın seyrini etkilemeyeceğini,
Sosyal ve ekonomik durum araştırması ve banka kayıtları incelemesi neticesinde davalının müvekkiline dava ve takip konusu tutar kadar borç vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususu yerel mahkemece dikkate alınmadığını, beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava bononun tehditle alındığı iddiasıyla borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2016/14332 esas sayılı dosyasında alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 223.400,00-TL asıl alacak, 8.582,54-TL işlemiş faiz, 670,20-TL komisyon olmak üzere toplam 232.652,74-TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus takip başlatılmıştır.
Takibe dayanak bononun lehdarının …, keşidecisinin …, düzenleme tarihinin 01/08/2016 , vadesinin 15/08/2016 bedelinin 223.400,00-TL olduğu görülmüştür.
Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/6997 soruşturma, 2017/62 sayılı dosyası ile 2016/6858 soruşturma sayılı dosyasının aynı olay ve tarafların aynı olduğu gözetilerek birleştirilmesine karar verildiği, soruşturmanın 2016/6858 soruşturma sayılı dosyadan devam edildiği, mağdurun bir senedi vermeğe mecbur edilmesi suretiyle yağma suçundan dosyada yetkisizlik kararı verilerek İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği, dosyada 15.11.2017 tarihinde tehdit ve dolandırıcılık suçları yönünden soruşturma yapılarak “karşılıklı para alışverişi, tarla devri, tarafların aralarında yaptıkları harici yazılı ve sözlü anlaşmalardan kaynaklı iddiaların, hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, tehdit iddiasının şüphelilerce kabul edilmediği gibi müşteki beyanından başka şüphelilerin atılı suçu işlediğini gösterir kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı, senet yağması suçu yönündeki iddiaların ise olayın …/…’nde meydana geldiği iddiası karşısında suç yeri itibariyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/6858 soruşturma sayılı dosyasına Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2017/2755 D.İş sayılı dosyası ile yapılan itirazın değerlendirildiği, kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle yapılan itirazın CMK’nun 173/3 madde uyarınca reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/126978 soruşturma, 2019/58529 karar sayılı kararı ile şikayetçiler … ve … tarafından şüpheliler …, …, … ve … aleyhine yağma suçundan soruşturma başlatıldığı, olaya ilişkin tarafsız görgü tanığı, kameri kaydı veya başka maddi delil elde edilemediğinden şüpheliler hakkında atılı suçtan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Menfi tespit davalarında ispat yükümlülüğü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak imzası ikrar edilmiş bono alacağın varlığını ispatlayan kesin delil niteliğinde olup bu kez borçlunun borcunun bulunmadığını, usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Bono, ödeme vaadi niteliğinde kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Senedin ikrah ile imzalatıldığı hususunun ise tanık deliliyle ispatı mümkün olup, ispat külfeti davacı taraftadır.
Davacı tarafça davaya konu senedin tehditle alındığı, borçlu olunmadığı iddia edilmiştir. Mahkemece davacı davasını ispatlayamadığından reddine dair hüküm kurulmuşsa da, davacı taraf açıkça yemin deliline dayandığından; mahkemece davacı tarafa yemin delili hatırlatılmadan hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır. Oysa yemin delili kesin delillerdendir. Davacı tarafa yemin delili hatırlatılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle, davacı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/02/2020 tarih ve 2017/830 Esas-2020/131 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte görevli mahkemece değerlendirilmesine,
6-Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 03/06/2021