Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/907 E. 2023/978 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/907
KARAR NO : 2023/978
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019
NUMARASI : 2018/397 Esas ve 2019/509 Karar
DAVANIN KONUSU : Tanıma ve Tenfiz
BAM KARAR TARİHİ : 25/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Zweibrücken Asliye Mahkemesi’nce verilen 09/02/2015 ve 20/04/2015 tarih ve 1O 128/14 dosya nolu ilamların 17/09/2015 ve 28/07/2016 tarihlerinde davacı şirket lehine kesinleştiği, kesinleşen yabancı mahkeme ilamlarının tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zweibrücken Asliye Mahkemesi kararında Doktor …’nin aciz idarecisi sıfatına haiz olması nedeni ile verildiğini, davayı açan davacı … olduğunu, tenfizi istenen ilamın davacı sıfatının birbirinden farklı bulunduğunu, davacının yapılan iş karşılığı fatura bedelinin süresinde ödemediğini, davalı şirket tarafından Almanya’da davalı şirket aleyhine takip başlatıldığını, yapılan görüşmelerin sonuç vermemesinden dolayı icra zoru ile 43.063,05 Euro tahsil edildiğini ve halen davacıdan 1.000,00 Euro alacaklarının bulunduğunu, Alman hukukunda mevcut olan aciz kanunu madde 131. maddenin Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğunu, yabancı mahkeme kararının tenfizi için aranan 5718 M.Ö.H.U.K. 54. Maddenin c ve ç bentlerinde şartlarının bulunmadığını, iflasa yönelik tenfiz istendiğini, kamu düzenine aykırılık nedeni ile talebin kabul edilemeyeceğini, davacının teminat yatırması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Yabancı mahkeme kararı tercüme edilmiş ve bu husustaki tüm evraklar incelenmiştir, kararı iflas masası tarafından takip edilen alacak talebine ilişkin olduğu, yabancı mahkemede yapılan yargılama sonunda temyizsiz kesinleştiği anlaşılmış ve sunulan emsal uzman görüşü de değerlendirilerek M.Ö.H.U.K. mevzuatı 50. maddesi nazara alınarak Türk kamu düzenine açık aykırılık oluşmadığı kanaatine varılmakla davanın kabulü doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulması uygun görülmüştür….Davanın KABULÜNE, 5718 sayılı MÖHUK 50. maddesi gereğince Federal Almanya Cumhuriyeti Zweibrücken Asliye Mahkemesi tarafından verilen 1O 128/14 sayılı kararın tanınması ve tenfizine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sunulan yabancı mahkeme kararının bir ticari alacak olmayıp, Almanya İflas Masası işlemine ait bir kararı olduğunu, yabancı mahkeme tarafından verilen karar 5718 sayılı MÖHUK’a göre tanıma ve tenfizin şartlarını sağlamadığını, iflas işlemlerine ilişkin verilen yabancı mahkeme kararlarının tenfizi istenemeyeceğini, söz konusu dava milletlerarası hukuka ilişkindir ve böyle teknik bir konuda uzman kişiler tarafından görüş alınması gerektiğini, ancak yerel mahkeme bu konuda hiçbir çalışma yapmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Davacı … vekilinin 06/04/2023 zaman damgalı dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin Almancadan Türkçeye çevrilen 16/09/2015 tarihli Umumi Dava Vekaletnamesi ile; dava ve kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu görülmüştür.
Dava, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olduğundan davadan feragat hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davacı vekilinin davadan feragatine ilişkin beyanı davaya son veren taraf işlemi niteliğinde olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK m.310 gereğince feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/05/2019 tarihli, 2018/397 esas ve 2019/509 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacı tarafın davadan feragat etmesi nedeniyle davanın 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 310. maddesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
3-Davadan feragat edildiğinden Harçlar Kanunu 22. maddesi gereğince alınması gereken maktu karar ve ilam harcının 2/3’ü olan 119,93 TL harç önceden alınan 2.895,31 TL harçtan mahsubu ile 2.775,38 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 121,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalının yatırmış olduğu 2.841,50 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalıya iadesine,
8-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalı üzerinde bırakılmasına,
9-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
10-Kararın dairemiz tarafından taraf vekillerine ve davalıya tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2023