Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/72
KARAR NO : 2023/1743
KARAR TARİHİ : 17/10/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2019
NUMARASI : 2019/975 Esas 2019/376 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/10/2023
Davacı vekili ve davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde;
“Davacı vekili Mahkememizin 2019/404 esas sayılı dosyasında vermiş olduğu karşı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin nakliye komisyonu işi yaptığını ve davadışı … Tic.Ltd.Şti’nin mallarını Mersin Limanı’ndan çekerek Erzincan İliç Ana Gold Madencilik Maden Sahası’na teslim etmek ve boşalan konteyderleri Mersin Limanı’na veya Gemi acentalarının bildirdiği depolara iade etmek üzere anlatıştıklarını, davalı şirket ile belirtilen işi yapmak üzere anlaşma imzaladığını, sözleşme gereği ilk konteynır taşımasının 08/06/2017 tarihinde limanda olmakla başlayıp Kasım 2017 ortalarına kadar muhtelif taşımaların gerçekleştiğini ancak davacının Eylül ayında konteynırları geç teslim alıp geç teslim etmeye başladığını, bu nedenle müvekkil şirketin zarara uğradığını, davalının isteği üzerine konteynırların oluşan teamül, free timelar da dikkate alınarak zamanında teslim alınıp taşınıp iadesini talep ettiği ve 3.400 TL+KDV bedelini onayladığını, buna rağmen konteynırların zamanında alınmadığını ve zamanında geri teslim edilmediğini, mal sahibi şirket aleyhine 40.458,60 USD bedelli demuraj/konteynır bekleme faturaları kesildiğini, bu bedellerin 36.000 TL ve 50.000 TL bedelli faturalarla müvekkilin alacağına yansıttığını, müvekkilinin 86.000 TL zarara uğradığını, davalının taşıma bedelleri mahsup edildikten sonra müvekkilinin 6.025,50 TL bakiye alacağı olduğunu belirtip müvekkilinin 6.025,50 TL alacağının 15/02/2018 tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce 17/06/2019 tarihli celsede karşı davanın dosyadan tefriki ile mahkememizin başka esasına kaydedilmesine karar verilmiş, dosya tefrik edilerek Mahkememizin 2019/975 esasını almıştır.
Türk Ticaret Kanunu’na 06/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Abonelik Sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarına ilişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanunun 20. maddesi ile eklenen 5/A mad gereğince TTK nun 4 maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak getirilmiştir.
HMK 115/1 md. Gereğince ”Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır…” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve yasal mevzuat birlikte değerlendirildiğinde; dava konusunun tazminat talebini içerdiği ve Türk Ticaret Kanunu’na 06/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Abonelik Sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarına ilişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanunun 20. maddesi ile eklenen 5/A mad gereğince dava açılmadan önce “Arabulucuya” başvurulması gerektiği ancak mahkememize Arabulucuya Başvurma dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşılmakla dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.” gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/d ve 115/2.maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, dair karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkiline bekleme ve konteynır kiralarından dolayı vermiş olduğu zararın, taraflar arasında arabuluculuk sürecinde görüşüldüğünü, davacı tarafın iddialarını kabul etmeyerek kendisinin alacaklı olduğunda ısrarlarını sürdürdüğünü, davacı tarafın dava açması üzerine taraflarınca kendisinin alacaklı olmaması dolayısıyla davanın reddi, aşan zarar dolayısıyla da alacaklı olunan kısmın karşı dava ile talep edildiğini, karşı davanın, davacının alacaklı olmadığı müvekkiline verdiği zarar dolayısıyla müvekkilinin alacaklı olduğu vakıasına dayanmakta olup, bu vakıanın davacının başvurduğu arabuluculuk sürecinde reddedilerek, davacı tarafça işbu dava açıldığını diğer taraftan müvekkilinin karşı davada alacağının ise, belirtilen zararın, karşı davalının alacağını aşmasına bağlı olup, yani her halükarda, karşı dava konusu alacağın asıl dava konusu zarar savunmasından geçmekle, aynı konuda olduğunu yani davacı tarafın, asıl davadaki alacağında ısrar edip, zararı kabul etmemekle, karşı davadaki aşan zararlarını da kabul etmemiş olduğunu, asıl davanın arabuluculuk aşamasında görüşülen konunun karşı davayı da bağlamakta olup, karşı dava için müvekkilin tekrar arabulucuya başvurmasında hukuki ve fiili yararı bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … AŞ istinaf dilekçesinde özetle; Karşı davanın tefrik edilerek arabuluculuğa başvurulmadığı gerekçesi ile dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen kararın yerine olduğunu ancak müvekkili şirket lehine vekalet ücreti hükmedilmediğini beyanla kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Asıl dava, davalı ile yapılan nakliye sözleşmesi gereği hizmetin verildiğini kesilen fatura bedellerinin ödenmediği beyanıyla davalı aleyhine yapılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece karşı davayı tefrik ile ara buluculuk dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Karşı davacı, cevap dilekçesinde müvekkilinin nakliyat komisyoncusu olduğunu, müşterisi dava dışı … şirketinin malllarının taşınması için davacı … ile anlaştıklarını, davacının … şirketinin taşıma işini zamanında yapmaması nedeniyle kendilerine dumaraj bedeli için fatura kestiklerini karşı davacı müvekkilinin bu fatura bedellerinin 86.000 TL’lik kısmının davacı alacağından takas mahsup yapıldığından davacının müvekkiihnden alacağı kalmadığını, karşı davasında ise davacının taşıma bedelleri mahsup edildikten sonra 6.025,50 TL bakiye alacağı kaldığını beyanla faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı dava, asıl davaya karşı açılmış bir dava olsa da asıl davadan ayrı ve bağımsız bir davadır. Buna göre karşı davanın konusunu dava şartı olan arabuluculuğa tabi bir uyuşmazlık oluşturuyorsa, karşı dava yönünden de arabuluculuğa başvurma bir dava şartıdır.
Kanun’da yer alan “arabulucuya başvurulmuş olması” ibaresinden sadece dava açacak olan tarafın arabulucuya başvurmuş olması gerektiği sonucu çıkarılamaz. Önemli olan, dava konusu edilen uyuşmazlığın davanın taraflarınca arabuluculuk görüşmelerine konu edilip edilmediğidir.
Davalı karşı davacı vekilince … AŞ’nin başvurusu üzerine arabuluculuk tutuanağında başvurucudan alması gereken konteyner bekleme ve demuraj ve benzeri kalemlerden kaynaklı yansıtılması gereken alacağı bulunduğundan talepleri kabul etmediğini beyan ettiği, buna göre; karşı davacı taleplerinin arabuluculuk görüşmelerine konu edildiği, tarafların anlaşamadıkları kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, kararın kaldırma sebebine göre davalı vekilinin istinaf istemleri hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,
2- İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2019 Tarih, 2019/975 Esas 2019/376 Karar sayılı kararın 353/1-a-4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda yapılan açıklamalara göre davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine İADESİNE,
4-Davalı vekilinin istinaf istemleri hususunda bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı ve davalı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
6- İstinaf yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
7- İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından alınan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
8-İstinaf yoluna başvuran davalı vekili tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
9- İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından alınan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
10-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/10/2023