Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/543 E. 2022/677 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/407
KARAR NO : 2022/753
KARAR TARİHİ: 21/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2021
NUMARASI : 2021/1335 Esas
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/04/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin nakliye sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı borçlu …’nin Edirne’den Macaristan’a taşınacak emtianın nakliyesi için anlaştıklarını,27/09/2021- 01.10.2021 06.10.2021 tarihilerinde taşımanın yapılarak emtianın alıcısına teslim edildiğini, nakliye işleri nedeniyle müvekkil şirketin davalıdan toplamda 10.871,00.-EURO nakliye ücreti alacağı doğduğunu, davalının 10.871,00.-EURO tutarında olan borcuna istinaden bir kısım ödemeler yapmış olduğunu, takip tarihi olan 02.11.2021 tarihi itibariyle müvekkil şirketin, davalıdan faiz ve ferileri de hariç olmak üzere 5.371,00.-EURO bakiye alacağının bulunduğunu, davalı borçlunun müvekkili şirkete 5.371,00.-EURO borcunu ödemediği hususunun müvekkili şirketin Ticari Defter ve Belgeleri, Gümrük kayıtları, Beynelmilel Hamule Senetleri (CMR’ler), İhracat evrakları, tır karneleri, müvekkil şirketin nakliye ücretleri ile ilgili olarak düzenlemiş olduğu faturalar ile sabit olduğunu beyanla alacağın tahsili için başlatıkları takipte itirazın iptali ile icra takiplerine konu alacağın rehin ile temin edilmemiş olduğunu, girişilen icra takibinin semeresiz kalma ihtimalinin mevcut olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; ürünlerin hatalı taşınmasından sonra alıcının reklamasyon faturası kestiğini, malın geç teslim edilmesi nedeniyle fatura kestiklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE: İhtiyati haciz isteyen vekili tarafından cari hesap ekstresi, beynelminel hamule senetleri, tır karnesi, ekspertiz raporu, transit refakat belgesi, transit/güvenlik kalem listesi ve faturaya dayalı olarak ihtiyati haciz talep edilmekte olup, cari hesap ekstresi, beynelminel hamule senetleri, tır karnesi, ekspertiz raporu, transit refakat belgesi, transit/güvenlik kalem listesi ve fatura tek başına alacağın varlığını ve muaccel olduğunu göstermeye yetecek belgelerden olmadığı gibi, cari hesap ekstresi, beynelminel hamule senetleri, tır karnesi, ekspertiz raporu, transit refakat belgesi, transit/güvenlik kalem listesi ve faturaya dayalı alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, İİK. 257. maddesi koşullarına uygun bulunmayan ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati haczin yasal koşullarının mevcut olduğunu, davalı/borçlunun müvekkil şirkete 5.371,00 EURO borcunu ödemediği hususu müvekkili şirketin ticari defter ve belgeleri, gümrük kayıtları, Beynelmilel Hamule Senetleri (CMR’ler), İhracat evrakları, tır karneleri, müvekkil şirketin nakliye ücretleri ile ilgili olarak düzenlemiş olduğu faturalar ile sabit olduğunu, yaklaşık ispat koşullarının sağlandığını, davalının vadesi gelmiş borcunu ödemediğini, müvekkil şirketin alacağı rehinle de temin edilmediğini, müvekkil şirketin ileride alacağını tahsil edememe riski bulunduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz konulmasına dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlattıkları takipte itirazın iptali ile ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Uyuşmazlık derdest davada ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İİK.’nun 257-(1) maddesi hükmü uyarınca, kural olarak rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu için ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan koşullardan birinin varlığı halinde henüz vadesi gelmemiş bir para alacağı içinde ihtiyati haciz talebinde bulunmak mümkündür. Bu koşullar ise şu şekilde düzenlenmiştir;
“ 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa,
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa.”
Anılan Yasa’nın 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK.’nın 257-(2) hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı, vurgulanmak istenmiştir.
Her ne kadar mahkemece 09/12/2021 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de,
İhtiyati haciz isteyen vekili tarafından cari hesap ekstresi, beynelminel hamule senetleri, tır karnesi, ekspertiz raporu, transit refakat belgesi, transit/güvenlik kalem listesi ve faturaya dayalı olarak ihtiyati haciz talep edilmiş, davalı tarafça taraflar arasında taşıma ilişkisine itiraz edilmemiş olmasına göre buna göre alacağın varlığı hususunda yaklaşık ispat koşullarının ve muacceliyet şartı da gerçekleştiğinden mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla, davacı tarafın istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.
Bu nedenlerle; davacı/ihtiyati haciz isteyenin istinaf talebinin esastan kabulüne, kararın kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı, anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce talebin esası hakkında HMK.’nun 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına, karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-İlk derece mahkemesinin kararına karşı ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin ESASTAN KABULÜNE; Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/12/2021 tarih, 2021/1335 Esas sayılı ara kararının HMK.’nun 353-(b)-2) maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)İhtiyati haciz talebinin KABULÜ ile; 82.719,40 TL alacağı karşılayacak şekilde karşı tarafların menkul, gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
b)2004 sayılı İİK.’nun 259-(1) maddesi gereğince ihtiyati haciz isteyen hacizde haksız çıktığı taktirde borçluların ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.’nun 84. vd. maddeleri gereğince dairemizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 82.719,40 TL’nin %15’i olan 12.407,91 TL teminat tutarının ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından nakit olarak veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkeme veznesine sunulduğu veya yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene verilmesine,
c)6100 sayılı HMK.’nun 89. maddesi ile Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılık’ları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra, icra takibi kesinleşmesi, teminatın iadesi hususunda borçlunun muvafakat etmesi, herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmaması veya teminatın iadesine mani bir belge sunulmaması halinde teminatın yatırana iadesine,
d)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
e)Talep eden tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince talep edene iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları ;
a)İstinaf eden tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının istek halinde ihtiyati haciz talep edene İADESİNE,
b)İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
c)6100 Sayılı HMK.’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf edene İADESİNE,
d)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e)Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nun 362-(1)-f) maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022