Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/504 E. 2023/2028 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/504
KARAR NO : 2023/2028
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2019
NUMARASI : 2018/661 Esas 2019/467 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ : 07/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2023

Davalı şirket vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …-… isimli şahıs firmasının nakliyat abonman sigortası ile davacı şirkete sigortalı olduğunu, sigortalı firma tarafından …’ya bir adet kullanılmamış ”… Isı pompası dış ünitesinin” satıldığını, emtianın alıcı adresine sevki için … ile anlaşıldığını, ancak taşıma sırasında hasar oluştuğunu ve 23.03.2018 tarihli hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, hasar ihbarı üzerine yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda ”dış ünitenin dış metal panellerinde, peteklerinde ezilme, deformasyon ve çizilme hasarı meydana geldiğinin ve hasarın, … sorumluluğundaki … plakalı araçla İzmir içi sevkiyatı yapılan yükleme, aktarma veya boşaltmalardaki sert, kaba elleçlemeler nedeniyle” meydana geldiğinin bildirildiğini, sigorta şirketi tarafından mevcut poliçe kapsamında tespit edilen gerçek zarar bedeli olan 10.411,86 TL nin 07.05.2018 tarihinde ödendiğini, davacı sigorta şirketinin sigortalının haklarına halef olarak, zarara sebep olan ve zarardan sorumlu olan taşıma şirketi aleyhine İzmir 12. İcra Md.nün 2018/10172 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, itirazın hukuken geçerli olmadığını belirttiği ve İzmir 12. İcra Md.nün 2018/10172 sayılı takip dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının % 20 icra inkar tazminatı ödemesini, kesin hükme kadar devam etmek üzere davalı adına tespit edilecek araç ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konmasını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından açılan davanın ve yapılan icra takibinin haksız olduğunu, davalının davacıya borcu bulunmadığını, davalı ile dava dışı …-… isimli şahıs firma arasında imzalanan 24.04.2018 tarihli taşıma sözleşmesinin 7.5 md göre taşıma sırasında meydana gelmesi muhtemel zarar-ziyan ve kayıplardan dolayı taşıyıcı firmadan herhangi bir hak talep edemeyeceğini, davacının halefiyet ilişkisine dayanarak tazminat talep edemeyeceğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle eşyanın hasara uğraması halinde tazmine esas değeri TTK 880 vd. maddeler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirttiği ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE:
“…Tüm dosya kapsamı birlilkte incelendiğinde; uyuşmazlığın ısı pompasında meydana gelen hasarın nedeninin, hasardan sorumlu olanların, hasar nedeni ile davacının davalıya rücu edip edemeyeceğinin, hasar bedeli miktarının ve davacının davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı ve bilirkişinin karton ambalaj içerisinde taşınan ısı pompası dış ünitesinin dış metal panellerinde, peteklerinde ezilme, deformasyon, çizilme hasarlarının … plaka sayılı araç ile İzmir şehir içi sevkiyatında yükleme, aktarma ve boşaltmalardaki sert kaba elleçlemeler ve emtianın yanında taşınan başka bir cismin veya cisimlerin sürtünmesinden kaynaklanmış olabileceği, ısı pompası dış ünitesinde oluşan toplam hasar bedelinin 10.411,00 TL olduğu, basiretli tacir konumunda olan kargo şirketinin ürüne aldığı şekilde taşımadığı, emtianın uygun taşıma koşullarında taşımaması nedeni ile taşıma esnasında oluşan hasarlardan sorumlu olduğu yönündeki raporu kapsamına göre 6102 sayılı TTK nun 863 md gereğince sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça gönderenin, eşyayı taşıma güvenliğine uygun bir biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek, yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorunda olduğu, taşıyıcının ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlü olduğu, TTK nun 864 maddesinde gönderenin kusursuz sorumluluk hallerinin düzenlendiği, buna göre gönderenin kusuru olmasa da yetersiz ambalajlamadan ve işaretlemeden kaynaklanan taşıyıcının zararları ile giderlerini tazminle yükümlü olduğu, ambalaj ve işaretlemenin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin TTK 862 madde hükmüne göre eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında ambalaj yapılması gerektiriyorsa gönderenin eşyayı ziyaa ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorunda olduğu, işaretleme gerekiyorsa bu işaretleri koymakla yükümlü olduğu, TTK ya tabi taşımalarda eşyanın ambalajlanmasının kural olarak gönderene ait olduğu, taraflar arasındaki taşımanın niteliği ve sözleşmenin ambalajlama ve işaretlemenin niteliğine ilişkin olarak belirgin rol oynayacağı, yetersiz ambalajlama veya işaretlemenin hem gönderenin hem de taşıyıcının sorumluluk alanında gerçekleşmesi halinde zararın taraflar arasında kusur oranına göre paylaşılması gerektiği, somut olayda davalı kargo şirketinin ısı pompası taşıma işini üstlendiği, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 3. Maddesinde kargonun tek parçada en fazla 100 kg mı geçmeyen genellikle ambalaj ve kap içerisinde olan küçük boyutlu koli, sandık, paket gibi parça eşya olarak tanımlandığı, kural olarak eşyanın ambalajlanması gönderene ait olsa da kargo taşımasının niteliği gereği kargo şirketinin ambalaj hususunda nezaret yükümlülüğü olduğu, taşıyıcının eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından alıcıya teslim edilmesine kadar geçen sürede eşyadaki her türlü ziyaa, hasar veya teslimdeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğu, TTK 854 madde gereğince taşıyıcıya yüklediği sorumlulukların önceden hafifletilmesi veya kaldırılması sonucunu doğuran tüm sözleşmelerin geçersiz olduğu, taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesinin 7.5 mad gereğince “… taşınmak üzere …’ya teslim edilen kargoların sevki esnasında ortaya çıkabilecek her türlü hasar, kayıp, zarar, ziyan vb durumlarda …’ya herhangi bir rücu edilemez ve hak talebi yapılamaz” şeklindeki kusurdan kurtulma amaçlı maddenin hukuki olarak geçerli olmadığı, dava dışı … tarafından davaya konu ısı pompasının karton ambalaj içerisinde taşınmaya elverişli olarak yerleştirildiği ancak taşıyıcı davalının nezaret yükümlülüğünü yerine getirmediği ve hasarın oluşmasına yol açtığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir…” gerekçesi ile;
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davacı tarafından açılan itirazın iptali davasının KABULÜNE,
İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2018/10172 sayılı dosyasına yapılan itirazın İPTALİ ile takibin devamına.
Davalı tarafından 10.411,86 TL asıl alacağın %20 si oranında 2.082,37 TL icra inkar tazminatının davacıya ödenmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davalı şirket vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında dava konusu kargo üzerinde bilirkişi marifeti ile fiilen inceleme yapılmadığını, davacı sigorta şirketi tarafından atanan ekspertiz tarafından düzenlenen rapor bire bir esas alınmak suretiyle hüküm kurulduğunu, davacı tarafından atanan ekspertiz tarafından düzenlenen raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişinin fiilen görmediği kargo ve ambalaj hakkında davacının atadığı ekspertiz raporundaki fotoğrafa bakmak sureti ile rapor düzenlediğini, dosyaya sunulu 29.04.2019 tarihli bilirkişi raporunun 5. sayfasında açıkça ifade edildiği üzere, (6 paragraf) davacı tarafından sunulan sigorta poliçesinde dava dışı sigortalının imzasının bulunmadığını, bu eksikliğin tamamlanmadan dava dışı sigortalının imzasını havi poliçe dosyaya ibraz edilmeksizin bu eksiklik tamamlanmadan tam anlamı ile geçerli olmayan bir poliçeye dayalı olarak davacının halef olduğunun kabulü ile yargılamaya devam edilmesinin de davanın esasına ilişkin usulü bir eksiklik olduğunu, yeni bir bilirkişiden rapor alınması yönündeki taleplerinin yerel mahkeme tarafından red edildiğini, davacı vekilinin de kabulünde olduğu ve TTK düzenlenmesinde de açıkça ifade edildiği üzere iş bu dava sigorta şirketinin sigortalısına halefiyet hukuki sebebine dayandığını, yerel mahkeme tarafından % 20 icra inkar tazminatına hükmedildiğini, bu yöndeki kararının da yerleşik Yargıtay kararları ve öğretide kabul edilen düzenlemeler kapsamında hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek usulüne uygun olarak düzenlenmemiş ve eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi, dava konusu alacağın yargılamayı gerektirdiği, likit bir alacak olmadığı sabit olmakla % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi yönündeki ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, sigortalısı tarafından müşterisine gönderilen … marka ısı pompası dış ünitesinin davalının taşıması sırasında hasar görmesi nedeniyle sigortalısına yaptığı ödemeyi halefiyete dayalı olarak davalıdan rücuen talep etmiştir.
Davalı, davacının sigortalısı ile yaptıkları sözleşmenin 7.5 gereği kendilerinden talepte bulunulamayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalının, meydana gelen hasardan davacının sigortalısı ile aralarında yapılan sözleşme gereği sorumlu olmadığı yönündeki istinafına ilişkin olarak; TTK nın 854. Maddesindeki ; (1) Kanunun, taşıyıcıya, taşıma işleri komisyoncusuna ve faaliyetleri Devlet iznine bağlı taşıma işletmelerine yüklediği sorumlulukların, önceden hafifletilmesi veya kaldırılması sonucunu doğuran tüm sözleşme hükümleri geçersizdir. Bu hükümlerin, işletme tüzüklerinde, genel işlem şartlarında, biletlerde, tarifelerde veya benzer diğer belgelerde öngörülmüş olmaları hâlinde de hüküm aynıdır.” şeklindeki düzenlemesi karşısında davalı taşıyıcının bu şekilde bir sorumsuzluk anlaşması yapması geçersizdir. Dolayısıyla davalı eğer taşıma da bir hasar ve zarar varsa bundan sorumludur. Bu nedenle davalının bu yöndeki istinafı yerinde değildir.
İlk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle mahkemece hükme esas alınmasında bir hukuka aykırılık görülmediğinden davalının yeniden rapor alınması yönündeki talebi de yerinde bulunmamış, mahkemece alacak yönünden kurulan hükmün doğru olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının, icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin istinafına gelince; dava taşıma nedeniyle meydana gelen hasar nedeniyle tazminata ilişkin olduğundan ve takipte bu hasar nedeniyle ödenen bedelin halefiyet yolu ile tazmini olduğundan, hasarın olup olmadığı ve hasar miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirmektedir. Dolayısıyla alacak likit bir alacak değildir. Mahkemece likit olmayan yargılamayı gerektiren alacak ile ilgili icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ancak istinafa davalı geldiğinden ve kararın kaldırılması halinde güncel vekalet ücretine göre kurulacak hüküm davalının daha aleyhine olacağından Dairemizce bu husus kaldırma nedeni yapılmamıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davalı vekilinin istinaf istemlerinin yukarıda belirtildiği üzere reddi ile 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/07/2019 tarih ve 2018/661 Esas 2019/467 Karar sayılı kararına karşı davalı şirketin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı şirket tarafından alınması gereken 711,23 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 178,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 533,23 TL’nin davalı şirketten alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı şirket tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 07/11/2023