Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/460 E. 2023/1965 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/460
KARAR NO : 2023/1965
KARAR TARİHİ : 01/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2019
NUMARASI : 2017/498 Esas 2019/771 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 01/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2023

Davalı … Tic Ltd Şti. vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete ait 3 tır dolusu malı (hurda plastik malzeme) geçici olarak depolanmak ve geri alınmak üzere 10.01.2017 tarihinde davacı şirketin belirtilen işyeri adresine indirildiğini, davalı şirket tarafından teslim alındığı 29.06.2017 tarihine kadar da davacı şirketin deposunda kaldığını, bu iş dolayısıyla davalı firmaya sunulan hizmetlerin, malların depoya indirilmesi, depoda saklanması ve teslim ederken yükleme şeklinde olduğunu, davalı firmaya kesilen faturaların 17.02.2017 tarihli A – 082084 – 1.239,00 TL (Ödenen); 15.03.2017 tarihli A – 082128 – 1.180,00-TL (Ödenen); 17.04.2017 tarihli A – 082180 – 1.180,00 TL (Ödenen); 01.06.2017 tarihli A – 082230 – 5.900,00 TL (Ödenmeyen); 07.06.2017 tarihli A – 082237 – 295,00 TL (Ödenmeyen); 12.06.2017 tarihli A – 082251 – 5.900,00-TL (Ödenmeyen) şeklinde olduğunu, davalının kendisine gönderilen bu faturalardan, ilk üç sıradaki 17.02.2017, 15.03.2017 ve 17.04.2017 tarihli üç faturayı ödediğini, ancak son üç sıradaki faturayı ödemediğini, yapılan işlerle ilgili davacı şirket ile davalı şirket arasında yapılan e-posta yazışmalarını dilekçe ekinde sunduklarını, yazışmaların incelendiğinde taraflar arasında her konuda mutabakatın olduğunu, edimler konusunda karşı tarafa ayrıntılı bilgilendirmenin davacı tarafından yapıldığını ve tüm edimlerin davacı tarafından eksiksiz yerine getirildiğinin görüleceğini, davalının son üç faturanın kendisine gönderilmesine rağmen, kötü niyetli olarak iki faturayı kabul etmediğini, iade ettiğini, iadeye ilişkin davalı şirket yazısının örneğini de sunduklarını, oysa davalı şirketin ödenmeyen faturalar için davacı şirkete teminat senedi de verdiğini, senet arkasındaki yazıların incelenmesi ile senedin ödenmeyen dava konusu faturalar için teminat olarak verildiğini, davalı şirketin kaşe ve imzasını da taşıdığının görüldüğünü, bu nedenlerle davanın kabulü ile; 01.06.2017 tarihli A-082230 seri no.lu 5.900,00-TL bedelli, 07.06.2017 tarihli A-082237 seri nolu 295,00-TL bedelli ve 12.06.2017 tarihli A-082251 seri nolu 5.900,00-TL bedelli üç faturadan kaynaklanan toplam 12.095,00-TL’nin ticari faiziyle birlikte müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı … Taş. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile; Davacı tarafla davalıya ait malların davacı tarafından geçici olarak depolanması için aylık 1.000,00-TL + KDV üzerinden anlaşıldığını, davacı tarafça tanzim edilen 17.02.2017, 15.03.2017, 17.04.2017 tarihli üç adet faturanın müvekkilince ödendiğini, müvekkili şirketin 29.06.2017 tarihinde davacıda bulunan malları … plakalı araça yükleyerek davacıdan teslim aldığını, davacıdan hem malları teslim edilirken hem de teslim alınır iken yükleme ya da taşıma hizmeti alınmadığını, bu tarihte de müvekkiline tebliğ olmuş herhangi bir faturanın bulunmadığını, dava konusu 01.06.2017 tarih 5.900,00-TL “hizmet bedeli”, 07.06.2017 tarih 295,00-TL “hizmet bedeli”, 12.06.2017 tarih 5.900,00-TL “hizmet bedeli” açıklamalı faturaya konu herhangi bir hizmetin alınmadığını, davacı anlaşmasının 1.000,00-TL+KDV üzerinden olduğu daha önce kabul edilerek ödenmiş sıralı faturalar ile sabit olduğunu, oysa ihtilaf konusu faturalardan iki tanesi “aslı gibidir” yapılarak müvekkili şirkete sonradan tebliğ edildiğini ancak bu faturalara itiraz edilerek iade edildiğini, davacı tarafın delil olarak sunduğu elektronik postalar incelendiğinde davacı taraf ile her konuda mutabakat olduğunun görüleceği dense de karşılıklı bir yazışmanın olmadığı, sunulan beyanların sadece kendilerine ait olduğu ve delil değerinin olmadığının ortada olduğunu, toplam fatura alacağının 12.095,00-TL olduğunu, dava dilekçesinin istem ve sonuç kısmında da bu miktarın tahsilinin talep edildiğini, oysa davacı tarafça 3 faturaya istinaden teminat olarak sunulduğu iddia olunan senedin borçlusunun “…” olduğunu, senet bedelinin ise 12.980,00-TL olduğunu, senedin arka kısmında yazan fatura tutarları ile senet bedelinin de uyumlu olmadığını, …’ın şirket ortağı ya da yetkilisi olmadığını, senetteki kaşenin müvekkili şirkete ait olmadığı gibi imzanın da müvekkili şirket yetkilisi tarafından atılmadığını, söz konusu senedin müvekkili şirket aleyhine delil olarak kullanılamayacağını, ciro silsilesi incelendiğinde de geçerli bir senet olmadığının anlaşılacağını, … ile davacı arasındaki ilişkinin taraflarınca bilinmemekle birlikte söz konusu kişinin, müvekkili şirketin eski çalışanı olduğunu, davacının bu şahıs ile müvekkili şirket ile arasındaki husumetten çıkar sağlamaya çalıştığının ortada olduğunu, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, ancak adı geçen davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece “..Dava, hizmet ilişkisi kapsamında ödenmeyen üç adet fatura bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Harçlandırılan dava değeri; 12.095,00-TL’dir.
Davacı vekili delil olarak; davaya konu 6 adet fatura, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki e-posta yazışmaları, davalı şirketin iade yazısı, davalı şirketçe verilen teminat senedi ve senede ait banka tevdi bordrosu, ilk üç faturanın ödendiğini gösteren banka hesap dökümü, … … şubesinin müvekkili şirkete ait hesabından 01/03/2017-31/08/2017 arası hesap dökümü, malların bırakılma ve alınmasına ilişkin fotoğraflar ve kamera kayıtları, taraflara ait ticari defter ve belgeler, tanık beyanları ve bilirkişi incelemesine dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı … vekili karşı delil olarak; faturalar, ticari defter ve kayıtlar, ticaret sicil kayıtları, malların taşınmasına dair belgeler, yazışmalar, tanık beyanları ve bilirkişi incelemesine dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Taraflar arasında hizmet ilişkisinin bulunduğu konusunda uyuşmazlık olmadığı, uyuşmazlığın bu ilişki kapsamında davaya konu olan üç adet fatura içeriği hizmetin sunulup sunulmadığı, davacının fatura alacağını isteyip isteyemeyeceği konularında olduğu tespit edilmiştir.
Taraf delilleri toplanmış, davacı tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanığı …; “Ben davacı şirkette sevkiyat görevlisi olarak çalıştım, davalı şirket yetkilisi olan … ev eşyası olduğunu söylediği 3 tır dolusu malzemeyi 2017 yılının ilk aylarında Ocak Şubat gibi getirdi, birkaç hafta kalacağını söylemişti, birkaç hafta için ödeme yaptı, ne kadar ödeme yaptığı kısmını bilmem ancak sonrasında ödeme yapmadı, 5-6 ay kadar da bu malzemeler davacı şirket deposunda kaldı, 2017 yılı Mayıs Haziran ayı gibi de ürünleri tekrar götürdü, depoya bu malların indirilme ve taşınma işi davacı şirketin malzemeleri ve çalışanları ile yapıldı, ayrıca yine davalı şirketin istemi doğrultusunda bir ürünün numune olarak başka bir yere götürülüp getirilmesi hizmeti de verildi, benim bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde,
Davacı tanığı …; “… şirketinde çalıştığım dönemde davalı şirket birkaç haftalığına sıkıştırılmış plastik çöp diyebileceğim, büyük tonajlı ambalajlar içerisinde 3 tır içerisinde malzeme getirdi ve depolanmasını istediğini söyledi, çalıştığım şirketin taşıyıcıları ile bunları depoladık, faturaların bir ikisi ödendikten sonra faturaların ödenmesi durdu, bunun üzerine davacı şirket yetkilisi bir ardiye ücreti ödemesi gerektiği şeklinde davalı şirkete bildirimde bulundu ancak davalı şirket tarafından bildiğim kadarıyla ödeme yapılmadı, yine davalı şirketin istemi ile örnekleme yapılmak üzere ürün götürmemiz istendi, onu da biz götürdük, getirdik, benim bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde,
Davacı tanığı …; “Davalı şirket depolanmasını istediği ürünleri olduğunu söyleyerek, bizden depolama hizmeti verip veremeyeceğimizi sordu, biz de kabul ettik, 3 tır dolusu yaklaşık 60 ton kadar sıkıştırılmış plastik ürünü getirdi, kendi imkanlarımız ile depoya taşıdık, başlangıçta kestiğimiz faturalar ödendi, ancak daha sonrasında ödemeler aksadı, 3 aydan fazla bir süre bu ürünler depoda kaldı, davalı tarafın istemi üzerine bu depoda bulunan ürünlerden numune götürüp getirme işini de şirket olarak biz yaptık, benim bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 20/04/2018 tarihli celsesinde verilen ara kararı gereğince; dosyanın mali müşavir muhasebe uzmanı …’e tevdii ile davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 16/07/2018 havale tarihli raporda; davacı … Ltd. Şti.’nin 2017 yılında usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarına göre, 15/09/2017 dava tarihi itibariyle davalı … Ltd. Şti’den 12.095,00-TL alacaklı göründüğü, davacı şirketin dava konusu döneme ilişkin ticari defterlerinde, dava dilekçesinde belirtilen ve davalı şirket tarafından ödenen ve ödenmeyen 6 adet faturanın kayıtlı olduğu, taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalı şirket tarafından davacı şirket adına yazıldığı anlaşılan, bilgileri dışında düzenlenmiş, asılları kendilerine ulaşmamış iki adet fatura kopyasını iade ettikleri belirtilmişse de, fatura kopyaları yazı ekinde bulunmadığından davalı şirketin ödemediği üç adet faturadan hangilerini iade ettiğinin anlaşılamadığı, tarafların sunduğu dilekçelerde de konuya ilişkin bir açıklama yapılmadığı, dava dosyasına delil olarak sunulan e-postalara göre; davacı şirketin davalıdan 17.700,00-TL+2.478,00-TL=20.178,00-TL hizmet bedeli talep ettiği, oysa davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; davacı tarafından davalı adına düzenlenen hizmet faturalarının genel toplamının 15.694,00-TL olduğu, davalı şirketin bu tutarın 3.599,00-TL’sini ödediği ve halen 12.095,00-TL borçlu göründüğü, sunulan e-posta yazışmalarında, davacının taleplerine karşılık davalı şirket tarafından verilen bir cevap bulunmadığı, davacı vekilinin 03/05/2018 tarihli, “20/04/2018 tarih ve 3 nolu ara kararı gereği, üç adet teslim belgesi ile verilen hizmetlere ilişkin fotoğrafların sunulması” konulu dilekçesinde, dava konusu 3 tır dolusu hurda plastik geri dönüşüm malzemesinin müvekkiline teslim öncesine ait taşıma belgelerinin örneklerini sundukları, yurt dışından gelen hurda malzemenin öncelikle dava dışı … Ltd. Şti’ne götürüldüğü, ilgili şirket tarafından kabul edilmeyen 3 tır malzemenin müvekkili şirkete getirildiği, belgelerdeki tır plakası ile fotoğraflardaki tır plakalarının aynı olduğu, fotoğraflarda malları, davalı şirket adına teslim alan firmanın … Tic. A.Ş olduğu, taşıma belgesinde belirtilen plaka numaralarının; …, …, … olduğu, fotoğraflarda görünen plaka numaralarının; …, …, … olduğu, ancak … nolu plaka dışındaki diğer iki plakanın birbiriyle aynı olmadığının görüldüğü, teminat senedi olduğu belirtilen senet kopyası incelendiğinde; bononun borçlusunun davalılardan …, alacaklısının davacı … Ltd. Şti, düzenlenme tarihinin 29/06/2017, vadesinin 20/07/2017, tutarının 12.980,00-TL olduğu, bononun arka yüzünde ise; 82180 nolu, 1.180,00-TL bedelli; 82230 nolu, 5.900,00-TL bedelli; 82237 nolu, 295,00-TL bedelli ve 82251 nolu, 5.900,00-TL bedelli olmak üzere toplam 13.275,00-TL faturalara istinaden senedin verildiğinin belirtildiği, bononun davalı … Ltd. Şti’ne, son olarak da davacı … Ltd. Şti’ne cirolandığının görüldüğünün tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizin 30/11/2018 tarihli celsesinde verilen ara kararı gereğince; davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Talimat yoluyla mahkememize gönderilen 11/03/2019 tarihli raporda; davalı … Tic. Ltd. Şti’nin 2017 yılı kanuni defterlerinin açılış ve kapanış kayıtlarının usulüne ve kanunlara uygun olarak ve süresinde yapıldığı, davacı … Ulaşım San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin davalı şirkete düzenlediği 3 adet faturanın yevmiye defterindeki kayıtları ve ödemeleri olup, 3 adet ve toplam 3.599,00-TL tutarındaki fatura bedellerinin ödendiği, davacıya ait başka fatura kaydının bulunmadığı, davalının kanuni defterlerinde 17/04/2017 tarihi itibariyle davacı şirketin bir alacağı, davalı şirketin bir borcu bulunmadığı-kalmadığı, davalı şirket yetkilileri kendilerine intikal eden başka bir fatura bulunmadığı, dava dosyasında bulunan 20/07/2017 ödeme günlü, 12.980,00-TL tutarındaki … tarafından düzenlenip imzalanan senedin, şirket yetkilileri tarafından düzenlenmediği, şirketin bilgisi dışında İzmir’deki adreslerinde çalışan … tarafından, şirketin bilgisi dışında düzenlendiği, bu nedenle … isimli çalışanın işten çıkarıldığını beyan ettikleri bildirilmiştir.
Dosya içerisine alınan deliller birlikte değerlendirildiğinde gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla da belirtiği üzere; taraflar arasında sözlü olarak kurulan hizmet sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacının davalıya depolama hizmeti sunduğu, bu hizmetten kaynaklı olarak 6 adet fatura düzenlediği, bu faturalardan 01.06.2017 tarih 5.900,00 TL bedelli, 07.06.2017 tarih 295,00 TL bedelli, 12.06.2017 tarih 5.900,00 TL bedelli faturaların ödenmediği, davalılardan … tarafından iade faturası kesilerek iade işleminin yapıldığı iddia edilmişse de bu hususta kendi defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı tespit edilmiş, davacı tarafın usulüne uygun tutulan defterleri ile alacak iddiasını ispatladığı, davalı …’in davalı …’ın eski çalışanları olduğu yönündeki açıklaması ve dosyaya delil olarak sunulan teminat senedi fotokopisinde …’in ciranta konumunda bulunması hususu da dikkate alınarak, davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış olmakla, mahkememizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçesi ile; “a) Davanın davalı … yönünden kabulü ile; 12.095,00-TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, b) Davanın davalı … yönünden reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı … Tic Ltd Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafla davalıya ait tüm malların davacı tarafından geçici olarak depolanması için aylık 1.000,00 TL + KDV üzerinden anlaşıldığını, davacı tarafça düzenlenen 17.02.2017 tarih 082084 nolu faturanın 1.050,00 TL + KDV =1.239,00 TL, 15.03.2017 tarih 082128 nolu fatura 1.000,00 TL + KDV =1.180,00 TL, 17.04.2017 tarih 082180 nolu fatura 1.000,00 TL + KDV =1.180,00 TL anlaşma sağlanan tutarın tır başına olmadığı, 3 ay boyunca aylık 1.000,00 TL + KDV üzerinden fatura kesilmiş olması ile sabit olduğunu, bu tutarların davalı şirketçe kabul edilerek ödendiğinin ortada olduğunu, malların depoya davalı şirket tarafından getirilmiş olduğundan davacı tarafça yükleme boşaltma ile ilgili bir faturanın da bu tarihe kadar kesilmediğini, davacı tarafça davalıya ait malların davacı tarafından geçici olarak depolanması için aylık 1.000,00 TL + KDV üzerinden anlaşıldığını, davacı tarafça tanzim edilen 17.02.2017, 15.03.2017,17.04.2017 tarihli üç adet faturanın davalı şirketçe ödendiğini, davacı taraf tanıkları tarafından da başlangıçta faturalar ödendi sonrasında aksama başladı şeklinde beyanda bulunulduğunu, davalı şirketin 29.06.2017 tarihinde davacıda bulunan malları … plakalı araça yükleyerek davacıdan teslim aldığını, davacıdan hem mallar teslim edilirken hem de teslim alınır iken yükleme ya da taşıma hizmeti alınmadığını, bu tarihte de davalıya tebliğ olmuş herhangi bir fatura bulunmadığını, davacının dosyaya sunmuş olduğu ihtilaf konusu 01.06.2017 tarih 5.900,00 TL “hizmet bedeli” 07.06.2017 tarih 295,00 TL “hizmet bedeli” 12.06.2017 tarih 5.900 TL “hizmet bedeli”açıklamalı faturaya konu herhangi bir hizmetin davacı taraftan alınmadığını, davacı tarafın anlaşmasının 1.000,00 TL + KDV üzerinden olduğu daha önce kabul edilerek ödenmiş sıralı faturalar ile sabit olduğunu, ihtilaf konusu faturalardan 01.06.2017 tarih ve 12.06.2017 tarihli iki tanesi “aslı gibidir” yapılarak davalı şirkete sonradan tebliğ olmuşsa da bu faturalara itiraz edilerek süresi içinde iade edildiğini, dava konusu ihtilaflı 3 adet faturanın toplamının alacak tutarı 12.095,00 TL olduğunu, dava dilekçesinin istem ve sonuç kısmında da bu miktarın tahsilinin talep edildiğini, davacı tarafça 3 faturaya istinaden teminat olarak sunulduğu iddia olunan senedin borçlusu “…” olup senet bedelinin 12.980,00 TL olduğunu, senedin arka kısmında yazan fatura tutarları ile senet bedelinin de uyumlu olmadığını, davalı şirket tarafından teminat olarak verilmiş olsaydı senedin borçlusu … olması gerekirken … olmasının mantıklı bir izahı dahi olmadığını, …’ın şirket ortağı ya da yetkilisi olmadığını, senetteki kaşenin davalı şirkete ait olmadığı gibi imzanın da davalı şirket yetkilisi tarafından atılmadığını, senedin davalı şirket aleyhine delil olarak kullanılamayacağını, ciro silsilesi incelendiğinde geçerli bir senet olmadığının anlaşılacağını, … ile davacı arasındaki ilişkinin taraflarınca bilinmediğini, söz konusu kişinin davalı şirketin eski çalışanı olup davacı tarafın bu şahıs ile davalı şirket ile arasındaki husumetten çıkar sağlamaya çalıştığının ortada olduğunu, üst yazı ile iade edilmiş faturalara göre hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, depolama hizmeti için aylık toplam 1.000,00 TL + KDV üzerinden anlaşılmış olduğu ilk 3 fatura ile sabit olduğunu, dosyadaki senetteki imzaya taraflarınca itiraz edilmişse de bu hususta yerel mahkemesince bir değerlendirme yapmadığını, açıklanan nedenlerle Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.12.2019 tarih 2017/498 E. 2019/771 Karar sayılı kararının tehiri icra talepli olarak istinaf yolu ile ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davacı tarafça davalı adına düzenlenen davaya konu 3 adet fatura bedelinin tahsili istemine yönelik alacak davasıdır.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı şirkete ait 3 tır dolusu hurda plastik malzemeden oluşan malın geçici olarak depolanmak ve geri alınmak üzere 10/01/2017 tarihinden itibaren davalı şirket tarafından teslim alındığı 29/06/2017 tarihine kadar davacı şirkete ait depoda kaldığı, bu nedenle davacı tarafça davalı şirkete sunulan malların depoya indirilmesi, depoda saklama ve teslim edilirken yüklemeden kaynaklı olarak verilen hizmet karşılığında davacı tarafça davalı adına toplamda 6 adet fatura düzenlendiği, 17.02.2017 tarih 082084 nolu faturanın 1.050,00 TL + KDV =1.239,00 TL, 15.03.2017 tarih 1.000,00 TL + KDV =1.180,00 TL, 17.04.2017 tarih 1.000,00 TL + KDV =1.180,00 TL, 01/06/2017 tarih 5.900,00 TL, 07/06/2017 tarih 295.00 TL ve 12/06/2017 tarih 5.900,00 TL bedelli olmak üzere 6 adet faturanın düzenlendiği, davalı tarafça ilk 3 faturanın ödendiği, ancak 01/06/2017, 07/06/2017 ve 12/06/2017 tarihli 3 adet faturanın davalı tarafa gönderilmesine rağmen davalı tarafça ödenmediği, oysa davalı şirket tarafından ödenmeyen 3 adet fatura için davacı şirkete teminat senedi verildiği ve 3 adet faturanın senet arkasına şerh düşüldüğü, bu kayıtlar incelendiğinde işbu teminat senedinin bu faturalar için verildiğinin görüleceğinden bahisle açılan davanın kabulüne, 01/06/2017 tarih 5.900,00 TL, 07/06/2017 tarih 295,00 TL, 12/06/2017 tarih 5.900,00 TL olmak üzere 3 adet faturadan kaynaklanan toplam 12.095,00 TL alacağın ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; taraflar arasında davalıya ait malların davacı tarafından geçici olarak depolanması için aylık 1.000,00 TL + KDV üzerinden anlaşma yapıldığı, bu anlaşma kapsamında davacı tarafça düzenlenen 12/02/2017, 15/03/2017, 17/04/2017 tarihli 3 adet faturanın ödendiği, davalının 29/06/2017 tarihinde davacıda bulunan malları teslim aldığı, işbu malları teslim ederken ne de teslim alırken davacıdan taşıma hizmeti almadığı, davalı tarafça davaya konu edilen 01/06/2017 tarih 5.900,00 TL, 07/06/2017 tarih 295,00 TL, 12/06/2017 tarih 5.900,00 TL lik 3 adet fatura muhteviyatı hizmetin davacıdan alınmadığı gibi bu faturalardan 2 tanesinin sonrasında davalıya tebliğ edilmiş ise de davalı tarafça faturalara itiraz edilerek iade edildiği, ayrıca davaya konu 3 adet fatura için verildiği iddia olunan teminat senetteki keşideci borçlunun davalı … olduğu, bu şahsın davalı şirket ortağı ya da yetkilisi olmadığı, teminat senedi olduğu iddia edilen senetteki kaşe ve imzanın davalı şirkete ait olmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonrasında, davanın davalı … yönünden kabulü ile; 12.095,00-TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen işbu kararı davalı … Tic. Ltd Şti vekili istinaf etmiştir.
Davacı tarafça, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalıya ait 3 tır hurda plastik malzemenin davacı tarafça depolanması kapsamında malların depoya indirilmesi, depoda saklanması ve davalıya teslim edilirken tekrardan yükleme yapılması nedeni ile verilen hizmet neticesinde düzenlenen 6 adet faturadan davaya konu 01/06/2017 tarih 5.900,00 TL, 07/06/2017 tarih 295,00 TL, 12/06/2017 tarih 5.900,00 TL lik 3 adet fatura muhteviyatı hizmetin davacı tarafça davalıya verilmiş olmasına rağmen fatura bedellerinin ödenmediği iddia edilmiştir. Davalı … … Tic. Ltd Şti tarafından da taraflar arasındaki anlaşma gereğince davacı tarafça davalıya verilen geçici depolama hizmeti karşılığında aylık 1.000,00 TL + KDV üzerinden tarafların anlaştığı ve bu kapsamda davacı tarafça düzenlenen 3 adet faturanın ödendiği, ancak davaya konu davacı tarafça davalı adına düzenlenen fatura muhteviyatı hizmetin davacıdan alınmadığı, işbu faturalardan 2 adedinin davalıya tebliğ edildiği ve itiraz edilerek davacıya iade edildiği savunulmuştur. Taraflar arasında dava konusu faturalara konu depolama hizmeti ile ilgili olarak yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte davalıya ait hurda malzemelerin 29/06/2017 tarihine kadar davacıya ait depoda sakladığı ve bu şekilde davacı tarafça davalıya depolama hizmeti verildiği tarafların beyanları ile sabittir. Ancak davacı tarafça depolama hizmeti yanında malların indirme ve yükleme hizmetinin de verildiği iddia edilmesine rağmen davalı bu yönde bir hizmetin alınmadığını savunmuştur. Bu kapsamda davaya konu 3 adet fatura muhteviyatı hizmetin davacı tarafça davalıya verildiği yönündeki iddianın davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında, davacı tarafça ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup alınan rapora göre, davaya konu 3 adet ihtilaflı fatura da dahil olmak üzere davacı tarafça davalı adına toplam 15.694,00 TL bedelli 6 adet fatura düzenlendiği, davalı tarafça 17/02/2017, 15/03/2017 ve 17/04/2017 tarihli ilk 3 fatura için ödenen toplam 3.599,00 TL nin mahsubuyla dava tarihi itibariyle davacı defterlerine göre davacının davalıdan 12.095,00 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
Yine İlk Derece Mahkemesince davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen rapora göre, davacı tarafça davalı adına düzenlenen 17.02.2017 tarih 082084 nolu faturanın 1.050,00 TL + KDV =1.239,00 TL, 15.03.2017 tarih 082128 nolu fatura 1.000,00 TL + KDV =1.180,00 TL, 17.04.2017 tarih 082180 nolu fatura 1.000,00 TL + KDV =1.180,00 TL bedelli 3 adet faturanın davalı şirket defterlerinde aynen kayıtlı olduğu ve davalı tarafça bu faturalar karşılığında yapılan toplam 3.599,00 TL lik ödeme neticesinde davalı şirket defterlerine göre davacının herhangi bir alacak kaydının bulunmadığı, davaya konu 3 adet faturanın ise davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Davaya konu 12/06/2017, 07/06/2017, 01/06/2017 tarihli her 3 fatura içeriğinde açıklama olarak “hizmet bedeli” açıklamasının yer aldığı ancak işbu hizmetin neye ilişkin olduğu ayrıca ve açıkça bir bilgiye rastlanmadığı görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, “dosya içerisine alınan deliller birlikte değerlendirildiğinde gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla da belirtiği üzere; taraflar arasında sözlü olarak kurulan hizmet sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacının davalıya depolama hizmeti sunduğu, bu hizmetten kaynaklı olarak 6 adet fatura düzenlediği, bu faturalardan 01.06.2017 tarih 5.900,00 TL bedelli, 07.06.2017 tarih 295,00 TL bedelli, 12.06.2017 tarih 5.900,00 TL bedelli faturaların ödenmediği, davalılardan … tarafından iade faturası kesilerek iade işleminin yapıldığı iddia edilmişse de bu hususta kendi defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı tespit edilmiş, davacı tarafın usulüne uygun tutulan defterleri ile alacak iddiasını ispatladığı, davalı …’in davalı …’ın eski çalışanları olduğu yönündeki açıklaması ve dosyaya delil olarak sunulan teminat senedi fotokopisinde …’in ciranta konumunda bulunması hususu da dikkate alınarak davanın kabulüne” karar verilmiştir.
Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi hükme esas gerekçesinde, davalı …’in davalı …’ın eski çalışanları olduğu yönündeki açıklaması ve dosyaya delil olarak sunulan teminat senedi fotokopisinde …’in ciranta konumunda bulunması hususu da dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davaya konu 3 adet faturanın teminatını teşkil etmek üzere davalı tarafça davacıya verildiği iddia olunan ve bir sureti dosya içerisinde bulunan 29/06/2017 düzenleme, 20/07/2017 vade ve 12.980,00 TL bedelli senedi düzenleyen …’ın davalı şirket yetkilisi olmadığı, bu şahsın davalı şirket adına bono düzenleme yetkisinin bulunmadığı gibi senet arkasında bulunan davalı şirket kaşe ve imzasının da sahte olduğu iddia edilerek davacı tarafça delil olarak dayanılan teminat senedinin kabul edilmediğinin davalı tarafça savunulmuş olmasına rağmen, davalı tarafın bu savunması üzerinde durulmaksızın davacı delili olarak iş bu senedin hükme esas alınması doğru görülmemiştir. Ayrıca fatura düzenlenmesi ve düzenlenen faturaların davacı şirket defterlerine kaydedilmesi tek başına iş bu faturalar içeriği hizmetin davalıya verildiği yönündeki davacı iddiasını ispatlamaya yeterli değildir. Bu nedenle davalı şirkete ait olup usulüne uygun tutulduğu mali müşavir bilirkişi tarafından bildirilen ticari defterlerde davaya konu faturaların kayıtlı olmadığının bildirilmiş olması karşısında sadece davacı şirkete ait ticari defterlerdeki kayıtlar esas alınarak karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu durumda davalı tarafın, davacı delilleri arasında bulunan ve davaya konu 3 adet faturanın teminatı olarak davalı tarafça davacıya verildiği iddia olunan senetteki imza inkarına ve keşideci …’ın davalı şirket yetkili olmadığı ve davalı adına bono düzenleme yetkisi bulunmadığı yönündeki savunması üzerinde de durulmak ve tüm dosya kapsamı belgeler birlikte değerlendirilmek kaydıyla oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken bu yönde bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu kapsamda davalı istinaf nedenleri yerinde görülmüştür.
Ayrıca İlk Derece Mahkemesi’nin gerekçeli kararının son paragrafında, “davalılardan … tarafından iade faturası kesilerek iade işleminin yapıldığı iddia edilmiş ise de bu hususta kendi defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmadığının tespit edildiği” şeklinde gerekçe de tespit yapılmış ise de davalı vekili cevap dilekçesinde, ihtilaf konusu faturalardan 2 tanesinin davalı şirkete tebliğ edildiği ancak davalı şirket tarafından bu faturalara itiraz edilmek suretiyle faturaların iade edildiği bildirilmiş olup dava dilekçesi eklerinin incelenmesinden, davalı şirket tarafından davacı şirkete hitaben düzenlenen yazılı belgeye göre dilekçe ekindeki 2 adet faturanın davalı firma bilgisi dışında kesildiği için kabul edilmeyerek iade edildiği ve faturaların iptal edilmesinin istendiği görülmüş olmakla ilgili yazıda, davalı şirket tarafından iade fatura kesildiğinin bildirilmediği, tebliğ edilen 2 adet faturanın itiraz edilerek iade edildiğinin bildirildiği anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararındaki bu tespitin de yerinde olmadığı, bu yöndeki davalı istinaf sebeplerinin de yerinde olduğu görülmüştür.
Yine İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, her ne kadar davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; hangi nedenden dolayı bu davalı yönünden davanın reddine karar verildiğinin gerekçesi açıklanmamıştır. Bu nedenle mahkemece davalı … yönünden Anayasa ile 6100 Sayılı HMK’nın 297. ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun gerekçesiz karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç olarak yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek derecede önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Tic Ltd Şti. vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2- Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/12/2019 tarih, 2017/498 Esas ve 2019/771 Karar sayılı hükmünün 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davalı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran davalıdan alınan 210,00 TL istinaf nispi karar harcının istek halinde İADESİNE,
6-İstinaf yoluna başvuran davalıdan alınan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
7-İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 01/11/2023