Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/455 E. 2022/180 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/455
KARAR NO : 2022/180

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2019
NUMARASI : 2019/97 Esas 2019/785 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/02/2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/97 Esas 2019/785 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesi ile; müvekkili banka ile davalı … Şti. ile kredi kefili diğer davalı … arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkili banka tarafından borçlulara Beyoğlu 48.Noterliğinin 23/10/2018 tarih ve 117807 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2018/11394 E.sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibine başlandığını, borçluların borca, faize, ferilerine, faiz oranına itirazları üzerine takibin durdurulduğunu bildirerek, sözü edilen icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesi ile; karşı tarafın hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini ve temerrüde düşürüldüğünü ileri sürmüşse de müvekkillerine tebliğ edilen böyle bir ihtarnamenin mevcut olmadığını, dolayısıyla müvekkillerinin temerrüde düşürülmediğini, istenilen faiz miktarının açıkça fahiş olduğunu, davacı ve müvekkili … arasında geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını, zira kefalet sözleşmelerinin net olarak okunamadığını, ayrıca kefalet sözleşmesinin kredi sözleşmesi sonrasında düzenlenerek eklendiğinin açık olduğunu, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin, müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğinin bizzat kendi yazısı ile sözleşmeye yazılmış olmasının gerektiğini bildirerek, davanın reddini, %20 kötü niyet tazmitanın tahsilini savunmuştur.
GEREKÇE VE HÜKÜM:
Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler, mahkememizin 2019/44 D.iş sayılı dosyası dosya arasına alınmış, Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2018/11394 E.sayılı dosya örneği celbedilmiş, emekli bankacı … tarafından 08/10/2019 havale tarihli rapor düzenlenmiştir.
Dava, banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili konusundaki icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı banka ve davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve davalı şirketin bu çerçevede krediler kullandığı,
Davalı …’un kredi sözleşmesinde aynı zamanda davalı şirketin kaşesi üzerinde imzasının bulunduğu,
Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2018/11394 E.sayılı dosyasının yapılan incelemesinde:İzmir 28.İcra Müdürlüğünün 2018/14272 E.sayılı dosyası ile, davacı-alacaklı vekili tarafından davalılar-borçlular aleyhine 15/11/2018 tarihinde kredi taahhütnamesi/sözleşmesi, ihtarname ve hesap özetine dayanılarak 796.038,59 TL asıl alacak, 54.329,64 TL muacceliyetten takip tarihine kadar yıllık %91 temerrüt faizi, 2.716,41 TL faizin %5 gider vergisi, 458,40 TL masraf, 64.730,01 TL asıl alacak, 1.602,07 TL işlemiş gecikme/temerrüt faizi %33, 80,10 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 919.955,22 TL’nin faizi ile birlikte tahsili konusunda ilamsız takip açıldığı, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edilemediği, ancak borçlular vekili tarafından 23/11/2018 tanzim tarihli yetkiye, borca ve faize itiraz ettiği, yetkisizlik kararı üzerine gönderilen dosyanın Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2018/11394 esas numarasını aldığı, bu dosyada çıkartılan ödeme emrinin davalı-borçlu …’a 27/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu şirket adına çıkartılan tebligatın dosya arasında bulunmadığı, davalılar-borçlular vekilinin 24/12/2018 tarihli itirazı üzerine takibin durdurulduğu, işbu itirazın iptali davasının 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı,
Tarafların dava şartı arabuluculuk yoluna başvurdukları ve anlaşamamış oldukları,
Hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın, savunmada belirtilen kefaletin geçerliliğine ilişkin olayların gerçek olup olmadığı, bunun sonucunda davalı …’un kefil sıfatıyla imzaladığı sözleşmenin kefalet niteliğinde ve geçerli olup olmadığı, öte yandan davalıların icra takip tarihinden önce kendilerine tebligat yapılmak suretiyle temerrüde düşürülüp düşürülmedikleri, istenilen faiz oranının sözleşmeye ve yasaya uygun olup olmadığı, sonuçta icra takip tarihi itibariyle davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, varsa tutarlarının ne kadar olduğu noktalarındadır.
Tüm dosya içeriği ve delillerin, özellikle banka kredisi sözleşmesi ile bilirkişi raporunun değerlendirilmesi sonucunda;
Davacı banka ve davalı şirket arasında 10/11/2016 tarihli 300.000,00 TL limitli, 27/04/2017 tarihli 200.000,00 TL limitli, 21/07/2017 tarihli 563.700,00 TL limitli ve 06/02/2018 tarihli 100.000,00 TL limitli 4 adet genel kredi ve teminat sözleşmesinin akdedildiği; sözleşmelerin tamamının davalı …’un (ki davalı şirketi temsilen de sözleşmeyi imzalamıştır) el yazısı ile kefalet limiti (1.163.700,00 TL), kefalet türü ve kefalet tarihi belirtilmek suretiyle imzaladığı, TBK’nun 581 vd.maddeleri uyarınca kefaletlerinin geçerli olduğu,
Sözleşmelere istinaden davalı asıl borçlu şirkete taksitli ticari krediler, KMH’dan krediler kullandırıldığı, gayrinakdi krediler açılarak teminat mektupları verildiği ve business kredi kartı tahsis edilerek kullanıma açıldığı, kredi ödemelerindeki aksaklıklar üzerine kredi hesaplarının 19/10/2018 tarihinde kat edilerek ihtarneme keşide edildiği ve davalıların sözleşmenin 13/2.maddesi çerçevesinde (davalıların adreslerine çıkartılan ihtarnamelerin bila tebliğ dönmesine rağmen) 27/10/2018 tarihinde temerrüde düştükleri anlaşılmıştır.
Bu bağlamda, icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 796.038,59 TL ticari krediler asıl alacağı, 64.730,01 TL KMH, business kredi kartı alacağı toplamı 860.768,60 TL asıl alacağının; 43.641,51 TL işlemiş akdi ana para ve temerrüt faizi, 2.182,07 TL faizlerin %5 gider vergisi ve 458,40 TL noter masrafı olmak üzere toplam 907.050,58 TL alacağının bulunduğu, takip tarihinden itibaren 796.038,59 TL asıl alacağa sözleşmenin 11.maddesi uyarınca yıllık %91, 64.730,01 TL KMH, business kredi kartı alacağına 5464 sayılı Kanunun ve TCMB tebliğleri ile belirlenen yıllık %33 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisinin uygulanması gerektiği, fazlaya ilişkin istemin yersiz olduğu, tespit edilen bu alacaktan kredileri kullanan davalı şirketin asıl borçlu sıfatıyla, davalı …’un müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarına, alacağın likit oluşu, reddedilen bölümle ilgili icra takibinin kötü niyetli olarak yapıldığının ispatlanamadığı…” gerekçesi ile Davanın KISMEN KABULÜNE, Davalıların Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2018/11394 E.sayılı dosyası ile yapılan takibin 907.050,58 TL’lik kısmına yönelik haksız itirazının İPTALİNE, Takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacak tutarı 796.038,59 TL’na yıllık %91 akdi temerrüt faizi ve bu faizin %5 gider vergisi, diğer asıl alacak 64,730,01 TL sına yıllık %33 temerrüt faizi ve bu faizin %5 gider vergisi yürütülerek DEVAMINA, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, İİK’nun 67/2 maddesi gereğince, % 20 icra-inkar tazminatı 181.410,11 TL’nin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, Davalıların kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yüksek meblağlı icra takibinde salt temerrüt tarihi farkından dolayı 12.904.64.TL fark oluştuğundan bahisle müvekkili banka aleyhine 2.725.00.TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, reddedilen kısma ilişkin müvekkili bankanın herhangi bir kusurunun olmadığını, bilirkişi raporunda hesaplanan işlemiş faiz miktarının hatalı olduğunu yeniden incelemeyi gerektirdiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının reddedilen kısmının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına ayrıca bilirkişi raporunun yargılama sırasında davacı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından herhangi bir itiraza uğramamasına ve 06.11.2019 tarihli celsede de davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı bir diyeceklerinin olmadığı, raporun hüküm kurmaya yeterli olduğu ve davalılar vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması yönündeki talebin reddini istedikleri yönündeki beyanına, davanın kısmen reddi nedeniyle kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti takdir edilmesine, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/12/2019 tarih ve 2019/97 Esas 2019/785 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu harçtan peşin olarak alınan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde davada reddedilen ve istinaf edilen miktar dikkate alınarak HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 03.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.