Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/45 E. 2023/1152 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/45
KARAR NO : 2023/1152
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2019
NUMARASI : 2018/177 Esas 2019/687 Karar
BAM KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın borçluları … mirasçıları (…, …, … ve …) olan Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2018/393 E.sayılı dosyasında keşidecisi …, bedeli 20.000,00 TL, düzenleme tarihi 10.03.2016, vade tarihi 05.04.2016 olan senede dayanarak; Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2018/394 E.sayılı dosyasında borçluları … mirasçıları (…, …, … ve …) olan keşidecisi …, bedeli 40.000,00 TL, düzenleme tarihi 10.03.2016, vade tarihi 25.05.2016 olan senede dayanarak; Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2018/686 E.sayılı dosyası ile 05.01.2018 başlangıç tarihli 20.000,00 TL alacak olmak üzere toplam 80.000,00 TL’nin faizleriyle birlikte toplam 89.169,20 TL bedelin tahsili için icra takibi açıldığını, müvekkilinin her üç icra takibine itiraz edemediğini ve icra takiplerinin kesinleştiğini; keşideci …’in 29.10.2017 tarihinde vefat ettiğini, davalı-bono alacaklısı …’ın keşideci …’in boşandığı eski eşi olduğunu, diğer mirasçıların ise …’ın kendi öz çocukları olduğunu, boşanmadan sonra …’in müvekkili … ile evlendiğini, 40.000,00 TL bedelli bonoda “malen” kaydı bulunduğunu, bonodaki düzenleme tarihinin boşanmadan sonraki bir tarih olduğunu, oysa davalı ve keşideci arasında bir mal alışverişinin söz konusu olmadığını, 10.03.2016 düzenleme tarihli ve 15.04.2016 vade tarihli bonoda “nakden” kaydının yer aldığını, davalının çalışmadığını ve kocasından küçük çocuğu için nafaka aldığını, hayatın olağan akışına aykırı biçimde …’in boşandığı eşinden 20.000,00 TL parayı almasının mümkün olmadığını, Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2018/686 E.sayılı icra takibinde borcun başlangıç tarihi 05.05.2018 olarak gösterildiğini, alacak bedelinin 20.000,00 TL oyarak belirlendiğini, ancak alacağın nedeninin belli olmadığını, icra takip dosyalarında sadece müvekkili … hakkında haciz işlemleri yapıldığını ve eşine ait olan … ilçesi … ada … parsel … nolu dairenin hissesine haciz konulması için tapuya müzekkere yazıldığını, banka hesaplarına bloke konulduğunu, ancak diğer borçlular hakkında hiçbir haciz işleminin yapılmadığını, icra takibinden sonra diğer borçlular … ve …’in Karşıyaka 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/263 E.sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, haczedilen evin kredi ödemelerinin de diğer mirasçılar tarafından ödenmeye devam edildiğini, davalının avukatı ile … ve …’in avukatlarının aynı ofiste çalıştıklarını; bu itibarla takibe konu bonoların, … tarafından düzenlenen bonolar olmadığını, imza incelemesi yaptırılmak suretiyle bu durumun araştırılması gerektiğini bildirerek, sözü edilen icra takiplerine konu edilen:
a)Keşidecisi …, bedeli 20.000,00 TL, düzenleme tarihi 10.03.2016, vade tarihi 05.04.2016 olan bono;
b)Keşidecisi …, bedeli 40.000,00 TL, düzenleme tarihi 10.03.2016, vade tarihi 25.05.2016 olan bono;
c)05.01.2018 başlangıç tarihli 20.000,00 TL alacak olmak üzere toplam 80.000,00 TL bedelden davalı alacaklıya borçlu olunmadığının tespitine, icra takiplerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir.
MAHKEMECE: “…Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler, Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2018/393 E., 2018/394 E., 2018/686 E.ve 2018/2640 E. sayılı dosya asılları, Karşıyaka 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/263 E.sayılı dosya örneği ve Karşıyaka 1. Aile Mahkemesinin 2014/826 E. – 2018/623 K.sayılı dosya örneği celbedilmiş, davacı tanığı dinlenmiş, grafoloji uzmanı … imzalı 04.03.2019 havale tarihli bilirkişi raporu ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden 18.09.2019 tarihli rapor alınmıştır.
Dava, İİK.’nun 72.madde hükmüne göre açılmış, dava ve takip konusu bonolardan ve iddia konusu tutardan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava bölümünde belirtilen icra takiplerinin gerçek olduğu ve takiplerin kesinleştiği, keşideci olarak gösterilen …’in davacının ölen eşi, davalının da eski eşi olduğu hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık ve çözülmesi gereken sorun; dava ve takip konusu iki adet senetteki keşideci imzalarının …’in eli mahsulü olup olmadığı, bu senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı, keza Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2018/686 E.sayılı icra takibinde borcun başlangıç tarihli alacağın gerçek olup olmadığı noktalarındadır.
Tüm dosya içeriği ve delillerin, özellikle bilirkişi raporu ve adli tıp raporu, Karşıyaka 1. Aile Mahkemesinin 2014/826 E. – 2018/623 K.sayılı dosya örneklerinin değerlendirilmesi sonucunda:
Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2018/394 E.sayılı icra takibine konu 25.05.2016 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli bono ve Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2018/393 E.sayılı icra takibine konu 15.04.2016 vade 20.000,00 TL bedelli bononun keşideci sıfatıyla … tarafından imzalandığı, bu imzaların …’in eli mahsulü olduğu; keşideci … ile davalı … arasında görülen ve 19.10.2015 tarihinde kesinleşen Karşıyaka 1. Aile Mahkemesinin 2014/826 E. – 2018/623 K.sayılı boşanma kararında; …’in 50.000,00 TL tazminat ödemeyi kabul ettiği, bunun 10.000,00 TL’sının nakit, 40.000,00 TL tutarlı senet ile ödeneceğinin açıklandığı, bu durumda karar tarihi ve bonolardaki vade tarihi dikkate alındığında, sözü edilen dava ve takip konusu 40.000,00 TL ve 20.000,00 TL bedelli bonoların mahkeme kararında belirtilen boşanmaya bağlı maddi tazminat karşılığı düzenlendiği, aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı; böylece sözü edilen 40.000,00 TL ve 20.000,00 TL bedelli bonoları imzalayan keşideci …’in mirasçı sıfatıyla davacı …’in bu bonolardan dolayı sorumlu olduğu, bu bonolarla ilgili açılan menfi tespit talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Buna karşılık, Karşıyaka 1. Aile Mahkemesinin 2014/826 E. – 2018/623 K.sayılı kararında yer alan …’in taahhüt ettiği maddi tazminatın Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2018/686 E.sayılı icra takibine konu edilen “05.01.2018 faiz başlangıç tarihli 20.000,00 TL tutar”ın bu borcu kapsamadığı, bunun dışında davacının murisi …’in anılan 20.000,00 TL tutardan dolayı davalı …’a borçlu olduğuna dair hiçbir delil ve belge sunulmadığı, böylece davacının “05.01.2018 faiz başlangıç tarihli 20.000,00 TL tutar”dan dolayı davalıya borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır.” gerekçesi ile;
“Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davacı …’in Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2018/686 E.sayılı icra takibine konu edilen “05.01.2018 faiz başlangıç tarihli 20.000,00 TL tutar”dan dolayı davalı …’a borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Sözü edilen icra takibinin İPTALİNE,
Dava ve takipler konusu: 15.04.2016 vade 20.000,00 TL bedelli bono ve 25.05.2016 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin talebin ise REDDİNE,
Alınması gerekli 1.366,20 TL ilam harcı peşin alınmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca 26/03/2018 tarihinde açılan menfi tespit davasıyla davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve icra takiplerinin iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 05/01/2018 tarihli bonoyu ve hakkında yapılan icra takibini iptal ettiğini ve 20.000,00 TL bedel borçlu olmadıklarına karar verildiğini, diğer bonolarla ilgili davalarının reddedildiğini, diğer dava ettikleri 15/04/2016 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli bononun neye istinaden alındığının açıklanmadığını, senetlerde malen kaydının bulunması, fatura gösterilmesi gerektiğini, senetlerle ilgili hiç bir faturanın dosyaya ibraz edilmediği, 25/05/2016 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli bonoya yönelik bir alışverişin olmadığı, bu konuda karşı tarafın itirazının da olmadığının dosya incelendiğinde ortaya çıkacağı istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: Menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf; vefat eden eşinin keşideci olarak göründüğü 40.000 TL ve 20.000 TL bedelli 2 adet bonodan kaynaklı ve 20.000 TL alacaktan kaynaklı davalıya borçlu olmadığını iddia etmektedir.
“Bilindiği üzere borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir. Başka bir deyişle borçlunun kambiyo senedi borcundan dolayı sorumlu olmaması, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan doğan nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, temel borç ilişkisine yönelik nedenlere de dayanabilir. Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır (İnan, Nurkut: Türk Hukukunda Hatır Senetleri ve Özellikle Hatır Bonoları, Ankara, 1969, s.16). Başka bir deyişle bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkanı verilmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 08.02.2022 tarih ve 2021/19-659 Esas ve 2022/82 Karar sayılı ilamı)
Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalıya (alacaklıya) düşer. Alacak kambiyo senedine dayanıyorsa kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan ispat yükü davacı borçludadır. Ancak davalı (alacaklı) maddi vakıayı açıklarken ispat yükünü üstlenebilir.( Yargıtay 11. HD nin 021/4112 esas, 2022/8251karar sayılı ilamı)

Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; ilk derece mahkemesince grafoloji uzmanı bilirkişiden ve İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesinden aldırılan denetime elverişli ve açık raporlarda davaya konu 20.000 TL ve 40.000 TL bedelli senetlerde keşideci olarak atılan imzaların davacının eşi …’e ait olmasına, davacının mirasçı olmasına, alacak kambiyo senedinden kaynaklandığından ispat yükünün davacı tarafta olmasına, davacının davaya konu kambiyo senetlerinden kaynaklı borçlu olmadığını sunduğu delillerle ispatlayamamasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2019 tarih, 2018/177 Esas ve 2019/687 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,

2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 14/06/2023