Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/405 E. 2023/1795 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/405
KARAR NO : 2023/1795
KARAR TARİHİ : 18/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI : 2018/854 Esas 2019/1274 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 18/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı borçlu arasında Genel Nakdi Gayri nakdi Sözleşme kapsamında davalı borçlular arasında imzalanan ticari nitelikli Genel kredi sözleşmesi nedeni ile kullandırılan kredilerden kaynaklanan borcun bulunduğunu, müvekkili banka tarafından davalı borçlu taraflara ihtarname gönderildiğini ancak borcun ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili amacı ile İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2017/8067 Esas sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, ancak davalılar tarafından takibe itiraz edildiğini, buna rağmen davalılar tarafından her ne kadar takibe itiraz edilmiş ise de, 21.06.2017 tarihinde 7.500,00 TL ve 24.07.2017 tarihinde 7.500,00 TL olmak üzere ödeme yapıldığını, bu nedenlerle davalıların itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı borçluların %20 den aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın bir yıllık süresi içinde açılmadığını, alacaklının takip talebini senede bağladığını, takip talebinde “banka nezdinde kullanıldırılan kredilere ve diğer bankacılık alacakkarı” yazılı olduğunu, ilamsız takipte alacak senede bağlanmışsa 2004 sayılı İİK.nın 58/5 maddesi gereği belgelerin bir örneğinin ibrazı ve tebliğinin zorunlu olduğunu, bu nedenle itirazın iptali davası açılmasının doğru olmadığını, dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere hesap kat ihtarnamesinden sonra ödeme yapılmaya devam edildiğini, uzun süre sonra takibe geçildiğini, bankanın yasal takibe geçmediğini, bu nedenle kat ihtarnamelerine dayanılarak takip ve dava açılamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE:
“… Davalılar vekili sundukları cevap dilekçelerinde davanın 1 yıllık sürede açılmadığını, zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmesini, kat ihtarnamesinden sonra ödemeler yapıldığını, davanın reddine ve %20 inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmişlerdir.
Taraflar arasında yapılan Genel Kredi sözleşmeleri, icra takip dosyası dosya içerisinde mevcuttur.
Dosya Bankacı Bilirkişiye tevdi edilmiş rapor alınmıştır. Tüm dosya içeriğine göre; davacı banka ile davalılardan … arasında 1.550.000 TL tutarlı 0054791 nolu Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye davalılar … ve …’in müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, yine banka ile davalılardan … arasında 3.700.000 TL tutarlı 0092568 nolu Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye davalılar …, … ve …’in müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, yine bu kez banka ile davalılardan … arasında 1.500,000 Euro tutarlı 0092580 nolu Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye davalılar …, … ve …’in müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları görülmüştür.
Kredi borçlarının aksaması nedeni ile davacı banka davalılara İzmir 26.Noterliği’nin 05787 Y.nolu ihtarnamesi gönderilmiştir. Teknik bilirkişi hesabına göre; davacı bankanın takip tarihi itibari ile toplam alacak tutarının 135.187,10 TL olduğu, ayrıca davalıların takip tarihi itibari ile çek yaprağı sorumluluğu nedeni ile 1.410,00 TL çek yaprağı alacağı bulunduğu, 4.600,12 TL temerrüt faizi hesaplandığı, 230,01 TL BSMV alacağı olduğu, davacının 135.187,10 TL asıl alacağına %35 oranında yıllık temerrüt faizi uygulama hakkının bulunduğu anlaşılmasına göre aşağıdaki gibi davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.” gerekçesi ile;
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile, İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2017/8067 E sy takip dosyasında davalıların itirazının iptali ile takibin 135.187,10 TL asıl alacak, 1.410,00.-TL çek yaprağı alacağı, 4.600,12 TL temerrüt faizi, 230,01 TL BSMV toplamı 141.427,23 TL olarak takipte belirlenen faiziyle birlikte devamına,
Takipten sonra davalıların icra dosyasına yaptığı ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınmasına ve tahsilde tekerrüre yol açılmamasına,
Ana para alacağına %35 oranında temerrüt faizi uygulanmasına davacının muhtaliyetine,….” şeklinde karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, davanın kabulüne, davalıların İzmir 25. İcra Müdürlüğü 2017/8067 Esas sayılı takip dosyasında itirazlarının iptaline karar verildiğini, ancak davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi yönündeki talepleri hakkında hüküm kurulmadığını, oysaki; Yargıtay’ın genel kabul görmüş kararlarında da vurgulandığı üzere; kredi sözleşmesiyle ilgili banka kayıtlarının davalı borçlular ve kefillerce araştırılıp incelenmesi mümkün olduğundan takip veya dava konusu kredi ve kefalet alacaklarının kural olarak “likit” sayıldığını, borçlu-davalıların, ödeme emri ile kendisinden istenilen alacak bakımından borçlu olduğunu bilmekte veya bilebilecek durumunda olduklarını beyanla Yerel Mahkeme kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf; davaya konu genel kredi sözleşmeleri nedeni ile davalılardan alacaklı olduğundan bahisle takip yapmış, davalıların takibe itirazları üzerine davalıların itirazının iptaline, davalılar aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olup, davacının icra inkar tazminatı ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Davalılar istinaf yoluna başvurmadıklarından sadece davacı vekilinin icra inkar tazminatına hükmedilmesi yönündeki istinaf talebi değerlendirilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığından, davalı borçluların banka kayıtlarını her zaman inceleyerek ve talepte bulunarak borçlarının ne kadar olduğunu öğrenebilmeleri mümkün olduğundan , somut olayda alacak belirlenebilir yani likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemesi ve bu hususta gerekçeli kararda olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmaması doğru olmamıştır.
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak icra inkar tazminatına da hükmolunarak yeniden esas hakkında aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
1-Davacı vekilinin yatırmış olduğu 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davacı vekilinin yatırdığı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 24,50 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/11/2019 tarih, 2018/854 Esas ve 2019/1274 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2017/8067 Esas sayılı takip dosyasında davalıların itirazının iptali ile takibin 135.187,10 TL asıl alacak, 1.410,00.-TL çek yaprağı alacağı, 4.600,12 TL temerrüt faizi, 230,01 TL BSMV toplamı 141.427,23 TL olarak takipte belirlenen faiziyle birlikte devamına,
Takipten sonra davalıların icra dosyasına yaptığı ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınmasına ve tahsilde tekerrüre yol açılmamasına,
Ana para alacağına %35 oranında temerrüt faizi uygulanmasına davacının muhtariyetine,
141.427,23 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 9.660,89 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 1.708,09 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 7.952,80 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.708,09 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 661,70 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/10/2023