Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/401
KARAR NO : 2023/1787
KARAR TARİHİ : 17/10/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI : 2018/1092 Esas 2019/1075 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2023
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla Menderes icra Müdürlüğü’nün 2017/364 E. Sayılı takip dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla icra takibine geçildiğini, borçlunun süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek takibi durdurduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkili ile borçlu arasında düzenli olarak mal alış verişi bulunduğunu, davalı tarafın faturalarda bilinçli olarak soyadını … olarak yazdığını ve yanılsamaya sebep olduğunu, davalı tarafın borca itiraz dilekçesinde yetkiye de itiraz ettiğini, icra takibne konu borcun para borcu niteliğinde olması gereği alacaklının yerleşim yerinin ifa yeri olduğunu, icra takibine konu faturaların … Ticaretine ait faturalar olup, şahıs şirketine ait şube adresi … Mah. … Sok. … …/… olması sebebiyle davaya konu icra takibi yetkili icra dairesinde açıldığını, beyan ederek haksız ve dayanaksız itirazın iptaline, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, davalının yetki itirazının reddi ile icra takibinin yetkili icra dairesi olan Menderes İcra Dairesinde takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada her iki tarafta tacir olduğundan ve dava konusu yapılan faturalarda bir ticari alış veriş iddiasına dayandığından Menderes Asliye Hukuk Mahkemelerinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakma yetkisi olmadığını, izmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, bu sebeple görevsizlik kararı verilmesini ve dosyanın İzmir Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesini, davacı tarafın davalı müvekkili aleyhine Menderes İcra Müdürlüğünün 2017/364 E. Sayılı icra takibi ile 21/02/2017 tarihli 14.042,00 TLfatura ile 23/02/2017 tarihli 16.408,97 TL bedelli faturaların ödenmediği iddiası ile icra takibi başlattığını, davalı müvekkilinin haksız olarak başlatılan icra takibine süresi içinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkilinin davacı taraftan faturada belirtilen malları teslim almadığını, davacı ile davalı müvekkili arasında akdi bir ilişki olmadığını, davacı tarafından tek taraflı olarak fatura düzenlenip ticari defterlere kaydedilmesinin akdi ilişkinin varlığını ispata yeterli olmadığını, dava konusu faturaların toplamının 30.751,31 TL değerindeki malların yaklaşık 20 ton mal olup bu kadar ciddi miktarda ürünün teslimi her iki tarafta tacir olduğundan sevk irsaliyesi veya teslim tesellüm tutanağı düzenlenerek teslimi gerektiğini, bu kadar ciddi miktarda malın teslimi tek taraflı hazırlanan faturaya dayandırmak ve davalı müvekkilinin ticari defterlerinde böyle bir fatura işli değilen sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın icra takibi başlatmadan önce davalı müvekkilne adi posta yoluyla 17/03/2017 tarihinde dava konusu olan faturaları davalının tebliğ aldığını ve fatura bedellerini davacının talep ettiğini, davalı tarafta buna karşın Kınık Noterliği 897 yevmiye numaralı 20/03/2017 tarihli cevabi ihtarname ile yasal 8 günlük süre içinde fatura kapsamına itiraz ettiğini, davalı müvekkilinin ticari defterlerinde dava konusu yapılan 2 adet fatura itiraz edildiği için ve böyle bir ticari alış veriş olmadığından kayıtlı olmadığını beyan ederek açılan itirazın iptali davasının reddine, haksız ve kötü niyetli açılan işbu dava sebebiyle %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GÖREVSİZLİK KARARI:
Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sırasında 2017/249 Esas 2018/288 Karar ve 19/06/2018 tarihli karar ile işbu davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verildiği ve verilen işbu kararı üzerine dosyanın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesine intikal ettiği ve Mahkemenin ilgili esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu görülmüştür.
MAHKEMECE: “…Dava, itirazın iptali davasıdır.
Davacının, davalı şirkete mal sattığından bahisle icra takibine konu 2 adet toplam 30.450,97 TL bedelli faturadan kaynaklı alacaklı olduğu iddiasıyla davalı aleyhine 30.751,31-TL üzerinden Menderes İcra Müdürlüğü’ nün 2017/364 E.sayılı dosyası ile takip yaptığı, davalının takibe itiraz ettiği, davacının, itirazın iptali için mahkememize iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan ve talimat yoluyla aldırılan, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının denetime elverişli ve açık olduğu anlaşılmakla itibar edilmiştir.
Mahkememizce SMMM bilirkişisi …’dan aldırılan 15/02/2019 havale tarihli raporda; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 30.511,61 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de; davalı taraf defterlerini sunmadığından davalı defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davalının BA formlarının da Vergi Dairesince bulunamadığının bildirildiği, davacının fatura konusu malları davalıya teslim ettiğine dair herhangi bir belge sunmadığı, sunduğu faturalarda teslim alan bölümünde imza bulunmadığı, davacının, dava konusu olan fatura içeriği malların teslimi ile ilgili olarak Kargo firması, Nakliye Firması ya da diğer teslim şekilleri ile teslimlerinin yapıldığını ispatlayacak her hangi bir delil sunmadığı, dolayısıyla davacı tarafın davaya konu faturalarda belirtilen malları davalıya teslim ettiğini yazılı bir delille kanıtlayamadığı vicdani kanaatine varılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin hukuka ve Yargıtay İçtihatlarına aykırı vermiş olduğu kararın kaldırılarak haklı davanın kabulü gerektiğini, lehlerine olan bilirkişi raporunun, talimat bilirkişisinin görev ve yetkisini aştığına ilişkin beyanların, 06.09.2019 tarihli dilekçe ve ekindeki Yargıtay kararının dikkate alınmadan, beyanlar değerlendirilmeden karar oluşturulduğunu, Menderes İcra Müdürlüğü’nün 2017/364 E. sayılı dosyası ile davalı … aleyhine icra takibi başlatılmış olup takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ve takibin konusu ticari işten kaynaklı olduğundan dolayı Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan itirazın iptali davasının görevsizlikle İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne intikal ettiğini, dava konusu faturaların da sunulduğunu, İlk Derece Mahkemesince tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması üzerine karar tesis edildiğini, bunun üzerine süresi içinde müvekkiline ait ticari defterlerin yerlerinin bildirildiğini ve bilirkişi raporu oluşturulduğu, 15.02.2019 tarihli bilirkişi raporunun lehlerine olup takibe konu alacağın 2 adet faturadan kaynaklı alacak olması dolayısıyla bilirkişice yapılan hesaplamada asıl alacağın takiple örtüştüğünü, yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda müvekkilinin ticari defterleri ve dayanak belgeleri incelendiği, davalının ticari defterlerinin yerini bildirmediği ve defterlerini de ibraz etmediği için incelenemediğini, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarında takibe konu faturaların tamamının kayıt altına alındığını, davalının takip tarihi itibariyle 30.450,97 TL müvekkiline borçlu olduğunun tespit edildiğini, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için Gördes Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişiden rapor aldırıldığını, ancak bilirkişinin yetkisini aşarak dosyanın geneli hakkında görüş bildirdiğini, bu rapora taraflarınca itiraz edildiğini, karşı tarafın süresinde ticari defterlerinin yerini bildirmediği ve incelenmekten kaçındığını, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte irsaliye faturalarında teslim alan kısmının imzalanmadığı sebebiyle faturaların mahkemece kabul edilmediğini ancak 16.08.2016 tarihli irsaliye faturası incelendiğinde teslim alan kısımının imzalandığının görüleceğini, açıklanan nedenlerle İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1092 E 2019/1075 K sayılı ilamının kaldırılarak, haklı davalarının kabulüne, itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK 67. maddesi kapsamında açılmış olan itirazın iptali davasıdır.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, tarafların arasındaki ticari ilişki kapsamında takip ve davaya konu 2 adet fatura muhteviyatı mal ve hizmetin davacı tarafça davalıya teslim edildiği, ancak davalı tarafça fatura bedelleri ödenmediğinden bahisle davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça, tek taraflı olarak düzenlenen faturanın tek başına akdi ilişkinin varlığını ispat için yeterli olmadığı, takip ve davaya konu muhteviyatı malların davalıya teslim edilmediğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, ispatlanamayan davanın reddine ve davalının tazminat talebinin de koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, takibe konu 2 adet fatura muhteviyatı malların davacı tarafça davalıya teslim edilip edilmediği, bu kapsamda takip tarihi itibariyle takibe konu 2 adet faturadan dolayı davacının davalıdan takibe konu tutar kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Sunulan davacıya ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve takip ve davaya konu 2 adet faturanın davacıya ait ticari defterlerde aynen kayıtlı olduğu, karşılığında davalı tarafça yapılmış bir ödeme kaydının bulunmadığı ve bu kapsamda takip tarihi itibariyle faturalar toplamı olan 30.450,97 TL davacının davalıdan alacak kaydının davacı defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Davalı tarafça, davalı defterlerinin incelenmesi için talimat yazılmış olmasına rağmen davalı tarafça ticari defter ibraz edilmediğinden davalıya ait ticari defterlerin incelenemediği görülmüştür.
Her ne kadar takip ve davaya konu 2 adet faturanın davacı tarafa ait ticari defterlerde aynen kayıtlı olduğu tespit edilmiş ise de, davalı tarafından fatura muhteviyatı malların davalıya teslim edilmediği savunulduğundan davacı tarafça takip ve davaya konu 2 adet fatura muhteviyatı malların davalıya teslim edildiğinin ispat külfeti üzerinde olan davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir.
Takip ve davaya konu olup davacı tarafça davalı adına düzenlendiği anlaşılan 2 adet faturanın incelenmesinden, her iki faturanın da açık fatura olarak düzenlendiği, faturalar üzerinde sevk irsaliyesi düzenlendiğine dair herhangi bir seri no’nun bulunmadığı gibi faturalar ekinde de herhangi bir sevk irsaliyesinin sunulmadığı, ayrıca faturalar üzerindeki “teslim alan” bölümünde herhangi bir imzanın bulunmadığı görülmüştür.
Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, takip ve davaya konu fatura muhteviyatı malların davacı tarafça davalıya teslim edildiği iddiası davacı tarafça kanıtlamadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında davacı tarafça süresi içerisinde sunulan 19/04/2018 tarihi itibariyle UYAP sistemine tarandığı anlaşılan delil listesi ekindeki teslime ilişkin olduğu iddia olunan belgelerin kararda incelenip tartışılmadığı gibi aynı delil listesinde davacı tarafça yemin deliline de dayanılmış olmasına rağmen yemin delili hatırlatılmaksızın karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Sonuç olarak yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek derecede önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2- İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarih, 2018/1092 Esas ve 2019/1075 Karar sayılı hükmünün 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 54,40 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde İADESİNE,
6- İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
7- İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 17/10/2023