Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/396
KARAR NO : 2023/1812
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2019
NUMARASI : 2016/1263 Esas 2019/1159 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 19/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/10/2023
Davacı vekili ve Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 18/10/2016 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin 47584311 S. “abonman” poliçesi ile sigortalı … A Ş tarafından taşıma ışı üstlenilen … AŞ.’ne ait iş makinesi ithal lastikleri, 14/10/2015 tarihinde davalı firma tarafından İzmir Limanından Uşak teslim yerine …/ … plaka sayılı TIR’ın dorsesinde Konteyner ile taşınırken, lastiklerin bulunduğu konteynerin araç üzerinden düşürülmesi sonucu lastiklerde hasar meydana geldiğini. 15/01/2015 tarihinde yapılan ekspertiz sonucu tanzim edilen raporla lastiklerde 192.192,84 TL. hasar meydana geldiğini, davalı tarafın olaydan 2 ay sonra İZMİR Ğ.Sulh Huk.Mah. 2015/35 O.İş dosyası ile lastikler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırdığını, bilirkişinin lastiklerde yırtılma meydana geldiğini, yanak kısımlarında hasar olduğunu, fiziken tespit etmiş ama tamamen kişisel ve hatalı bir kanaatle bu hasarların lastiklerin kullanımına engel olmayacağı gibi bilimsellikten ve piyasa uygulamalarından uzak bir yorumda bulunduğunu, bu raporda lastiklerin binde 5 oranına tekabül eden 3.877,65 TL gibi bir kıymet kaybı çıkardığı, mahkemenin ek rapor talebine tek bir açıklamanın yapılmadığını, raporun ciddiyetini ortadan kaldıran açıklamalarda bulunduğunu. Kocaeli 2.Sulh Huk Mah, 2016/11 D. İş dosyasındaki uzman bilirkişi incelemesi sonucu lastiklerin tamamen kıymetini kaybettiğini. ıskartaya çıktığının belirtildiğini, müvekkili şirket sigortalısı hasarlı lastik bedellerini davalı tarafa 28/05/2015 tarih ve 680859 sıra nolu fatura ile 231.659,23 TL bedeli ile fatura ettiğini, fatura olmasa dahî davalının fiili taşıyan olarak taşıma sırasında kendi kusurundan kaynaklanan zararları emtia sahibi veya üst taşıyıcıya tazminle yükümlü olduğunu, 226.183,80 TL. faturalı alacağı 30/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 30/11/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davacı şirket sigortalısı … A Ş.nin yaptığı anlaşma gereği … şirketine ait 6 adet lastiğin İZMİR Alsancak Limanından …’ne nakliyesi işini üstlendiğini, müvekkilinde işi alt taşıyıcı olarak … Şti. ye verdiğini, … şirketi … yönetimindeki … çekici ve … plaka sayılı dorse ile taşıtırken bariyere çarparak konteynerin devrilmesi sonucu 3 lastiğrn hasar gördüğünü, … şirketi kendilerine kesilen fatura uyarınca 28/02/2015 / 680859 tarih ve sayılı 232 659,28 TL.lik yansıtma faturasını düzenlediğini, İZMİR 6.Sulh Huk. Mah. 2015/35 D.İş sayılı doyası ile tespit yaptırdıklarını, uzman bilirkişinin hazırladığı raporda lastiklerde sadece sürtme izinin bulunduğunu, kullanımlarına mani olmayacağını, değer kaybının 3.877,65 TL olduğunu, müvekkilinin kendi sigortasına ihbar ettiğini, kamyon klozunu konu ederek ödeme yapmadığını, aracın bariyere çarptığını, bu nedenle konteynerin devrilerek hasarın meydana geldiğini, Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/11 D.İş dosyasından alınan davacı şirket eksperlerince düzenlenen ekspertiz raporunun delil niteliğinin bulunmadığını, haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: “…Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davacının sigortalısı şirkete ait ve davalı tarafından taşınması üstlenilen iş makinası lastiklerinden üçünün taşıma sırasında araç üzerinden düşürülmesiyle meydana gelen hasarının boyutu, hasarın bedeli ve bundan davalının sorumlu olup olmadığı, buna göre davacının dava konusu alacak talebinde haklı olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava davalı tarafa tanzim edilen 28/02/2018 tarih ve 680859 nolu faturanın ödenmemesi nedeniyle açılan rücuen tazminata esas alacak davasıdır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır: her ne kadar davalı tarafından mahallinde keşif talep edilmekte ise de gerek lastiklerin bulunduğu yerde lastik durumunun ve fatura değeri yönünden değerlendirme yapmak üzere keşif yapılmış olması ve gerekse de kazanın tek taraflı kaza oluşu ve somut olay bakımından mahallinde keşif yapılmasında herhangi bir yarar bulunmadığı kanaatiyle mahallinde keşif yapılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar dosyaya sunulu İzmir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/35 d.iş sayılı dosyası üzerinden rapor aldırılmış ise de gerek bu raporu tanzim eden bilirkişinin makine bilirkişisi oluşu gerekse de varılan kanaatin benimsenmesine esas teşkil edecek bir durum olmadığı tespit edildiğinden raporda varılan kanaatin doğru olmadığına kanaat getirilmiştir.
Dosyamıza Kocaeli Asliye ticaret Mahkemesi aracılığı ile birden fazla rapor sunulmuş ise de sonradan sunulan raporların da kök rapor hazırlayan bilirkişiler tarafından sunulmuş olması ve konunun uzmanı bilirkişiler tarafından somut olay değerlendirilmesinin yapılmış olması ve ayrıca istem konusu edilen fatura alacağına konu lastiklerin durumunun mahallinde yapılan keşif ile değerlendirilmiş olması ve sonuç kısmının Mahkememizce de benimsenmiş olması nedeniyle raporlar arası çelişkinin bulunmadığının tespiti ile gerek kök gerekse de ek raporların hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dava dışı … A.Ş. Tarafından iş makinesi lastik taşıma işinin üstlenildiği, bu kapsamda adı geçen şirket ile davalı şirket arasında alt taşıma sözleşmesinin kurulduğu, taşıma işinin 6 adet iş makinesi lastiğinin İzmir ili Alsancak limanından Uşak teslim yerine ulaşmasına ilişkin olduğu, davalı şirket tarafından söz konusu bu taşıma işinin gerçekleştirilmesi için alt taşıyıcı olan dava dışı … Şti ile alt taşıma sözleşmesinin imzalandığı ve bu kapsamda taşıma işleminin bu şirket tarafından yapıldığı, taşıma işinin … plaka sayılı çekici ve … plaka sayılı dorse ile ve kendi sigortalı çalışanı …’ın sürücüsü çekici ve … plaka sayılı dorse ile ve kendi sigortalı çalışanı …’ın sürücüsü olduğu araçlar ile yapılması için 14/01/2015 tarihinde yola çıkıldığı ve yolda direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi neticesi römork üzerinde bulunan konteynerin devrilmesi neticesi yere düştüğü ve taşınan lastiklerin zarar gördüğü konularında bir tereddüt olmadığı gibi istem konusu edilen fatura alacağının da söz konusu zarar gören lastiklere ilişkin olduğu konusunda da bir tereddüt bulunmamaktadır.
Lastiklerin bulunduğu mahalde hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere yapılan tespit neticesinde üç adet lastiğin yanak ve topuk kısımlarında derin kesik, yırtılma ve çizikler bulunduğu dolayısı ile kullanılamaz biçimde hasarlı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle söz konusu üç lastiğin de hurda olarak nitelendirilmesi gerektiği yönünde oluşan kanaatin doğru olduğu değerlendirilmiştir.
Gerek kaza tespit tutanağından gerekse de kazanın tek taraflı olması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde söz konusu kazada araç sürücüsü olan dava dışı …’ın tam kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Bu aşamada her ne kadar davalı şirket tarafından kazanın alt taşıma işi nedeniyle dava dışı … Şti ve araç sürücüsü …’ın kusurlu hareketi neticesi gerçekleştiği ileri sürülerek kendilerinin sorumlu olmadığı belirtilmiş ise de 6102 sayılı TTK’nın 888/3. Maddesine göre sorumluluğunun bulunduğu yine aynı yasanın 886. Maddesine göre sorumluluktan kurtulma imkanının olmadığına kanaat getirilmiştir. Dolayısı ile davalı taraf söz konusu lastiklerin zarara uğraması nedeniyle sürücüsü yönünden tam kusurlu olarak sorumludur. Bu nedenle zararın tazmin edilmesi yönünde açmış olduğu davada davacının hukuki yaranının bulunduğuna kanaat getirilmiştir.
Davacı taraf sigorta şirketi oluşan zarar nedeniyle dava dışı … A.Ş’ye 232.659,28 TL zarar ödemesi yapmıştır. Davacı tarafın zararının oluştuğu konusunda varılan kanaat neticesi olarak istem konusu edilen alacak tutarının somut olay bakımından uygun olup olmadığının değerlendirilmesine geçilecek olursa; her ne kadar davacı tarafından yapılan zarar ödemesi nedeniyle davalı tarafa 8/02/2018 tarih ve 680859 nolu fatura ile 232.659,28 TL alacak talebi üzerinden 226.183,80 TL üzerinden dava açmış ise de taşınan 6 adet lastiğin üç tanesinin kullanılamaz hale geldiği ve bu kullanılamaz hale gelen üç lastiğin fatura değerleri toplamı 6102 sayılı yasanın 880. Maddesine göre 184.485,41 TL, söz konusu lastiklerin kullanılamaz biçimde hasarlı olması nedeniyle hurda işlemine tabi tutulması nedeniyle hurda bedelinin 3.450,00 TL olduğu ve dolayısı ile davacının toplam zararının 181.035,41 TL olduğu anlaşılmıştır.
Söz konusu tazminat talebi açısından 6102 sayılı yasanın 882. Maddesine göre üst sınırı bulunmaktadır ve bu üst sınır 278.229,66 TL’dir. Yani davacı taraf zarar gören lastikler nedeniyle ancak 278.229,66 TL zarar tazmini talep edecektir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da görüleceği üzere davacının toplam gerçek zararının 181.035,41 TL olduğuna göre TTK882. madde uyarınca ödenecek tazminatın üst sınır altında kaldığı” gerekçesi ile, “davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, davacı tarafın 14/01/2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası nedeniyle oluşan 181.035,41 TL’lik zararını ödeme tarihi olan 31/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın tam kabulü gerektiğini, müvekkilinin Sigorta Şirketi olduğunu riziko gerçekleşmesi halinde doğan zararın tamamını reel olarak karşılamakla yükümlü olduğunu, bilirkişilerin hasarlı lastiklerin salt fatura bedellerini dikkate alarak hesaplama yaptığını, dosyada mübrez olan faturalar ile lastiklerin ithalat giderlerine ilişkin ödemeler dikkate alınarak, bunların hasarlı lastiklere isabet eden kısmının da tazminat tutarına ilave edilmesi gerektiğini belirterek, kısmen kabul kararının ortadan kaldırılmasını, davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin keşif yapmadan ve dosyadaki tanık beyanları ile kaza yapan aracın fotoğraflarını incelemeden eksik incelemeyle karar verdiğini, kazadan 3 yıl sonra lastikler görülerek düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, lastikler üzerinde inceleme yapan ve yerel mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişilerin lastik konusunda uzman olmadığını, lastikleri brisa lastik şirketine incelettiğini, ancak, brisa şirketinin mahkemece görevlendirilen bir bilirkişi olmadığını, bilirkişilere bu konuda yetki de verilmediğini, usule aykırı düzenlenen ve bilimsellikten uzak bilirkişi raporunun hükme esas alan yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, bu yönden de ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, nakliyat sigorta sözleşmesi kapsamında taşıma sırasında sigortalı emtianın zarar görmesinden kaynaklanan zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı sigortacı, yurt içi karayolu ile taşıma sırasında malın zarar görmesi nedeniyle sigortalısına zararı ödemesinden sonra taşımacıya karşı açtığı rücu istemiyle dava açmış, davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, taşınan ürününün taşıması sırasında davalı tarafın kusurlu eyleminden kaynaklı kaza nedeniyle zarar görmesine, zarardan taşımayı yapan davalı tarafın sorumlu olmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı ve davalı vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/12/2019 tarih ve 2016/1263 Esas 2019/1159 Karar sayılı kararına karşı davacı ve davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından alınması gereken 269,85 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 215,45 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından alınması gereken 12.366,52 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 3.091,63 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 9.274,89 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı ve Davalı tarafından yapılan istinaf masraflarının üzerlerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 19/10/2023