Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/390 E. 2023/1790 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/390
KARAR NO : 2023/1790
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
NUMARASI : 2018/48 Esas 2019/820 Karar
BAM KARAR TARİHİ : 17/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2023

Davalılardan … ve … vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirkete ait … A.Ş. … Şubesine ait 6971053 Seri Numaralı 18 Temmuz 2017 Basım Tarihli çek yaprağı 12/01/2018 tarihinde ilgili bankaya ödeme için ibraz edildiğini, banka yetkililerinin söz konusu çek ile ilgili bilgi almak için ödemeden evvel müvekkili şirket yetkilisi ile iletişime geçtiğini, bahse konu edilen çekin hiçbir şekilde davacı müvekkili şirket yetkilileri tarafından doldurulmadığını, davacı müvekkili ilgili çekte adı geçen … adında bir çalışanları olmadığını, söz konusu çekin şirket yetkililerince doldurulmadığını, sahte olduğunu belirttiklerini ve banka tarafından çeke imza uyuşmaması sebebiyle ödenmemiştir ibaresi yazıldığını, davacı müvekkili şirketin söz konusu çekte adı geçen hiçbir davalı ile ticari ilişkisi bulunmadığı gibi davalılardan … dışındaki diğer iki davalıyı tanınmadığını, davalı …’ın davacı şirkete gidip gelen ve Aliağa ilçesinde siyaset yapan biri olduğunu, davacı şirket sahibinin avukat olan kardeşi …’nun da bürosuna gidip geldiğini, çeki muhtemelen bu iki yerden herhangi bir şekilde temin etmiş olduğunu düşündüğünü, ayrıca davalılar haklarında da suç duyurusunda bulunulacağını, davacı müvekkili şirket tarafindan ve yine … tarafından durumun anlaşılması ve konunun çözülmesi için davalı …’a ulaşılmak istenilmişse de davalının Aliağa ilçesini terk ettiğinin anlaşıldığını, diğer davalılardan …’ya ulaşılmış ve çekin kendisine ne amaçla verildiği sorulmuşsa da bir cevap alınamadığını, davalı … tarafından, müvekkili şirkete ait … A.Ş. … Şubesine ait 6971053 Seri Numaralı 18 Temmuz 2017 Basım Tarihli çek yaprağının hukuksuz olarak ele geçirildiğini ve sahte olarak doldurulduğunu ve imzalandığını, belirtildiği üzere anılı çekteki yazı ve imzalar sahte olup; imza sirkülerinden de anlaşılacağı üzere söz konusu imzaların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, imza sirküleri çıplak göz ile incelendiğinde de imzaların farklı olduğunun görüleceğini, yine yapılacak imza incelemesinde de imzaların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının açıkça ortaya çıkacağını, davalılar ile müvekkili şirketin hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını, bu hususun müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelendiği takdirde de sübut bulacağını, müvekkili şirketin söz konusu çek yaprağının nasıl ele geçirildiği konusunda kesinlikle bilgi sahibi olmadığını ve tüm delillerden de anlaşılacağı üzere şirket yetkilisi tarafından düzenlenmiş ve imza edilmiş bir çek olmadığını, bu sebeple de söz konusu çekte belirtilen bedelden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkilinin söz konusu çek yaprağında yazılı bedelden dolayı borçlu olmadığının tespit edilmesi için mahkememize başvurmak zorunluluğu doğduğunu, öncelikle imza uyuşmazlığı sebebiyle ödenmeyen ve sahte olarak tanzim edilen … A.Ş. … Şubesi 6971053 Seri Numaralı 12/01/2018 keşide tarihli ve 200.000,00 -TL bedelli çekin icraya konu edilmemesi ve ödeme yasağı konulması yönünde teminatsız olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesine, aksi halde uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yapılacak imza incelemesi ve yargılama neticesinde davacı müvekkili şirketin iş bu çek sebebiyle davalılara borcu olmadığının tespit edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar … ve … vekili Av. … cevap dilekçesi ile; davacı …’nun yetkilisi olduğu … Tic. Ve San. Ltd. Şti’nin düzenlemiş olduğu 12.01.2018 tarih, 6971053 Seri No’lu, 200.0000,00 TL bedelli çek ciro yoluyla müvekkili …’ya, ardından müvekkili …’ya geçtiğini, söz konusu çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edildiğini, ancak çekteki imzanın şirketi temsile yetkili kişilerin imzalarıyla uyuşmadığından bahisle muhatap banka şubesi tarafından herhangi bir işlem yapılmayarak çekin taraflarına iade edildiğini, müvekkilinin ilgili çekte ciranta olmakla mezkur çekteki alacağını çekteki imzanın sahte çıkması nedeniyle alamadığını, söz konusu çekteki imzanın (banka gerekçesine dayalı olarak) sahte olması sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığını, davacı tarafın … isimli şahsı tanıdığını kabul ettiğini, müvekkillerini tanımadığını iddia ettiğini, davacı yanın, … isimli şahısla fikir birliği içerisinde olup, müvekkillerini zarara uğratmak maksadıyla hareket ettiklerini, davacı yanın her ne kadar müvekkillerini tanımadığını iddia etse de, …’nu (veya da kardeşi …) sabit numaradan, çekin bankaya ibrazından önce 09.01.2018 tarihinde, çekteki diğer bir ciranta olan …’nın kullanmakta olduğu … No’lu telefon numarasından arayarak çekin tekrar vadesini uzatmak için görüşme talep ettiğini, kaybolduğu veya da çalındığı iddia edilen çekin her nasılsa hamilini arayarak görüşmek istemesinin davacının … ile birlikte hareket ettiğini açıkça ortaya koyduğunu, çünkü telefon görüşmesi çekin ibrazından önce gerçekleştiğini, nitekim dava dilekçesinde de davacı taraf …’nın arandığını doğruladığını, ibraz tarihine kadar çekin kaybolduğuna dair bankaya herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, çalıntı şüphesi ile suç duyurusu yapılmadığını, mahkemeden de zayi sebebi ile çekin iptali talep edilmediğini, davacı şirketin çek koçanının … tarafından kendi şirketlerinden yahut şirket yetkilisinin avukat kardeşinin ofisinden çalınmış olabileceğini iddia ettiklerini, bu koçanların özenle, kilitli bir ortamda saklanması, yetkililer haricinde kimsenin ulaşamayacağı şekilde muhafaza altına alınması gerekirken … tarafından çekin çalınmış olabileceği iddiası gözönüne alındığında ya bu şahsa şirket yetkilisi çok güvenmekte ve bu kişi ofis sırlarını ve kilitli yerleri iyi bilmekte yahut karşı taraf … ile komplike bir oyun düzenlendiğini, davacı yanın ticaretin gerektirdiği sorumlulukları yüklenemediğini, basiretli bir tacir gibi davranamadığını, ayrıca daha önce de şüpheli … tarafından …’ya … Tic. Ve San. Ltd. Şti’nin düzenlemiş olduğu başka bir çek ciro edildiğini ancak tarihsel bir hata olduğu iddia edilerek geri alındığını, yerine dava konusu çekin teslim edildiğini, bankadan, işlem görmeyerek veya ödeme için bankaya ibraz edilmeden iade edilen … adına düzenlenmiş çeklerin istenildiğinde bu durumun açıkça ortaya çıkacağını, açıklanan nedenlerle ; maddi gereçeğe ulaşmak için öncelikle; … No’lu numaranın HTS kayıtlarının celbine, müvekkillerini zarara uğratmak maksadıyla … ile fikir birliği içerisinde hareket eden … San ve Tic. Ltd. Şti tarafından açılan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a; dava dilekçesi ve tensip zaptı 05/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalı … tarafından yasal süresi içerisinde herhangi bir cevap ve kanıt dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece”…Dava, İİK.nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.
Harçlandırılan dava değeri: 200.000,00-TL’dir.
Taraflar arasında davaya konu olan çekteki imzanın davacı yetkilisine ait olup olmadığı, sahtelik iddiasının cirantalara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği yönünde uyuşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili delil olarak, banka kayıtları, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, müvekkili şirket yetkilisine ait imza sirküleri, müvekkili şirket yetkilisi …’na ait imza örnekleri, … A.Ş … şubesine ait 6971053 seri nolu 18/07/2017 basım tarihli çek yaprağı fotokopisi ve bilirkişi incelemesine dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalılar … ve … vekili karşı delil olarak; 6971053 seri nolu 12/01/2018 tarihli 200.000,00-TL bedelli çek, ticaret sicil kayıtları, ticari defter kayıtları, …’nın kullanmış olduğu numaranın HTS kayıtları, … … Ltd. Şti’nin düzenlemiş olduğu ve işlem görmeyerek bankaya teslim edilen çekler ve bilirkişi incelemesine dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı … karşı delil sunmamıştır.

Taraf delilleri toplanmış olup, mahkememizin 14/12/2018 tarihli celse ara kararı gereğince; dosyanın grafoloji uzmanı bilirkişiye verilerek, imzanın aidiyeti konusunda rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 04/03/2019 havale tarihli raporda; inceleme konusu … A.Ş … şubesinin TR… IBAN numaralı hesabına ait keşidecisi … … San. Tic. Ltd. Şti olan … adına düzenlenmiş, Aliağa 12/01/2018 keşide yer ve tarihli 200.000,00-TL değerindekti 6971053 numaralı, Aliağa 12/10/2017 keşide yer ve tarihli 200.000,00-TL değerinde 6971049 numaralı (alacaklı isminin üzeri karalanmış olup, çek üzerine İPTAL yazısı yazılmıştır) olmak üzere toplam 2 adet çekin ön yüzünde atılı bulunan keşideci imzalarının, mevcut mukayese imzalarına kıyazen … eli ürünü olmadığı bildirilmiştir.
Karşıyaka C. Başsavcılığı’nın 2018/11300 sayılı soruşturma dosyasının yetki kararı ile 2018/13495 soruşturma numarasını aldığı, soruşturma neticesinde … hakkında Resmi Belgede Sahtecilik eyleminden dolayı Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/29 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığının bildirildiği ve iddianame örneğinin gönderildiği, şüpheli … ve müşteki şüpheliler … ve … hakkında Hakaret, Tehdit, Dolandırıcılık ve Resmi Belgede Sahtecilik eylemlerinden dolayı kovuşturma yapılmasına yer olmadığı görülmüştür.
Dosya içine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere; davaya konu olan 12/01/2018 keşide tarihli … A.Ş … şubesinin 697153 sayılı 200.000,00-TL meblağlı çekin keşidecisi olan … … San. Tic. Ltd. Şti’nin yetkilisi olan … eli ürünü olmadığı, sahtelik iddiasının lehtar ve cirantalara karşı ileri sürülmesinin mümkün olduğu, davacının bu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.” gerekçesi ile; “Davanın kabulüne, davacının … … şubesine ait 6971053 nolu 12/01/2018 keşide tarihli, keşidecisinin … San. Tic. Ltd. Şti, lehtarının …, cirantalarının … ve … olduğu 200.000,00-TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalılardan … ve …
vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerinin iyiniyetli üçüncü kişiler olduğunu, somut olayda davacı şirket yetkilisi tarafından düzenlenen 12.01.2018 tarihli, 6971053 Seri No’lu, 200.000 TL bedelli çekin ciro yoluyla müvekkili …’ya, ardından da müvekkili …’ya geçtiğini, çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edildiğini ancak çekteki imzanın şirketi temsile yetkili kişilerin imzalarıyla uyuşmaması sebebi ile muhatap banka şubesi tarafından herhangi bir işlem yapılmayarak çekin taraflarına iade edildiğini, müvekkili …’nın ilgili çekte ciranta, diğer müvekkili …’nın hamil olmakla mezkur çekteki alacağını çekteki imzanın sahte çıkması nedeniyle alamadığını, müvekkili …’nın da söz konusu çeki takibe koymadığını, burada müvekkilinin kötü niyetli ve bilerek davacıyı zarara uğratma kastı olmamakla birlikte, söz konusu çekteki imzanın sahte olması sebebi ile müvekkilinin zarara uğradığını, her ne kadar davacı taraf …’ı tanıyıp müvekkillerini tanımadığını iddia etmiş ise de, davacının … isimli şahıs ile fikir birliği içesinde olup müvekkilllerini zarara uğratmak maksadı ile hareket ettiğini, daha öncede … tarafından …ya’ya davacı şirketin keşidecisi olduğu bir başka çekin ciro edildiğini ancak tarihsel bir hata olduğunun iddia edilerek çekin geri alındığını ve yerine dava konusu çekin teslim edildiğini, …’dan teslim alınıp iptal edilen çekin davacı şirket tarafından bankaya verildiğini, yargılama aşamasında yapılan bilirkişi incelemesinde bankaya geri verilen bu çekteki imzanın da incelemeye tabi tutulduğunu ve imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının ortaya çıktığını, davacı tarafından çekin kaybolduğuna dair bankaya herhangi bir bildirim de bulunulmaması, çalıntı şüphesi ile suç duyurusunda bulunulmamış olması ya da mahkemeden zayi sebebi ile çekin iptalinin talep edilmemiş olması, davacı ile …’ın müvekkilleri zarara uğratmak sebebi ile birlikte hareket ettiklerinin bir göstergesi olduğunu, davacı tarafından resmi belgede sahtecilik nedeniyle Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu tarihin 08.03.2018 olduğunu, mahkemeye sunulan cevap dilekçesinin davacı tarafa 22.02.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, İlk Derece Mahkemesinde cevap dilekçesinde savcılığa suç duyurusunda bulunulmadığının sorgulanması üzerine davacı tarafın zoraki olarak suç duyurusunda bulunduğunu, davacı şirketin çek koçanının … tarafından kendi şirketlerinden yahut şirket yetkilisinin avukat kardeşinin ofisinden çalınmış olabileceğini iddia ettiğini, oysa ki bu koçanların özenle, kilitli bir ortamda saklanması, yetkililer haricinde kimsenin ulaşamayacağı şekilde muhafaza edilmesi gerektiğini beyan ederek istinaf başvurusunun kabulü ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/48 Esas 2019/820 Karar sayılı kararı ile verilen hükmün bozulmasını, neticesinde müvekkilleri lehine davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davaya konu çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine yönelik menfi tespit davasıdır.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, davaya konu … AŞ … Şubesine ait 12/01/2018 keşide tarihli çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığından dava konusu çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … ve … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile; davaya konu çekin davalılara ciro yoluyla geçtiği, davalıların iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğu, davacı tarafın çekte lehtar ve ilk ciranta durumunda bulunan … isimli şahısla fikir birliği içerisinde davalıları zarara uğratmak maksadıyla hareket ettiğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Diğer davalı … tarafından esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davaya konu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı, dava konusu çekten dolayı davacının davalılara borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen iş bu karar davalılardan … ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davaya konu çekin incelenmesinden; … … Şubesine ait 12/01/2018 keşide tarihli ve 200.000,00 TL bedelli çek olduğu, işbu çekin davacı şirket tarafından davalılardan … lehine keşide edilmiş çek olduğu, işbu çekin lehtar ve ilk ciranta olan …’dan sonra sırasıyla … ve …’ya ciro edilmiş olduğu, çekin en son ciranta olan … vekili tarafından bankaya ibraz edildiği ve banka tarafından “keşideci şirketin bankamız nezdindeki imza sirkülerine göre şirkete yetkili temsile kişilerin imzalarını taşımayan işbu çek hakkında herhangi bir işlem yapılmayarak iade edilmiştir” şeklinde şerh düşüldüğü görülmüştür.
Dava dilekçesi ekinde davacı tarafça dosyaya sunulan Aliağa 1. Noterliği’nin 14/10/2015 tarih 012147 yevmiye nolu imza sirkülerinin incelenmesinden, davacı şirket yetkilisi …’nun 14/10/2015 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle davacı şirkete münferiden temsile yetkili müdür olarak atanmış olduğu görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, dava konusu çekte keşideci durumunda bulunan davacı şirkete atfen atılan imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı yönünde grafolog bilirkişiden rapor alınmış olup Adli Belge İnceleme Uzmanı … tarafından düzenlenen 04/03/2019 tarihli raporda davaya konu 12/01/2018 keşide tarihli ve 200.000,00 TL bedelli çekin ön yüzünde bulunan keşideci imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasen davacı şirket yetkilisi …’nun eli ürünü olmadığının tespit edildiği bildirilmiştir. İşbu rapor taraflara tebliğ edilmiş olup davalılarca rapora karşı herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Dosya içerisinde bulunan Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/29 Esas sayılı dosyasının suretinin incelenmesinden; Karşıya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/13495 soruşturma sayılı dosyası üzerinden yapılan soruşturma neticesinde; müştekisinin …, şüphelisinin … ve müşteki şüphelilerinin … ve … olduğu, “Hakaret, Tehdit, Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan yapılan soruşturma neticesinde 01/10/2018 tarihli karar ile Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği ve işbu takipsizlik kararına karşı müşteki vekilinin itirazı üzerine Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2018/2577 Değişik İş sayılı kararı ile itirazın kesin olarak reddine karar verildiği görülmüştür.
Yine Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/29 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 2018/13495 Soruşturma, 2018/5522 Esas ve 2018/4806 İddianame nolu iddianame ile müşteki … tarafından şüpheli … hakkında “Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan dolayı yapılan soruşturma neticesinde 01/10/2018 tarihli iddianamenin düzenlendiği, işbu iddianame kapsamında yapılan yargılama neticesinde 2018/29 Esas, 2020/453 Karar ve 09.12.2020 tarihli karar ile sanığın üzerine atılı resmi evrakta sahtecilik suçunu işlediğinden mahkumiyetine karar verildiği, iş bu kararın İstinaf denetiminden geçerek 09.06.2022 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davaya konu çekte keşideci durumunda bulunan davacı şirkete atfen atılan imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı yönündeki bilirkişi raporu hükme esas alınarak tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında Adli Belge İnceleme Uzmanından alınan raporda, davaya konu 12/01/2018 keşide tarihli ve 200.000,00 TL bedelli çekin ön yüzündeki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda sahtelik iddiası davacı tarafça dava konusu çekte lehtar ve ciranta durumunda bulunan tüm davalılara karşı ileri sürülebilecek mutlak def’i niteliğinde olduğundan İlk Derece Mahkemesi’nin tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi yönündeki kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu kapsamda istinaf eden bir kısım davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre istinaf eden … ve … vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2019 tarih, 2018/48 Esas ve 2019/820 Karar sayılı kararına karşı davalılar … ve …’nın istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davalılardan alınması gereken 13.662,00 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 3.415,50 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 10.246,50 TL’nin davalılardan … ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf masrafının üzerlerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 17/10/2023