Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/389 E. 2023/1793 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/389
KARAR NO : 2023/1793
KARAR TARİHİ : 18/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2019
NUMARASI : 2017/1444 Esas 2019/1053 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 18/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2023

Davalılar tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile … Tic. Ltd. Şti arasında 20/08/2010 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalılar … ve …’ın sözleşmenin kefilleri olduğunu, sözleşmeden doğan borcun ödenmediğinden ihtarname keşide edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığından davalılar aleyhine İzmir 20 İcra Müdürlüğü’nün 2017/9107 esas sayılı dosyasından icra takibine başlanıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle itirazın iptali, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; … San Tic. Ltd Şti’ne 25/08/2010 tarihinde … plakalı kamyoneti … … Şubesinden 48 ay vade ile aldıklarını, ortağı …’ın 22/02/2011 tarihinde hisselerini devrederek şirketten ayrıldığını, kredinin 48 taksitinin ödediğini, araç kredisi dışında ticari kredinin olduğunu, bu borcu da 3 aylık dönem faizleri aksatmadan ödediğini, araç taksitlerinin bitmesine rağmen araç üzerinden rehnin kaldırılmadığını, banka ile ödeme anlaşması yaptığını, 2 taksit ödemede bulunduğunu, aracın 29/08/2015 tarihinde kaza yaptığını, kasko hasar bedeline bankanın el koyduğunu, krediye devamlı ödeme yapmasına rağmen bitmeyen borca itiraz ettiğini beyan etmiştir.
Davalı … süresi içinde davaya cevap vermemiştir.
MAHKEMECE:
“…Dava, İİK 67. madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava, İİK 67. madde gereğince 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmıştır.
Dava dilekçesi, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile dava dışı … San Tic. Ltd Şti arasında 20/08/2010 düzenleme tarihli 250.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, davalıların sözleşmeyi 250.000 TL kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzalandıkları, her birinin kefalet limitinin 250.000 TL olduğu, sözleşmeye istinaden dava dışı asıl borçlu şirkete BCH dan kredi kullandırıldığı, kredi ödemelerindeki aksamalar üzerine kredi hesabı kat edilerek ihtarname keşide edildiği ve temrürüde düştükleri, ihtar sonrası kredi hesabının yeniden yapılan protokolle ödeme planına bağlandığı bu kapsamda tahsilatların yapıldığı ancak borç kapanmadığından davalılar aleyhine ilamsız icra takibinin yapıldığı, banka alacağından davalıların tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu oldukları, davacı bankanın takip tarihinden itibaren ticari kredi asıl alacağına, sözleşme hükümleri gereği %39 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisini uygulama yetkisinin bulunduğu kanaatine varılmış, alacağın likit olması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile;
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile,
İzmir 20. İcra Dairesi’nin 2017/9107 esas sayılı takip dosyasına davalı borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalı borçlu … yönünden 2.410,94 TL asıl alacak, 1.069,44 TL akdi faiz, 53.46 TL faizin gider vergisi, 2.185,45 TL işlemiş akdi/temerrüt faizi, 109,27 TL faizin gider vergisi ve 260,62 TL ihtar gideri olmak üzere toplam 6.089,18 TL üzerinden, davalı borçlu … yönünden 2.410,94 TL asıl alacak, 1.069,44 TL akdi faiz, 53.46 TL faizin gider vergisi, 2.178,75 TL işlemiş akdi/temerrüt faizi, 108,94 TL faizin gider vergisi ve 260,62 TL ihtar gideri olmak üzere toplam 6.082,15 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Takibin devamına karar verilen miktar üzerinden hesaplanan 1.216,43 TL (%20 oranında) icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,……” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı asiller … ve … istinaf dilekçesinde özetle; davacı banka ile toplam borcun kapanması yönünde 15.07.2019 tarihinde yapılandırma yapıldığını, yapılandırma metninde de açıkça görüleceği üzere; 27/07/2015 tarihinde başlamak üzere 18 ay süre ile her ay 643,20-TL ödenmesi şartıyla, 26/12/2016 son taksidin ödeneceği konusunda anlaşıldığını, bu ödeme planı doğrultusunda ilk iki taksit ödendikten sonra borç miktarının tamamen kapatıldığını, bilirkişi raporunda da borcun, 28.10.2015 tarihi itibariyle yapılan 8.000-TL tahsilat miktarı ile kapandığının da açıkça görüldüğünü, ekte sundukları kaza tespit tutanağından da görüleceği üzere 29.08.2015 tarihinde aracın kaza yaptığını, davacı bankanın 28.10.2015 tarihinde yapmış olduğu 8.000,00-TL’lik tahsilatın da bu kazaya dayandığını, ancak bu tarihten sonra kazalı aracın aynı bedelle sigorta ettirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, öte yandan taraflarınca ya da şirket tarafından aracın davacı tarafından her ne bedelle olursa olsun sigorta ettirilmesine de herhangi bir muvafakat/talimat verilmediğini, aksini ispat yükümlüğünün davacı ya ait olmasına rağmen iddianın aksine dosyaya herhangi bir muvafakat vs. delil Sunulmadığını beyanla eksik incelemeye dayalı, hatalı ve hukuka aykırı ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüşlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davaya konu genel kredi sözleşmesinin 15. Maddesi ve sözleşmeye ekli kefalet şerhinin 12. Madesi gereğince kefillerin kasko sigorta poliçe bedelinden sorumlu olmalarına, ilk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve açık olmasına, alacağın likit olması nedeni ile icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/10/2019 tarih, 2017/1444 Esas ve 2019/1053 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davalılardan alınması gereken 415,95 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 104,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 311,95 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalılar tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 18/10/2023