Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/364 E. 2023/1840 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/364
KARAR NO : 2023/1840
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI : 2016/1590 Esas 2019/1140 Karar
DAVANIN KONUSU : Banka Teminat Mektubunun İadesi
BAM KARAR TARİHİ : 24/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/10/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan 13/12/2012 tarihli sözleşme ile İzmir içinde abonelere ait sayaçların el bilgisayarı, endeksör ile endeks okuma hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkili yüklenici bu işe ilişkin olarak 313.932,00 TL kesin teminat mektubu sunduğu, taraflar arasında imzalanan 03/12/2012 tarihli sözleşme 26/06/2013 tarihli sözleşmenin feshine ilişkin protokol başlıklı evrakla fesih edildiğini, teminat mektuplarının sözü edilen protokolün 5.1 maddesi gereği 15/07/2015 tarihinde iade edilmesi gerekirken müvekkilinin yazılı ve şifai talepleri göz ardı edilerek teminat mektupları iade edilmediğini, ileri sürerek, sonuç olarak; taraflar arasında imzalanan 13/12/2012 tarih, 2012/108936 ihale kayıt nolu hizmet işi alımı kapsamında müvekkilinin karşı tarafa verdiği … … Şubesi tarafından düzenlenen 05/12/2012 tarih 1419-MW000095 numaralı 113.932,00 TL bedelli ve 05/12/2012 tarih 763372 seri numaralı 200.000,00 TL bedelli kesin teminat mektuplarının müvekkili … Tic. Ltd. Şti.’ne iadesine, mümkün olmaması halinde işbu teminat mektuplarının iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Hizmet alım işinin kabulünün yapılabilmesi için çalışanların ve özlük haklarına ilişkin bilgi ve belgeler, banka dekontları yıllık izinler ibranameler tamamlanmadığı için işin kesin kabulünün yapılmadığını, müvekkili şirket aleyhine alacak davaları açılması nedeniyle teminat mektubunun iadesi yapılmadığını, işçilik alacaklarının davacı tarafça ödenmemesi üzerine iş mahkemelerine davacının çalışanlarının alacak davaları açtığını, bir kısım davaların aleyhlerine sonuçlandığını, teminat mektubunun nakde çevrildiğini, zira davacı şirketin sözleşme gereği mevcut yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, sonuç olarak; haksız açılan davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece “…Uyuşmazlığın tespiti; hizmet alım sözleşmesine istinaden davacı tarafından davalya verilen teminat mektubunun, sözleşmenin karşılıklı olarak feshinden sonra iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Davalı tarafın delil olarak sunmuş olduğu dosyaların celp edilip incelenmesinde; İzmir 10. İş Mahkemesinin 2013/753 esas, Ödemiş 1. Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin 2013/140 esas, Ödemiş 1. Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin 2013/139 esas, Ödemiş 1. Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin 2013/141 esas, Ödemiş 1. Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin 2013/128 esas, Ödemiş 1. Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin 2013/138 esas ve Ödemiş 1. Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin 2015/396 esas sayılı dosyaları ile Tire 1. Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin 2013/121 esas, İzmir 15. İş Mahkemesinin 2013/480 esas, İzmir 6. İş Mahkemesinin 2017/22 esas sayılı dosyalarında davacının davalı ile yapmış olduğu sözleşmeyi kapsayacak şekilde işçilerin açmış olduğu davaların bulunduğu görülmüştür.
Dava; hizmet alım ihalesi sebebiyle verilen teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespiti ve iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki 13/12/2012 tarihinde imzalanan hizmet alımına ilişkin sözleşmenin 12.4.1 maddesinde kesin teminatın yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra iade edileceği, sözleşmenin 12.4.3 maddesinde bu iş nedeniyle idareye ve SGK olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanuni vergi kesintilerinin kabul tarihine veya varsa garanti süresinin bitimine kadar ödenmemesi halinde …. Protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatların paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edileceğinin kararlaştırıldığı, yine söz konusu sözleşmenin 23. Maddesinde genel şartnamenin altıncı bölümünde belirlenmiş şekilde işçilik hak ve alacaklarından davacı yüklenicinin sorumlu olduğu, dolayısıyla işçilik alacaklarının bulunup bulunmadığı hususları irdelenmek üzere ilgili mahkemelerden dosyalar celp edilmiştir. Yapılan inceleme sonunda; davalı şirketçe yüklenici davacıya ödenmesine rağmen, personel alacaklarını ödeme yükümlülüğüne yerine getirilmediği, davalı yanın SGK’dan ilişiksiz belgesi getirmediği ve kabul tutanağının düzenlenmediği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesi ile; “açılan davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan 03.12.2012 tarihli sözleşmenin, 26.06.2013 tarihli sözleşmenin feshine ilişkin protokol başlıklı evrakla fesih edildiğini, sözü edilen protokolün 5.1 maddesinin “Sözleşme … Tic. Ltd. Şti.’nin 26.06.2013 tarihli talebi doğrultusunda … ve … Tic Ltd. Şti.’nin karşılıklı anlaşması suretiyle protokolün 6. maddesinde belirtilen tarihten itibaren hüküm ve sonuç doğurmak üzere feshedilmiştir.” şeklinde olduğunu, hükümden de anlaşılacağı üzere sözleşmenin tarafların karşılıklı mutabakatı ile fesih edildiğini, 26.06.2013 tarihli sözleşmenin feshine ilişkin protokolün 5.2 maddesi “… … Tic Ltd. Şti.’nin sözleşme teminat mektubu dışında …tan hiçbir alacağının olmadığını” açıkça ifade ettiğini, başka bir anlatımla … A.Ş’nin teminat mektuplarını iade borcu tartışmasız bir durumda olduğunu, taraflar arasında imzalanan 13.12.2012 tarihli sözleşmenin 12.1.2 maddesi “kesin teminat mektubunun süresi sözleşme bitiş tarihinin en az 24 ay sonrası tarihine kadar geçerlidir.” şeklinde olduğunu, sözleşmenin 15.07.2013 tarihinde feshedildiği 26/06/2013 tarihli fesih protokolü ile tarafların hak ve borçlarının belirlendiği açık olup 26/06/2013 tarihli protokolden sonra taraflar arasındaki sözleşme kapsamında karar verilemeyeceği bir başka anlatımla her türlü uyuşmazlığın 26/06/2013 tarihli protokol kapsamında çözümleneceğinin açık olduğunu, bu itibarla yerel mahkemenin 13/12/2012 tarihli sözleşme kapsamında değerlendirme yapması ve davanın reddine karar vermesinin hukuka ve sözleşmeye aykırı olduğunu, bu nedenlerle İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2019 tarih 2016/1590 E. 2019/140 K. Sayılı hükmünün kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya verilen teminat mektuplarının iadesi, mümkün olmaması halinde ise iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 13/12/2012 tarihli sözleşme kapsamında davaya konu …na ait 05/12/2012 tarihli 113.932,00 TL ve …na ait 05/12/2012 tarihli 200.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 313.932,00 TL bedelli 2 adet kesin teminat mektubunun davacı tarafça davalıya verildiği, daha sonradan taraflar arasındaki sözleşmenin tarafların karşılıklı mutabakatı sonucu 26.06.2013 tarihli protokol ile feshedildiği, taraflar arasındaki protokol hükümleri kapsamında davalı şirketin davaya konu teminat mektuplarını iade borcunun tartışmasız hale geldiği, ancak buna rağmen davaya konu teminat mektuplarının davalı tarafça davacıya iade edilmediğinden bahisle davaya konu 2 adet teminat mektubunun davacıya iadesine, mümkün olmaması halinde ise teminat mektuplarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise, iadesi talep edilen teminat mektuplarının 2012/108936 ihale kayıt ve 2012/37 HA sözleşme dosya numaralı, GPRS’li Endeksör ile Endeks Okuma Hizmeti Alımı işi için alınan kesin teminat mektupları olduğunu, işbu hizmet alım işinin 03/12/2013-15/07/2013 tarihleri arasında davacı şirket tarafından yürütüldüğü, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin davacının talebi ile taraflar arasında düzenlenen protokol kapsamında 15/07/2013 tarihi itibariyle feshedildiği, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi hükümleri dikkate alındığında davaya konu teminat mektuplarının iadesi için gerekli koşulların oluşmadığı gibi davacının çalıştırdığı işçilerin işçilik alacaklarının davacı tarafça ödenmemesi üzerine iş mahkemelerinde davalı aleyhine alacak davaları açıldığı, bir kısım davaların davalı aleyhine sonuçlandığı, bir kısmının da yargılamasının devam ettiği, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin 17. maddesinin (i) bendi kapsamında teminat mektuplarının paraya çevrildiğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki Hizmet Alım Sözleşmesinin “Kesin Teminat ve Ek Kesin Teminatının Geri Verilmesi” başlıklı 12.4.1 maddesine göre “Taahhüdün sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği, yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten ve SGK’dan ilişiksiz belgesinin getirildiği saptandıktan sonra; alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların alınan mal veya yapılan iş için bir garanti süresi öngörülmesi halinde yarısı, garanti süresi dolduktan sonra kalanı, garanti öngörülmeyen hallerde ise tamamı yükleniciye iade edilir.”, aynı sözleşmenin 12.4.3 maddesinde ise; “Ayrı bir iş yeri numarasının alındığı durumlarda, yüklenicinin bu iş nedeni ile idareye ve SGK’ya olan borçları nedeni ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden kanuni vergi kesintilerinin kabul tarihine veya varsa garanti süresinin bitimine kadar ödenmemesi halinde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın teminat mektupları paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edilir, varsa kalanı yükleniciye geri verilir.” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür.
Yine taraflar arasındaki sözleşmenin “Yüklenicinin Sözleşme Konusu İşle İlgili Çalıştıracağı Personele İlişkin Sorumlulukları” başlıklı 23. maddesinde ise, “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin 6. bölümünde belirlenmiş olup yüklenici bunlara aynen uymakla yükümlüdür” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür.
Yine taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan 26/06/2013 tarihli Sözleşmenin Feshine ilişkin Protokolün “Açıklamalar” başlıklı 5.2 maddesinde ise, “…. Tic. Ltd. Şti, karşılıklı mutabakata dayalı olarak sonlandırılan sözleşmenin feshinden dolayı Haziran 2013 ayı ve 15 Temmuz 2013 tarihine kadarki çalışmasına ait ücretler ve sözleşme teminat mektubu dışında …’dan hiçbir alacağı kalmadığını beyan ederek, fesholunan sözleşmeye ilişkin olarak mevcut ve muhtemel tüm tazminat taleplerinden dava ve talep hakkında feragat ve …’ı gayri kabili rücu olmak üzere en geniş manada ibra etmiştir” şeklinde düzenlemenin bulunduğu görülmüştür.
Davaya konu teminat mektuplarının incelenmesinden, …’na ait 05/12/2012 tarih 113.932,00 TL bedelli olup 15/12/2016 tarihine kadar geçerli olarak düzenlenmiş Kesin Teminat Mektubu olduğu, yine davaya konu diğer teminat mektubunun ise …’na ait 05/12/2012 tarih 200.000,00 TL bedelli ve 15/12/2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere düzenlenmiş Kesin Teminat Mektubu olduğu görülmüştür. Dava dosyasına sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinden, davalı vekili tarafından taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince teminat mektuplarının nakde çevrildiği bildirilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasında düzenlenen 26/06/2013 tarihli Sözleşmenin Feshine İlişkin Protokolün 5.2 maddesinde kapsamında davalı şirketin davaya konu teminat mektuplarını iade borcunun tartışmasız hale geldiği, ancak buna rağmen davaya konu teminat mektuplarının iade edilmediği iddia edilmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin teminat mektuplarının iadesine ilişkin 12.4.1 maddesine göre taraflar arasındaki Hizmet Alım Sözleşmesi kapsamında davacı tarafça davalıya verilen teminat mektuplarının iade edilebilmesi için yüklenicinin sözleşme konusu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten ve SGK’dan ilişiksizlik belgesi getirildiği saptandıktan sonra iade edilebileceği, dosya kapsamı belgeler arasında davacı tarafça SGK’dan alınmışbir ilişiksizlik belgesi bulunmadığı gibi yüklenici davacının sözleşme konusu işten dolayı davalı idareye herhangi bir borcunun olmadığının tespit edildiğine dair yazılı bir belgenin delil olarak ibraz edilmediği, aksine dava dilekçesi ekinde davacı tarafça sunulan ve davacı tarafından davalıya hitaben yazılan 10.05.2016 tarihli yazı içeriğinin sonuç kısmında “sözleşmeye konu iş ile ilgili varsa gerekli kesinti ve mahsuplaşmalar yapıldıktan sonra teminatın iade edilmesinin” istendiği, ancak davaya konu sözleşme kapsamındaki işlerle ilgili dönemde davacı yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin işçilik alacaklarından dolayı davalının da taraf veya ihbar olunan konumunda olduğu şekilde iş mahkemelerinde davaların açıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 23. maddesi gereğince davacı yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin, işçilik hak ve alacaklarından davacı yüklenicinin sorumlu olduğunun hüküm altına alındığı hususu da dikkate alındığında dava konusu teminat mektuplarının iadesi koşullarının dava tarihi itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince aynı yöndeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2019 tarih, 2016/1590 Esas ve 2019/1140 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/10/2023