Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/363 E. 2023/1645 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/363
KARAR NO : 2023/1645
KARAR TARİHİ : 05/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2019
NUMARASI : 2018/580 Esas 2019/765 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … OSB – … adresinde yer alan işyerinde “sektörlerin rulman ve güç aktarım üniteleri ihtiyaçlarını karşılayacak ürün satışı“ yaptığını, müvekkili şirket ile davalı arasında bu ürün satışlarından kaynaklanan cari hesap oluşturacak şekilde ticari ilişki ve alışveriş bulunduğunu, davalı borçlu cari hesaptan kaynaklanan borcun ödeme süresinin üzerinden çok uzun bir süre geçtiğini ve alacağın defalarca talep edildiğini, en son 05.06.2018 tarihinde cüzi bir ödeme yaptığını ancak bakiye kalan cari hesap borcunu ödemediğini, bunun üzerine işbu bakiye cari hesap borcuna ilişkin olarak davalıdan 28.000,03-TL tutarındaki alacağın tahsili için 20.07.2018 tarihinde Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7173 E. sayılı dosyası ile 7 örnek icra takibi başlatıldığını, takibe ilişkin ödeme emri davalı borçluya 23.07.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlunun işbu takibe ve borcun tamamına ilişkin olarak 25.07.2018 tarihinde ticari ilişkiyi inkar etmeyerek itiraz ettiğini ve neticesinde takibin durduğunu, davalı borçlunun yapmış olduğu borca itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, takibe konu cari hesap bakiyesine ilişkin belge yer almakta olup bu cari hesap dönemine ilişkin alacak ve borç kalemlerinin müvekkilinin açılış ve kapanış tasdikleri yapılmış ticari defterleri kayıtlarında yer aldığını, işbu takibe konu borcun varlığı ile ilgili olarak müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde 28.000,03-TL alacağı olduğunun görüleceğini, davalı borçlu tarafın, ticari defterlerin incelenmesi sonucunda da ortaya çıkacağı üzere, cariborçlu tarafın, ticari defterlerin incelenmesi sonucunda da ortaya çıkacağı üzere, cari hesaptan kalan 28.000,03-TL borca ilişkin yapılan takibe, haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edip takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bu sebeple İİK. m. 67/1 ve 67/2 uyarınca borçlunun itirazlarının iptaline, takibin devamına asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte borçludan tahsiline ve itiraz edilen 28.000.03-TL’nin % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket hakkında Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7173 Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen icra takibine vaki borca itirazı üzerine davacı-alacaklı tarafından açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının usule ve yasaya aykırı olduğundan davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin defter ve kayıtlarında, davacı ile arasında düzenlenmiş dava konusuna yönelik ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesabın bulunmadığını, müvekkili kayıtlarında davacıya karşı böyle bir borç görünmediğini, takibe konu asıl alacağın haksız olduğunu, işbu sebeple müvekkili şirket hakkında başlatılan icra takibindeki alacak ve ferilerine itirazın hasıl olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde, icra takibine yapılan itirazda ticari ilişkiyi inkar etmediklerini beyan ettiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkinin varlığını zımmi kabul etmiş olduklarını iddia ettiğini, yapılan itirazın borca ve takibe ilişkin genel bir itiraz olduğunu, genel itiraz ile ödeme emrindeki borcu, ferilerini ve eklerini reddettiklerini, genel itiraz ile davacı ile müvekkili şirket arasında ticari bir ilişki olduğunu kabul etmediklerini, açıklanan nedenlerle, haksız ve yersiz olarak açılan itirazın iptali davasının reddine, %20’sinden az olmamak üzere tazminatın davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMECE :
“Dava, İİK.nun 67.madde uyarınca açılmış olup, ticari ilişki kapsamında ödenmeyen faturaların tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Harçlandırılan dava değeri: 28.000,03-TL’dir.
Davacı vekili delil olarak; Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7173 Esas sayılı dosyası, 28.000,03-TL tutarlı cari hesap ekstresi, irsaliyeler, faturalar, ticari defter ve kayıtlar ile bilirkişi incelemesine dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı vekili karşı delil olarak; Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7173 Esas sayılı dosyası ve taraf defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesine dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Taraflar arasında icra ve dava konusu olan miktar kadar davacı alacağı bulunup bulunmadığı, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, davacının davalıya mal teslimini yapıp yapmadığı, cari hesap ilişkisinin bulunup bulunmadığı yönünde uyuşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir,
Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7173 sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, takibin 28.000,03-TL toplam alacak üzerinden yapılan ilamsız icra takibi olduğu, takibin dayanağının 20/07/2018 tarihli cari hesap bakiyesi olarak gösterildiği, ödeme emrinin davalı-borçluya 23/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, takibe davalı-borçlu tarafından 25/07/2018 tarihinde borcu bulunmadığından ödeme emrine, yetkiye, takibe, borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, takibin durduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 19/04/2019 tarihli celsesinde verilen ara kararı gereğince; dosyanın SMMM bilirkişine tevdi ile davacı iddiası davalı savunması doğrultusunda taraf defter ve kayıtları kayıtları üzerinde yerinde gerekli görülmesi halinde inceleme yapma yetkiside verilerek uyuşmazlık konusunda rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 05/08/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; ilgili mevzuat gereği, davacı şirketin 2017-2018 yılı inceleme döneminde e-defter tuttuğu, 2017 ve 2018 yılları inceleme dönemlerine ait tutulan Yevmiye defteri ve defter-i kebirin oluşturma tarihlerinin yasal süresi içerisinde yapıldığı, taraflar arasında 2017-2018 dönemlerinde ticari bir ilişkinin var olduğu, davacı yana ait 2017-2018 dönemleri resmi defter kayıtları incelendiğinde; 20/07/2018 takip tarihi itibariyle, davalının davacıya 28.000,03-TL tutarında borçlu olduğu, ayrıca dosya içeriği incelendiğinde davacı tarafından, davalıya noter aracılığıyla çekilen ihtarname olmadığından temerrüde düşürülmemesi sebebiyle faiz hesaplanamadığı,
30/03/2017-12/04/2018 tarihleri arasında davacının davalıya düzenlediği irsaliyeli faturaların içeriklerinin rulman vb çeşitli ürün satışı olduğu, 06/05/2019 tarih saat: 14:15’deki inceleme gününde davalı şirket tarafından mahkememize defterlerin sunulmadığı gibi, yeri de bildirilmediğinden davalı şirkete ait resmi defterlerin incelemediği bildirilmiştir.
Dosya içine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da görüleceği üzere, davacı tarafın dava ve takip konusu yapmış olduğu faturalar nedeniyle alacağının bulunduğunu ispatlaması için öncelikli olarak mal teslimini ispatlaması gerektiği, dosyaya sunduğu irsaliyeli faturalarda bir kısmında isim ve imzaların bulunmadığı, bir kısmında isim ve imzaların bulunduğu, isim ve imzaların bulunduğu sevk irsaliyelerindeki isimlerin davalı çalışanı olup olmadığına dair SGK’dan getirtilen kayıtlar ile karşılaştırıldığında, isim ve imzaların bulunduğu toplam 9 adet sevk irsaliyesindeki mal tesliminin yapıldığının ispatlanmış sayılması gerektiği, bu faturalar ile ilgili alacak isteminin yerinde olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 18.283,76-TL alacağının bulunduğu, davalı borçlunun bu miktara yapmış olduğu itirazın iptali gerektiği, fazlaya ilişkin istemin reddi gerektiği” gerekçesi ile,
“Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7173 sayılı icra dosyasında 18.283,76-TL’ye yapmış olduğu itirazın iptaline, davacı yararına itirazı iptal edilen miktar üzerinden %20 (3.656,75-TL) tazminat verilmesine, fazlaya ilişkin 9.716,27-TL istemin REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin irsaliyeler üzerinde imza bulunmamasına karşın davacının dava konusu tüm tutar yönünden alacaklı olduğuna hükmettiğini, aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan kararda ise, irsaliyelerin tamamı üzerinde imza bulunmadığından bahisle davanın kısmen reddine karar verildiğini, mahkemenin iki hükmünün birbiriyle çelişkili olduğunu, emsal nitelikteki Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/585 Esas, 2019/480 Karar sayılı kararının dosya kapsamındaki tüm delillerin müvekkil lehine olması karşısında davanın kısmen reddine karar verilmesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da taraflar arasında ticari bir ilişkinin var olduğunu, davalının, müvekkil şirkete takip tarihi itibariyle dava dilekçesinde ve ödeme emrinde belirtildiği üzere 28.000,03 TL borçlu olduğu tespit edildiğini, söz konusu tespit davalarının haklılığını ortaya koyduğunu, davalı hakkında görülen konkordato davasına ilişkin olarak konkordato komiserliği tarafından müvekkil şirkete tebligat yapıldığını ve “davacı borçlunun beyanına istinaden alacak bedelinizin 27.999,99 TL olarak kabulü ile alacaklılar toplantısındaki nisap tutarınız belirlenmiştir” denildiğini, komiserlik tarafından belirtildiği üzere davalı da müvekkil şirketin kendisinden alacaklı olduğunu ve rakamı açık ve net olarak kabul ettiğini, davalının ikrarı karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı taraf, davalı borçlu cari hesaptan kaynaklanan borcun ödeme süresinin üzerinden çok uzun bir süre geçtiğini ve alacağın defalarca talep edildiğini, en son 05.06.2018 tarihinde cüzi bir ödeme yaptığını ancak bakiye kalan cari hesap borcunu ödemediğini, bunun üzerine işbu bakiye cari hesap borcuna ilişkin olarak davalıdan 28.000,03-TL tutarındaki alacağın tahsili için 20.07.2018 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini ileri sürerek dava açmış, davalı, borcun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6102 TTK’nın 94.maddesi ” (1) Sözleşme veya ticari teamül uyarınca, belirli hesap devreleri sonunda devre hesabı kapatılır ve alacak ile borç kalemleri arasındaki fark belirlenir.
(2) Hesap devresi hakkında sözleşme veya ticari teamül yoksa, her takvim yılının son günü taraflarca hesabın kapatılması günü olarak kabul edilmiş sayılır. Saptanan artan tutarı gösteren cetveli alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır.” şeklindedir.
Mahkemece irsaliyeli faturalarda bir kısmında isim ve imzaların bulunmadığı, isim ve imzaların bulunduğu sevk irsaliyelerindeki isimlerin davalı çalışanı olup olmadığına dair SGK’dan getirtilen kayıtlar ile karşılaştırılarak bazı faturalar yönünden teslimin kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; dosyada mevcut davalı tarafından davacıya gönderilen 09/07/2018 tarihli ” Mutabakat Mektubu” başlıklı belgede 30/06/2018 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinin 28.000 TL olduğunun belirtildiği, yine davalı tarafından davacıya gönderilen ” BA/ BS formu” başlıklı belgede Eylül 2018 dönemine ilişkin BA BS formunda beyan edilecek bakiye alacak miktarının 28.000 TL olduğunun belirtilmesi, bilirkişi raporunda da davacının davalıdan takip miktarınca alacaklı olduğunun tespit edilmesi karşısında davanın tamamen kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır.
HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verileceği belirtilmiş olup, anılan yasal düzenleme ve yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
1-Davacı vekilinin yatırmış olduğu 64,00 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davacı vekilinin yatırdığı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 23,13 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/12/2019 tarihli, 2018/580 Esas 2019/765 Karar
sayılı kararının KALDIRILMASINA, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7173 sayılı icra dosyasında yapmış olduğu itirazın iptaline ile takibin devamına,
2-Davacı yararına itirazı iptal edilen miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.912,68 TL harçtan, başlangıçta alınan 252,79 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.659,89 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Dava açılırken davacı tarafından yatırılan 252,79 TL peşin harç ve 35,90 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı toplamı 288,69 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. maddesine göre tespit olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 611,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023