Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/32 E. 2023/1177 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/32
KARAR NO : 2023/1177
KARAR TARİHİ : 21/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2019
NUMARASI : 2017/95 2019/629
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
BAM KARAR TARİHİ : 21/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2023

Davacı vekili ile davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; sigortalı olarak … San. ve Tic. A.Ş firmasının yer aldığı nakliyat abonman sigorta poliçesi ile davaya konu taşıması yapılan galvanizli boyalı trapez emteası müvekkili şirketçe nakliye konu risklere karşı sigortalandığını, sigortalı emtianın taşıma işini 22.02.2016 tarih 035344 no’lu fatura mukabili davalının üstlendiğini ve sigortalı emtianın yine davalı adına kayıt ve tescilli bulunan …/… plakalı araca yüklendiğini, sigortalı emtianın taşıma esnasında ıslanmak suretiyle zarar gördüğünü ve bu hususun davalının da imzaladığı 22.02.2016 tarihli tutanak ile imza altına alındığını, görevlendirilen sigorta eksperince taşınan sigortalı emtiada 54.617,36-TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasarlanan emtianın sovtaj bedeli olarak 26,59 ton x 1.475 TL/TON = 39.220,25-TL bu tutardan düşülerek belirlenen hasar tazminatı 15.397,11-TL’nin 13.05.2016 tarihinde müvekkili şirketçe sigortalısına ödendiğini, yapılan ödeme ile müvekkili şirketin TTK md.1472 gereği sigortalısının haklarına halef sıfatı ile zarar sorumlularına karşı ödemiş olduğu bedeli rücuen tazmin etmeye hak kazandığını, TTK md.875 “Taşıyıcı eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde eşyanın ziyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur” ve Borçlar Kanunu md.49’da düzenlenen haksız fiil sorumluluğu gereği davalı taraf taşıma esnasında meydana gelen hasardan ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkili şirkete karşı sorumlu olduğunu, yine davalının TTK md. 853 gereği “Taşıma İşleri Komisyoncusu” sıfatını taşımakta olup, bu niteliği ve araç maliki olması hasebiyle TTK md.850 gereği “Taşıyıcı” sıfatını haiz olduğunu ve kural olarak TTK md.875 gereği taşımak üzere teslim aldığı eşyanın teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçen sürede meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, bu nedenlerle 15.397,11-TL sigorta tazminatının ödeme tarihi olan 22.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek T.C Merkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizi oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, HMK md.297/ç gereği yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, zira Kınık İcra Müdürlüğü’nün 2017/7 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, derdest bir takip dosyası mevcut iken iş bu davanın açılmasının kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle öncelikle davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine, davacının yapmış olduğu ödeme lütuf ödemesi olduğunu ve müvekkilinin kusursuz olduğu nedeniyle davanın esastan reddine, bilirkişi incelemesi yapılmasına, davanın … A.Ş.’ne ihbarına, davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yandan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: ” Dava, nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın hasarlanması nedeniyle sigortacının, sigortalısına ödediği bedelin rücuen tazminine ilişkindir.
Taraflar arasında davaya konu olan emtianın usulüne uygun olarak taşınıp taşınmadığı, hasarın hangi aşamada oluştuğu, usulüne uygun taşınmamış ise hasarın belirtildiği kadar oluşup oluşmadığı, davacı tarafın dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu 15.397,11 TL yi davalı taşıyandan isteyip isteyemeyeceği olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişiler tarafından mahkememize sunulan 28/11/2018 havale tarihli ek raporda; davacı … şirketinin rücuen tazminata konu ziya uğrayan mallar sebebiyle gerçek zararının 15.397,11-TL olduğu, davacı … sigortalısı tarafından yükleme ve ambalajlamaya ilişkin gönderene ait yasal yükümlülüklerinin gereği gibi yerine getirilmemesi ve ürünün tüm yüzeyinin su geçirmez kağıt ile kaplanmaması ve kenarlarının koruyucu metallerle kapatılmaması sebebiyle ziya uğradığı dikkate alındığında dava dışı gönderen sigortalının asli %70 kusurlu olduğu;
Taşımaya konu galvaniz yüklerin su ve rutubetten korunması gerektiğine ilişkin kayda rağmen davalı taşıyıcı tarafından sözleşmeye herhangi bir ihrazi kayıt konulmadığı ve davalı taşıyıcı …’ın basiretli bir taşıyıcıdan beklenen gözetim yükümlülüğüne uygun olarak eksik ambalajlamaya ilişkin uyarıda bulunmadığı gerekçesiyle müterafik kusurlu %30 olduğu;
Davacı … şirketinin, davalı taşıyıcı …’tan 4.619,14-TL (15.397,11 x 0,30) alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Dosya içerisine alınan deliller birlikte değerlendirildiğinde gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan 28/11/2018 tarihli bilirkişi raporuyla da belirtiği üzere; davaya konu olan galvanizli boyalı saçların davacının sigortalısı olan … San. Ve Tic. A.Ş tarafından davalı …’ın adına kayıtlı … ve … plakalı araçlar ile taşımasının gerçekleştirildiği, taşınan emtiada yağmur suları nedeniyle hasar oluştuğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlığın bulunmadığı, bu hasarın giderim sorumluluğunun kime ait olduğu ve hasar giderim bedeli miktarındaki uyuşmazlıkta TTK 880, 881, 882 ve 863.maddelerdeki hükümler göz önünde tutularak çözüme ulaşılmıştır.
Taşıyıcının sorumluluğu emtianın teslim alınmasından itibaren başlayarak teslim edilmesine kadar geçecek süre içerisinde eşyanın ziyaı, zararı ve teslimdeki gecikmeden doğan zararı karşılamak yönündedir.
Davalı bu sorumluluğundan ancak CMR’nin 17.maddesine dayanarak kurtulabilecektir. Yüklemenin davacının sigortalısı tarafından yapıldığı tespit edilmiş olmakla, TTK 863.maddesine göre taşıyanın, yüklemenin uygun yapılıp yapılmadığına nezaret etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Bu kapsamda somut olaya dönüldüğünde, hasarlanan emtianın bilirkişi raporlarıyla belirlendiği üzere; sovtaj bedeli düştükten sonra 15.397,11-TL hasarın gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Yüklenen emtianın yağmurdan korunması için kapatılan brandanın üzerinde biriken suyun, emtia üzerine dökülmesi nedeniyle hasarlanma gerçekleştiğinden, bu hasarın ister taşıma isterse yükün indirilmesi sırasında gerçekleşmesinin sonuca etkisi bulunmayacaktır.
Bu kabul üzerinden, davacı tarafın sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi halefiyet kuralı uyarınca, davacının hasarın gerçekleşmesindeki sorumluluğunun %70 olduğu kabul edilmiş, davacı tarafın talep edebileceği hasar miktarının ancak taşıyanın %30 kusuruna düşen bölümünü isteyebileceği, bunun da 4.619,14-TL olduğu tespit edilmiş olmakla, davanın bu miktar üzerinden kabulüne, alacağa sigortalıya yapılan ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanması sonucuna varılmış, aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir. ” gerekçesi ile,
“Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
4.619,14-TL’nin 13/05/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
Fazlaya ilişkin (10.777,97-TL) istemin REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 315,53-TL karar harcının 194,64-TL’sı peşin olarak alındığından mahsubu ile bakiye 120,89-TL karar harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı vekilinin hizmet ve mesaisine karşılık hesap edilen taktiren 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı vekilinin hizmet ve mesaisine karşılık hesap edilen taktiren 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 1.074,80-TL bilirkişi ücreti, tebligat, talimat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.110,80-TL yargılama giderinin kazanıp kaybetme oranına göre hesap edilen taktiren 134,18-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 996,50-TL yargılama giderinin kazanıp kaybetme oranına göre hesap edilen taktiren 876,12-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,”şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece hatalı bilirkişi raporuna istinaden ve itirazlar dikkate alınmadan karar verilmiş olup, kararın bu nedenle kaldırılması gerektiğini, davalı taşıyıcıya %30 tali kusur verilmesinin CMR mevzuatına ve TTK’nun taşıyıcının sorumluluğunu düzenleyen hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, davalı taşıyıcının, vadettiği su geçirmez brandasını yükün üstüne örtmesi halinde böyle bir hasarın meydana gelmeyeceğinin açık olduğunu, taşıyıcının, hiçbir koruma önlemi almamışken kendisine tali kusur atfedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Emsal Yargıtay kararlarında da yer aldığı üzere, düzenlenen heyet raporunun hatalı ve eksik olduğunu, delillerin değerlendirilmediğini ve rapor varsayımlara göre düzenlenmiş olup, denetime ve karar vermeye de elverişli olmadığını belirterek, dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek ve yeniden bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/10/2019 tarih ve 2017 95 E. – 2019/629 K. sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hüküm ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun aleyhe olan kısımlarının kabulünün hiç bir surette mümkün olmadığnıı, müvekkilinin taşıyan konumunda olup, taşımanın bitiminden sonra meydana gelen zarardan yani boşaltma esnasında meydana gelen zarardan kesinlikle sorunluluğunun bulunmadığını, davacının ekspertiz raporunda da açıkça hasarın boşaltma sırasındaki branda üzerinde biriken sudan kaynaklandığının tespit edilmiş olup, bu zararın müvekkiline yansıtılmasının kabul edilmez mahiyette olduğunu, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerek TTK’nın ilgili maddeleri, gerekse taşımaya ilişkin diğer yasal düzenlemeler ile sigortacılıkla ilgili yasal düzenlemelerin değerlendirilmediğini, bu anlamda bir teknik inceleme de yapılmadığını, iş bu nedenle dosyanın konusunda uzman ve ehil bir heyet teşekkül ettirilerek zararın nasıl meydana geldiğinin de tespit edilerek yeni bir rapor alınmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, nakliyat sigorta sözleşmesi kapsamında taşıma sırasında sigortalı emtianın zarar görmesinden kaynaklanan zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı şirketin, nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalanan yükün taşıma sırasında hasara uğraması nedeniyle sigortalıya ödenen sigorta bedelinin hasara yol açan davalı taşıyıcıdan rücuen tahsilini talep ettiği, davalının cevap dilekçesinde davanın reddini talep ettiği, mahkemece alınan 4 kişilik bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda kusur oranına göre davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, türünün taşıma sırasında hasarlanarak zarar görmesine, zarardan taşımayı yapan davalının sorumluğunun ve kusurunun olmasına, kusur oranlarının belirlenmesinin isabetli olmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre davacı vekili ve davalı vekilinin sair itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkemece yargılama giderinde hesaplama hatası yapılması isabetli olmamış ise de, bu husus nedeniyle hükmün kaldırılması halinde yargılama gideri kapsamında vekalet ücretleri de yürürlükteki yeni tarifeye göre belirlenecek olup bu durumun somut olarak bu hususu istinaf eden davacının aleyhine sonuç doğuracağının anlaşılmasına göre; inceleme konusu kararın sonuç olarak usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2019 tarih ve 2017/95 Esas 2019/629 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 315,53.TL nispi ilam harcından peşin olarak alınan 100,00.TL harcın tenzili ile bakiye 215,53.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 21/06/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.