Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/3 E. 2023/1742 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/3
KARAR NO : 2023/1742
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2019
NUMARASI : 2018/362 Esas 2019/910 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
BAM KARAR TARİHİ : 17/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/10/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;
“İDDİA: Davacı vekili mahkememize verdiği 21/03/2018 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalı bankadan genel kredi sözleşmesi ile 15.000-TL kredi kullandığını, ekonomik durumunun iyi olmaması sebebiyle temerrüdün oluştuğunu, davalı banka tarafından İzmir 23. İcra müdürlüğünün 2009/3017 E sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını ayrıca İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2018/1742 E sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, iki ayrı takip yapılmasının yerinde olmadığını, bankanın fazla faiz uygulayarak müvekkilinden fazla para alarak yapmış olduğu zararın tespitini, müvekkilinden fazla olarak tahsil edilen maddi zarara ilişkin şimdilik 1.000-TL’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava değerinin düşük gösterildiğini, eksik harcın tamamlanması gerektiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunulduğunu ayrıca İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2012/9156, İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2018/1742 E sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davacının bankaya borcunun devam ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde; banka kredi sözleşmesi ve buna bağlı kayıtlar, İzmir 23. İcra Müdürlüğünün 2009/3017 takip sayılı dosyası, İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2018/1742 E sayılı takip dosyası, İzmir 3. İcra Mahkemesinin 2011/1057 K sayılı ve İzmir 23. İcra Müdürlüğünün 2009/3017 takip sayılı dosyası nedeniyle verilen karar örneği, İzmir 23. İcra Müdürlüğü 2009/3017 E sayılı dosyası, tanık ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; banka … Şubesi ile borçlu arasında akdolunan sözleşmeler, ihtarnameler, banka defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık ve sair hususları delil olarak bildirilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Delillerin toplanmasından sonra mahkememizin 03/07/2018 tarihli oturumunda bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bankacı bilirkişi ile icra bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyeti ibraz ettikleri 25/02/2019 havale tarihli raporlarında dosya kapsamı hakkında beyanda bulunduktan sonra sonuç olarak, yapılan hesaplamaya göre İzmir 23. İcra Müdürlüğünün 2009/3017 E sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyanın yapılan hesaplamasında satış bedelinin ödeme tarihi olan 08/09/2011 tarihi itibariyle bakiye borcun 119.621,34-TL olarak hesaplandığı, İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2018/1742 E ve 2012/9156 E sayılı takip dosyaları takip çıkışları birleştirilerek tek kalemde ve kısmi ödemelerin BK 100 maddesi gereğince öncelikle faiz ve ferilerden mahsup edilmek suretiyle hesaplama yoluna gidilerek yapılan hesaplamaya göre son ödeme tarihi olan 02/06/2016 tarihi itibariyle borç bakiyesinin 23.081,26-TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 13/03/2019 havale tarihli rapora beyan dilekçesi ile itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; alınan bilirkişi raporunun yok sayılmasına, SMMO İzmir Şubesinden istenecek hasap uzmanı bir bilirkişi marifetiyle ve kendilerinin de hazır bulunacakları şekilde banka kayıtlarının yerinde incelenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 19/03/2019 tarihli rapora beyan dilekçesinde sonuç olarak davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamı itibariyle bilirkişi olarak bankacılık işlemlerinden anlayan bilirkişinin görev yapması gerektiği, mali müşavir bilirkişi veya hesap uzmanının, bankacılık işlemleri konusunda yetersiz olacağından ve toplanan deliller yeterli görüldüğünden davacı vekilinin Serbest Mali Müşavirler odasından hesap uzmanı isteminin ve yeni bilirkişi raporu alınması istemi yerinde görülmemiş, mahkememizin 16/05/2019 tarihli oturumunda davacı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti ibraz ettikleri 29/08/2019 havale tarihli ek raporlarında sonuç olarak; kök raporlarında yapılan tespit ve değerlendirmelerinde değişikliği gerektirecek bir hususun bulunmadığını bildirmişlerdir.
Davacı vekili 10/09/2019 tarihli dilekçesi ile ek rapora itirazlarını bildirmiş olup itirazları doğrultusunda önceki bilirkişi raporlarının yok sayılarak Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Odasından bilirkişi incelemesine yönelik taleplerini tekrar ederek yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
Davalı taraf ek rapora beyan vermemiştir.
Dosya kapsamı itibariyle bilirkişilerin konularında ehil ve uzman bilirkişi oldukları, görevlerini layıkıyla yapmış oldukları ve banka kayıtları üzerinde inceleme yaparak raporlarını düzenlemiş oldukları kanaatine varılmış olup davacı vekilinin bilirkişilerin çalışmalarına yönelik beyanlarının yerinde olmadığına karar verilmiştir.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporlarına göre; Davacının davalı bankadan genel kredi sözleşmesi ile 15.000-TL kredi kullandığı, davalı banka tarafından İzmir 23. İcra müdürlüğünün 2009/3017 E sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını ayrıca İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2018/1742 E sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, iki ayrı takip yapılmasının yerinde olmadığını, bankanın fazla faiz uygulayarak davacıdan fazla para alındığının tespiti ile fazla alınan paranın tahsilinin talep edildiği, alınan bilirkişi raporları kapsamına göre davacının İzmir 23. İcra müdürlüğünün 2009/3017 Esas sayılı dosyasında takip tarihleri itibariyle borcunun 119.621,34-TL olduğu, İzmir 21. İcra müdürlüğünün 2018/1742 Esas ve 2012/9156 Esas sayılı dosyalarında takip çıkışları birleştirilerek ve yapılan ödemeler BK 100 md göre mahsup edilerek son ödeme tarihi itibariyle davacının bakiye borcunun 23.081,26-TL olduğu, ipotekli takipte uygulanan temerrüt faizinin ve ilamsız icra takiplerinde uygulanan temerrüt faizlerinin uygun olduğunu, fazladan tahsil edilen faizin bulunmadığını bildirmişler, rapor kapamına göre yapılan icra takipleri ve dava aşamadında davacının bakiye borcunun devam ettiği, fazladan tahsilatın bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi banka kayıtları üzerinde inceleme yaparken kendi uzmanları eşliğinde yerinde bulunmak istedikleri halde buna imkan verilmediğini, bilirkişinin banka kayıtlarından görüşüne dayanak belgeleri raporuna eklemediğini, iki kredi sözleşmesi imzalamış olmalarının iki kredinin de tahsis edildiği anlamına gelmediğini, 15.000 TL’lik kredi dışında kredi tahsisi yapılmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan genel kredi sözleşmesi ile 15.000-TL kredi kullandığını, bundan başka kredi kullanmadığını, aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip ve ilamsız icra takibi yapıldığını, iki ayrı takip yapılmasının yerinde olmadığını, bankanın fazla faiz uygulayarak müvekkilinden fazla para alarak yapmış olduğu zararın tespitini, müvekkilinden fazla olarak tahsil edilen maddi zarara ilişkin şimdilik 1.000-TL’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava değerinin düşük gösterildiğini, eksik harcın tamamlanması gerektiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunulduğunu davacının bankaya borcunun devam ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; davacıya imzalamış olduğu her iki genel kredi sözleşmesine göre kredi tahsisleri yapılmış olduğunun, davacının aleyhine yapılan her iki icra dosyasında ödeme taahhütleri bulunduğunun, davacının son ödeme tarihi itibariyle bakiye borcunun 23.081,26 TL olduğunun, temerrüt faizlerinin sözleşmeye uygun olduğunun, fazladan tahsil edilen faizin bulunmadığının anlaşılmasına göre; davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarih, 2018/362 Esas ve 2019/910 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 225,45 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 17/10/2023