Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/236 E. 2023/1800 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/236
KARAR NO : 2023/1800

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2019
NUMARASI : 2015/1344 Esas 2019/1221 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/10/2023

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1344 Esas ve 2019/1221 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…dava dilekçesinde özetle; davacının davalı ile arasındaki ticari ilişki neticesinde taraflar arasında organik taze asma yaprağı alımı anlaşmasının yapıldığını, buna göre organik tarım işi yapan davacının çalıştığı üreticilerden organik gıda ürünlerinin temin edip alıcılara sattığını, davalının talep ettiği toplam 9.305 Kg asma yaprağının üreticilerden temin edilip 32.021,83 TL bedel ile davalı şirkete satılacağı hususunda anlaşılacağını, mal teslimi konusunda üreticilerin asma yapraklarını dallarından kesip tarlalarında hazır edecekleri ve davacının da tarladan kamyon ile teslim alacağı şeklinde olduğunu, bunun üzerine anlaşmaya uygun 9.305 Kg taze asma yaprağını üreticilerce hazır edilip davalı tarafından tarladan teslim alındığını, davalının teslim aldığına ilişkin 24/06/2015 tarihinde 4 adet müstahsil makbuzunun bulunduğunu ve davacının teslim sonrasında davalı adına;
-25/06/2015 tarihli A-27601 seri ve sıra numaralı 1.889,56 TL bedelli,
-25/06/2015 tarihli A-27602 seri ve sıra numaralı 3.045,60 TL bedelli,
-25/06/2015 tarihli A-27603 seri ve sıra numaralı 2.643,03 TL bedelli,
-25/06/2015 tarihli A-27604 seri ve sıra numaralı 6.897,15 TL bedelli,
-25/06/2015 tarihli A-27605 seri ve sıra numaralı 4.527,90 TL bedelli,
-25/06/2015 tarihli A-27606 seri ve sıra numaralı 2.944,89 TL bedelli,
-25/06/2015 tarihli A-27607 seri ve sıra numaralı 4.598,10 TL bedelli,
-25/06/2015 tarihli A-27608 seri ve sıra numaralı 5.475,60 TL bedelli olmak üzere toplam 32.021,83 TL tutarında 8 adet fatura kesildiğini, malların tam ve eksiksiz teslimine rağmen davacıya 21.750,00 TL ödendiğini, bakiye 10.071,83 TL’nin ödenmediğini, bu hususta davacı tarafından Bornova 2. Noterliği’nin 26/06/2015 tarih 15660 yevmiye nolu ihtarnamesinin düzenlendiğini ve 8 adet faturanın ihtara eklendiğini ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını, bunun üzerine İzmir 6. İcra Dairesi’nin 2015/11464 Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı ile takibin durduğunu, itirazın iptalini, takibin aynen devamı ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili aracılığı ile sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın itirazın iptali davası olup haksız ve hukuka aykırı olduğunu, meşru bir alacağa dayanmadığını, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, düzenli ve sürekli bir alım satım ilişkisi olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin düşük seviyede bir cari hesap ilişkisi olup bahsi geçen ilişki gereği davalının davacıdan 2.800,00 TL alacaklı olduğunu, icra takibinin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, takibe konu faturaların toplamı 10.271,83 TL borcun bulunmadığını, faturalar karşılığı malın davalıya teslim edilmediğini, teslim edilen malların ödemesinin yapıldığını, faturalara yasal süresi içerisinde Turgutlu 2. Noterliği’nin 03/07/2015 tarih 05984 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturaların iade edildiğini belirterek davanın reddine ve %20’den az olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP:
Davacı vekili aracılığı ile sunduğu cevaba cevap dilekçesinde özetle; davaya cevapların haksız olduğunu, faturalar karşılığı malın davalı tarafa teslim edildiğini, müstahsil makbuzlarının malın teslimine ilişkin belge olduğunu, tanık dinletme konusunda davalı muvafakatının gerekmeyeceğini, 9.305 Kg taze asma yaprağının üreticiler tarafından tarlalarında hazır edilmek sureti ile davalıya teslim edildiğini, ticari defter kayıtları incelendiğinde bu durumun açıklığa kavuşacağını, davacı şirketin çalıştığı üreticilerden asma yapraklarının davalı tarafça kamyon ile teslim alındığını, araçların takma işlemlerinin davalı şirket tarafından yapılıp karşılığında ambar fişi düzenlendiğini bildirmiş ve davanın kabulünü talep etmiştir.
İKİNCi CEVAP:
Davalı vekili aracılığı ile sunduğu ikinci cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçelerini tekrar ederek davacının iddiasının yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, mal teslimine ilişkin beyanları kabul etmediklerini bildirmiş ve bilirkişi marifeti ile konunun incelenmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasıdır.
İzmir 6. İcra Dairesi’nin 2015/11464 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklısının davacı, borçlusunun davalı şirket olduğu, faturaya dayalı 7 örnek icra takibi yapıldı ve takip miktarının 10.271,83 TL fatura alacağı, 85,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.307,52 TL olduğu, 08/07/2015 tarihi A27608-A27607-A27606 numaralı faturalara dayanıldığını, borca süresinde itiraz edildiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı delili fatura kayıtları, ihtarname ve defter kayıtları ile tanık beyanları ve bilirkişi incelemesidir.
22/08/2016 tarihli bilirkişi raporunda davalı şirketin fatura içeriği malları taşıması için sevk irsaliyesi düzenlemesinin zorunlu olduğunu, davacı şirket kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, defter kayıtlarına göre 06/08/2015 icra takibi itibari ile davalıdan davacının 7.271,83 TL alacaklı göründüğü, davacı şirketin faturalar karşılığı satılan organik asma yaprağı miktarının 9.305 Kg olarak bildirdiği, davalı şirket ambar fişlerinde net asma yaprağı miktarının 8.930 Kg olduğu, ihtar tebliği tarihinden sonra 7. Günün bitiminden itibaren avans faizi talep edilebileceği, yıllık faiz oranın %10,50 olduğu bildirilmiştir.
Davalı bilirkişi raporuna itiraz etmiş ve davalı şirket defterlerinin İstanbul’da olduğu bildirilerek incelenmesi talep edilmiştir.
Davalı şirket defterlerinin incelenmesi sonucunda taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davacı şirketin davalı şirkete kayıtlara göre 2.801,87 TL borçlu olduğu 05/06/2017 tarihli talimatla alınan bilirkişi raporu ile bildirilmiştir.
Davacı vekili 22/08/2016 tarihli bilirkişi raporu ile davalı ambar teslim fişlerinde 8.930 Kg asma yaprağının varlığının belgelendiğini bildirmiştir.
Talimat ile bilirkişiden alınan ek raporda … plakalı araç malikinin … olduğu, nakliye faturası ve ödemesinin bulunmadığı, taşıma sevk irsaliyesinin bulunmadığı, davalı defterlerinde 25/06/2015 tarih 27607 ve 27608 numaralı fatura kayıtlarının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davaya konu asma yapraklarının taşınmasına konu olan … plakalı aracın sahibi duruşmada tanık olarak dinlenmiş, alınan beyanında nakliyeci olduğunu, … şirketinin kendilerine 2 Km uzaklıkta olduğunu, bu şirkete de nakliye işi yaptığını, 3-4 kez işlem gerçekleştiğini, ambar fişindeki … isminin kendisine ait olduğunu, 0 ile 4 ton arası taşıma yapabildiğini, davalı ile sözlü anlaşma yaptıklarını, taşıma bedeli olarak 300,00 TL aldığını, Salihli Sart köylerinden aldığı ürünlerin davalı şirket yetkilisine teslim ettikten sonra işçilerinin indirdiğini, fiş düzenlemesini hatırlamadığını, fatura kesmediğini, 3-4 kez taşıma işi yaptığını, sevk irsaliyesinin fabrikaya ürünü teslim ettikten sonra geri iade ettiğini bildirmiştir.
Bilirkişi …’ten alınan 25/10/2019 tarihli ek raporda davacı kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davalının usulüne uygun tutulmayan kayıtlarının bulunduğunu, taraflar arasındaki defter kayıtlarının toplamının 10.073,70 TL olduğu, taraflar arasındaki kayıt farkının 27607 ve 27608 nolu faturaların davalı defterlerine işlenmemesinden kaynaklandığını, davalının söz konusu iki faturayı iade etmesinin davalı şirket beyanından anlaşıldığı, dinlenen tanık beyanına göre davalı şirketin mal teslim aldığı, davacıya son ödemesinin 10/06/2015 tarihinde yaptığı buna rağmen satın alıp defterine kaydettiği faturalar toplamından davacıya 2.801,87 TL fazla ödediği, takip tarihi itibari ile davacının 7.271,83 TL alacaklı olduğu ve ihtar tebliği olan 29/06/2015 tarihinden 7 gün sonra 07/07/2015 tarihinde temerrütün gerçekleştiği, takip tarihine kadar yıllık 10,50 faiz ile 357,51 TL temerrüt faizinin oluşacağı bildirilmiştir.
Toplanan deliller, alınan tanık beyanı ve defter kayıtlarının satın alınan organik asma yaprağı Kg miktarı değerlendirilmesi ve tarafların kabulünde olan miktarın 8.930 kg olduğunun belirlenmesi karşılığında bilirkişi raporlarındaki tespitler de dikkate alınarak 7.271,83 TL asıl alacak, 307,51 TL faiz olmak üzere toplam 7.579,34 TL üzerinden %10,50 faiz oranı ile takibin devamı,…’ gerekçesi ile, davanın KISMEN KABULÜ ile İzmir 6.İcra Dairesinin 2015/11464 Esas sayılı dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile takibin 7.271,83.TL asıl alacak, 307,51.TL faiz olmak üzere toplam 7.579,34.TL üzerinden %10,50 faiz oranı ile takibin devamına, fazla talebin reddine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının malları eksiksiz teslim ettiğini iddia etmesine ve tarafların tacir olması nedeniyle iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerekmesine rağmen iddiasını ispat edemediğini, bilirkişinin müvekkili şirketin defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı yönündeki tespitlerinin maddi gerçeği yansıtmadığını, eksik incelemeye dayalı ve hatalı bilirkişi raporu dikkate alınarak mahkemece hüküm kurulduğunu, dosyada mübrez kantar fişleri ve faturalar gibi emtialar üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kantar fişlerinin müvekkili tarafından kendi adına alınan ürünler olabileceği gibi çevredeki esnaf ve tüccarın müvekkilinin kantarında tartılan ürünleri ya da tartılıp alınmayan iade edilen ürünlerin de olabileceğini ayrıca kantar fişlerine bakıldığında 25.05.2015 ile 10.06.2015 tarihleri arasında düzenlenmiş muhtelif belgeler olduğunun görüleceğini ancak davacının 24.06.2015 tarihinde 4 adet müstahsil makbuzu ile aldığı ürünlerin 25.06.2015 tarihinde 8 adet fatura ile sattığını iddia ettiğini, buna göre bahse konu kantar fişlerinin dava ile ilgilisinin olmadığının açık olduğunu, kantar fişlerinin imza karşılığında teslim edilmesi gereken irsaliye ve fatura gibi kabul görmesinin usul ve Vergi Usul Kanunu ile diğer kanunlara aykırı olduğunu, davacı tanığının üç dört defa nakliye yaptığını beyan ettiğini, bu beyan bir an için doğru kabul edilse dahi en yüksek miktarlı 4 kantar fişinin toplamının 1560+1510+1310+1290=5670 kg yapmakta iken davacı iddiasının 9230 kg ürün satıldığı yönünde olduğunu, tanık anlatımının dahi davacı iddiasını çürüttüğünü, tanık deliline muvafakat etmememize rağmen çelişkili tanık anlatımları ve deliller üzerinden hüküm kurulmasının da hukuka uyarlı olmadığını, dava konusu edilen ve ödemesi yapılmayan faturaların yasal süresi içinde muhatabı olan davacıya noterden 03.07.2015 tarihli ihtarname ile iade edildiğini, alacağın likit olmadığını ve davanın kısmen kabul/red ile sonuçlandığını bu nedenlerle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, organik tarım ürünü ile ilgili faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, davacının teslimini kanıtlayabildiği organik tarım ürünlerinin bedelinin ödendiğinin davalı tarafından kesin delillerle ispatlanamamasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, takip konusu alacağın likit ve belirlenebilir olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2019 tarih ve 2015/1344 Esas 2019/1221 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 517,74.TL nispi karar harcından peşin olarak alınan 129,40.TL harcın tenzili ile bakiye 388,34.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 19/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.