Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/234 E. 2023/1606 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/234
KARAR NO : 2023/1606

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2019
NUMARASI : 2017/468 Esas 2019/1079 Karar
DAVA : MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/468 Esas ve 2019/1079 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili … aleyhine 10.000,00TL bedelli emre muharrer senede dayalı olarak İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2013/3261 esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, ancak müvekkilinin davalıya karşı bonodan kaynaklı sorumluluğunun bulunmadığını, takip konusu 24/12/2012 düzenleme tarihli 07/03/2013 ödeme tarihli 10.000,00TL değerindeki emre muharrer senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığı, senedin müvekkilinin bilgisi dışında … tarafından düzenlendiğini, borçlu bölümüne müvekkilinin isminin yazıldığını, herhangi bir borçlandırma işleminin müvekkili tarafından yapılmadığını, müvekkili aleyhine haksız icra takibi yapıldığını, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, belirtilen nedenlerle müvekkilinin takip konusu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinden tahsil edilen meblağın iadesine, kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davacının tacir olmadığını, esnaf faaliyeti kapsamında müvekili şirketten mal aldığını, davacının kötü niyetli olduğunu, bononun düzenlendiği tarihlerde …- … işyerinin bulunduğunu, müvekkilinin gıda maddesi sattığını, borç karşılığı davalıya fatura kesildiğini, malların teslim edildiğini, dava konusu bononun müvekkiline verildiğini, bonoda iki isim tek imza bulunduğunu, bononun davacı adına protestolu olduğunu, İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2013/3261 Esas sayılı dosyası ile 14/03/2013 tarihinde icra takibine geçildiğini, hacizlere gidildiğini, muhtıra bırakıldığını, davacının 4 yıl sonra dava açtığını, davacının beyanına göre senet üzerindeki imzanın eniştesine ait olduğunu, davalı ile … hakkında suç duyusunda bulunulacağını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı tarafça gösterilen tüm deliller toplanmış, İzmir 12. İcra Dairesi’nin 2014/10595 (eski esas 2013/3261) esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
İzmir 12. İcra Dairesi’nin 2014/10595 (eski esas 2013/3261) esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … Tic. Ltd. Şti, borçlusunun … olduğunu, 10.000,00TL asıl alacak, 30,68TL işlemiş faiz, 92,98TL pretosto gideri, 245,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 68,05TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam 10.436,71TL alacak üzerinden 14/03/2013 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 28/04/2017 tarihli ara kararı ile HMK 209 ve devam eden maddeleri uyarınca teminatsız olarak İzmir 12 İcra Dairesinin 2013/3261 sayılı takip dosyasının tedbiren derhal durdurulmasına dair karar verildiği görülmüştür.
Dosya ve davalıların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesine yönelik arar karar oluşturulmuş, davalı tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesi yönünde Dörtyol/Hatay Asliye Hukuk Mahkemesine ve Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, davalılar defter ve kayıtlarını sunmamıştır.
Dosya ve …’nun imza örnekleri ve senet aslı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 07/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı …’nın mevcut karşılaştırma imzaları ile davaya konu senetteki borçlu adına atılmış imzalar “ön yüzde 2 adet” arasındaki grafolojik esaslar çerçevesinde yapılan inceleme ve karşılaştırma sonucu elde edilen bulgu ve tespitlere göre, davaya konu “Alacaklısı … Ltd Şti, borçlusu …, kefili …, tanzim tarihi 24/12/2012, vade tarihi 24/12/2012 olan 10.000,00 TL bedelli” senet aslındaki borçlu adına atılmış imzaların, davacı …’nun eli ürünü olmadığı” şeklinde görüş bildirilmiştir.
İzmir 12. İcra Dairesi’nin 08/05/2019 tarihli yazı cevabında; …’nun maaşından toplamda 1.058,20TL ödemeye ait tahsilat ve reddiyat yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit/istirdat davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça 10.000,00TL bedelli emre muharrer senete dayalı olarak İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2013/3261 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespiti ve borçlu olmadığı tespit edildiğinde icra takibi ile tahsil edilen meblağın iadesine yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre de, alacaklısı … Ltd Şti, borçlusu …, kefili …, tanzim tarihi 24/12/2012, vade tarihi 24/12/2012 olan 10.000,00 TL bedelli senet aslındaki borçlu adına atılmış imzaların davacı …’nun eli ürünü olmadığının tespit edildiği, İzmir 12.İcra Dairesi’nin 2013/3261 (eski esas), 2014/10595 (yeni esas) sayılı takip dosyasında …’nun maaşından toplamda 1.058,20TL tahsilat yapıldığı, davalının takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ve davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu’…’ gerekçesi ile, davacının davasının kabulü ile, davacının İzmir 12. İcra Dairesi’nin 2013/3261 Esas sayılı takip dosyasında 07/03/2013 vade tarihli 10.000,00.TL tutarlı senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacıdan tahsil edilen 1.058,20.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10.436,71.TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, delilleri toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, tanık dinlenmesinin mümkün olduğunu, davacının bu davayı açmakta kötü niyetli olduğunu, davacının imzasını inkar ettiği senedin birlikte çalıştığı ve yakın akrabası (eniştesi) olan dava dışı … tarafından imzalandığını bildiğini, müvekkilinin verilen senede karşı mal sattığını ve sattığı malları da teslim ettiğini, dava dışı …’nun temsilci olup temsilcinin yaptığı işlemlerden temsil olunanın da sorumlu olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, icra takibine dayanak bonodaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle takibe dayanak bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı yönünde aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2019 tarih ve 2017/468 Esas 2019/1079 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 712,93.TL nispi karar harcından peşin olarak alınan 196,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 516,53.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.