Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/209 E. 2023/1577 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/209
KARAR NO : 2023/1577

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI : 2018/1263 Esas 2019/954 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1263 Esas ve 2019/954 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonunda dava şartı yokluğundan davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; “…dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 09/10/2017 tarihinde “Sınav Merkezi Hizmet Alım Sözleşmesi” imzalandığını ve söz konusu sözleşme ile 20 personel için mesleki yeterlilik belgesi sınavı yapılacağının kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından 06/10/2017 tarihinde sözleşme bedeli için davalıya 16.900,00 TL ödendiğini, işbu sınav merkezi hizmet alım sözleşmesine ilişkin bedel davalıya ödendikten sonra davalının sınav ve belgelendirme yetkisi TC Mesleki Yeterlilik Kurumunun Yönetim Kurulu tarafından 14/11/2017 tarihli ve 2017/101 sayılı kararı ile kaldırıldığını, TC Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yapılan duyuruda “Yetkisi askıya alınan veya kaldırılan Yetkilendirilmiş Belgelendirme Kuruluşlarının gerçekleştirmesi gereken işlemlere ilişkin usul ve esasların 10. Maddesi gereğince; … A.Ş.’ye sınav ücreti ödemiş ancak sınava hiç girmemiş kişiler ve … A.Ş’de sınava girmiş ancak henüz ücretsiz ilave sınav haklarını tamamlamamış kişiler için … A.Ş.’nin 14/12/2017 tarihine kadar ilgili sınav ücretlerini iade etmesi gerekmektedir” şeklinde olduğunu, TC Mesleki Yeterlilik Kurumunun Yönetim Kurulu tarafından 14/11/2017 tarihinde kaldırılması öncesinde sözleşme konusu sınav sadece 6 kişiye yapıldığını, ancak sınava giren kişilerin de ücretsiz ilave sınav haklarını tamamlamadıklarını, bu kişiler dışında hiçbir personelin sınava girmediğini, bunun üzerine İzmir 21. Noterliğinin 23/11/2017 tarih ve 39127 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıdan 16.900,00 TL’lik tutarı iade etmesinin istendiğini aksi halde hukuki yollara başvurulacağının davalıya bildirildiğini, ancak müvekkilinin bu girişiminin sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine İzmir 23. İcra Müdürlüğü 2018/2568 e. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu tarafından işbu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu beyan ederek davanın kabulü ile davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, İzmir 23. İcra Müdürlüğünün 2018/2568 E. Sayılı takibin devamına, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle davalı/borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 19/12/2018 havale tasrihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin adresinin Bursa olduğunu bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, taraflar arasında bir sözleşme mevcut olmadığını, olası bir durum da dahi sözleşme altındaki imzaların müvekkili şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığını, para borcunu doğuran bir sözleşmenin varlığını kabul etmediklerini, somut olayda dava şartının oluşmadığını, davacı tarafça dava dilekçesi ile birlikte delil ve belgelerin gönderilmemiş olması sebebiyle dava şartı oluşmadığından davanın dinlenilebilme kabiliyetinin olmadığını, davacı tarafça müvekkiline ödenen bir bedel bulunmadığını, davacının senede karşı sunmuş olduğu iddialarını ancak senetle ispatlamakla yükümlü olduğunu, davacı tarafça müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini bu nedenle takipten önce faiz talep edilmesi hukuka aykırılık teşkil ettiğini, iddia edilen alacak likit olamayan alacaklardan olması sebebiyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın alacaklı olduğunu düşündüğü durum sınav ücreti ile alakalı bir durum ise mesleki yeterlilik kurumuna başvurması gerektiğini, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir isimle borcu bulunmadığını, Mesleki Yeterlilik Kurumunun resmi internet sitesinden yapılan duyuruda sınav ücretlerini alamayan kişilerin ücretlerinin MYK tarafından gerçekleştirileceği belirtildiğini, buna göre; … A.Ş’ye teşvikten yararlanma başvurusu yapmış ancak sınav ücretinin iadesini alamamış kişiler ve kuruluşların teşvik işlemleri Kurumumuz tarafından yürütülecektir. Bu kişiler ve kuruluşların … A.Ş.’ye sınav ücreti ödemiş olduğunu gösterir kanıt ve kayıtları resmi yazı/dilekçe ile en geç 31 mayıs 2018 tarihine kadar Kurumumuza iletmeleri halinde sınav ücretlerinin iade işlemleri Kurumumuz tarafından gerçekleştirilecektir.” şeklinde açıklandığını, bu durumda müvekkilinin davacı tarafa borçlu olmadığını ispatladığını beyan ederek davanın yetkisiz mahkemede açılması sebebiyle dosyanın yetkisizlik kararı verilerek Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi hakimliğine gönderilmesine, Müvekkili hakkında açılmış bulunan haksız ve kötü niyetli söz konusu itirazın iptali davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların: taraflar arasında bir hizmet sözleşmesi olup olmadığı, davacının davalıya 16.900,00-TL gönderip göndermediği, göndermiş ise bu bedeli davalıdan talep edip edemeyeceği, İzmir İcra Dairesinin ve Mahkememizin yetkili olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
DELİLLER:
Sınav Merkezi Hizmet Alım Sözleşmesi sureti, İzmir 21.Noterliği’ nin 23/11/2017 tarih ve 39127 yevmiye sayılı ihtarname sureti, … A.Ş.’ ne yapılan ödemeye ait 06/10/2017 tarihli dekont sureti dosya içerisindedir.
Mahkememizce T.C Mesleki Yeterlilik Kurumuna müzekkere yazılarak; 14/11/2017 tarihli ve 2017/101 sayılı kararın bir örneği celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2568 esas sayılı takip dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmış, söz konusu dosyanın incelenmesinde; alacaklı/davacı şirket tarafından borçlu/davalı şirkete karşı, 15/02/2018 tarihli (örnek 7) ödeme emri ile, 16.900 TL asıl alacak, 312,53 TL Diğer faiz olmak üzere 17.212,53 TL alacağa istinaden takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faizi ile birlikte ilamsız takip yoluyla takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçlu şirkete 19/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlu şirket vekili tarafından 20/02/2018 tarihinde icra takibine, takibe konu dayanak belgelerdeki imzaların tamamına, İzmir 23. İcra Müdürlüğünün yetkisine, borcun tamamına, ferilerine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına, vekalet ücreti ve icra giderlerine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu, mevcut davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde mahkememizde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafça dosyaya sunulan dekont da eklenmek suretiyle …’ a müzekkere yazılarak; ekli dekonta ilişkin davacı tarafça gönderilen paranın kime gönderildiğine ilişkin mahkememize bilgi verilmesi ve ödemeye ilişkin dekontun bir örneğinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş, ilgili bankaca yazımız cevap verildiği görülmüştür.
Yine Mahkememizce … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ ne müzekkere yazılarak; davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarının mahkememize gönderilmesi istenilmiş, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün cevabı yazısına göre davalı şirket ünvanının değişerek … A.Ş. Olduğu bildirildiğinden, Mahkememizce davalı şirketin ünvanı Uyaptan … A.Ş. olarak değiştirilmiştir.
Mahkememizce taraflara ticari defter ve belgelerini sunmaları, yada yerinde inceleme yapılmak üzere bulundukları adresi bildirmeleri için 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı tarafça ticari defterlerinin bulunduğu adres bildirilmiş, davacı defterleri üzerinde SMMM bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarında rapor tanzimi istenilmiş, SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenen 29/05/2019 havale tarihli raporda özetle; Davacı şirkete ait ticari defterlerin ticari defterlerin 1 Sıra Nolu Elektronik Defter Genel Tebliği kapsamında e-defter olarak tutulduğu görülmüş olup e-defterlerin yasal süresinde e-defter beratının alındığı, Usulüne uygun tutulan ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu,
Davacı şirket ticari defterlerinde, 06/10/2017 tarihinde yapılan 16.900,00 TL ödemenin aynı tarihte kayıt altına alındığı, davacı şirket ticari defterlerinde bu ödeme dışında herhangi bir muhasebe kaydının oluşturulmadığı,
Davacı şirket ticari defterlerine göre; icra takip tarihi itibariyle davalı şirketin 16.900,00 TL borçlu olduğu,
Davacı şirketin takip talebinde takip tarihine kadar işlemiş faiz isteminde bulunduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacak için %9 yasal faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu, tacirin borcunun dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 19/1. maddesi uyarınca ticari nitelik gösterdiği, bu davanın aynı Kanun’un 4/1. madde hükmü uyarınca nispi ticari dava olduğu, tacirler arası bu sözleşmenin aynı Kanun’un 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliğinin de bulunduğu, dolayısıyla ticari işlerde 3095 sayılı Yasa’nın değişik 2/2. maddesi gereğince avans faiz oranı üzerinden faiz istenilebileceği,
Yapılan işlemiş faiz hesaplaması ile davacı şirketin talep edebileceği işlemiş faiz tutarı 365,67 olsa da davacı şirketin takip talebinde 312,53 TL işlemiş faiz isteminde bulunduğu taleple bağlılık ilkesi gereği fazlaya hükmedilemeyeceği yönünde görüşleri belirtilmiştir.
Mahkememizce davacı vekiline, davalı tarafla aralarında sözleşme yapılıp yapılmadığına ilişkin davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceklerini bildirmek ve yemin teklifinde bulunacaklar ise yemin metnini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu, 12/07/2019 havale tarihli dilekçesi ile davalı tarafa yemin teklifinde bulunmayacaklarını bildirdiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, deliller tüm dosya kapsamına göre;
Dava; itirazın iptali davasıdır.
Her ne kadar davacı tarafça; taraflar arasında 09/10/2017 tarihli Sınav Merkezi Hizmet Alım Sözleşmesi imzalanmış olduğu, söz konusu sözleşme ile personel için mesleki yeterlilik belgesi sınavı yapılacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafından 06/10/2017 tarihinde sözleşme bedeli için davalıya 16.900,00 TL ödendiği, davalının sınav ve belgelendirme yetkisinin T.C Mesleki Yeterlilik Kurumunun Yönetim Kurulunun 14/11/2017 tarihli ve 2017/101 sayılı kararı ile kaldırıldığı, sözleşme konusu personelin sınava giremediği, davacı tarafça davalıya İzmir 21. Noterliğinin 23/11/2017 tarih ve 39127 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ödenen 16.900,00 TL’lik tutarın iadesinin istendiği, ihtarnamenin keşide edilmesine rağmen davalı tarafından paranın iade edilmemesi üzerine davalı aleyhine İzmir 23. İcra Müdürlüğü,’ nün 2018/2568 E.. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edildiği, davalının takibe itiraz etmesi üzerine davacının mahkememizde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmış ise de; mahkememizce taraflara uyuşmazlık konusu döneme ilişkin defterlerini sunmaları yada yerlerini bildirmeleri için süre verilmiş, davalı tarafça defterlerin bulunduğu adres Mahkememize bildirilmediğinden ve ticari defterler ibraz edilmediğinden davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılamamış, davacı defterlerine göre davacının davalıdan 16.900 TL alacaklı olduğu görülmekte ise de; taraflar arasında yazılı bir sözleşme olduğu davacı tarafça ispatlanamamıştır. Ayrıca davacı tarafça davalıya bir hizmet verildiği de davacı tarafça sunulan delillerden anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla akdi ilişki davacı tarafça ispat edilemediğinden TBK’nın 89 ve HMK’nın 10.maddelerinin somut olayımızda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Davalının ikametgahı da …/… olduğundan, HMK’nın 6.maddesi gereğince genel yetkili olan davalının yerleşim yeri icra müdürlükleri yetkili olacağından, HMK’nın 6 ve İİK’nın 50/1 maddeleri gereğince takipte davalı borçlunun ikametgahının bulunduğu yer olan Bursa İcra Müdürlükleri yetkili olup, davacı tarafça yetkili icra müdürlüğünde yapılmış bir takip bulunmadığı…” gerekçesi ile davanın İİK nun 50/2, HMK nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında 09.10.2017 tarihinde akdedilen “Sınav Merkezi Hizmet Alımı” Sözleşmesinin bedeli olarak müvekkili tarafından davalıya 06.10.2017 tarihinde müvekkili şirkete ait … TR… Iban Numaralı hesap ve …/… adresinden, davalıya ait … TR… Iban Numaralı hesaba 16.900,00.TL gönderildiğini, söz konusu ödeme davalıya yapıldıktan sonra, davalının sınav ve belgelendirme yetkisinin T.C. Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun Yönetim Kurulu tarafından 14.11.2017 tarihli ve 2017/101 sayılı kararı ile kaldırıldığını, nitekim Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun 22.05.2018 tarihli 92770479-659-E.2965 sayılı yazısında davalıların mesleki yeterlilik belgesi almaya hak kazandıklarını ancak … A.Ş.’nin yetkisi iptal edildiğinden davalı nezdinde yatırılan ücretin iade edileceğinin belirtildiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun “İfa Yeri” başlıklı 89. maddesine göre, para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, müvekkili tarafından yatırılan banka dekontundan da görüleceği üzere ödemenin yapıldığı 06.10.2017 tarihinde alacaklı müvekkilinin adresinin İzmir olduğunu buna göre icra takibinde alacaklı müvekkilinin adresi olan İzmir İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmalıdır.
Yetkili icra dairesinde takip yapılması, itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğine göre, mahkemece, borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelenmelidir. (HGK 20.03.2002 tarih, 13/241-208 sayılı kararı) Zira; itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde geçerli bir takibin yapılmış olması şartına bağlıdır. Borçlu, icra dairesinin yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirmek zorundadır. İİK nın 50/2.maddesi gereğince yetki itirazı esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılmalıdır. Davalı (borçlu), süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederken, icra dairesinin yetkisine itirazını bildirmemiş ise; icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermesi gerekmektedir.
İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’nın yetkiye dair hükümleri icra takipleri hakkında kıyas yoluyla uygulanır.
İİK’nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra daireleri ve mahkemeleri ile bonoda öngörülen ödeme yeri icra daireleri ve mahkemeleri yetkilidir. TTK m.777/3 maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenleme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden bononun düzenleme yerindeki icra dairesi ve mahkemeleri yetkilidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasında “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir”
6100 sayılı HMK’nın 10. maddesine göre sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava ve icra takibi, sözleşmenin yerine getirileceği (ifa edileceği) yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer tarafların açık ya da örtülü isteklerine göre belirlenir. Aksi durumda ise sözleşmenin yerine getirileceği yer Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince tespit edilir. Uyuşmazlık konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenebilir. Ancak bu durumda alacaklı para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip ya da dava açabilir. Öte yandan TBK’nın 89. maddesinin uygulanabilmesi için, akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca HMK’nun 17. maddesine göre; ”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Kesin yetki kuralı olmadığı durumlarda HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde “Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazını “ilk itiraz” olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.” hükmünü içermektedir. Son olarak; “Cevap dilekçesini verme süresi” başlıklı 127/1. maddesi ise; “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir.” şeklinde düzenleme getirmektedir.
Bir davada (takipte) birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak ya da icra takibi yapmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını (takibini) bu genel ve özel yetkili mahkemelerden (icra dairelerinden) hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede (icra dairesinde) açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer.
Genel haciz yolu ile takipte borçlunun yasal sürede yapmış olduğu itiraz, İİK’nun 66. maddesi gereğince icra takibini durduracağından, alacaklı itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davası açıp takibin devamı yolunda bir karar almadıkça takibe devam edemez.(Yargıtay 12.HD’nin 2016/11977 Esas-2017/4018 Karar sayılı ilamı)
Somut uyuşmazlıkta, …’de bulunan davacı şirket tarafından …’da bulunan davalı şirkete banka aracılığıyla 06.10.2017 tarihinde yatırılan “20 kişi için mesleki yeterlilik belge bedeli” açıklamalı 16.900.00.TL havale bedelinin hizmetin verilmediğinden bahisle iadesi istemi ile İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2568 Esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun icra takibine yetki ve borç yönünden takibe itirazda bulunduğu bunun üzerine alacaklı davacı tarafından süresinde İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, takibe dayanak banka dekontundaki “20 kişi için mesleki yeterlilik belgesi bedeli” açıklaması gereğince davacı şirket tarafından davalı şirkete yatırılan bedel karşılığı hizmetin verilmediği iddiasına dayalı bedelin iadesi isteminde TBK.’nın 89. maddesi gereğince davacı şirketin İzmir’de bulunduğu da dikkate alınarak mahkemenin yetkili olduğu gözönünde bulundurularak işin esasına girip hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-4. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2019 tarih ve 2018/1263 Esas 2019/954 Karar sayılı hükmünün, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1).a.4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılması nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 21/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.