Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/207
KARAR NO : 2023/1576
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2019
NUMARASI : 2017/1157 Esas 2019/104 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1157 Esas ve 2019/104 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; “…dava dilekçesinde, davacı banka ile davalılardan … Tic. Ltd. Şti arasında Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi ile diğer davalılar arasında müşterek borçlu müteselsil kefaletleri ile genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri akdedildiğini, akdedilen sözleşmeler çerçevesinde davalı lehine 108712 numaralı Taksitli Ticari Kredi, 523786 numaralı Ticari Kredili Mevduat Hesabı açıldığını, Ticari Kredili mevduat şirket kredi kartı ve Taksitli Ticari Kredi hesabında oluşan borçların ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının 28/08/2016 tarihi itibari ile muaccel kılınarak İzmir 22. Noterliği’nin 29/08/2016 tarih ve 12918 yevmiye nolu ihtarnamesi ve eki hesap özeti keşide edildiğini, ihtar tarihi itibari ile oluşan borcun ödeme yapılacak tarihe kadar işleyecek gecikme faizi ve gider vergisi ile birlikte derhal ödenmesi, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, ihtarneme keşidesine mütakip borçlu şirket ile davacı banka arasında borcun tasfiyesi hususunda 31/08/2016 tarihli protokol yapıldığını, ancak protokole uygun ödeme yapılmadığını, bu sebeple protokolün 4. Maddesi gereği protokol öncesi şartlara dönülerek İzmir 2. İcra Müdürlüğü2nün 2016/14411 sayılı takip dosyası ile ilamsız genel haciz yolu ile icra takibine başlanıldığını, davalı bor.luların ödeme emri tebliği üzerine takip konusu borca, faize ve oranına ve borcun diğer fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduklarını, davacı banka tarafından yapılan işlemlerin, sözleşmeye, yasaya ve gerçek durumuna uygun olduğunu, yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarısaklı kalmak kaydı ile borca itiraz eden davalı borçluların itirazlarının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş, davalılar tarafından her hangi bir cevap verilmediği, davalı taraf vekilinin icra takibine itiraz dilekçesinde, davalı asıl borçlu şirket yönünden, davacı banka tarafından kendilerine ihtar çekilmediği, bu nedenle temerrüde düşürülmediği, icra takibinin Yargıtay kararlarına uygun olmadığı, davalı borçlunun kredi borcunu ödemeye devam ettiği, post hesaplarına ve diğer hesaplarına yatan paralara bankanın bloke koyduğu, bu gerekçelerle takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve fer’ilerine itiraz ettiklerini, davalı kefiller yönünden ise, alacaklı banka tarafından kefil olarak kendilerine ihtar çekilmediğini, temerrüde düşürülmediklerini, kredi kefili olmalarına rağmen borçludan önce kendileri hakkında takip yapıldığını, bu durumun Yargıtay kararlarına göre yasal olmadığını, zaten borçlu şirket tarafından borcun alacaklı bankaya ödendiğini, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve fer’ilerine itiraz ettiklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır.
İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/14411 esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, alacaklının dosyamız davacısı banka olduğu, borçluların ise dosyamız davalıları olduğu, genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçluların icra takibine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı banka ile davalı borçlu şirket arasında imzalanan kredi sözleşmeleri, ilgili belge ve kayıtlar celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Tüm delil ve belgeler toplandıktan sonra dosya, bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiden davalılar ile davacı banka arasında imzalanan sözleşmeler ve kullandırılan krediler ile bu kredi bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan tahsilatlar ve ödenmediği iddia edilen alacak kalemleri yönünden inceleme yapılmak suretiyle icra takibinde gösterilen alacağın doğup doğmadığı, doğmuş ise miktarı ve ferileri hususlarında ayrıntılı rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişi raporunu düzenleyerek 07/01/2019 tarihinde dosyaya sunmuştur.
Bilirkişi raporunda yapılan incelemede, davacı … ile davalı asıl borçlu … Ltd. Şti. Ve davalı kefiller, …, … ile … arasında imzalanan üç adet toplam 270.000,00 TL limitli sözleşmelerin asılları incelendiğinde, 28/02/2011 tarihinde düzenlenen ve limit artırımlarıyla 70.000,00 TL’ye yüksetilen GNGNKS’de, …’in 70.000,00 TL’nin tamamına, …’in 50.000,00 TL ‘lik kısmına, …’in ise 70.000,00 TL’lik kısmına kefalet imzası koyduğunu, 19/09/2014 tarihinde dava konusu dava konusunu oluşturan kredilerden 85.000,00 TL’lik Taksitli Ticari Kredi kullandırılırken aynı tarihte …, …’in kefalet imzasını taşıyan 200.000,00 TL ‘lik Genel Nakdi Gayri Nakdi Kredi sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmenin daha önce düzenlenen sözleşmelerle bağlantısının olmadığını, aynı gün bu sözleşmeye dayanarak davalı asıl borçluya 85.000,00 TL Taksitli Ticari Kredi kullandırıldığını, dava konusunu oluşturan banka alacaklarından olan Taksitli Ticari Kredi için, davalılardan yalnızca 19/09/2014 tarihli sözleşmede kefil imzaları bulunan … ve …’in Taksitli Ticari Krediden doğan banka alacağının tamamından kefil olarak sorumlu olduklarını, davalı diğer kefiller … ve …’in 19/09/2014 tarihli sözleşmeye imza koymadıkları için Taksitli Ticari krediden kaynaklanan banka alacağından dolayı kefil olarak sorumluluklarının bulunmadığı kanaatine varıldığını, davacı bankanın KMH’dan doğan alacağı için, … ve …, … ve …’in 28/02/2011 tarihli sözleşmede kefalet imzaları bulunduğundan her birinin banka alacağının tamamından dolayı sorumlu oldukları kanaatine varıldığını, her ne kadar uygulanan oran olup olmadığı bilinmemekle birlikte, …’nın 29/06/2016 tarihli NG-2976 sayılı yazısıyla TCMB bildirdiği kredi faiz oranlarında en yüksek akdi faiz oranının %27 olduğu görüldüğünden somut olayda Taksitli Ticari Krediden kaynaklanan banka alacağı için temerrüt faiz oranının bu oranının iki katı olan %54 üzerinden yapılan hesaplamayla 22.314,01 TL olduğunun hesaplandığını, bankanın icra takibinde Taksitli Ticari Kredi ile ilgili olarak talep ettiği tutar ise 22.747,02 TL olduğunu, davacı banka hesabı ile yapılan hesaplamaya göre bulunan 22.314,01 TL arasında bu krediye ilişkin davalılar aleyhine 433,01 TL fark olduğunun görüldüğünü, davacı bankanın icra takibinde KMH ile ilgili talep ettiği tutar (607,11 TL ihtarname ücreti dahil olmak üzere) 2.232,98 TL olduğunu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada bulunan rakamın ise 3.121,31 TL olduğunu, banka hesabı ile bilirkişi tarafından yapılan hesaplama arasında davalılar lehine 888,33 TL farkın mevcut olduğunu, davacı bankanın talebi daha düşük bir tutar olduğundan taleple bağlı kalınarak, davacı bankanın davalılardan KMH için 2.232,98 TL tutarında alacaklı olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varıldığını bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği anlaşılmış, davalılar vekilinin rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesini dosyaya sunduğu görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, Davacı banka ile davalılar arasında imzalanan kredi sözleşmeleri olduğu, bir kısım davalının kefil sıfatı ile sözleşmelerde bulunduğu, sözleşme gereği kullandırılan kredi geri ödemelerinin yapılmaması gerekçe gösterilerek davalılar aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine, itirazın iptali istemi ile iş bu davanın açıldığı, davalılarca düzenlenen bilirkişi raporu yönünden beyan haricinde beyanda bulunulmadığı, 19/04/2011 tarihli ilk sözleşmede …, … ve …’in kefil olarak imzalarının olduğu, 19/09/2014 tarihli 200.000,00 TL bedelli ve aynı limitli sözleşmede … ve …’in kefil olduğu bir önceki sözleşme ile bağlantısının tespit edilemediği, 12/08/2012 tarihli kredi sözleşmesinde …’in 150.000,00 TL limit ile kefil olduğu, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda bu hususların belirlendiği, düzenlenen raporun hükme esas alınabilecek yeterlilikte ve dosyadaki verilere uygun olduğu, davacı tarafça icra takibi sırasında talep edilen bedel ve alacak kalemleri incelendiğinde 0523786-16747020 no’lu kredi yönünden talep edilen bedelin, 1.844,41 TL asıl alacak, 370,07 TL işlemiş faiz, 18,50 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 2.232,98 TL olduğu ve bu bedel yönünden davalıların itirazında haksız oldukları, 0108712-16747020 no’lu kredide ise hesaplanan bedelin, 19.640,45 TL asıl alacak, 2.546,25 TL işlemiş aktif faiz, 127,31 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 22.314,01 TL alacak üzerinden devamı gerektiği ve bu kredi yönünden …, …, … ve Tasfiye halinde olan davalı şirketin sorumluluğunun olduğunun kabulü gerektiği, alacağın niteliği dikkate alındığında likit olduğu gözetilerek icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği, bu haliyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği…” gerekçesi ile Davanın kısmen kabulüne,
İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2016/14411 esas sayılı takip dosyasında davalıların itirazının kısmen iptaline, Takibin 0326 L 01 -0523786 -16747020 nolu kredi (KMH) için davalılar …, …, …, … ve Tasfiye halinde … ve Ltd. Şti’nin birlikte sorumluluğu gözetilerek 1.844,41 TL asıl alacak, 370,07 TL işlemiş faiz, 18,50 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 2.232,96 TL alacak üzerinden,
0348 B 04- 0108712- 16747020 nolu kredi (Taksitli Ticari Kredi) yönünden davalılar …, …, … ve Tasfiye halinde … ve Ltd. Şti’nin birlikte sorumluluğu gözetilerek 19.640,45 TL asıl alacak, 2.546,25 TL işlemiş akdi faiz, 127,31 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 22.314,01 TL alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
İcra inkar tazminatı isteminin kabulüne, hükmedilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 1.676,80 TL harçtan,peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.645,40 .TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre davalılar …, …, …, … ve Tasfiye halinde … ve Ltd. Şti. Yönünden kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 2.232,96.TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre davalılar …, …, …, ve Tasfiye halinde … ve Ltd. Şti. Yönünden kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …, ve Tasfiye halinde … ve Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 67,40 TL başvuru harcı, 450,00 TL Bilirkişi ücreti, 320,40 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 837,80 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden davalı … Tic.Ltd.Şti.ne usulüne uygun olarak tebligat yapılmadığını, müvekkilleri adına delillerin mahkemece toplanmadığını, müvekkilleri … Tic.Ltd.Şti, … ve … adına da vekalet sunmasına rağmen vekil vekil olarak dosyaya eklenmediklerini, davacı bankanın müvekkili şirket … Tic.Ltd.Şti. ne ve kefillere usulüne uygun ihtar çekip temerrüde düşürülmeden icra takibi yaptığını, şirket açısından ihtarnamenin kefil …’e, kefiller açısından ise yine kefillerden biri olan …’e ihtarnamenin tebliğ edildiğini, bu tebligatların Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2006 tarihli 2006/645 Esas 2006/3674 Karar sayılı ilamında da belirttiği gibi “borçluların her ikisine de gönderilen tebligatın aynı şahıs tarafından tebliğ edilmesi aynı takipte hasım olduğundan usulsüzdür” hükmü gereğince geçersiz olduğunu, davacı tarafça müvekkilleri hakkında temerrüde düşürüldüğü iddiası ile takip yapılmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, müvekkillerinden … ve …’in 19.09.2014 tarihinde imza altına alınmış buluna taksitli ticari kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, aynı yönde 28.02.2011 tarihinde düzenlenen limit artırımların birinde de borçlulardan …’ın imzasının bulunmadığını, bu imza eksikliklerine ve bazı kredilerde kefillik olmamasına rağmen tüm borçluların şirketin tüm borçlarından sorumlu olduğu iddiası ile takip yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun karar vermeye yeter ve elverişli bir rapor olmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, vekalet ücretleri takdir edilirken davacı tarafa iki defa vekalet ücretine hükmedilmiş olduğunu ve davanın kısmen kabulü edilmiş olmasına rağmen kendilerini vekil ile temsil ettiren müvekkilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine borçlu ve kefillerin yaptığı vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
“… I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı şirket arasında düzenlenen genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesini davalının kefil sıfatı ile imzaladığını, borçlunun kredi ödemesinde temerrüde düşmesi nedeniyle hesabın kat edilip asıl borçlu ve kefillere ihtarname gönderilmesine rağmen ödeme yapılmaması üzerine asıl borçlu ve kefiller hakkında Isparta 2. İcra Müdürlüğünün 2015/4411 E. sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı banka ile asıl borçlu şirket arasında 19.09.2008 tarihinde ve 05.11.2010 tarihinde düzenlenen sözleşmeleri müvekkilinin kefil sıfatıyla imzaladığını, 05.11.2010 tarihli sözleşmede 19.09.2008 tarihli sözleşme ile bağlantılı olduğunun yazıldığını, davalının imzaladığı 19.09.2008 tarihli sözleşmeden kaynaklı kredinin kapatıldığını, davacı bankanın alacağının bu tarihten sonra müvekkilinin kefalet imzasını içermeyen 18.06.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklandığını, bu sözleşme ile önceki sözleşmelerin sona erdirildiğini, banka tarafından gönderilen ihtarnamede alacağın hangi krediden kaynaklandığının belirtilmediğini savunarak davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bankacı bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda davanın kabulü ile Isparta 2.İcra Müdürlüğünün 2015/4411 E. sayılı takip dosyasında davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarı (80.000,00 TL) üzerinden hesap edilecek %20 oranında inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin asıl borçlu şirket hisselerini devredip şirket ile ilişkilerini sonlandırdığını, bankanın müvekkilinin bilgisi dışında banka ile şirket arasında 18.06.2013 tarihli ve bu sözleşmeye ek olarak yapılan 02.09.2013 tarihli kredi sözleşmelerini düzenlediğini, müvekkilinin bu kredi sözleşmeleri ile ilgili kefaletinin ve imzasının bulunmadığını, sözleşme ile önceki sözleşmeler arasında bağlantı kurulmadığını, bankanın alacağının dayanağı sözleşmelerde imzası bulunmayan davalının banka alacağından sorumlu olmayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılıp davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile banka tarafından davalı ve asıl borçlu ile diğer kefile 20.08.2015 tarihli hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği, dava dışı şirket ile banka arasında 18.06.2013 tarihinde imzalanan sözleşmede davalının imzasının bulunmadığı gibi davalının kefil olduğu önceki sözleşmelere de atıf yapılmadığı, 18.06.2013 tarihli sözleşmede ve bu sözleşmenin limitinin arttırılmasına ilişkin 02.08.2013 tarihli sözleşmede önceki sözleşmelerin limitlerinin artırımı yoluna gidilmeyerek dava dışı şirkete davalının sorumlu olmadığı yeni bir kredi hesabının açılmış olduğu, davacı bankanın ikinci bir kredi sözleşmesini imzalamasına rağmen bu durumdan davalıya bilgi vermediği, banka alacağının davalının imzasını içermeyen sözleşmeden kaynaklandığı, bu haliyle davalının imzasını içeren sözleşmelerden kaynaklı kefalet sorumluluğundan kurtulmuş olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde temlik alan davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Temlik alan davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu kredi borcundan davalının sorumlu olduğunu, dava dışı borçlu ile davacı banka arasındaki süresiz kredi sözleşmesinde davalının müteselsil kefil durumunda olduğunu, cari hesap şeklinde yürüyen bir borç ilişkisi bulunduğundan kredi borcunun bir tarihte tamamen ödenmiş olması ya da yeni sözleşmeler tesis edilmesinin kredi sözleşmesini sona erdirmeyeceğini, bu ödemeden sonra borçluya yeni bir kredi kullandırılmasının yeni bir borç ilişkisi niteliğinde olmadığını, hükmün usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek ve re’sen belirlenecek nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temlik alan davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir…” (Bknz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.01.2023 tarih ve 2021/5593 Esas 2023/174 Karar sayılı ilamı)
Somut uyuşmazlıkta, düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davacı … ile davalı asıl borçlu … Ltd. Şti. ve davalı kefiller, …, … ile … arasında imzalanan üç adet toplam 270.000,00.TL limitli sözleşmelerin asılları incelendiğinde, 28/02/2011 tarihinde düzenlenen ve limit artırımlarıyla 70.000,00.TL’ye yüksetilen GNGNKS’de, …’in 70.000,00.TL’nin tamamına, …’in 50.000,00.TL’lik kısmına, …’in ise 70.000,00.TL’lik kısmına kefalet imzası koyduğu, 19/09/2014 tarihinde dava konusu dava konusunu oluşturan kredilerden 85.000,00.TL’lik Taksitli Ticari Kredi kullandırılırken aynı tarihte …, …’in kefalet imzasını taşıyan 200.000,00.TL’lik Genel Nakdi Gayri Nakdi Kredi sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmenin daha önce düzenlenen sözleşmelerle bağlantısının olmadığı, aynı gün bu sözleşmeye dayanarak davalı asıl borçluya 85.000,00.TL Taksitli Ticari Kredi kullandırıldığı, dava konusunu oluşturan banka alacaklarından olan Taksitli Ticari Kredi için, davalılardan yalnızca 19/09/2014 tarihli sözleşmede kefil imzaları bulunan … ve …’in Taksitli Ticari Krediden doğan banka alacağının tamamından kefil olarak sorumlu oldukları, davalı diğer kefiller … ve …’in 19/09/2014 tarihli sözleşmeye imza koymadıkları için Taksitli Ticari krediden kaynaklanan banka alacağından dolayı kefil olarak sorumluluklarının bulunmadığı kanaatine varıldığı, davacı bankanın KMH’dan doğan alacağı için, … ve …, … ve …’in 28/02/2011 tarihli sözleşmede kefalet imzaları bulunduğundan her birinin banka alacağının tamamından dolayı sorumlu oldukları kanaatine varıldığı, her ne kadar uygulanan oran olup olmadığı bilinmemekle birlikte, …’nın 29/06/2016 tarihli NG-2976 sayılı yazısıyla TCMB bildirdiği kredi faiz oranlarında en yüksek akdi faiz oranının %27 olduğu görüldüğünden somut olayda Taksitli Ticari Krediden kaynaklanan banka alacağı için temerrüt faiz oranının bu oranının iki katı olan %54 üzerinden yapılan hesaplamayla 22.314,01.TL olduğunun hesaplandığı, bankanın icra takibinde Taksitli Ticari Kredi ile ilgili olarak talep ettiği tutar ise 22.747,02.TL olduğu, davacı banka hesabı ile yapılan hesaplamaya göre bulunan 22.314,01.TL arasında bu krediye ilişkin davalılar aleyhine 433,01.TL fark olduğunun görüldüğü, davacı bankanın icra takibinde KMH ile ilgili talep ettiği tutar (607,11 TL ihtarname ücreti dahil olmak üzere) 2.232,98.TL olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada bulunan rakamın ise 3.121,31.TL olduğu, banka hesabı ile bilirkişi tarafından yapılan hesaplama arasında davalılar lehine 888,33.TL farkın mevcut olduğu, davacı bankanın talebi daha düşük bir tutar olduğundan taleple bağlı kalınarak, davacı bankanın davalılardan KMH için 2.232,98.TL tutarında alacaklı olduğu, bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmediği anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, tüm dosya münderecatına göre dosyada mevcut bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına göre hükme esas alınmaya layık olduğu ve bu bilirkişi raporunu hükme esas alan ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/14411 Esas sayılı takip dosyasında davalıların itirazının kısmen iptaline, takibin 0326L01-0523786-16747020 nolu kredi (KMH) için 1.844,41.TL asıl alacak, 370,07.TL işlemiş faiz, 18,50.TL %5 BSMV olmak üzere toplam 2.232,96.TL alacaktan müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılar borçlu tasfiye halinde … Tic. ve Ltd. Şti. ile kefiller …, …, … ve .. yönünden, 0348B04-0108712-16747020 nolu kredi (Taksitli Ticari Kredi) yönünden 19.640,45.TL asıl alacak, 2.546,25.TL işlemiş akdi faiz, 127,31.TL %5 BSMV olmak üzere toplam 22.314,01.TL alacaktan müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılar borçlu tasfiye halinde … Tic. ve Ltd. Şti. ile kefiller … ve …’ yönünden takibin devamına, 0348B04-0108712-16747020 nolu kredi (Taksitli Ticari Kredi) yönünden davalı kefiller … ve …’in sorumlulukları olmadığından bu davalılar yönünden bu talebin reddine, kabul ve reddedilen miktarlara göre kendilerini vekil ile temsil ettiren taraflar yararına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken bu duruma aykırı olarak yukarıda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, davalılar vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’ nun 353/(1)-b-2 maddesi gereği yerel mahkeme kararının kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine ve davalılar vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/02/2019 tarih ve 2017/1157 Esas 2019/104 Karar sayılı hükmün 6100 sayılı HMK’ın 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
II-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/14411 Esas sayılı takip dosyasında davalıların itirazının KISMEN İPTALİ ile,
a-Takibin 0326L01-0523786-16747020 nolu kredi (KMH) için 1.844,41.TL asıl alacak, 370,07.TL işlemiş faiz, 18,50.TL %5 BSMV olmak üzere toplam 2.232,96.TL alacaktan müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılar borçlu tasfiye halinde … Tic. ve Ltd. Şti. ile kefiller …, …, … ve … yönünden devamına,
b-Takibin 0348B04-0108712-16747020 nolu kredi (Taksitli Ticari Kredi) yönünden 19.640,45.TL asıl alacak, 2.546,25.TL işlemiş akdi faiz, 127,31.TL %5 BSMV olmak üzere toplam 22.314,01.TL alacaktan müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılar borçlu tasfiye halinde … Tic. ve Ltd. Şti. ile kefiller … ve … yönünden devamına,
c-0348B04-0108712-16747020 nolu kredi (Taksitli Ticari Kredi) yönünden davalı kefiller … ve …’in sorumlulukları olmadığından bu davalılar yönünden talebin REDDİNE,
2-Hükmolunan
a-0326L01-0523786-16747020 nolu kredi (KMH) için toplam 2.232,96.TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalılar borçlu tasfiye halinde … Tic. ve Ltd. Şti. ile kefiller …, …, … ve …’ten alınarak davacıya ödenmesine,
b-0348B04-0108712-16747020 nolu kredi (Taksitli Ticari Kredi) için toplam 22.314,01.TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalılar borçlu tasfiye halinde … Tic. ve Ltd. Şti. ile kefiller … ve …’ten alınarak davacıya ödenmesine,
c-0348B04-0108712-16747020 nolu kredi (Taksitli Ticari Kredi) için davalı kefiller … ve … yönünden koşulları oluşmadığından bu davalılar lehine kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince
a-0326L01-0523786-16747020 nolu kredi (KMH) için toplam 2.232,96.TL üzerinden alınması gereken 152,53.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40.TL harcın tenzili ile bakiye 121,13.TL harcın davalılar borçlu tasfiye halinde … Tic. ve Ltd. Şti. ile kefiller …, …, … ve …’ten alınarak hazineye gelir kaydına,
b-0348B04-0108712-16747020 nolu kredi (Taksitli Ticari Kredi) için toplam 22.314,01.TL üzerinden alınması gereken 1.524,27.TL karar ve ilam harcının davalılar borçlu tasfiye halinde … Tic. ve Ltd. Şti. ile kefiller … ve …’ten alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 885,20.TL yargılama giderinin yargılama için yapılması zorunlu giderlerden olduğu da dikkate alınarak takdiren davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar ittihazına mahal olmadığına,
6-Davacı bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. üzerinden hesap ve takdir olunan 17.900.00.TL maktu ücreti vekaletin 2.232,96.TL’sının tüm davalılardan, bakiyesinin davalılar borçlu tasfiye halinde … Tic. ve Ltd. Şti. ile kefiller … ve …’ten, müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılardan … ve … bu davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. üzerinden hesap ve takdir olunan 17.900.00.TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılardan … ve …’e verilmesine,
8-HMK’nun 333. maddesi gereğince yatırılan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,” şeklinde HÜKÜM TESİSİNE,
III-Davalılar vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
IV-İstinaf başvurusunun kısmen kabulü nedeniyle davalılardan alınan istinaf karar peşin harcının davalılara iadesine,
V-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan 121,30.TL istinaf başvuru harcı ve 21,70.TL (dosya gidiş dönüş masrafı) olmak üzere toplam 143,00.TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
VI-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VII-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’ nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.