Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/205 E. 2023/1516 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/205
KARAR NO : 2023/1516

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
NUMARASI : 2018/742 Esas 2019/821 Karar
DAVA : ALACAK
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/742 Esas ve 2019/821 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin inşaat taahhüt işleri faaliyetinde bulunan kişi olduğunu, davalının da inşaat sektörüne gerekli malzemeyi tedarik eden şirket olduğunu, müvekkilinin inşaat işlerinde kullanmak üzere işyeri adresine teslim edilmek suretiyle alacağı inşaat demirlerine karşılık davalı şirketin hesabına 22/12/2017 tarihinde 68.908,00 TL avans gönderdiğini, ancak davalı şirket tarafından demir tesliminin yapılmadığını, bunun üzerine her ne kadar müvekkilinin ödediği bedelin faizi ile birlikte ödenmesi için davalı hakkında İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4194 Esas sayılı icra takibi başlatılmış ise de davalının hem yetki hem de borca itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu, açılan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/496 Esas sayılı itirazın iptali davasında “davacının itirazın iptali davasının yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmadığından reddine karar verildiğini, bu nedenle bu kez müvekkilinin ikametgahının bulunduğu mahkememizde alacağın tahsili davası yolu ile müvekkili tarafından ödenen bedelin tahsilini talep ettiklerini, müvekkilinin davalı firmaya istediği inşaat demiri tutarı avansını gönderdiğini bu bedele karşılık gelen demir tahsilatı yapılmadığını, alacağın devam ettiğini, davalının itiraz ettiği tarihte temerrüde düştüğünü, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile müvekkilinin davalıdan olah 68.908,00-TL alacağın 04/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından aynı alacak ve aynı uyuşmazlığa ilişkin olarak İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4194 E. sayılı icra dosyasında genel haciz yolu ile (7 Örnek) ilamsız icra takibi yapıldığını, müvekkili tarafından ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine de bu sefer davacı-alacaklının İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/496 E. sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtığını, açılan bu dava 13.12.2018 tarihinde savunmaları doğrultusunda HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddedildiğini, redde ilişkin kararın henüz kesinleşmediğini, izmir 4. asliye ticaret mahkemesi’nin 2018/496 E. sayılı dosyası halen derdest olduğunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmamasının dava şartları arasında düzenlendiğini, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılmasının mümkün olmadığını, zira aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati olmadığını, bu sebepler ve öncelikle derdestlik itirazında bulunduğunu ve davanın derdestlik itirazı sebebiyle reddini, bunun yanı sıra davanın açıldığı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisini de kabul etmediklerini, zira müvekkili şirketin Edremit Ticaret Sicil Memurluğunda kayıtlı tüzel kişi olduğunu, şirketin yasal ve fiili adresinin … Asfaltı Üzeri No:… …/ …/ … olup, dava dilekçesinin de bu adrese tebliğ edildiğini, davacının bu durum ve yasal mevzuata rağmen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinde müvekkili şirket aleyhine dava ikamesinin yasaya aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine dava ikamesinde yetkili mahkemenin Balıkesir iline bağlı Edremit İlçe Mahkemeleri olduğunu, yine davacının TBK 89. Madde hükmüne dayanarak eldeki davada kendi ikametgahının yetkili olduğuna ilişkin iddiasının da yasal dayanaktan yoksun olduğunu, zira müvekkilinin davacıya hiçbir nam ve ad altında hiçbir borcu olmadığı gibi, taraflar arasında hukuki veya fiili bir ilişki de olmadığını, ayrıca bir an için ortada bir borç olduğu düşünülse bile konunun para borcu değil, olsa olsa parça borcu olabileceğini, bu durumda da yetkili mahkemenin müvekkilinin ikametgahının bulunduğu yer olan Balıkesir ili, Edremit Mahkemeleri olduğunu, tüm bunların yanı sıra yetkinin seçimlik olduğu durumlarda seçme hakkını hiçbir açıdan yetkili olmayan İzmir 9. İcra Müdürlüğünde takip ve İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açarak kullanan davacının şimdi ise mesnetsiz ve yasal dayanağı olmayan sebeplerle, seçimlik yetki kullandığı iddiası ile mahkememizde dava ikamesinin hukuken korunamayacağını, açıklanan durum sebebi ile yetki itirazının kabulü ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisizliğine; uyuşmazlığa ilişkin davada Balıkesir iline bağlı Edremit Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini, müvekkili şirketin ticari faaliyeti gereğince inşaat malzemeleri alım – satım ve pazarlama işi yaptığını, müvekkilinin uzun zamandır müşterilerinden olan …Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından (Bu şirket ünvan değişikliğine gitmiş olup eski ticaret ünvanı … Sanayi Ve Tic.Ltd.Şti. ‘dir) … İli … İlçesi …’te bulunan şantiyelerine teslim edilmek üzere 2060 Kg. 8’lik diye tabir edilen standart nervürlü inşaat demiri, 3900 Kg. 10’luk diye tabir edilen standart nervürlü inşaat demiri, 6100 Kg. 12’lik diye tabir edilen standart nervürlü inşaat demiri ve 13700 Kg. 16’lık diye tabir edilen standart nervürlü inşaat demirini telefonla sipariş ettiğini, telefon aramasını müvekkili şirket yetkililerinden …’in … nolu telefonuna, … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi olan …’ın … nolu telefonundan 21.12.2017 tarihinde yapıldığını, bu sipariş üzerine müvekkilinin istenen demir bedelinin 68.908,00 TL. olduğunu bildirdiğini ve …’ın da fiyatı kabul ettiğini ve ödemeyi demirin şantiyesine teslimini müteakip, banka yoluyla yapacağını söylediğini, müvekkilinin de kendileri ile uzun yıllardır ticaret yaptığı için bunda bir sakınca görmediğini ve sipariş konusu inşaat demirlerini üretici fabrika olan … A.Ş nin … (…) fabrikasından şoför … idaresindeki … plakalı araçla … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti.’nin … İli … İlçesi …’te bulunan şantiyesine gönderdiğini ve … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti.’nin çalışanı … isimli kişiye 22.12.2017 günü teslim ettirdiğini, demirlerin tesliminden hemen sonra, aynı gün (22.12.2017 günü) müvekkili şirket yetkililerinden …’in … nolu telefonunda bulunan … uygulamasına, … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi olan …’ın … nolu telefonundan 68.908,00 TL. tutarında ödemenin yapıldığına ilişkin dekont resmi gönderildiğini, müvekkilinin aynı gün şirket banka hesaplarını kontrol ettiğinde ise şirketin … A.Ş … Şubesinde bulunan TR… nolu hesabına … tarafından 68.908,00-TL tutarında inşaat demiri tutarı açıklamalı havalenin geldiğini gördüğünü, müvekkilinin geçmiş dönem ticaretlerinde ve görüşmelerinde …’in … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. ile fiili ve organik bağı olduğunu bildiğinden ve …’ın son dönemlerde şirket hesaplarının sıkıntılı olduğunu, birtakım ödemeleri … aracılığı ile yaptığını söylediğinden bu durumda bir sakınca görmediğini, gerçekleşen hukuki ve fiili durum bu şekilde iken … tarafından, müvekkili şirket aleyhine, 26.03.2018 tarihinde İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4194 E. sayılı dosyasından 68.908,00 TL’nin kendi nam ve hesabına gönderdiği demir alımı için bir avans ödemesi olduğu ve demir alınmadığı için faizi ile birlikte tahsili talepli icra takibi yapıldığını, ödeme emrine müvekkili tarafından itiraz edilmesi üzerine de davacı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/496 E. Sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtığını, açılan bu davanın 13.12.2018 tarihinde, HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddedildiğini, redde ilişkin kararın henüz kesinleşmediğini, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/496 E. Sayılı dosyasının da halen derdesttir olduğunu, davacı tarafından talep edilen havale bedeli … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkili şirketten sipariş edip, satın ve teslim almış olduğu inşaat demiri alışverişine ilişkin bir borç ödemesi olduğunu, müvekkili şirketin davacı … ile hiçbir ticareti, alışverişi ve …’e hiçbir borcu olmadığını, çarpıtılarak dayanak gösterilmeye çalışılan havalenin açıklamasının ortada olduğunu, açıklamada avans ifadesi olmayıp, aksine açıkça inşaat demiri tutarı yazdığını, yine … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkil şirketten sipariş edip, satın ve teslim almış olduğu inşaat demir tutarı olan 68.908,00 TL ile davacının avans ödemesi diye adlandırıp talep ettiği bedelin (68.908,00 TL.) her nasılsa küsuratına kadar aynı olduğunu, davacı …’in haksız menfaat elde etme peşinde olduğunu, hiçbir açıdan kabul edilemeyecek bu davranış tarzının suç teşkil ettiğini, ilgisi bulunan kişiler hakkında müvekkili şirket tarafından Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuş olup, dosya numarasının 2018/7901 soruşturma sayılı dosya olduğunu, tüm bunların yanı sıra davacı yan eğer dilekçesinde iddia ettiği gibi müvekkilinden öneri üzerine siparişte bulunmuş ve bir avans ödemesi yapmış ise ödemesinin öncesindeki görüşme kayıt ve belgelerini sunmak, siparişinin ayrıntılarını açıklamak ve ispat etmek zorunda olduğunu, yine Balıkesir / Edremit merkezli bir firma olan müvekkilini neden tercih ettiğini ve müvekkilini öneren kişileri açıklamak zorunda olduğunu, hemen her yerden ve özellikle İzmir’den aynı şartlarda veya daha avantajlı olarak alabileceği standart nervürlü inşaat demirini almak için niçin müvekkilinin tercih ettiğini açıklaması gerektiğini, yine davacının, dava dilekçesinde inşaat yapmak için bu siparişi verdiğini ve avans ödemesi yaptığını söylemekte olup, iddia ettiği bu inşaatın teknik ve yasal tüm bilgilerinin (Ruhsat , yer , proje , tapu kaydı vs. gibi) davacı tarafından dosyaya ibrazı veya ilgili mercilerden celbinin zorunlu olduğunu, davacıya bu hususların açıklattırılmasını ve ispatlamasının istenmesinin zaruri olduğunu, aksi halde adaletin tecellisinin mümkün olmadığını, açıklanan sebeplerle; öncelikle derdestlik itirazının kabulü ile davanın derdestlik sebebiyle reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini, derdestlik itirazının kabul görmemesi halinde yetki itirazlarının değerlendirilip kabul edilerek Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisizliğine, uyuşmazlığa ilişkin davada Balıkesir iline bağlı Edremit Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesine, derdestlik ve yetki itirazlarının kabul görmemesi halinde ise tüm delillerinin toplanarak haksız ve dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alım satım ilişkisine dayalı olup, avans olarak gönderilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
Harçlandırılan dava değeri: 68.908,00-TL’dir.
Davanın niteliği gereği davacı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını ispatlamak durumundadır. Bu kapsamda delil olarak, İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4194 sayılı takip dosyası, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/496 Esas sayılı dosyası, banka ödeme belgesi, ticari defterler, taraflara ait banka kayıtları ve vergi levhasına dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı vekili karşı delil olarak; İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4194 Esas sayılı dosya aslı, İzmir 4. Ticaret Mahkemesi’nin 2018/496 Esas sayılı dosyası, müvekkili şirketin … A.Ş … şubesinde bulunan TR… nolu hesabına 22/11/2017 tarihinde gelen havale kaydı, müvekkili şirket yetkilisi …’in … nolu telefonu ile … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi olan …’ın … nolu telefonu arasındaki 21.12.2017 ve 22.12.2017 tarihinde ki arama-aranma, görüşme vs. kayıtları, müvekkili şirket yetkililerinden …’in … nolu telefonunda bulunan … uygulamasına … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi olan …’ın … nolu telefonundan 68.908,00-TL tutarında ödemenin yapıldığına ilişkin dekonta ilişkin kayıt ve bilgiler, davacı …’in ticari defter ve kayıtları, davalı müvekkilinin ticari defter ve kayıtları, davacının tüm bankalarda bulunan 2016-2017 ve 2018 yıllarındaki tüm hesap hareket ve kayıtları, … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kuruluşundan bu güne kadar çalıştırdığı tüm işçilerin listesi, davacının başka kişiler aleyhine açmış olduğu icra dosyaları ve davaların UYAP ortamında tespiti, … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defter ve muhasebe kayıtları, … A.Ş’nin demirleri Ataç Ltd.Şti.’nin …/…teki şantiyesine teslim ettiğine dair 21.12.2017 Tarih 358614 seri, 21.12.2017 tarih 376842 seri nolu iki adet irsaliye, … A.Ş’nin müvekkili şirkete kestiği 21.12.2017 tarih , HSE2017000003207 nolu ve 21.12.2017 tarih, HSE2017000003302 nolu iki adet toplu e – Fatura, müvekkili şirketin … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti.’ne kesmiş olduğu 22.12.2017 tarih, 023230 sıra nolu ve 68.908,00-TL bedelli fatura ve irsaliye, Edremit Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/7901 Soruşturma sayılı dosyası ve bilirkişi incelemesine dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Taraflar arasında demir alımına ilişkin sözleşme ilişkinin kurulduğu, davacı tarafın davalıya bu ilişki kapsamında 68.908,00-TL ödediği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın demir tesliminin yapılıp yapılmadığı konusunda bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafın derdestlik itirazına, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/496 Esas sayılı dosyasının itirazın iptali davası olup, davanın usulden reddine karar verilmiş olması nedeniyle itibar edilmemiştir.
Davalı tarafın yetki itirazına, BK 100 maddesi uyarınca dava konusunun alacak davası olup, götürülecek borçlardan olması ve davacı ikametgahının mahkememiz yetki alanı içerisinde olması nedeniyle itibar edilmemiştir.
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/496 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ve davalısının eldeki dosya ile aynı olduğu, eldeki davaya konu olan avansın tahsili için başlatılan İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4194 sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali davası olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde; “… davacının alım-satım ilişkisi kapsamında avans olarak ödenen ve bedelsiz kalan para alacağının tahsili için icra takibinde bulunduğu, takip konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, dolayısıyla davalının merkez adresi olan Edremit/Balıkesir icra dairesi yetkili olduğu gibi para borcunun ifa yeri olan alacaklının ikametgahı olan Çiğli/Karşıyaka icra dairelerinin de yetkili olduğu, oysa icra takibinin, yetkisiz İzmir icra dairesinde yapıldığı anlaşılmakla yetkili icra dairesinde yapılan geçerli bir takip bulunmadığından itirazın iptali davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir…” şeklindeki gerekçe ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı iddiası davalı savunması doğrultusunda taraf defter ve kayıtları üzerinde yerinde gerekli görülmesi halinde inceleme yapma yetkisi de verilerek uyuşmazlık konusunda rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Talimat yoluyla davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmiş olup, mahkememize sunulan 13/09/2019 havale tarihli raporda; davalı … San. Turz. Ltd. Şti’nin 2017 yılında yasal defterlerini dijital ortamda e-defter olarak tuttuğu, defterlerinin muhasebe standartlarına uygun olarak tutulduğu, defter kayıtları ve bu kayıtlara dayanak ödeme ve faturaların defterde kayıtlı olduğu, davacı … tarafından YKB havalesi ile 22/12/2017 tarihinde davalı … San. Turizm. Ltd. Şti’ne gönderilen 68.908,00-TL, … Ltd. Şti’nin davalı … San. Turizm Ltd. Şti’ne 22/12/2017 tarih ve 23230 nolu fatura karşılığı 68.908,00-TL tutarlı borcuna mahsup edildiği bildirilmiştir.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmiş olup, SMMM bilirkişisi … tarafından mahkememize sunulan 18/10/2019 havale tarihli raporda; ilgili mevzuat gereği; davacı yan tarafından sunulan 2017 yılına ait yevmiye defteri, defter-i kebir ve envanter defterlerinin kanuni süresi içinde açılış ve yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı yana ait 2017 dönemi resmi defter kayıtları incelendiğinde; 22.12.2017 tarihi itibariyle davalının davacıya 68.908,00-TL borçlu olduğu, dosya içeriğinde taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin noter ihtarnamesi görülmediğinden; faiz hesabı yapılamadığı bildirilmiştir.
Davalı tarafın dava konusu olan demirin davacının istemi ile … San. Tic. Ve Ltd. Şti çalışanı …’e teslim edildiği yönündeki savunması araştırılmış, …’in … San. Tic. Ve Ltd. Şti çalışanı olduğu tespit edilmiş, ancak davacının demir tesliminin bu şirkete yapılması yönünde herhangi bir talimatı olduğu ispatlanamadığından bu savunmaya da itibar edilmemiştir.
Dosya içine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde: gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla da belirlendiği üzere; davacı tarafın demir teslimi yapılması için göndermiş olduğu 68.908,00-TL’nin iadesini istemekte haklı olduğu…” gerekçesi ile davanın KABULÜ ile 68.908,00-TL’nin 04.04.2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle davanın derdestlik itirazları yönünden reddinin gerektiğini, yetki itirazlarının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı müvekkilinin, davacı tarafa hiçbir borcunun olmadığını, davacı tarafından talep edilen havale bedelinin … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkili şirketten sipariş edip, satın ve teslim alınan inşaat demiri alışverişine ilişkin bir borç ödemesi olduğunu, müvekkili şirketin davacı ile hiçbir ticareti, alışverişi ve borcu olmadığını, davacının haksız menfaat elde etme peşinde olduğunu, davacı … ile dava dışı … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. ve … arasındaki 07.09.2017 tarihli iki sayfadan ibaret PROTOKOL başlıklı sözleşmenin mahkemece incelenmediğini ve irdelenmediğini, mahkemece yargılamada savunma ve beyanlarının dikkate alınmadığını, delillerinin toplanmadığını, davacı ile dava dışı şirket ile ilgili organik bağın araştırılmadığını, tanıklarının dinlenmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, alacak istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İspat, bir olayın veya hukuksal durumun varlığı veya yokluğu hakkında hâkimde kanaat uyandırmak için girişilen, ispat yükü üzerinde olan tarafın deliller vasıtasıyla yürüttüğü inandırma faaliyetidir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususu ispat yükü kavramıyla ilgilidir. İspat yükünün ne şekilde dağılacağına ilişkin genel kural 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. maddesinin 1. fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmış; 2. fıkrada ise, karinelerin varlığı hâlinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir. Buna göre
“(1)İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
İspat yükü üzerine düşen taraf ancak ispata “elverişli” deliller ile iddiasının haklılığını kanıtlayabilir. Kanun koyucu HMK’nın 200. maddesinde belli miktarın üzerindeki uyuşmazlıklar yönünden bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin senetle ispatını zorunlu kılmış ve bu miktar dâhilinde kalan bir alacağın takdiri delillerle ispatına imkân vermemiştir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-936 E., 2021/1090 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Hâkimin kendisine ispat yükü düştüğünü bildirdiği taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir.
Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının yaptığı ödemeyi ispatlamasına rağmen davalının malzeme teslimini davacıya yaptığını kesin delillerle ispatlayamamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2019 tarih ve 2018/742 Esas 2019/821 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 4.707,10.TL nispi karar harcından peşin olarak alınan 1.176,78.TL harcın mahsubu ile bakiye 3.530,32.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 14/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi