Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/201 E. 2023/1515 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/201
KARAR NO : 2023/1515

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2019
NUMARASI : 2017/992 Esas 2019/1053 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/992 Esas ve 2019/1053 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı arasında kira ve hizmet sözleşmesi yapıldığı, sözleşme kapsamında davalıya ait radyo yayınlarının yapıldığı vericinin Karatepe vericiler mevkiine yerleştirildiğini, radyo vericisinin bakım hizmetlerini gerçekleştirdiğini, vericinin kurulumu sebebiyle 2011 yılı kira ve bakım hizmet alacaklarının oluştuğundan bahisle kira alacağı ve hizmet bedelinin tahsili için İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2017/12744 E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalının itirazı ile takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2017/12744 E sayılı dosyası, takibe konu fatura fotokopisi, tanık beyanları, müvekkili şirkete ait ticari defter, takibe konu fatura adresi, tanık beyanları, müvekkili şirkete ait ticari defter, fatura ve diğer kayıtlar, bilirkişi incelemesi ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2017/12744 E sayılı dosyası, dosyamız arasına alınmış incelenmesinde dosyamızla ilgili olduğu görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Açılan davada davacı vekili, 01/01/2006 tarihli sözleşmeye göre kira alacağı ve hizmet akdinden kaynaklanan alacağın tahsilinin talep edildiği, kira alacaklarında mahkememize görevli olmadığından tensibin 10. maddesi gereğince kira alacağı yönünden dosya tefrik edilip ayrı esasa kayıt edilerek bu kısım yönünden görevsizlik kararı verilmiştir.
1 nolu celsenin 3 nolu ara kararı ile davalı vekilinin icra dairesinin yetkisine ve mahkememizin yetkisine itirazının reddine karar verilmiştir.
Delillerin toplanmasından sonra mahkememizin 27/02/2018 tarihli oturumunda bilirkişi incelemesine karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi ve elektrik-elektronik konusunda uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti ibraz ettikleri 02/05/2018 havale tarihli raporlarında dosya kapsamı hakkında beyanda bulunduktan sonra sonuç olarak, davacının, dava dilekçesinde her ne kadar 2011 yılından doğan alacağının olduğunu iddia ettiği ve bu alacağı talep etmiş ise de, muhasabe kayıtlarında 2011 yılından doğan bir alacağının olmadığı, 2014 yılına ait “aylık kontrol yer bedeli” olarak 03/11/2014 tarihli A seri 047500 sıra nolu KDV dahil 8.496-TL bedelli açık faturayı tanzim edip davalıdan alacak olarak kayıtlarına işlediği, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin bir başka alacağın muhasebe kayıtlarına tahakkuk ettirilmediği, taraflar arasında akdedilen 01/01/2016 tarihli sözleşmede, davalının davacıya fatura karşılığı aylık 500-USD peşin ödeyeceği kararlaştırılmış ise de, 2015 yılından itibaren davalı adına fatura tanzim edilmediği gibi muhasebe kayıtlarında, davalı adına herhangi bir alacağın tahakkuk ettirilmediği, bakım hizmetinin geçmiş yıllarda verilmesi sebebiyle verilen hizmetin tespitinin mümkün olmadığı gibi, verilen bakım hizmetine ilişkin tanzim edilmiş bakım formu veya bakıma ilişkin yapılan bakımlarla ilgili bakım raporu bulunmadığı, taraflar arasında tanzim edilen sözleşmede; ödenmeyen kira ve bakım ücretlerine faiz işletilmesine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, davalıya ihtar çekilmediği, temerrüde düşürülmediği,temerrüdün takiple birlikte oluştuğu göz önüne alındığında, davacının takip öncesi faiz talebinin yerinde olmayacağının anlaşıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili, 19/05/2018 tarihli dilekçesi ile rapora itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12744 takip sayılı dosyasında ödeme emri ekinde 03/11/2014 tarihli A seri 047500 sıra nolu KDV dahil 8.496,00TL meblağlı fatura eklenmiş olmasına rağmen, ödeme emrinde fatura tarihinin sehven 03/11/2011 olarak yazılması nedeniyle yapmış oldukları maddi hatanın düzeltilerek, bu maddi hata nedeniyle fazladan ödenmesi talep edilen faizlerden feragat ettiklerine dair taleplerinin kabulüne, aynı maddi hata giderildikten sonra dosyanın aynı bilirkişilere tevdii ile ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili 23/05/2018 tarihli dilekçesi ile rapora beyanlarını bildirmiş olup sonuç olarak; raporda davacı taleplerinin haksızlığı ortaya konulduğundan davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 27/12/2018 tarili oturumunda davacı vekilinin itirazları incelenmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti ibraz ettikleri 01/03/2019 havale tarihli ek raporlarında sonuç olarak; 14/02/2019 tarihi saat 12.20 de davaya konu … Marka … model 5 KW’lık verici Yamanlar Karatepe mevkiinde incelenmiş olup, incelemenin yapıldığı tarih itibariyle çalışır durumda olduğu ve an itibari ile yayın yapmaya elverişli olduğunun tespit edildiği, yalnız yapılan hizmete karşılık verilecek olan “servis-bakım formu veya bakım raporu” mecburi bir süreç olmayıp, sözleşmeye eklenip eklenmeyeceği ilgili davada da görüleceği üzere sözleşme yapanlar arasındaki bir tasarruf olduğu, bu duruma ek olarak davacı ile davalı arasında periyodik veya periyodik dışı yapılacak olan bakım ve onarım hizmetinin geçmiş yıllarda verildiğinin tespiti bu sözleşme gereği mümkün olmadığı, bu duruma ek olarak sözleşme incelendiğinde; ne davacı tarafın verdiği bakım hizmetine karşın bir “servis bakım formu veya bakım raporu” vereceği, ne de davalı tarafın yapılan hizmet karşılığında bir “servis-bakım formu veya bakım raporu” talebinde bulunduğu sözleşmede yer almamakta olduğu, bu durumun geçmişe dönük teknik bir görüşünün mümkün kılmamakta olduğu, ilgili bakımların yayının sürekliliği üzerine kurulduğu, yayının sürekli olduğu sürece bakımının yapıldığı anlamına geldiğinin belirtildiği, bu yüzden ilgili vericinin sürekli yayın yapabilmesi için periyodik ve periyodik dışı bakım ve onarımlarının yapılmasının gerektiği, teknik olarak bakımı ve onarımı yapılmayan cihaz çalışmaz lakin vericilerin geçmişte kesintisiz hizmet verdiği ile alakalı herhangi bir kayıt mevcut olmadığı için teknik olarak geçmişe dönük görüş, yapılan hizmet karşılığında verilmiş olması gerekilen “teknik bakım/onarım” formu ile yapılabileceği, ancak davacı ile davalı arasında periyodik veya periyodik dışı yapılacak olan bakım ve onarım hizmetine ilişkin tanzim edilecek bakım formu ile alakalı bir madde sözleşmede bulunmadığı için bakım ve onarım hizmetinin geçmiş yıllarda verildiğinin tespiti bu sözleşme gereği mümkün olmadığı, bu yüzden vericinin bakımlarının ve onarımlarının yapıldığı ve çalışır durumda olduğu ile alakalı yapılmış olan teknik görüş, incelemenin yapıldığı an (14.02.2019 saat 12:20) itibariyle geçerli olduğu, davacı kayıtlarının incelendiği, davacının 2014 yılına ait “aylık bakım ve yer bedeli” olarak 03/11/2014 tarihli A seri 047500 sıra nolu KDV dahil 8.496-TL bedelli açık faturayı tanzim edip kayıtlarına işlediği, muhasebe kayıtlarında 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin bir başka alacak tahakkuk ettirilmediğinin tespit edildiği, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odasından, davacı tarafça verilen bakım ve kira bedelinin Oda tarifesi istendiği, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odasından verilen “Kısım x-ayrı yapılan zayıf akım projeleri ve diğer hizmetler” listesinde; TV/R verici ve Aktarıcıları uygulama proje bedellerinin, Sabit Merkez bedelinin 1.700-TL ve her aktarıcı Merkezi için 100-TL bedelin yer aldığı, ancak bu bedelin proje uygulamaları için olduğunun anlaşıldığı, taraflar arasında yer alan bakım ve kira bedeline ilişkin olmadığının anlaşıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekili 06/03/2019 havale tarihli ek rapora beyan dilekçesinde sonuç olarak; davanın reddine karar verilmesini ve davacının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 06/03/2019 tarihli dilekçesi ile ek rapora itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; itirazları dikkate alınarak hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacı ile davalı arasında kira ve hizmet sözleşmesi yapıldığı, sözleşme kapsamında davalıya ait radyo yayınlarının yapıldığı vericinin Karatepe vericiler mevkiine yerleştirildiğini, radyo vericisinin bakım hizmetlerini gerçekleştirdiğini, vericinin kurulumu sebebiyle 2014 yılı bakım hizmet alacaklarının oluştuğundan bahisle hizmet bedelinin tahsilinin talep edildiği, alınan rapor kapsamına göre taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında verilecek hizmetlerin kapsamının belirlenmediği, verildiği iddia edilen hizmetlerin verildiğine dair kayıt ve belgelerin sunulmadığı, bakım hizmet ve servis hizmetleri gibi hizmetlerin verildiği anda hizmet alanın imzasını taşıyan belgeler ile tevsik edilmesi gerektiği, sadece fatura düzenlenmesinin hizmetin verildiğine delil olmayacağı, rapor kapsamı itibariyle hizmetin verildiğine dair kayıt ve deliller tespit edilemediğinden…” gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna ve ek raporuna karşı itirazlarını sunmalarına rağmen ilk derece mahkemesi tarafından itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini, vericilerin bakım hizmetinin geçmiş yıllarda verilmesi sebebiyle verilen hizmetin tespitinin mümkün olmadığı yönünde görüş bildirilmesine rağmen bugün dahi bakım hizmeti verildiği için vericilerin halen çalışır durumda olduğunu, müvekkili tarafından her zaman düzenlenmesi mümkün olan bakım formu olmamasının bakım hizmetinin verilmediği anlamına gelmeyeceğini, mali müşavir bilirkişinin görüşlerine itirazlarının da kabul görmediğini,, kaldı ki davalının, sözleşmesel ilişkiyi kabul etmesine rağmen mahkemece sözleşmeyi yok sayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, davacı şirket tarafından radyo vericilerine bakım hizmeti verildiğinin ve bunun karşılığında fatura düzenlendiğinin usulüne uygun delillerle ispatlanamamasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarih ve 2017/992 Esas 2019/1053 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 580,36.TL karar harçtan peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 535,96.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 14/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.