Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1943 E. 2021/921 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1943
KARAR NO : 2021/921
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2020
NUMARASI : 2018/1321 Esas 2020/327 Karar
DAVA: Konkordato mühleti istemi
KARAR TARİHİ:10/06/2021
KARAR YAZIM
TARİHİ: 18/06/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2020 tarih, 2018/1321 Esas 2020/327 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; müvekkili firmaların ve gerçek kişi müvekkilinin, hammadde, balık yemi üretimi, balık yetiştiriciliği ve ihracatı işleri ile iştigal ettiklerini, ayrıca İzmir, Aydın, Muğla ve İstanbul illerinde faaliyette bulunan işletmeler de yaklaşık 600 kişi istihdam sağlandığını, 25 bin ton/yıl faal kapasite ile çipura ve levrek balığı üretimi gerçekleştirdiklerini, müvekkillerinin yeterli mal varlığına sahip olmasına rağmen son dönemde yaşadığı nakit sıkışıklığı vadesinde borçlarını ödeyemeyecek duruma geldiğini, sektörün desteklenmesi amacıyla kredi ve teşviklerin devlet tarafından kademeli olarak kaldırıldığını, bu nedenlerle borçlarını ödeyemeyecek hale geldiğini ileri sürerek, öncelikle İİK 287 hükmüne göre müvekkillerine geçici mühlet verilmesini, yine geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğurduğundan geçici mühlet kararı ile birlikte kesin mühlet sonuçlarına hükmedilmesini, geçici mühlet içinde konkordatonun başarıya ulaşması öngörüldüğü takdirde, müvekkili ile alacaklıların konkordato yapabilmesi için 1 yıl kesin mühlet verilmesini, İİK 308/h hükmü uyarınca rehinli alacaklılarla da müzakere ve borçların yapılandırılması işleminin yapılmasını, ön projenin sunulduğunu, risklerin hesaplandığını, konkordatonun tasdik edilmesini, konkordato tasdik kararı ile birlikte İİK 306 uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilmesini, İİK 307 maddesi uyarınca rehinli malların muhafaza altına alınmasını ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE:
İİK’nun 305. maddesinde öngörülen tasdik koşulları oluşmakla;üç tüzel kişi davacılar ve gerçek kişi davacı yönünden konkordato projesi ile kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacak tutarlarının öngörülen her iki nisap çoğunluk tarafından imza edilerek kabul edildiği anlaşılmakla, davacıların konkordato talebinin tasdikine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Alacaklı … vekili 09.07.2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının İİK’nun 308/b maddesine aykırı olarak eksik hükümler ihtiva ettiğini,Yerel Mahkeme dosyasına sunulan komiser raporlarından müvekkil banka dahil bir kısım alacaklının alacağının çekişmeli alacak olduğunun anlaşıldığını,hal böyle iken; Yerel Mahkemece İİK.mad.308/b hükmü uyarınca teminata ilişkin verilen hüküm kısmında hangi alacaklı için ne miktar teminat yatırılması gerektiğine dair hiçbir açıklık yer bulunmadığını,müvekkil banka alacak kayıt dilekçesinde toplam 149.171.541,59. TL ( … ve … nakit ve gayrinakit alacak toplamı) alacağımızın kaydı talep edilmiş ise de işbu alacaklarının 114.617.303,47. TL’si davacı/borçlular tarafından kabul edilmiş olup bakiyesine itiraz edildiğini,dolayısıyla aradaki fark kadarlık alacaklarının itiraza uğramış olmakla çekişmeli alacak haline döndüğünü, İİK.mad.308/b maddesi uyarınca müvekkil banka alacağının çekişmeli kısmı yönünden teminat yatırılmasına karar verilmesi gerektiğini,
Yerel Mahkemece davacı/borçlu … hakkında konkordatonun tasdikine karar verilmiş ve fakat anılan davacı/borçlunun borcunun sadece diğer davacı/borçlu şirketlere kefaletinden kaynaklı olduğundan bahisle ayrıca hüküm verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verildiğini,oysa ki usul hükümleri gereğince her bir davacı yönünden ayrı ayrı hüküm tesis edilmesi gerektiğini,dolayısıyla da işbu davacı yönünden de konkordato projesine uygun olarak borcun ne şekilde ödeneceğinin hüküm altına alınması gerektiğini,
Bu nedenlerle mahkeme kararının yapılacak inceleme sonucu talebimiz doğrultusunda istinaf edilen kısımlar yönünden kaldırılmasını,Yüksek Mahkemece talep gibi İİK.mad.308/b maddesi uyarınca teminata ilişkin ve davacı/borçlu … yönünden de konkordato talebine ilişkin karar tesis edilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;alacaklı … vekilinin istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,İİK’nun 285.ve devamı maddeleri kapsamında açılan mühlet verilmesi ve akabinde konkordatonun tasdiki işlemine ilişkindir.
Mahkemece, 2018/1330 Esas ve 2019/1321 Karar sayılı dosya davacısı …’in iş bu dava dosyasında davacı şirketlerinin yönetim kurulu başkanı ve ortağı olduğu, aynı zamanda bu şirketlerin kullanmış olduğu kredilere kefaleti bulunduğundan, her iki dosyanın birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece, davacılara 15.11.2018 tarihinden başlamak üzere, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacı ile dosyanın Konkordato komiser heyetine verildiği, konkordato komiser heyetinin raporları ile şirketin konkordato projesi uygulandığında tüm borçlarını ödeyebileceği görüş olarak açıklandığı, dosya kapsamından projenin başarıya ulaşılacağı kanaati hasıl olmakla davacı şirkete 15/02/2019 tarihi itibari ile bir yıl kesin mühlet kararı verildiği, 16/01/2020 tarihli karar ile kesin mühletin 15/02/2020 tarihinden itibaren üç ay uzatıldığı görülmüştür.
7226 Sayılı Yasa ve Cumhurbaşkanlığı Kararı uyarınca 22/03/2020 – 15/06/2020 tarihleri arasında sürelerin durmuş olması nedeniyle uzatılmış kesin mühlet süresi içerisinde duruşma günü açılarak konkordato konusunda karar verilmiştir.
Konkordato komiserlerinin gerekçeli raporunu mahkemeye 01/06/2020 tarihinde tevdii etmeleri üzerine, mahkemenin 02/06/2020 tarihli ara kararı ile, tasdik yargılamasına başlanmış olup, konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği hakkında karar verilmek üzere duruşmanın 19/06/2020 günü saat 14.00’te yapılmasına, duruşma gününün İİK.madde 288.uyarınca ilanına, itiraz edenlerin (alacaklılar, borçlu) itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak ilan edilen dosya numarasına bildirmelerine karar verilmiştir.
Mahkemenin ara kararı gereğince, duruşma gününün Basın İlan Kurumu Resmi Portalında 10.06.2020 tarihinde, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 08.06.2020 tarihinde ilan edilmiştir.
İİK’nın 308/a maddesinde; “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilanından itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabilirler. ” denmiştir. Bu kapsamda, borçlu yanında, ayrıca konkordato başvurusunun karara bağlanacağı duruşma öncesinde itiraz eden alacaklılara da konkordato hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurabilme hakkı tanınmıştır. Alacaklılar tasdik kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği ( İİK’nın 306/3 ) tarihten itibaren 10 gün içinde istinafa gidebilme hakkına sahiptir. Sürenin hesabında, ilanın yayımlandığı gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter. Resmi tatil günleri süreye dahil olup, sürenin son günü resmi tatil gününe rastlanması halinde, süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter. ( HMK’nın 92,93 maddesi)
İfade etmek gerekirse, alacaklılar bakımından, konkordato hakkında verilen karara karşı istinafta bulunma hakkı sadece konkordatoya itiraz eden alacaklılar ve oylamada red oyu kullanan alacaklılara aittir. Konkordatoya itiraz etmeyen ve red oyu kullanmayan alacaklıların karara karşı kanun yoluna başvurabilmesi mümkün değildir. İtiraz eden alacaklı, İİK’nun 304.maddesinde ve madde gerekçesinde açıklanmıştır.
İİK’nın 304 maddesi uyarınca konkordatoya itiraz eden alacaklılar itiraz sebeplerinin duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmeleri koşuluyla duruşmada hazır bulunabilirler. Tasdik duruşmasından üç gün önce alacaklıların itirazlarını yazılı olarak bildirmek zorunda olmaları, bu duruşmanın kısa süre içerisinde bitirilmesi amacıyladır. İtiraz etme hakkı bulunan alacaklılar sadece alacaklılar toplantısına katılıp itiraz eden veya itilat süresi içerisinde itiraz eden alacaklılar değil, bu süreçte red oyu kullanmasa da sessiz kalmasına red sonucu bağlanan tüm alacaklılardır. Alacaklılar itirazları ile ya konkordatonun tasdikine engel olmayı ya da konkordato şartlarının kendileri açısından düzeltilmesini isteyeceklerdir. İİK’nın 308/a madde hükmü alacaklıların itirazına önemli bir sonuç bağlamıştır. Madde gereğince konkordato hakkında verilen hükme karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurmak isteyen alacaklının daha önce konkordatoya itiraz etmiş olması gerekir. ( Prof. Dr.Selçuk Özten – Yeni Konkordato Hukuku, sayfa 359)
Bu açıklamaların ışığında somut olaya baktığımızda, alacaklı … ‘nin İİK’nun 304.maddesi kapsamında tasdik yargılaması öncesi, konkordatonun neden tasdik edilmemesi yönünde yazılı itirazlarını sunmadığı anlaşılmaktadır. Alacaklının, sadece alacaklılar toplantısından önce 02.03.2020 tarihli yazılı dilekçesi ile … ve … yönünden nakit ve gayri nakit olmak üzere toplam 114.617.303,47 TL alacak üzerinden oylamaya kabul edilmelerini talep ettiği, mahkemece bu talebin 03.03.2020 tarihli ara kararla kabul edildiği görülmüştür. Alacaklının, 13/03/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısına katılmış olduğu, komiser heyeti tarafından düzenlenen oylama listelerinde red oyu kullandığı belirtilmiş ise de; yapılan incelemede alacaklı …’nin red oyu kullandığına ilişkin imzalı oy pusulasının rapor ekinde bulunmadığı görülmüştür. Bunun üzerine mahkemeye yazılan müzekkereye verilen cevapta; …’nin alacaklılar toplantısında oy kullanmadığı bildirilmiştir.
Bu durumda alacaklı …’nin usulüne uygun olarak tasdik yargılamasına dair itirazlarını sunmadığı ve alacaklılar toplantısında red oyu kullandığı tespit edilemediğinden; İİK’nun 308/a maddesi gereğince istinaf hakkı bulunmamaktadır.
Şu hale göre, istinaf eden alacaklı … vekilinin istinaf başvurusunun İİK’nun 308/a maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2020 tarih, 2018/1321 Esas 2020/327 Karar sayılı kararına karşı alacaklı … vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin İİK’nun 308/a maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin olarak alınan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL karar harcının alacaklı … ‘den alınarak Hazineye irat kaydına, belirlenen bakiye miktar 20,00-TL altında kaldığından Harçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca tahsili için müzekkere yazılmasına yer olmadığına,
3-Alacaklı … vekili tarafından yapılan istinaf masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından istinaf yoluna başvuran alacaklı … vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde İİK’nın 308/a maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/06/2021