Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1882 E. 2022/1829 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1882
KARAR NO : 2022/1829
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2020
NUMARASI : 2019/447 Esas 2020/129 Karar
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan
(İtirazın İptali)
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022

Davacı vekili ile davalılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Şti. lehine diğer davalıların müteselsil kefil olarak yer aldığını ve kredi sözleşmelerinin yapıldığını, asıl borçlunun kredi borcunu ödenmemesi üzerine kredi sözleşmesi kat edilerek borçlu ve kefile Beyoğlu 48. Noterliğinin 01354 yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğ edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, asıl borçlu ve kefiller hakkında İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2019/642 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, alacağın kat ihtarnamesi ile muaccel hale geldiğini, talep edilen faiz oranının sözleşmeye ve yasaya uygun olduğunu, banka hesaplarının incelenmesi ile durumun ortaya çıkacağını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirttiği ve İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2019/642 sayılı takip dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının % 20 icra inkar tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekilinin cevap dilekçesi ile; davacı tarafından açılan davanın ve yapılan icra takibinin haksız olduğunu, davalıların davacıya borcu bulunmadığını, davalıların konkordato talep ettiklerini, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1096 esas ve 2018/1119 esas sayılı dosyalarında davaların devam ettiğini, geçici mehil süresi içinde ödenmeyen taksit bulunmadığını, Beyoğlu 48. Noterliğinin 01354 yevmiye nolu ihtarnamesi ile ödenmeyen 36.550,47 TL nin geçici mehil içinde olan 03.10.2018 tarihinden itibaren faiz talep edildiğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin kararı ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1096 esas ve 2018/1119 esas sayılı dosyalarında kararın kaldırılmasına karar verildiğinden bu kararların kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, borcun ispat edilemediğini ve borcun faize faiz işletmek suretiyle belirlenmesinin yasaya uygun olmadığını, talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu belirttiği ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
” Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; yanlar arasında kredi ilişkisinin varlığına dair uyuşmazlığın bulunmadığı, uyuşmazlığın; davalıların, davacı bankaya kredi borcu olup olmadığı, bir kısım davalıların kefalet ilişkilerinin geçerli olup olmadığı, sorumluluk miktarlarının tespiti ile davacının, davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı ve talep edilen faiz oranı ve miktarının yerinde olup olmadığının tespiti noktalarında toplandığı anlaşılmakla, mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalıların davacı bankadan kredi çektikleri, ancak kredi borçlarını zamanında ödememeleri nedeniyle Beyoğlu 48. Noterliğinin 01354 yevmiye nolu ihtarnamesi ile borçlu ve kefillere 845-81005418 nolu Ticari Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan ve muaccel hale gelen kredi borçlarının ödenmesinin aksi halde yasal yollara gidileceğinin ihtar edildiği, ihtarnamenin borçlu ve müteselsil kefillere usulüne uygun tebliğine rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2019/642 sayılı takip dosyası ile davacı banka tarafından davalılar aleyhine dayanak kredi sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen kredi borcunun tahsili amacıyla 37.673,03 TL asıl alacak için icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara tebliği ile süresi içinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, dava konus alacağın taraflar arasında yapılan kredi sözleşmesinin son taksidine ilişkin olduğu, taksidin vadesinin 03/10/2018 tarihi olduğu, Beyoğlu 48. Noterliğinin 01354 yevmiye nolu ihtarnamesi ile borcun 03/10/2018 tarihi itibariyle 36.550,47 TL asıl alacak bakımından kat edildiği, her ne kadar davalı şirketler hakkında konkordato talebinde bulunulmuş ise de geçici konkordato sürecine ait İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1096 esas 2019/1539 karar sayılı dosyasının 21/12/2018 tarihinde ret ile sonuçlandığı, İzmir BAM 17. Hukuk Dairesinin 21/03/2019 tarih ve 2019/551 esas 551 karar sayılı dosyası ile kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararından sonra dosyada 2019/67 esas üzerinden devam edildiği, dosyanın istinaf aşamasında olduğu, davacı tarafından davaya dayanak icra takibinin 21/01/2019 tarihinde yapıldığı, takip tarihi itibarıyle konkordato talebinin reddi nedeniyle geçici mühletlerin de kalkmış olduğu, davalılar bakımından icra takibi yapılmasının mümkün hale geldiği, taraflar arasındaki kredi sözleşmesi gereğince davacı banka hesaplarına itibar edileceğinin kabul edildiği anlaşılmakla davanın kabulüne ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının düzeltilmesi gerektiğini, hükmedilen icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiğini, icra inkar tazminat miktarının hatalı olduğunu, kararın kısmen kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, asıl alacağın tespiti bakımından 04/10/2019 tarihli Bk …’ın raporuna itibar ettiğini, ancak söz konusu rapordaki alacak tespitinin hatalı olduğuna yönelik beyanları ve itiraz ettikleri hususlarda ek rapor alınması taleplerinin karşılanmadığını ve bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı halde karar verildiğini, hesap kat ihtarnamesinde ve takip dosyasında; konkordato geçici mühlet dönemine tekabül eden dönem için de faiz işletilmiş olduğunu, bu husustaki itirazların da dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, faiz işletilmesinin, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğunu, inkar tazminatı yönünden, davalı şirketin takibe kötüniyetli itiraz ettiği söylenemeyeceğini ve icra inkar tazminatı taleplerinin de reddedilmesi gerektiğini, konkordato dava dosyasının kesinleşmesi beklenmeden karar verilmemesi gerektiğini, çünkü her iki davanın da sonucu işbu davayı etkileyecek mahiyette olduğundan sonucunun beklenmesi gerektiğini, bu nedenlerle kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davalılar vekili tarafından Dairemize sunulan 21.09.2022 tarihli dilekçe ile İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/447 esas 2020/129 karar sayılı itirazın iptali davasının konusu olan İzmir 6.İcra Müdürlüğünün 2019/642 E.sayılı dosyası borçlularının takibe vaki itirazlardan feragat ettiklerini, bu sebeple davanın konusuz kaldığının beyan edildiği görülmüştür.
Yerel mahkeme kararından sonra İzmir 6.İcra Müdürlüğünün 2019/642 E.sayılı dosyasına davalı borçlular tarafından verilen 21.09.2022 tarihli dilekçe ile icra takibine vaki itirazlarından feragat ettiklerinden dolayı icra takibinin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığın” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığınıda tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
HMK’nın 331/1 maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Mahkemece dava açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğu diğer bir deyişle hangi tarafın davanın açılmasına sebebiyet verdiği tespit edilerek o taraf aleyhine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre avukatlık ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda icra takibine yapılan itiraz nedeniyle davanın açıldığı, yargılama aşamasında itirazdan feragat edildiği ve davacının davayı açmakta haklı olduğu, davanın açılmasına davalılar sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu oldukları görülmektedir.
Dosyadaki belgelere, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle mahkeme kararından sonra istinaf aşamasında itirazın iptali davasına dayanak icra takibine yapılan itirazdan davalılar tarafından 21.09.2022 tarihli dilekçe ile vazgeçilmesi nedeniyle takibin kesinleştiği anlaşılmakla dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden davacı ve davalı vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin ve davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının KABULÜ ile İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/02/2020 tarih ve 2019/447 Esas 2020/129 Karar sayılı hükmün HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
1-Davacı tarafın yatırmış olduğu 54,40 TL istinaf karar harcının davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yolu harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalılar tarafından yatırılan 657,21 TL istinaf karar harcının davalılara iadesine,
4-Davalılar tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yolu harcının davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 27,50 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf edenler yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
II-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan itirazın iptali davası konusuz kaldığından davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Takip ve dava değeri 38.484,13 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 464,80 TL harçtan alınması gerekli maktu karar harcı 80,70 TL’nin mahsubu ile 384,10 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan başvurma harcı 44,40 TL, tebligat posta gideri 122,50 TL, bilirkişi ücreti 400,00 TL olmak üzere toplam 566,90 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/11/2022