Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/161 E. 2022/1502 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/161
KARAR NO : 2022/1502
KARAR TARİHİ: 29/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2019
NUMARASI : 2018/882 Esas ve 2019/1199 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2022
Davalılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu …. Şti. firması A.O.S.B. Şubesinden Genel Kredi Sözleşmeleri gereği kredi kullanmış, davalı … ‘in kredilere müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, krediler ödenmediğinden borçlulara ihtarname keşide edilmiş, ihtara rağmen ödeme yapılmadığından davalılar aleyhine İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2018/4829 E. sayılı dosyasında ilamsız, İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2018/4501 E. sayılı dosyasında tahsilde tekerrür olmamak üzere rehin takiplerine başlanmış, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2018/4829 E. sayılı dosyasında 1, sıradaki davalı 32.857,40-TL olan rehin teminat altına alınan alacak dışındaki tutar ve ferilerinden sorumlu olmak kaydı ile itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra–inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın ödeme emrinde kredi sözleşmesine dayanarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla birtakım alacaklar yönünden beyanda bulunmuşsa da davalı ile banka arasındaki borcun kaynağına ilişkin detaylı bir açıklamada bulunmadığını, borcun muaccel olduğu yönündeki iddiaların da kabulünün mümkün olmadığını, sözleşme görülmediğinden geçerli bir kefalet sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceğini, borç kalemlerinin gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…davacı ile davalı asıl borçlu … arasında 09/04/2012 düzenleme tarihli, 300.000,00 TL limitli genel kredi taahhütnamesi ve 27/03/2013 düzenleme tarihli, 450.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeyi diğer davalı …’in müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefaletin usulüne uygun olarak el yazısı ile kefalet tarihi, kefalet limiti, kefalet türü yazılmak suretiyle eş muvafakati de alınarak usulüne uygun olarak yapıldığı, dolayısıyla davalı …’in kefaletinin geçerli olduğu, kefalet limitinin ise 750.000,00 TL olduğu, kredi ödemelerindeki aksamalar üzerine kredi hesapları kat edilerek davalılara ihtarname keşide edildiği, davalıların 15/01/2018 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri, davalı şirket adına kayıtlı olan ve rehinli olan araçlarla ilgili olarak davacı bankanın davalı şirket hakkında ayrıca İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2018/4501 sayılı dosyası ile menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı, davamıza konu olan İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2018/4829 sayılı dosyasının ve İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2018/4501 sayılı dosyası ile menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takibin davacı banka tarafından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açıldığı, dolayısıyla mükerrer takibin söz konusu olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca davanın kısmen kabulüne, alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, davacı tarafından müvekkillerine gönderilmiş geçerli bir muacceliyet ihtarı bulunmadığını, icra inkar tazminatının yersiz olduğunu, alacağın likit olmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; genel kredi sözleşmesine dayalı başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği, davalılar vekilinin 21/07/2022 tarihli e imzalı dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiği görülmüştür.
Davalılar vekilinin Karşıyaka 6. Noterliğinin 16/12/2015 tarihli ve 22136 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan veya kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu görülmüştür.
Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK’nın 349. maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 349. maddesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davalıların yatırmış olduğu;
a-148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
b-2.928,00 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalılara ödenmesine,
3-İstinaf eden davalıların yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 29/09/2022