Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1557 E. 2022/1852 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1557
KARAR NO : 2022/1852
KARAR TARİHİ: 10/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2020
NUMARASI : 2019/675 Esas ve 2020/286 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.07.2018 tarihinde davalıya kablo siparişi verildiğini ve 10.000,00 TL ön avansın davalı şirkete banka havalesi ile gönderilmesine rağmen ürünlerin teslim edilmediğini, siparişin verilmesinden 5 ay sonra davacının hala teslim edilmeyen kablolar için Ankara 16. Noterliğinin 00099 yevmiye nolu ihtarnamesi ile peşinatın iadesinin talep edildiğini ve kablo almaktan vazgeçtiğini bildirdiğini, davalının cevabi ihtarında ürünlerin 10.08.2018 tarihinde teslim edildiğini ve fatura düzenlendiğini bildirdiğini, parayı iade etmediğini, davacı tarafından herhangi bir ürün teslimi yapılmadan fatura düzenlendiğini, davalının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldığı parayı iade etmesi gerektiğini belirttiği, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliğine ve kablo bedeli olarak ödenen 10.000-TL nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacı tarafça sipariş edilen ürünlerin 10.08.2018 tarihinde hazır edildiğini ve sözleşme gereği malların davalıya ait depodan teslim alınacak olması nedeniyle irsaliye faturası düzenlenmediğini, tüm işlemlerin tarafların anlaşmaları doğrultusunda yerine getirildiğini, malların istenilen özellikte olduğunu, malların davacı tarafından teslim alınmaması nedeniyle davalının mağdur olduğunu belirttiği ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “… yanlar arasındaki uyuşmazlığın davalının davacıya 26.07.2018 tarihli satış teklifi ve siparişi nedeniyle borcu olup olmadığının tespiti ile noktalarında toplandığı anlaşılmakla; davacı ve davalı şirket arasında bir kısım kablo, makara ve beton direklerin alımı konusunda 26/07/2016 tarihli mutabakat belgesinin düzenlendiği, buna göre davacı tarafın sipariş sonrası 01/08/2018 tarihinde 10.000,00 TL peşinatı banka yoluyla davalıya gönderdiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı taraf sözleşme gereği kendilerine teslim edilmesi gereken malları teslim edilmediğinden dolayı davalı aleyhine dava açmış ise de taraflarca yapılan mutabakat belgesi içeriğine göre sipariş konusundaki şartların kabul edildiği, buna ilişkin olarak davacı tarafın 10.000 TL peşin avansı yatırdığı” malzemenin teslim haberinde bakiye ücretin peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ancak davacı tarafın malın teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmeden dönerek ödediği peşinatın iadesi istemiyle dava açtığı, mutabakat gereğince teslim haberinin malların hazırlanmasını takiben davalı şirket tarafından karşı şirket yetkilileri aranmak suretiyle karşı tarafa bildirildiği, teslim haberinin verildiği, ancak davacının buna rağmen süresi içerisinde hazırlanan ve teslime hazır olduğu belirtilen malları teslim almadığı, Borçlar Kanunu 106 maddede düzenlenen alacaklının temerrüdü hükümlerinin olayda gerçekleştiği, davacının edim kendisine süresinden önce önerilmesine rağmen haklı bir sebep olmaksızın kabulden kaçındığı anlaşılmakla, sözleşmenin geçersizliğinin öne sürülemeyeceği ve buna bağlı olarak yapılan peşinatın iadesi talebi hukuka uygun olmadığından davanın reddine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tacirler arasında ihtar ve ihbarın telefonla yapılamayacağını, kaldı ki gönderilen mail’in ürünlerin teslim tarihinden çok sonra gönderildiğini, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; faturaya dayalı alacak davasıdır.
Mahkemece verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği, davalı vekilinin 08/09/2022 tarihli e imzalı dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinini Ankara 66. Noterliğinin 14/10/2015 tarihli ve 22216 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan veya kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu görülmüştür.
Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK’nın 349. maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 349. maddesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu;
a-148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
b-54,40 TL istinaf karar harcının istemi halinde davacıya ödenmesine,
3-İstinaf eden davalının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2022