Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/115 E. 2023/1497 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/115
KARAR NO : 2023/1497
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2019
NUMARASI : 2018/54 Esas 2019/569 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/09/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … San ve Tic A.Ş.’nin müvekkili şirket nezdinde “yurt içi taşıyıcı mali mesuliyet sigorta poliçesi” ile sigortalı olduğunu, Gebze’den Balıkesir’e gönderilmek üzere yüklemesi yapılan 15 palet muhtelif cins ve ebatta kozmetik, temizlik, gıda, deterjan ve sair ürünler emtiasının … plakalı araç ile davalının sorumluluğu altında taşındığını, ancak emtiaların alıcısına teslim edilmediğinin tespit edildiğini, emtialarda meydana gelen hasara istinaden ekspertiz raporu düzenlendiğini ve alıcısına teslim edilmeyen emtialarda 60.639,01 TL zarar belirlendiğini, bu tutarın dava dışı sigortalıya ödendiğini, TTK.’nun 875 ve 1471.maddeleri uyarınca davalı taşıyıcının bu zararı müvekkiline ödemek zorunda olduğunu, bunun üzerine Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğü’nün 2017/1266 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu bildirerek sözü edilen icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davalı … cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesi ile; yük taşınan … plakalı aracın kendisine ait olduğunu, özürlü olduğu için aracı kullanamadığını, olay tarihlerinde aracı …’ya kiraya vermiş olduğunu, dava konusu taşıma işinin tamamen … ve dava dışı sigortalı şirketin anlaşmalar sonucu gerçekleştiğini, kendisinin sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Tüm dosya içeriği ve delillerin, dava dışı … A.Ş.’den irsaliyeli fatura örnekleri, bilirkişiler kök rapor ve ek raporunun değerlendirilmesi sonucunda:
Davacı sigorta şirketi ile dava dışı … San ve Tic. A.Ş.arasında akdedilen 01.01.2016/01.01.2017 vadeli yurtiçi taşıyıcı mali mesuliyet poliçesi ile yıllık toplam 3.000.000.000,00 TL ve sefer başına 5.000,00 TL tutarında yükleme, boşaltma, aktarma, araç ile birlikte çalınma, hırsızlık ve ıslanma ana risklerinin teminat altına alındığı, ayrıca özel şarta istinaden sefer başına 100.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere emniyeti suistimal ve gasp rizikolarının da teminat altına alındığı,
Dava dışı sigorta ettiren şirketin 09.02.2016 tarihinde Gebze tesislerinden Balıkesir’de bulunan 6 Eylül Mağazasına götürülmek üzere sürücü … idaresindeki … plakalı araca yüklenen gıda ve temizlik malzemelerinin araç sürücüsünün emniyeti suistimal suretiyle hasara uğrattığı ve malları bir başkasına sattığı belirgindir.
Davalı …, … plakalı aracın hem maliki hem de işleticisi olup, üçüncü kişinin hasarını tazmin eden davacı sigorta şirketine karşı oluşan zarardan sorumludur.
Bu meyanda, davalı öncelikle davacı şirketin sigorta ettirene ödediği 60.639,01 TL tutardan sorumludur. Keza, davacının dava dışı sigorta ettiren şirkete 60.639,01 TL tutarı ödediği 13.05.2016 itibari ile davalının temerrüde düştüğü ve bu tarihten 30.12.2016 tarihine kadar geçen dönem (231 gün) için cari %10,50 yıllık avans faizinin, 31.12.2016 tarihinden icra takip tarihi 20.01.2017’ye kadar geçen dönem (21 gün) için cari %9,75 yıllık avans faizinin davacı tarafından hak edildiği aşikârdır. Bu çerçevede, icra takip tarihi itibari ile işlemiş faiz tutarı: 60.639,01 TL x 231 x 10,50 / 360 x 100 = 4.085,55 TL; 60.639,01 TL x 21 x 9,75 / 360 x 100 = 344,88 TL olmak üzere toplam 4.430,43 TL’dir. Ne var ki taleple bağlılık ilkesi gereğince işlemiş faiz tutarının 4.395,91 TL olarak kabulü gerekir.
Her ne kadar davalı, aracı olay tarihinde …’ya kiraya verdiğini, kendisinin sorumluluğunun bulunmadığını, kira sözleşmesinin Avukat …’dan olduğunu savunmuş ise de; davalı tarafından kira ilişkisi ile ilgili olarak aracın kiracıya teslim belgesi, kira parasının tahsiline ilişkin kayıt ve belge, yine muvazaadan âri geçerli bir kira sözleşmesinin sunulmamış olması karşısında Avukat …’ın tanık olarak dinlenmesi talebi ve zarardan sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki davalı savunması hukuka uygun görülmemiştir.
Bu itibarla, davacının davalıdan icra takip tarihi itibari ile 60.639,01 TL asıl alacak ve 4.395,91 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 65.034,92 TL alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Buna karşılık, haklılık durumunun yargılamadan önce belirlenebilmesinin mümkün olmaması, savunmanın içeriği ve özelliği gözetildiğinde alacağın likit nitelikte bulunmamasına göre, davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. ” gerekçesi ile;
“Davanın KABULÜNE,
Davalının Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2017/1266 E.sayılı dosyası ile yapılan 65.034,92 TL’lik takibe yönelik haksız itirazının İPTALİNE,
Takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 60.639,01 TL’sına takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülerek DEVAMINA,
Haklılık durumunun yargılamadan önce belirlenebilmesinin mümkün olmamasına göre, davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; gerek sigorta şirketi tarafından gerekse … şirketi tarafından kendisine süresinde ihbar yapılmadığını, ihbar yapılsa zararın doğmasını ve azalmasını önlemesinin mümkün olacağını, bu itirazının dikkate alınmadığını, bilirkişi itirazı olarak değerlendirildiğini, bilirkişi raporuna esas olan faturanın sahte olarak bastırıldığını ve imzalandığını, davacı … şirketi ile hiç iş ilişkisine girmediğini, imza incelemesi yaptırılması gerektiğini, … ile aralarında kira kontratı olduğunu, bu kontratın geçerli görülmediğini, tanıklarının dinlenmediğini ve savunma hakkının kısıtlandığını, mağdur olduğunu, istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: yurtiçi mali mesuliyet sigortasına dayalı sigortacının açtığı itirazın iptali davasıdır.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
TTK’nın 875/1. maddesine göre: taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Davalının fiili taşıyıcı olarak taşınan emtianın ziyaından sorumlu tutulması sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan sorumluluktur.
Somut olayda ; davacı sigortanın sigortalısı taşıyıcı, davalı ise alt taşıyıcı konumundadır. Alt taşıyıcı davalı nakliyeyi yapan aracın maliki ve işleteni olduğundan taşımayı gerçekleştiren şoför …’nın eylemlerinden sorumludur. Dolayısıyla nakliye konusu malların teslim edilecek yere teslim edilmediği her iki tarafında kabulünde olduğuna göre, davalı tarafça aracının taşımayı gerçekleştiren …’ya kiraladığına ilişkin kira sözleşmesini sunamamış olmasına ve dava konusunun miktarına göre ilk derece mahkemesince tanık dinlenmemesinin de yerinde olmasına göre davalının istinaf itirazları yerinde değildir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun denetime elverişli ve açık olmasına, malların teslim edilmediğinin her iki tarafında kabulünde olmasına, malların taşındığı aracın davalı adına kayıtlı olmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/10/2019 tarih, 2018/54 Esas ve 2019/569 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 4.442,53 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 1.110,63 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 3,331,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 12/09/2023