Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1133 E. 2022/363 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1133
KARAR NO : 2022/363
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI : 2019/714 Esas, 2020/25 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 24/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/02/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında fatura alacağından kaynaklı ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalı borçlu şirket tarafından aleyhine başlatılan İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2019/9293 sayılı icra dosyasına yapılan itirazın haksız olduğunu para borcunun TBK 89. madde gereğince alacaklının ikametgahında ödeneceğini, akdi ilişkiye itiraz edilmediğini, mutabakat beyanı bulunduğunu beyanla itirazın kaldırılarak takibin devamına ve borç likit olduğundan %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin adresinin Ankara olması nedeniyle Ankara icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, fatura konusu malların kendilerine teslim edilmediğini, teslim edilmeyen mallar için fatura kesilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE: İddia ve savunma ışığında mahkememizce yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamından, mal satışı ve buna dayalı olarak düzenlendiği anlaşılan fatura nedeniyle taraflar arasında borç ilişkisi bulunduğunun iddia edildiği, davalı tarafça bu ilişkinin kabul edilmediği, faturaya dayanak mal tesliminin yapılmadığının ileri sürüldüğü, bu haliyle bir sözleşme ilişkisinin varlığının iddia ve ispat edilmediği, davalı şirketin dava ve takip tarihi itibariyle Ankara ilinde ikametinin bulunduğu, 6100 sayılı HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerinin icra takiplerinde yetkiye ilişkin olarak kıyasen uygulanması gerektiğinin zorunlu bulunduğu, bu itibarla yasanın 6. maddesindeki genel yetki kuralınca takibin davalının yerleşim yerindeki icra dairesinde yapılması gerektiği, davalı tarafça icra takibine itiraz edildiğinde icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiği ve yetkili icra dairesinin gösterildiği anlaşılmaktadır. Şu halde icra takibi yetkisiz icra dairesinde yapılmış ve bu husus davalı tarafça ileri sürülmüştür. İtirazın iptali davasında, yetkili icra dairesinde yapılmış bir takibin bulunması dava şartıdır ve bu şart olmaksızın açılmış bulunan eldeki dava reddedilmelidir. Takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı anlaşılarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı tarafça akdi ilişkiye itiraz edilmediğini, Kavaklıdere Vergi Dairesi cevabı yazısından takibe konu faturanın davalının BA formlarında kayıtlı olduğunu, müvekkili şirketin Bornova/İzmir adresinde faaliyet gösterdiğini, davalı şirket yetkilisi … tarafından faturaya Mutabıkız beyanı ile onay verilmiş olduğunu, itirazın haksız olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağına dayalı takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
İzmir 22.İcra Müdürlüğünün 2019/9293 Esas sayılı dava dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine fatura alacağına istinaden 8.732,00 TL asıl alacak ve faiz alacağı için ilamsız icra takibi yapıldığı davalı borçlunun süresinde Ankara İcra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmüştür.
Davanın İİK 67. maddede öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürede açıldığı görülmüştür.
Hasan Tahsin Vergi Dairesi cevabı yazısından davacının davalı şirkete 7.400,00 TL fatura düzenlediği ve bunu 2018/3 dönemi BS formunda bildirdiği, Kavaklıdere Vergi Dairesi cevabı yazısından davalının, davaya dayanak 7.400,00 TL’lik faturayı 2018/03 dönemi BA formunda bildirdiği görülmüştür.
Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı fatura olup, taraflarca vergi dairesine faturanın bildirilmiş olmasına, davalı tarafça açıkça akdi ilişkinin değil malların teslim edilmediği yönünde itirazda bulunulmasına göre akdi ilişkinin varlığının kabulü ile dava bu niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkindir. TBK’nın 89/1.(ve HMK’nun 10.maddesi uyarınca alacaklı davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer olan İzmir İcra daireleri ve Mahkemeleri yetkili olduğu halde yanılgılı değerlendirme ile takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığından bahisle dava şartı yokluğundan karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereği mahkeme kararının kaldırılarak işin esasına girilerek yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/01/2020 tarih ve 2019/714 Esas, 2020/25 Karar sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 54,40 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde İADESİNE,
5-İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
7-Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.24/02/2022