Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/107 E. 2023/1568 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/107
KARAR NO : 2023/1568
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2019
NUMARASI : 2019/60 Esas 2019/790 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023

Davacı Müflis … Tic Ve San Ltd Şti adına iflas idaresi vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı Müflis … Ltd. Şti. vekilinin 28.06.2012 harç tarihli İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/172 (yeni esas 2019/3) Esas sayılı dosyasında açmış olduğu davada dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 782.531,95 Euro değerindeki emtiayı İzmir Limanı’ndan Libya’daki Bingazi Limanı’na teslimini, oradan da alıcısına bırakılması işini üstlendiğini, anılan emtianın taşıma rizikolarına karşı davalı tarafından sigorta örtüsüne üstlendiğini, anılan emtianın taşıma rizikolarına karşı davalı tarafından sigorta örtüsüne alındığını, poliçenin depodan depoya emtia değerinin %220’sine kadar tüm riskleri kapsadığını, harp ve grev klozunu da içerdiğini, 60 günlük süre dolmadan çıkan iç olaylar ve savaş nedeniyle Bingazi Limanı’nın kapatıldığını, muhalif güçlerin eline geçtiğini, malların çıkışının engellendiğini, müvekkilinin bırakma beyanında bulunduğunu, 02/11/2011 tarihli ihtarname ile durumu davalıya bildirdiğini, 03/11/2011 tarihinde bu tebligatın yapıldığını, sigorta tazminatının ödenmediğini, tahsili için icra takibi başlatıldığını, itirazla takibin durduğunu ileri sürerek, icra takibinin iptaline, takibin devamına ve % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi vererek, emtianın 02/02/2011, 11/02/2011 ve 15/02/2011 tarihlerinde Bingazi Limanına indirildiğini, kloza göre teslim edilmeme halini de kapsadığını, 60 günlük çekme süresi dolmadan iç olaylar ve savaş nedeniyle limanın kapatıldığını, el konulan emtianın çekilemediğini, fiilen hasar meydana gelmese de savaş nedeniyle ekonomik değerini kaybettiğini, zamanında sigorta tazminatı ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin ekonomik dengesinin bozulduğunu, mal bedelinin bir kısmını 18/03/2013 tarihinde alıcıdan tahsil ettiğini, ancak, bu süreçte müvekkilinin krediler kullandığını, vade farkı ödediğini, 790.510,28 TL zararın meydana geldiğini belirterek, 889.883,17 TL’lik kısım için davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 790.510,28 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekilinin 07.09.2012 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın … AŞ ve … AŞ ye ihbarını istediklerini, TTK m.1420 gereğince bırakma hakkının koşullarının oluşmadığını, el koymanın gerçekleşmediğini, sadece ekspertiz raporuna dayalı talepte bulunulduğunu, rizikonun gerçekleşmediğini, herhangi bir tazminat ödeme koşulunun oluşmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE: ”…Dava: sigorta poliçesindeki bırakma hakkına dayalı olarak açıldığı belirtilen tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2012/1671 esas sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı … Ltd. Şti. takip borçlusu … A.Ş aleyhine 06.02.2013 tarihinde 824.828,60 Euro karşılığı 1.905.354,07 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, borçluya ödeme emrinin 07.02.2012 tarihinde yapıldığı ve borçlunun 13.02.2012 tarihinde itiraz ederek takibi durduğu ve işbu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu poliçeler sunulmuş, sigorta ettirenin davacı, sigortacının davalı olduğu, Türkiye/İzmir – Libya/Bingazi konteyner taşımasına ilişkin bulundukları, bir takım klozları içerdiği ve poliçelerin geçerli oldukları belirlenmiştir.
Davacının ibraz ettiği emtialara ilişkin satış faturaları, ekspertiz raporu ve yükleme belgeleri incelenmiştir. Ekspertiz raporunda emtianın Bingazi Limanı’nda ve konteyner stok alanında tutulduğunun tespit edildiği, yeni yönetimce el konulduğu ve millileştirme işlemlerinin başlanacağı bilgisinin alındığı açıklanmıştır.
Davacının 6762 Sayılı Kanunun 1420. maddesi uyarınca bırakma beyanına ilişkin 02/11/2011 keşide tarihli noter ihtarnamesi sunduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasındaki elektronik yazışmalar ile taşınan konteynerlerin renkli fotoğrafları sunulmuş, davalının ibraz ettiği ekspertiz raporunda da konteynerlerin herhangi bir fiziksel hasar görmediği, gümrük işlemlerinde bir usulsüzlük olmadığı, emtianın çekilmesi için herhangi bir engelin bulunmadığı görüş olarak açıklanmıştır.
Davacı 17/07/2013 tarihli ıslah dilekçesi vermiş, müvekkilinin yaptığı harcamalara ilişkin bir takım belgeler sunmuştur.
Talimat mahkemesi vasıtasıyla bilirkişi …’den alınan 04.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının satışını yaptığı emtianın İzmir Limanı’ndan, Bingazi Limanı’na taşınması işinin dava dışı firma tarafından üstlenildiği, taşıma sırasında meydana gelecek zararlar için davalı sigorta şirketi ile … (A) teminatını kapsar şekilde sigorta poliçesi düzenlendiği, taşıma sırasında sigortalı emtiada bir hasar meydana gelmediği, Bingazi Limanı’na teslim ile sorumluluğun sona erdiği, harp ve grev riskleri klozunun verdiği teminatın boşaltma limanında sona erdiği, başka bir ifade ile, poliçedeki harp ve grev sonucu uğranacak zararın limanda teslim anına kadar geçerli bulunduğu, teslim olgusu ile sınırlandırıldığı, dolayısıyla davacının bir talep hakkının olmadığı görüşü bildirilmiştir.
Mahkemece (İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince) yapılan yargılama ile davanın 2012/172 esas 2017/303 karar sayılı 10.03.2017 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiş ve bu kararın davacı tarafından İstinaf edilmesi üzerine İzmir BAM 11. Hukuk Mahkemesinin 2017/1887 esas 2018/1666 k. Sayılı 30.11.2018 tarihli kaldırma kararı ile davanın İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararının kaldırıldığı ve İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince 2019/3 esas sayılı 2019/406 K. sayılı karar ile dosyanın İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine 22.03.2019 tarihinde karar verildiği ve davanın mahkememize gönderilerek 2019/60 esas aldığı belirlenmiştir.
Toplanan tüm deliller ve yapılan yargılamaya göre;
Davacının, dava dışı firmanın Libya’daki inşaatlarında montajı yapılmak üzere, alüminyum doğrama, sineklik vs. emtiayı alıcının inşaatına teslimi konusunda sözleşme yaptığı, bu kapsamda satın aldığı emtianın İzmir Limanı’ndan Bingazi Limanı’na taşınması hususunda dava dışı … SA. ile anlaştığı, emtianın ayrı tarihlerde konteyner içerisinde hasarsız bir şekilde ve süresinde Bingazi Limanı’na taşındığı, öncesinde davalı ile düzenlenen poliçeler kapsamında emtianın taşıma risklerini davalı tarafından sigorta kapsamına alındığı, harp ve grev klozu güvencesi dahil, bir takım klozların da eklendiği, emtianın Bingazi Limanı’na tesliminden sonra Libya’daki iç karışıklıklar nedeniyle gümrükten çekilemediği gerekçesiyle davacının 6762 Sayılı TTK’nın 1420 maddesi uyarınca bütün hakları devrederek, bırakma beyanında bulunduğu, davalıdan sigorta bedelinin tamamının ödenmesini talep ettiği, bir ödeme yapılmadığından dolayı icra takibi başlattığı, takibin itirazla durduğu, işbu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, daha sonra 2013 yılında dava dışı alıcının bir kısım emtia bedelini ödediğini bildirerek ıslah dilekçesi vermek suretiyle zamanında ödeme yapılmadığından bahisle zararının tahsilini talep ettiği, yargılama sırasında davacının iflasının gerçekleştiği, ikinci alacaklılar toplantısının yapıldığı ve mahkemece bu toplantının yapılmasının beklendiği belirlenmiştir.
Taraflar arasındaki çekişme, emtia nakliyat sigorta poliçesi uyarınca, davacının, davalıdan tazminat talep etme koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sigorta tazminatının tutarı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı sigorta ettiren, davalı ise sigortacı olup, aktif ve pasif dava ehliyetinin mevcut olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca, dava emtia nakliyat sigorta poliçesinden kaynaklandığı için mahkememiz görevli kabul edilmiş, işin esası incelenmiştir.
Diğer yandan, dava açılış tarihi esas alındığında uyuşmazlığa mülga 6762 Sayılı kanun hükümleri de uygulanması gerekmektedir.
Taraflar arasında davacının Libya’daki alıcısına satışını ve montajını üstlendiği emtianın İzmir Limanı’ndan Bingazi Limanına taşınması sırasında emtianın taşıma rizikolarına karşı sigorta güvencesi verilmesi yönünde geçerli sözleşmeler imzalandığı sabittir. Ayrıca, bu emtianın hasarsız şekilde ve süresinde taşındığı, varış yeri Bingazi Limanı’na teslim edildiği de taraflarca kabul edilmiştir. Davacı taraf, 6762 Sayılı Kanunun 1420 maddesi uyarınca bırakma koşullarının gerçekleştiğini, ayrıca, Libya’daki iç karışıklıklar nedeniyle davalının sorumluluğunun doğduğunu ileri sürmüştür. Anılan hüküm uyarınca, sigorta ettirenin, sigortalı mal üzerindeki haklarını, sigortacıya devrederek sigorta bedelinin tamamını talep edebilmesi için gemi veya malların ambargo edilmiş, muharip bir devlet tarafından müsadere olunmuş veya başka bir suretle bir amme tasarrufuyla alıkonulmuş, yahut deniz haydutları tarafından zaptedilmiş olması sebebiyle sigortanın mevzuu olan şey tehlikeye maruz bulunması ve bu olayların madde hükmündeki coğrafi alanlarda gerçekleşmesi zorunlu olup, sigortalı emtianın Bingazi Limanı’na tesliminden sonra davacı veya dava dışı alıcı tarafından gümrükten çıkan olaylar nedeniyle çekilemediğine dair dosyada tahmine dayalı ekspertiz raporu dışında başkaca bir delil bulunmamaktadır.
Libya’da iç karışıklık sabit ise de Bingazi Limanı’ndaki emtianın 6762 Sayılı TTK’nın 1420 maddesinde açıklandığı şekilde zaptedilmesi veya sigortanın mevzuu olan emtianın tehlikeye maruz kaldığı, ispat edilememiştir. Kaldı ki, davadan sonra alıcısı tarafından emtianın çekildiği, davacıya bir kısım bedel ödendiği hususu davacının da kabulündedir. Zaptetme veya millileştirme vukuu bulmamıştır. Öte yandan, poliçe metninin incelenmesinde, böyle bir durum gerçekleşmiş olsa bile, davalı tarafından harp ve grev risklerine ilişkin teminat, boşaltma limanında sona ermek üzere verilmiştir. Bingazi Limanına emtianın teslim edildiği açıktır. Teslim ile birlikte savaş, iç karışıklık vs durum ile ilgili olarak davalının herhangi bir sorumluluğu da bulunmamaktadır (… – … – (A) m. 6 ve Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi Genel Şartlar m. 2 ) poliçelerde “Harp ve Grev riskleri boşaltma limanında sona ermek üzere ilişik Instıtue War Clauses ve Instıtue Strike Clauses, ve Instıtue War Cancelletion Clauses gereğince teminata dahildir. “hükmü gereği teminatın boşaltma limanında sona erdiği belirlenmiştir. Poliçedeki harp ve grev riski uğranacak zarar limanda teslim anına kadar geçecek süre ile sınırlıdır. Mallar Bingazi limanında teslim edilmekle sorumluluk sona ermiştir.
Islah edilen hali ile inceleme yapılması için, davalının öncelikle bir sorumluluğunun doğması gerekir. Bu durum karşısında, davacının davasının sübuta ermediği sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; “davacının davasının reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davacı Müflis … Tic. Ltd. Şti. Adına iflas idaresi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı Müflis … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; açık yasa hükümleri karşısında tek bilirkişi tarafından hazırlanan rapora dayanarak hüküm tesis edilmesinde eksik inceleme yapıldığını, Sigorta Hukuku, Borçlar Hukuku ve Ticaret Hukukuna hakim 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmadan sonuca varılmasının eksik inceleme neticesinde kararın verildiğini gösterdiğini belirterek, yerel mahkemenin kararının bozulmasını ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, emtia sigorta poliçesindeki bırakma hakkına dayalı olarak tazminat isteminden kaynaklı icra takibine yapılan itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6762 TTK’nın 1420. Maddesi ” – Sigortalı aşağıdaki hallerde sigorta edilen şey üzerinde haiz olduğu hakları devrederek sigorta bedelinin tamamının ödenmesini istiyebilir:
1. Gemi aşağıdaki maddeler hükmünce gaip sayılırsa;
2. Gemi veya malların ambargo edilmiş, muharib bir devlet tarafından müsadere olunmuş veya başka suretle bir amme tasarrufiyle alıkonulmuş yahut deniz haydutları tarafından zaptedilmiş olması sebebiyle sigortanın mevzuu olan şey tehlikeye maruz bulunur ve bu olaylar;
A) Akdeniz, Karadeniz ve Azak denizinin bütün limanları veya kısımları da dahil olmak üzere bir Avrupa limanında veya Avrupa denizinde vaki olmuşsa altı ay;
B) Ümit ve Horn burunlarının berisinde olmak üzere başka sularda vaki olmuşsa dokuz ay;
C) Bu burunlardan birinin ötesinde olmak üzere başka sularda vaki olmuşsa 12 ay; geçtiği halde gemi ve mallar serbest bırakılmamış olursa.
Bu müddetler kazanın 1377 nci madde gereğince sigortacıya sigortalı tarafından bildirildiği günden itibaren hesap olunur.” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. Maddesine göre ;“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
Davacı dava dilekçesi ile deniz taşımacılığı emtia sigorta poliçesine dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali ve tazminat talebinde bulunmuş, 16/07/2013 tarihli ıslah ile sigorta hukukundan doğan yükümlülükler yerine getirilmediğinden ötürü kredi çekilmesi ve vade farkı ödenmesinden doğan zararın tazminini istemiştir. Davalı davanın reddini talep etmiştir. Davacı tarafça sigortalı emtianın Bingazi Limanı’na tesliminden sonra davacı veya dava dışı alıcı tarafından gümrükten çıkan olaylar nedeniyle çekilemediğine dair 12/08/2011 tarihli ekspertiz raporu sunulmuş ise de davalı tarafça sunulan ekspertiz raporunda konteynerlerin herhangi bir fiziksel hasar görmediği, gümrük işlemlerinde bir sıkıntının olmadığı, emtianın çekilmesi için herhangi bir engelin bulunmadığı görüş olarak belirtilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; Bingazi Limanı’na teslim edilen emtianın zaptedilmesi veya sigortanın mevzuu olan emtianın tehlikeye maruz kaldığının ispat edilememesine, davadan sonra alıcısı tarafından emtianın çekilmesine ve davacıya bir kısım bedel ödendiği hususunun davacının da kabulünde olmasına, zaptetme veya millileştirme vukuu bulmamasına, davalı tarafça sigorta hukukundan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediğinden zarar oluştuğunun kanıtlanmamasına, gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına göre müflis davacı şirket vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/07/2019 tarih ve 2019/60 Esas 2019/790 Karar sayılı kararına karşı müflis davacı şirket vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı şirket tarafından alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 225,45 TL’nin davacı şirketten alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı şirket tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/09/2023