Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/104 E. 2023/1230 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/102
KARAR NO : 2023/1300
KARAR TARİHİ : 12/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI : 2015/582 Esas 2019/976 Karar

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;müvekkili ile davalı arasında mal alımına dayalı ticari ilişkinin bulunduğunu, mal bedellerinin ödendiğini, davalıya başka borcunun bulunmadığını, buna rağmen davalının İzmir 12 İcra Dairesi’nin 2014/7758 esas sayılı icra takibini başlattığını, müvekkilinin borca itiraz ettiğini, buna istinaden davalının açtığı itirazın iptali davasında İzmir 4.ATM’nin 2014/716 esas2015/162 karar sayılı 25/03/2015 tarihli kararı ile itirazın süresinde yapılmadığı, takibin kesinleştiği gerekçesiyle ret kararı verildiğini, müvekkilinin davalıdan toplamda 133.084,96-TL bedelle fatura karşılığında ürün aldığını, davalı tarafa belge karşılığında 132.607,00-TL ödeme yaptığını, bu ödemelerin her iki taraf kayıtlarında yer aldığını, davalının itirazın iptali davasına sunduğu 26/08/2013 tarihli 573596 seri nolu 22.650,00-TL bedelli faturanın ve 21/12/2013 tarihli 133849 nolu faturanın müvekkilinin kayıtlarında yer almadığını, bu fatura konusu ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, ayrıca yazılı bir sözleşme olmamasına rağmen davalının vade farkı adı altında faturalara bedel işlediğini ileri sürerek, müvekkilinin İzmir 12 İcra Dairesi’nin 2014/7758 esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine takibin iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacı tarafından dava Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde;davacı tarafından dava dilekçesi eki olarak sunulan faturalar ve cari hesap dökümünde dahi davacının müvekkiline borçlu olduğunun açıkça görüldüğünü, davacının kendisine muhteviyatının teslim edilmediğini ileri sürdüğü 573596 nolu ve 133849 nolu faturaların davacı tarafından kabul edilen faturalar adı altında dava dilekçesi eki olarak sunulduğunu bu nedenle bu konudaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından 132.607,00-TL ödeme yapıldığı iddia edilmişse de delil olarak sunulan ödeme belgelerinin toplam tutarının 104.607,00-TL olduğunu, kaldı ki 31/08/2013 tarihli 3964106 nolu 35.407,00-TL bedelli çekin karşılıksız çıkması üzerine 18/09/2013 tarihli tediye makbuzuyla davacıya iade edildiğini, davacı müvekkilinden 133.084,96-TL tutarında mal aldığını iddia etse de satın aldığı mal bedelleri toplamının 157.798,94-TL olduğunu ve müvekkiline borçlu olduğunu, davacının iddiasını yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…”Bilirkişi … 12/09/2019 tarihli ek raporunda; davalı tarafından düzenlenen ve muhteviyatı davacıya teslimi ispatlanan fatura toplamının 156.535,44-TL olduğunu, davacının ödeme toplamının 112.607,00-TL olduğunu, İzmir 12 İcra Dairesi’nin 2014/7758 esas sayılı takibinde davacının davalıya 43.928,44-TL borçlu olduğunu tespit etmiştir.
Toplanan tüm deliller karşısında; davacı ile davalı arasında inşaat demiri-hazır beton ürünleri satışına ilişkin ticari ilişkinin bulunduğu, İzmir 12.İcra Dairesi’nin 2014/7758 esas sayılı takip tarihi olan 10/06/2014 tarihi itibariyle davalının davacıya 157.798,94-TL toplam tutarlı 19 adet fatura kestiği, bunun 133.884,96-TL tutarlı 17’sinin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından davacıya kesilen 26/08/2013 tarihli 573596 seri nolu 22.650,48-TL bedelli fatura içeriğinin davacıya teslim edildiğinin yargılama sırasında tespit edildiği ancak davalı tarafından davacıya kesilen 21/12/2013 tarihli 133849 nolu 1.263,50-TL bedelli fatura muhteviyatının davacıya teslim edildiğinin sübuta ermediği, böylelikle davacıya içeriğinin teslimi ispatlanan fatura toplamının 156.535,44-TL olduğu, davacının taraflar arasındaki ihtilafa konu bedelinin ödendiği sübuta eren çek dahil yaptığı ödeme toplamının 112.607,00-TL olduğu, böylelikle davacının davalıya 43.928,44-TL borçlu olduğu kanaatine varılmakla, davanın kısmen kabulüne, İzmir 12. İcra Dairesi’nin 2014/7758 esas sayılı takibinde asıl alacaktan dolayı davacının davalıya 43.928,44-TL borçlu olduğunun, bunun dışında kalan 1.280,50-TL asıl alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Şartları oluşmadığından davalının inkar tazminatı ve davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile;
“Davanın kısmen kabulüne, İzmir 12. İcra Dairesi’nin 2014/7758 esas sayılı takibinde asıl alacaktan dolayı davacının davalıya 43.928,44-TL borçlu olduğunun, bunun dışında kalan 1.280,50-TL asıl alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından davalının inkar tazminatı ve davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafla aralarındaki ilişkiye istinaden almış olduğu tüm ürünlerin bedelini ödediğini ve karşı yana hiç bir borcu kalmadığını, yaptığı ödemelerin kayıtlarında yer aldığını, davalı tarafın müvekkille aralarında yazılı bir sözleşme olmamasına rağmen faturalara vade farkı adı altında bedel işlettiğini, davalı tarafça açıkça zarara uğratılmak istendiğini, bu durumda ifa safhasıyla ilgili olan faturaya sonradan vade farkı kaydı konması ve buna itiraz edilmemesi, kanaatimizce, bu kaydın kabul edildiği anlamını taşımadığını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, satımdan kaynaklanan icra takibine karşı menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili, davalıdan toplamda 133.084,96-TL bedelle fatura karşılığında ürün aldığını, davalı tarafa belge karşılığında 132.607,00-TL ödeme yaptığını, davalının itirazın iptali davasına sunduğu 573596 seri nolu ve 133849 nolu faturanın müvekkilinin kayıtlarında yer almadığını, bu fatura konusu ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, ayrıca yazılı bir sözleşme olmamasına rağmen davalının vade farkı adı altında faturalara bedel işlediğini ileri sürerek, takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının davalıdan 133.084,96-TL tutarında mal aldığını iddia etse de satın aldığı mal bedelleri toplamının 157.798,94-TL olduğunu ve müvekkiline borçlu olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece her iki taraf kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi ek raporu dikkate alınarak, davacıya içeriğinin teslimi ispatlanan fatura toplamının 156.535,44-TL olduğu, davacının ödeme toplamının 112.607,00-TL olduğu, böylelikle İzmir 12. İcra Dairesi’nin 2014/7758 esas sayılı takibinde asıl alacaktan dolayı davacının davalıya 43.928,44-TL borçlu olduğunun, bunun dışında kalan 1.280,50-TL borçlu olmadığı yönünde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; bilirkişi raporu ve ek raporunun denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca davacı iddialarını tam olarak ispatlamadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2019 tarih, 2015/582 Esas ve 2019/976 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 225,45‬ TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,

Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 12/07/2023